savaş - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

savaş



Bedeutungen von dem Begriff "savaş" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 40 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
savaş battle n.
savaş war n.
savaş warfare n.
General
savaş game n.
savaş campaign n.
savaş fray n.
savaş fought n.
savaş fighting n.
savaş sword n.
savaş wage war n.
savaş crusade n.
savaş wartime n.
savaş fight n.
savaş war n.
savaş conflict n.
savaş strife n.
savaş struggle n.
savaş warfare n.
savaş combat n.
savaş guerre (fr) n.
savaş hostilities n.
savaş action n.
savaş mars n.
savaş mart [obsolete] n.
savaş clash n.
savaş dispeace n.
savaş polemy n.
savaş discord n.
Colloquial
savaş bang-bang n.
savaş fightin n.
Politics
savaş battle n.
savaş bellum n.
Technical
savaş war n.
Military
savaş warfare n.
savaş battle n.
savaş fighting n.
savaş arms n.
savaş engagement n.
savaş service n.
Archaic
savaş field n.

Bedeutungen, die der Begriff "savaş" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
savaş baltası tomahawk n.
savaş gemisi warship n.
savaş hali warfare n.
savaş kışkırtıcısı warmonger n.
General
savaş tutsağı prisoner of war n.
savaş düzenine sokma embattling n.
savaş suçlusu war criminal n.
savaş hattı line of battle n.
savaş hilesi stratagem n.
savaş gibi nedenlerle vatanını terk etmek zorunda bırakılmış kimse displaced person n.
savaş ve edebiyat war and literature n.
savaş alanı field n.
savaş başlığı warhead n.
savaş narası war whoop n.
savaş durumu belligerence n.
savaş atı warhorse n.
yangınla savaş fire fighting n.
savaş gemisi man of war n.
savaş alanı theater of war n.
savaş şarkısı martial music n.
savaş hali state of war n.
savaş esirleri prisoners of war n.
savaş savunması war advocacy n.
bakteriyolojik savaş bacteriological warfare n.
hızlı savaş gemisi cruiser n.
savaş zamanı wartime n.
savaş bakanı secretary of war n.
nükleer savaş nuclear war n.
nükleer savaş başlığı nuclear warhead n.
büyük savaş gemisi capital ship n.
kuzey atlantik kıyılarındaki algonquian kızılderililerdeki savaş şefi veya ikinci şef sagamore n.
savaş çığırtkanlığı yapan kimse warmonger n.
savaş sonrası yaşanan psikolojik bozuluk combat fatigue n.
gerçek savaş shooting war n.
savaş hali warfare n.
savaş alanı shambles n.
savaş boyası war paint n.
savaş bulutları war clouds n.
savaş kazancı booty n.
savaş durumu warfare n.
savaş atı charger n.
soğuk savaş cold war n.
psikolojik savaş pyschological warfare n.
savaş uyarısı warning of war n.
savaş şiiri war poetry n.
savaş narası war cry n.
savaş esiri prisoner of war n.
savaş ganimeti hukuku prize law n.
savaş ilanı war declaration n.
savaş gereçleri ordnance n.
savaş baltası battle ax n.
savaş kışkırtıcısı war hawk n.
savaş sebebi casus belli n.
savaş suçu war crime n.
makedonya savaş birliği phalanx n.
milli savaş civil war n.
savaş uçağı fighter aircraft n.
savaş düzeni alma deployment n.
savaş görmüş kimselerde görülen ruhsal çöküntü battle fatigue n.
savaş öncesi politika prewar politics n.
kadınlar ve savaş women and war n.
edebiyat ve savaş literature and the war n.
savaş dansı war dance n.
savaş atı destrier n.
savaş bilimi strategy n.
japon savaş sanatında evre kyu n.
kimyasal savaş ajanları chemical warfare agents n.
zırhlı ingiliz savaş gemisi dreadnought n.
savaş kışkırtıcısı warmonger n.
ingiliz savaş şiiri english war poetry n.
psikolojik savaş psychological warfare n.
savaş destekçisi advocate of war n.
savaş alanları battlefields n.
savaş baltası hatchet n.
savaş durumu state of war n.
savaş maluliyeti war caused disability n.
terörizmle savaş war on terrorism n.
savaş baltası battle axe n.
