|
Kategorie |
Türkisch |
Englisch |
|
General |
|
1 |
General |
sağlıklı hal |
tone n.
|
|
2 |
General |
işin sağlıklı ve kolay takibi |
proper and easy monitoring of work n.
|
|
3 |
General |
sağlıklı iletişim |
healthy communication n.
|
|
4 |
General |
sağlıklı besin |
health food n.
|
|
5 |
General |
sağlıklı olma |
good health n.
|
|
6 |
General |
sağlıklı bir yaşam/hayat |
a healthy life n.
|
|
7 |
General |
sağlıklı hayat |
healthy life n.
|
|
8 |
General |
sağlıklı gıda |
healthy food n.
|
|
9 |
General |
sağlıklı gıda |
nutritious food n.
|
|
10 |
General |
sağlıklı gıda |
nourishing food n.
|
|
11 |
General |
sağlıklı kişi |
healthy person n.
|
|
12 |
General |
sağlıklı beslenme |
healthy diet n.
|
|
|
13 |
General |
sağlıklı ilişki |
healthy relationship n.
|
|
14 |
General |
sağlıklı yaşama koşulları |
sanitary living conditions n.
|
|
15 |
General |
sağlıklı sonuç |
healthy result n.
|
|
16 |
General |
sağlıklı sonuç |
good result n.
|
|
17 |
General |
sağlıklı sonuç |
positive result n.
|
|
18 |
General |
sağlıklı çevre |
healthy environment n.
|
|
19 |
General |
temelde tahıl ve bakliyat tüketimine dayalı bir diyet uygulayarak uzun ve sağlıklı bir hayat yaşamayı öngören bir öğreti |
macrobiotics n.
|
|
20 |
General |
sağlıklı toplum |
healthy society n.
|
|
21 |
General |
sağlıklı diet |
healthy diet n.
|
|
22 |
General |
sağlıklı ortam |
healthy environment n.
|
|
23 |
General |
sağlıklı bir çevre |
a healthy environment n.
|
|
24 |
General |
sağlıklı besin |
healthy food n.
|
|
25 |
General |
sağlıklı gıdalar |
healthy foods n.
|
|
26 |
General |
sağlıklı besinler |
healthy foods n.
|
|
27 |
General |
sağlıklı olma |
able-bodiedness n.
|
|
28 |
General |
sağlıklı karar |
healthy decision n.
|
|
29 |
General |
sağlıklı olma |
wellness n.
|
|
30 |
General |
sağlıklı yaşam |
healthy life n.
|
|
31 |
General |
sağlıklı bilgi |
reliable information n.
|
|
32 |
General |
sağlıklı sorunu olan insanlar |
people with a health problem n.
|
|
33 |
General |
sağlıklı/ayağı yere basan bir analiz |
a sound analysis n.
|
|
34 |
General |
sağlıklı beslenme bilinci |
healthy eating awareness n.
|
|
35 |
General |
sağlıklı sonuçlar |
healthy results n.
|
|
36 |
General |
sağlıklı beslenme |
healthy nutrition n.
|
|
37 |
General |
sağlıklı diş etleri |
healthy gums n.
|
|
38 |
General |
insanlar ile sağlıklı/iyi iletişim kuramayan kimse |
poor communicator n.
|
|
39 |
General |
sağlıklı yaşam |
healthy living n.
|
|
40 |
General |
sağlıklı cilt |
intact skin n.
|
|
41 |
General |
sağlıklı cilt |
healthy skin n.
|
|
42 |
General |
sağlıklı karar |
sound judgement n.
|
|
43 |
General |
sağlıklı kahvaltı |
healthy breakfast n.
|
|
44 |
General |
sağlıklı uyku |
healthy sleep n.
|
|
45 |
General |
sağlıklı zayıflama |
healthy loss of weight n.
|
|
46 |
General |
sağlıklı kilo vermek |
healthy loss of weight n.
|
|
47 |
General |
sağlıklı oğlan |
heathy boy n.
|
|
48 |
General |
sağlıklı yiyecek |
healthy food n.
