satılmak - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

satılmak



Bedeutungen von dem Begriff "satılmak" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 6 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
satılmak sell v.
satılmak be sold v.
General
satılmak be priced at v.
satılmak go v.
satılmak turn v.
satılmak retail v.

Bedeutungen, die der Begriff "satılmak" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 79 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
hayırsever bir kurum yararına satılmak üzere biriktirilen kullanılmış eşya jumble n.
çalıntı araba parçalarının (satılmak amacıyla) söküldüğü yer chop shop n.
satılmak için üretilmiş olup sanatsal özellikler de taşıyan gündelik nesne ready-made n.
zenci ve polinezyalıların köle olarak satılmak üzere kaçırılması blackbirding n.
eskiden yünün satılmak için getirildiği şehir veya kasaba wool staple n.
değerli metalin külçe olarak satılmak üzere döküldüğü düz kalıp skillet n.
çok ucuza satılmak go for a song v.
kara borsada satılmak be sold on the black market v.
çok satılmak sell like hot cakes v.
yok pahasına satılmak go for a song v.
ucuza satılmak sell badly v.
aynı paraya satılmak be sold at the same price v.
aynı fiyata satılmak be sold at the same price v.
müzayede ile satılmak be sold at an auction v.
açık artırmada satılmak be sold at an auction v.
açık artırmada satılmak be auctioned v.
müzayede ile satılmak be auctioned v.
(tamamı) satılmak be sold out v.
(belirli bir tutara) satılmak bring v.
(mal) tamamı satılmak clear v.
belirli bir fiyattan satılmak fetch v.
belirli bir fiyata satılmak sell v.
(fiyata) satılmak retail v.
Phrasals
peynir ekmek gibi satılmak take off v.
(fiyata) satılmak retail at v.
(fiyata) satılmak retail for v.
müzayedede satılmak knock down v.
bir fiyata satılmak go for v.
(belirli bir tutara) satılmak bring in v.
(belirli bir fiyata) gitmek/satılmak go for (something) v.
(bir fiyata) satılmak retail at (something) v.
(bir fiyata) satılmak retail for (something) v.
(bir fiyata) satılmak sell at (something) v.
(bir fiyata) satılmak sell for (something) v.
perakende olarak satılmak sell through v.
Colloquial
çalıntı araba parçalarının (satılmak amacıyla) söküldüğü yer chop-shop n.
yeniymiş gibi satılmak be sold as new v.
-e satılmak go for v.
ucuza satılmak be going cheap v.
düşük fiyattan işlem görmek/satılmak be off v.
Idioms
açık artırma ile satılmak go under the hammer v.
açık artırmada satılmak come under the hammer v.
açık artırmada satılmak go under the hammer v.
açık artırmayla satılmak be under the hammer v.
başkasına satılmak change hands v.
çok satılmak go a bomb v.
çok satılmak go like a bomb v.
müzayede ile satılmak come under the hammer v.
müzayede ile satılmak go under the hammer v.
mezatta satılmak go under the hammer v.
su gibi satılmak go like hot cakes v.
peynir ekmek gibi satılmak go like hot cakes v.
peynir ekmek gibi satılmak sell like hot cakes v.
peynir ekmek gibi satılmak sell like hotcakes v.
peynir ekmek gibi gitmek/satılmak go like hot cakes v.
su gibi satılmak sell like hot cakes v.
çok ucuza satılmak sell for a song v.
yok pahasına satılmak sell for a song v.
(ev/bina) satılmak üzere under offer [uk] expr.
Trade/Economic
satılmak üzere inşa edilen gayrimenkuller immovable property constructed for resale n.
satılmak üzere satın alınan mallar goods purchased for resale n.
açık artırma ile satılmak come under the hammer v.
belirli bir fiyata satılmak go for a price v.
belirli bir fiyata satılmak fetch a price v.
hemen satılmak be sold readily v.
ihaleyle satılmak be sold by tender v.
kolayca satılmak be sold readily v.
perakende satılmak retail v.
toptan satılmak wholesale v.
hem kitapçılarda hem de kitapçı olmayan perakende satış yerlerinde satılmak üzere tasarlanmış mass-market adj.
Industry
kesim, işleme ve perakendecilere dağıtım ayakları bulunan, gelecekte satılmak üzere etin ambalajlandığı toptancılık meat-packing business n.
yünü satılmak üzere paketlemek için balyalar halinde bir araya getiren kimse wool winder n.
Computer
alan adının bir başkası tarafından alınması veya ileride satılmak amacıyla kötü niyetli kişilerin benzer alan adlarını tescil etmesi cybersquatting n.
Textile
ünlü bir moda tasarımcısının kaliteli mağazalarda satılmak üzere yaptığı giysiler diffusion line n.
Woodworking
kerestelerin satılmak üzere istiflendiği alan lumber yard n.
Automotive
ikinci el arabaların satılmak üzere sergilendiği otopark used-car lot n.
Breeding
satılmak üzere sergilenen hayvanlar yarding n.
Librarianship
ticari amaçlarla satılmak üzere yayınlanan kitaplara ait trade adj.
ticari amaçlarla satılmak üzere yayınlanan kitaplarla ilgili trade adj.