düşman ticaret gemilerine saldıran savaş gemisi raider n.
savaş tanrısı war god n.
savaş hukuku law of arms n.
savaş bakanlığı war office n.
savaş malzemeleri munition n.
din uğruna yapılan savaş crusade n.
savaş gücü warpower n.
savaş ve olağanüstü hal mevzuatı war and emergency legislation n.
savaş filmleri war films n.
savaş gemisi filikası launch n.
savaş narası battle cry n.
savaş bakanı secretary of state for war n.
savaş durumu belligerency n.
savaş atı war horse n.
savaş alanı theatre of war n.
savaş bakanlığı department of war n.
savaş hukuku law of war n.
savaş tutsağı pow n.
edebiyatta savaş war in literature n.
savaş tazminatı reparations n.
savaş gazı war gas n.
savaş tehdidi saber rattling n.
savaş esiri pow n.
sinemada nükleer savaş nuclear warfare in motion pictures n.
haklı savaş just war n.
ikinci dünya savaşı ile soğuk savaş arasındaki dönemde doğmuş kimse baby boomer n.
savaş sanatları martial arts n.
savaş helikopteri gunship n.
savaş filmi war movie n.
savaş yardımı war relief n.
nükleer savaş nuclear warfare n.
savaş ve toplum war and society n.
savaş suçu yargılamaları war crime trials n.
savaş muhabirleri war correspondents n.
yugoslav savaş suçu yargılamaları yugoslav war crime trials n.
savaş nedeni act of war n.
savaş başlaması outbreak of war n.
savaş çıkması outbreak of war n.
savaş stratejisi war strategy n.
savaş halindeki taraflar warring parties n.
savaş gereçleri munitions n.
savaş bölgesi theater of war n.
savaş ilanı declaration of war n.
savaş baltası broad axe n.
savaş suçları war crimes n.
savaş düzeni phalange n.
savaş bunalımı battle fatigue n.
savaş sonrası nevroz shell shock n.
savaş sonrası nevroz battle fatigue n.
savaş bunalımı combat neurosis n.
savaş bunalımı shell shock n.
savaş bunalımı combat fatigue n.
savaş sonrası nevroz combat neurosis n.
savaş sonrası nevroz combat fatigue n.
savaş mektubu war letter n.
savaş meydanı battlefield n.
savaş sanatı martial art n.
önleyici savaş preventive war n.
savaş tehdidi war threat n.
savaş tehdidi threat of war n.
antik savaş ancient battle n.
savaş alanı battlefield n.
savaş arabası chariot n.
savaş ilan etme declaring war n.
temsili savaş proxy war n.
savaş baltası battle-axe n.
savaş baltası broad-ax n.
savaş gemisi men-of-war n.
savaş tehditleri sabre-rattling n.
soğuk savaş sonrası dünyası post-cold-war world n.
savaş sonrası politik sahne post-war political scene n.
savaş hendeği trou-de-loup n.
savaş atı war-horse n.
savaş gemisi battleship n.
savaş ya da kaç fight or flight n.
iç savaş civil war n.
savaş hilesi feint n.
savaş çığlığı battle cry n.
savaş riski war risk n.
savaş esiri captive n.
ölümüne savaş war to the death n.
ölesiye savaş war to the death n.
savaş anıtı war memorial n.
ölümüne savaş fight to death n.
savaş başarısı feat of arms n.
savaş tanrısı god of war n.
savaş veya kaç fight or flight n.
savaş ya da sıvış fight or flight n.
savaş öyküsü war story n.
savaş hikayesi war story n.
iç savaş mezarlığı civil war cemetery n.
savaş uçağı warplane n.
savaş treni war train n.
savaş için gerekli kaynaklar sinews of war n.
savaş kahramanı war hero n.
gizli/örtülü savaş covert war n.
teröre karşı savaş the war on terror n.
savaş muhabiri war correspondent n.
savaş yorgunu birlikler war-weary troops n.
savaş bölgelerinde çıkarılan ve savaş düzenini finanse etmekte kullanılan elmas blood diamond n.
savaş bölgelerinde çıkarılan ve savaş düzenini finanse etmekte kullanılan elmas war diamond n.
savaş bölgelerinde çıkarılan ve savaş düzenini finanse etmekte kullanılan elmas dirty diamond n.