|
|
49 |
General |
sağlıklı sporcu |
healthy athlete n.
|
|
50 |
General |
sağlıklı yaşam süresi |
healthspan n.
|
|
51 |
General |
sağlıklı olarak yaşanan süre |
healthspan n.
|
|
52 |
General |
sağlıklı yaşam süresi |
healthspan n.
|
|
53 |
General |
bir kişinin genellikle sağlıklı ve ciddi bir hastalığı olmadan geçirdiği yaşam süresi |
healthspan n.
|
|
54 |
General |
sağlıklı olma |
accommodateness n.
|
|
55 |
General |
sağlıklı aile |
wholesome family n.
|
|
56 |
General |
sağlıklı büyüme sağlayacak nitelikleri taşıma |
nutritiveness n.
|
|
57 |
General |
sağlıklı atıştırmalık |
healthy snack n.
|
|
58 |
General |
yüzdeki sağlıklı pembelik |
bloom n.
|
|
59 |
General |
sağlıklı ve bakımlı görünen evcil hayvan kürkü |
bloom n.
|
|
60 |
General |
yanaklardaki sağlıklı pembelik |
blush n.
|
|
61 |
General |
kişinin iyi kararlar verebildiği sağlıklı ruh hali |
mental soundness n.
|
|
62 |
General |
sağlıklı aile ortamının yaratılması ve sürdürülmesi |
homemaking n.
|
|
63 |
General |
sağlıklı pembe görünüm |
rosiness n.
|
|
64 |
General |
sağlıklı düşünememe |
dishabille n.
|
|
65 |
General |
yere düşmüş sağlıklı ve olgun meyve |
drop n.
|
|
66 |
General |
sağlıklı olma hali |
invalescence [obsolete] n.
|
|
67 |
General |
çocukları sağlıklı besleme sanatı |
pedotrophy n.
|
|
68 |
General |
sağlıklı pembelik |
rose n.
|
|
69 |
General |
sağlıklı ve zinde olan kimse |
screamer n.
|
|
70 |
General |
sağlıklı iştah |
healthy appetite n.
|
|
71 |
General |
sağlıklı olmak |
flourish v.
|
|
72 |
General |
sağlıklı hale getirmek |
hygienize v.
|
|
73 |
General |
sağlıklı yaşamak |
live a healthy life v.
|
|
74 |
General |
sağlıklı kılmak |
make someone healthy v.
|
|
75 |
General |
sağlıklı hale sokmak |
make someone healthy v.
|
|
76 |
General |
sağlıklı beslenmek |
eat properly v.
|
|
77 |
General |
sağlıklı beslenmek |
eat healthily v.
|
|
78 |
General |
sağlıklı görünmek |
seem to be in good health v.
|
|
79 |
General |
sağlıklı görünmek |
look well v.
|
|
80 |
General |
sağlıklı düşünmek |
think clearly v.
|
|
81 |
General |
sağlıklı düşünmek |
think straight v.
|
|
82 |
General |
sağlıklı şekilde temin etmek |
obtain healthily v.
|
|
83 |
General |
sağlıklı olmak |
keep healthy v.
|
|
84 |
General |
sağlıklı düşünememek |
not be thinking clearly v.
|
|
85 |
General |
sağlıklı hale getirmek |
hygienise v.
|
|
86 |
General |
sağlıklı kalmak |
stay healthy v.
|
|
87 |
General |
sağlıklı gıdalar yemek |
eat healthy foods v.
|
|
88 |
General |
sağlıklı beslenmek |
eat healthy foods v.
|
|
89 |
General |
sağlıklı bir yemek pişirmek |
cook a healthy meal v.
|
|
90 |
General |
sağlıklı olmak |
be well v.
|
|
91 |
General |
sağlıklı kılmak |
sanify v.
|
|
92 |
General |
sağlıklı şartlar ve malzemeler sağlamak |
sanify v.
|
|
93 |
General |
en sağlıklı |
healthiest adj.
|
|
94 |
General |
çok sağlıklı |
robust adj.