savaş bölgelerinde çıkarılan ve savaş düzenini finanse etmekte kullanılan elmas conflict diamond n.
savaş ganimeti spoil of war n.
savaş ganimetleri the spoils of war n.
iç savaş kahramanı civil war hero n.
iyilerle kötüler arasındaki son savaş armagedon n.
tanrı ile şeytan arasındaki son savaş har-magedon n.
iyilerle kötüler arasındaki son savaş har-magedon n.
tanrı ile şeytan arasındaki son savaş armagedon n.
iyilerle kötüler arasındaki son savaş armageddon n.
tanrı ile şeytan arasındaki son savaş armageddon n.
ilan edilmemiş bir savaş an undeclared war n.
savaş ağası warlord n.
savaş ağalığı warlordism n.
savaş amacı war aim n.
savaş sonrası dönem post-war period n.
savaş öncesi dönem pre-war period n.
çetin savaş fierce battle n.
savaş borusu war horn n.
savaş borusu battle horn n.
savaş veya doğal afetten etkilenmiş köy stricken village n.
savaş fotoğrafçısı war photographer n.
savaş sebebi cause of war n.
savaş nedeni cause of war n.
savaş resmi battle piece n.
savaş düzeni battle order n.
savaş emri battle order n.
kazananı kaybedene oranla daha fazla zarara uğratmış savaş cadmean victory n.
kutsal savaş holy war n.
kutsal savaş sacred war n.
savaş vergisi conscription n.
nükleer silah kullanılmayan savaş conventional warfare n.
denizaltılara karşı silahlı savaş gemisi corvette n.
savaş sanatları arts of war n.
savaş tehditleri saber-rattling n.
savaş tehditleri war threats n.
savaş ortamı war environment n.
savaş zırhı suit of armour n.
savaş zırhı coat of mail n.
savaş zırhı suit of armor n.
savaş zırhı cataphract n.
savaş zırhı body armour n.
savaş zırhı body armor n.
çelik savaş miğferi doughboy helmet n.
çelik savaş miğferi tin hat n.
çelik savaş başlığı shrapnel helmet n.
çelik savaş başlığı doughboy helmet n.
çelik savaş miğferi mark I helmet n.
çelik savaş başlığı mark I helmet n.
çelik savaş başlığı tommy helmet n.
çelik savaş miğferi tommy helmet n.
çelik savaş başlığı tin hat n.
çelik savaş miğferi shrapnel helmet n.
çelik savaş başlığı brodie helmet n.
çelik savaş miğferi brodie helmet n.
savaş yanlısı söylem warlike rhetoric n.
savaş gayreti/çabası war effort n.
savaş bölgesi war territory n.
savaş ya da avcılıkta kullanılan bir ok ucu broadhead n.
savaş yönetim modeli wartime regime n.
destansı/epik savaş epic battle n.
savaş muhabiri war reporter n.
savaş ve çocuklar war and children n.
savaş alanı war zone n.
savaş koşulları/şartları conditions of warfare n.
savaş sanatı warcraft n.
savaş robotları war robots n.
savaş simülatörü war simulator n.
savaş simülatörü combat simulator n.
savaş simülatörü battle simulator n.
savaş karşıtı gösteri anti-war demonstration n.
soğuk savaş'ın sonu the end of the cold war n.
2. dünya savaşı sırasında pasifikte yapılan bir savaş tarawa-makin n.
savaş topu cannonball n.
savaş durumu aggressivity n.
iç savaş sonrası güneye göç eden kuzeyli fırsatçılığı carpetbaggism n.
savaş arabası chair n.
savaş alanı champion [obsolete] n.
savaş narası rallying cry n.
kanlı savaş bloody war n.
savaş alanı battlefield n.
savaş sahası battlefield n.
bir tür büyük savaş gemisi remberge [obsolete] n.
savaş eğilimi edge n.
savaş fili birliği elephantry n.
ingiltere'de savaş bölgelerinde yaşamış olanlara verilen bir soyadı battle n.
savaş açan levier n.
savaş taraftarlığı bellicism n.
inanç uğruna yapılan savaş jihad n.
saygın bir donanmadaki mücadeleci savaş gemisi man–of–war n.
savaş düzeni line n.
savaş düzeni line n.
savaş veya yarışta üstünlük mastery n.
maori savaş dansı haka n.
limanlara sahip olup denizi savaş veya ticaret için kullanan milletler martime nations n.
savaş narası whoop n.
savaş suçu blood guiltiness n.
savaş taraftarı bloodletter n.
amerikan yerlilerinde kabile şifacısının sağlık, av, savaş gibi meselelerde arzulanan sonuçları elde etmek için yaptığı büyü medicine n.
iç savaş intestine war [obsolete] n.
kelt mitolojisinde savaş tanrıçası morrigan n.
kelt mitolojisinde savaş tanrıçası morrigu n.
savaş silahlarının ağzı mouth n.
amerikan iç savaş dönemi tarihine hobi olarak ilgi duyan kimse civil war buff n.
(büyük güçler) büyük rakipler arasındaki savaş gigantomachy n.
savaş atı destrer n.
savaş zamanında kenti hava saldırılarına karşı korumak için geceleri ışıkların kısıtlı kullanılması dim-out n.
iş, savaş için gerekli donanım graith [scotland] n.
savaş menzili grith [obsolete] n.
savaş gemisi gunship n.
savaş dulu war widow n.
(hanedan armalarında) asaya enine asılmış savaş bayrağı gonfanon n.
savaş zamanı popüler hale gelmiş küçük tüylü bir oyuncak gonk n.
kıran kırana savaş combat a outrance n.
(savaş gemilerinde denizcilerin kullandığı) kısa ve ağır bir kılıç cutlas n.
(eskiden) orduda ve savaş alanında trampet çalmış genç oğlan drummer boy n.
(abd ordusunda) savaş zamanı gereksinimlerine ilişkin bir tür şartname d-to-p assets required on d-day n.
(abd ordusunda) savaş zamanı gereksinimlerine ilişkin bir tür şartname d-to-p materiel readiness gross requirement n.
demir zırhlı savaş gemisi ironside n.
kısa saplı savaş baltası poleax n.
kısa saplı savaş baltası poleaxe n.
kısa saplı savaş baltası pollax n.
kısa saplı savaş baltası pollaxe n.
bazı kızılderililerde savaş sırasında cesaret göstergesi olarak düşmana vurma veya dokunma geleneği coup n.
antik roma'da savaş uygulamaları, diplomatik müzakereler gibi konularda fikir veren rahipler grubu fecial n.
(özellikle savaş zamanında siyasi veya askeri nedenlerle) hapse atılmış kimse intern n.
(feodal savaş döneminde) saldırı muafiyeti peace of god n.
savaş müziği peanism n.
savaş çığlığı peanism n.
açık savaş plain battle n.
savaş esiri kampı pow camp n.
savaş karşıtı kimse pacificist n.
gayri meşru savaş açma filibusterism [obsolete] n.
savaş gemilerinin bakım sorumluları ordinary [obsolete] n.
savaş arabası süren kimse phaeton n.
savaş zamanı tercihli önceliklendirme priority n.
amerikan savaş tutsaklarına verilen madalya prisoner of war medal n.
önleyici savaş preemption n.
şövalyeye savaş alanında eşlik eden yaver sergeant [obsolete] n.
destansı savaş epic war n.
savaş narası cry n.
savaş çığlığı cry n.
savaş-kıtlık-salgın-ölüm dörtlüsü four horsemen n.
savaş konseyi pretorium n.
savaş çağrısı slogan n.
savaş narası slughorn [obsolete] n.
savaş çığlığı slughorn [obsolete] n.
savaş oyunu shooter game n.
iki tarafın da zararlı çıktığı savaş cadmean victory n.
askerlerin savaş hattından çekilmeye zorlanması pushback n.
çarpışmak (savaş vb) skirmish v.
savaş açmak offer battle v.
başlamak (savaş/yangın) break out v.
savaş çıkarmak pick a war v.
savaş çıkartmak pick a war v.
savaş açmak wage war against v.
birine karşı savaş açmak levy war on v.
savaş görevine çağırmak call for war duty v.
savaş çıkarmak declare war v.
savaş vermek fight v.
savaş başlatmak start war v.
savaş baltası ile vurmak tomahawk v.
savaş kazanmak win a war v.
savaş halinde olmak war v.
savaş açmak wage war on v.
savaş açmak wage war v.
kızıştırmak (savaş/anlaşmazlık vb) escalate v.
savaş ilan etmek declare war v.
savaş malzemesi sağlamak munition v.
savaş halinde olmak be at war v.
savaş düzenine sokmak embattle v.
çembere almak (savaş) pocket v.
(savaş) açmak wage v.
savaş ilan etmek draw a sword v.
savaş ilan etmek take out a sword v.
savaş açmak start a war v.
savaş baltasını çıkarmak dig up the tomahawk v.
savaş açmak begin to fight v.
savaş baltasını çıkarmak unbury the tomahawk v.
savaş baltasını çıkarmak unbury the hatchet v.
savaş yapmak make a war v.
savaş başlatmak start the war v.
savaş patlak vermek (the war) to erupt v.
savaş çıkmak the war break out v.
savaş yapmak fight a war v.
savaş yapmak wage a war v.
savaş kaybetmek lose war v.
dişiyle tırnağıyla savaş vermek get one's teeth into v.
(savaş vb) açmak wage v.
savaş açmak declare war against v.
savaş ilan etmek declare war against v.
savaş tazminatı ödemek pay war compensation v.
ortalığı savaş alanına çevirmek turn somewhere a warzone v.
paraşütle savaş alanına inmek parachute into war zone v.
savaş alanında onurlu bir şekilde ölmek die in the war field with honour v.
savaş eşiğine gelmek be on the brink of war v.
savaş açmak combat v.
savaş yorgunluğu çekmek suffer from combat fatigue v.
(savaş) açmak offer v.
savaş açmak levy v.
savaş hilesi kullanmak manoeuver v.
savaş düzeninde yerleştirmek mount v.
(taarruz veya savaş) başlatıp yürütmek mount v.
(şehri, yerleşimi) savaş veya isyan sırasında yağmalamak loot v.
savaş baltası ile vurmak poleax v.
savaş baltası ile vurmak poleaxe v.
savaş baltası ile saldırmak pollax v.
savaş baltası ile vurmak pollax v.
savaş baltası ile yıkmak pollax v.
savaş baltası ile indirmek pollax v.
savaş baltası ile devirmek pollax v.
kısa saplı savaş baltası pollaxe v.
savaş meydanına çıkarmak field v.
savaş meydanına gitmek field [obsolete] v.
(birincil savaş kuvvetine) ikmal desteği vermek support v.
savaş düzenine girmiş embattled adj.
savaş yorgunu war weary adj.
savaş öncesi prewar adj.
savaş yorgunu warworn adj.
soğuk savaş sonrası post cold war adj.
savaş gemisi naval adj.
savaş mağduru war weary adj.
savaş gemileriyle ilgili naval adj.
savaş karşıtı antiwar adj.
savaş gemilerine ait naval adj.
savaş durumundaki belligerent adj.
savaş ile ilgili war adj.
savaş ile ilgili warlike adj.
savaş gemileri ile ilgili naval adj.
savaş durumuna geçmiş embattled adj.
savaş sonrası nevrozu yaşayan shell shocked adj.
savaş bunalımı yaşayan shell shocked adj.
savaş hazırlığında olan embattled adj.
savaş mağlubu war-worn adj.
savaş mağlubu war-torn adj.
savaş kazanmış war-winning adj.
savaş dışı non-combatant adj.
savaş yorgunu war-weary adj.
savaş halinde belligerent adj.
uğrunda çok canlar verilmiş (savaş vb) dearly-won adj.
savaş yanlısı bellicist adj.
savaş dışı noncombatant adj.
savaş yorgunu battle weary adj.
savaş ile ayrılmış strife-torn adj.
savaş sebebiyle yüreği katılaşmış battle hardened adj.
savaş ve barış bildirgeleri ile ilgili fetial adj.
savaş çıkarmaya hazır trigger-happy adj.
savaş malzemesi sağlanmamış unmunitioned adj.
savaş yanlısı battailant adj.
savaş gibi bellic adj.
savaş yanlısı olmayan imbellic [obsolete] adj.
savaş yanlısı olmayan imbellious [obsolete] adj.
savaş yanlısı olmayan immartial [obsolete] adj.
savaş halinde olan batailled adj.
savaş durumuna geçmiş batailled adj.
savaş düzenine girmiş batailled adj.
savaş karşıtı pacifist adj.
savaş ilanı hususları ile ilgili fecial adj.
savaş kuralları ile ilgili fecial adj.
savaş karşıtı peaceful adj.
savaş çıkarmaya meyilli fighting adj.
(savaş, yarış) şiddetle devam eden flagrant [obsolete] adj.
savaş esiri prisoner-of-war adj.
savaş tutsağı prisoner-of-war adj.
savaş yanlısı prowar adj.
savaş destekçisi prowar adj.
savaş yanlısı stratotic adj.
savaş ile ilgili stratotic adj.
savaş için tasarlanıp sonradan kullanılmasına gerek kalmayan surplus adj.
iki savaş arası interwar adj.
savaş taraftarları olarak hawkishly adv.
savaş düzeninde in battle array adv.
savaş halinde at war adv.
savaş dışı hors de combat adv.
savaş karşıtı bir şekilde pacifistically adv.
savaş anlamına gelen bir son ek -machy suf.
savaş zamanı wt (wartime) abrev.
Phrasals
'- karşı savaş vermek clash against (someone or something) v.
'- karşı savaş vermek clash against something v.
(birine veya bir şeye) savaş açmak campaign against (someone or something) v.
birine savaş açmak declare war on someone v.
birine savaş açmak declare war against someone v.
birine savaş açmak make war on someone v.
savaş/saldırı pozisyonundan çıkmak stand down v.
savaş ilan etmek declare war on someone v.
(bir şeyin, kanunun, mevzuatın) geçmesi için savaş vermek fight (something) through v.
(birine) karşı savaş vermek battle against v.
(birine veya bir hastalığa) karşı savaş vermek battle against v.
(bir yer veya şey) için savaş vermek battle for v.
birine/bir şeye karşı savaş vermek/savaşmak battle against someone or something v.
bir şey için savaşmak/savaş vermek battle for something v.
bir şey uğruna savaşmak/savaş vermek battle for something v.
bir şeyi almak/elde etmek için savaş vermek battle for something v.
yoğun/şiddetli bir savaş vermek battle out v.
(bir şeyin, kanunun, mevzuatın) geçmesi için savaş vermek fight something through (something) v.
geçmesi için savaş vermek fight through v.
(bir şeye) karşı savaş vermek strive against (something) v.
(bir şey) için savaş vermek struggle for (something) v.
(bir şeyle) savaşmak/savaş vermek tussle with (someone) v.
(birine/bir şeye) karşı (savaş, saldırı) açmak/başlatmak wage (something) against (someone or something) v.
karşı savaş açmak/başlatmak wage against v.
(birine/bir şeye) karşı savaş açmak war against (someone or something) v.
(birine/bir şeye) karşı savaş açmak war on (someone or something) v.
(bir şey) için savaş açmak war over (something) v.
(birine/bir şeye) karşı savaş açmak war with (someone or something) v.
Phrases
savaş gemilerini bir geminin pruvası diğerininkini geçecek şekilde manevra etmek cross the t v.
iç savaş yüzünden because of civil war expr.
iç savaş nedeniyle because of civil war expr.
iç savaş nedeni ile because of civil war expr.
iç savaş dolayısı ile because of civil war expr.
kızıl/komünist olmaktansa ölürüm daha iyi anlamında bir soğuk savaş dönemi sloganı better dead than red expr.
Proverb
korkak damgası yememek adına kaybedilen bir savaşta boşuna ölmektense ilerde kazanabileceği bir savaş vermek için canını korumak he who fights and runs away may live to fight another day
savaş ne kadar çetinse zafer o kadar tatlıdır the harder the battle the sweeter the victory
savaş konseyi savaşmaz councils of war never fight
düşmanla karşılaşılınca savaş planları değiştirilebilir no plan survives contact with the enemy
Colloquial
ateşli silahlarla yapılan savaş bang-bang n.
savaş gemisi battle wagon n.
bilhassa iç savaş zamanında kuzeylilere hitaben alaycı bir şekilde kullanılan ifade bluecoat n.
(iç savaş dönemi) kanada'ya kaçan amerikan vatandaşı skedaddler [canada] n.
savaş maceralarını anlatmak count coup v.
savaş ilan edildi war has been declared expr.