|
|
95 |
General |
dinç ve sağlıklı |
hale and hearty adj.
|
|
96 |
General |
daha sağlıklı |
healthier adj.
|
|
97 |
General |
sağlıklı olmayan (iklim) |
sickly adj.
|
|
98 |
General |
ruhsal açıdan sağlıklı olmayan |
morbid adj.
|
|
99 |
General |
sağlıklı (bebek) |
bouncing adj.
|
|
100 |
General |
temiz ve sağlıklı |
bracing adj.
|
|
101 |
General |
(hint ingilizcesi) sağlıklı |
teek adj.
|
|
102 |
General |
sağlıklı tonlarda (yüz) |
red adj.
|
|
103 |
General |
sağlıklı gelişen |
vigorous adj.
|
|
104 |
General |
daha sağlıklı |
better adj.
|
|
105 |
General |
sağlıklı ve kırmızımsı bir renkte |
blooming adj.
|
|
106 |
General |
orta derecede sağlıklı |
middling [dialect] adj.
|
|
107 |
General |
pek sağlıklı olmayan |
middling [dialect] adj.
|
|
108 |
General |
sağlıklı ortam sunan |
hygienical adj.
|
|
109 |
General |
(cilt) sağlıklı bir şekilde parlayan |
glowing adj.
|
|
110 |
General |
sağlıklı etkinlikle ifade edilen |
muscular adj.
|
|
111 |
General |
sağlıklı ve güçlü |
ripped adj.
|
|
112 |
General |
sağlıklı ve güçlü |
grushie adj.
|
|
113 |
General |
oldukça sağlıklı |
ok adj.
|
|
114 |
General |
oldukça sağlıklı |
okay adj.
|
|
115 |
General |
(sağlıklı anlamında) al yanaklı |
rosier adj.
|
|
116 |
General |
(sağlıklı anlamında) yüzü kanlı |
rosier adj.
|
|
117 |
General |
daha sağlıklı hale gelen |
improving adj.
|
|
118 |
General |
sağlıklı işlemeyen |
disordered adj.
|
|
119 |
General |
sağlıklı düşünemeyen |
distract [obsolete] adj.
|
|
120 |
General |
sağlıklı düşünemeyen |
dithery adj.
|
|
121 |
General |
organizmanın sağlıklı işleyişine ilişkin |
physiologic adj.
|
|
122 |
General |
organizmanın sağlıklı işleyişine uygun |
physiologic adj.
|
|
123 |
General |
organizmanın sağlıklı işleyişine ilişkin |
physiological adj.
|
|
124 |
General |
organizmanın sağlıklı işleyişine uygun |
physiological adj.
|
|
125 |
General |
sağlıklı görünen |
fresh adj.
|
|
126 |
General |
sağlıklı görünen |
solid-looking adj.
|
|
127 |
General |
sağlıklı dozda |
healthy dose of adj.
|
|
128 |
General |
sağlıklı bir şekilde |
healthfully adv.
|
|
129 |
General |
sağlıklı bir şekilde |
wholesomely adv.
|
|
130 |
General |
sağlıklı olarak |
healthily adv.
|
|
131 |
General |
sağlıklı olarak |
buxomly adv.
|
|
132 |
General |
sağlıklı bir biçimde |
salubriously adv.
|
|
133 |
General |
sağlıklı bir şekilde |
sturdily adv.
|
|
134 |
General |
sağlıklı bir biçimde |
healthfully adv.
|
|
135 |
General |
sağlıklı biçimde |
healthily adv.
|
|
136 |
General |
sağlıklı bir biçimde |
vigorously adv.
|
|
137 |
General |
sağlıklı bir şekilde |
healthy adv.
|
|
138 |
General |
sağlıklı bir şekilde |
brawlie [dialect] [scotland] adv.
|
|
139 |
General |
sağlıklı ortam sunarak |
hygienically adv.
|
|
140 |
General |
sağlıklı bir şekilde |
hygienically adv.
|
|
141 |
General |
sağlıklı bir şekilde |
lustily adv.
|
|
142 |
General |
sağlıklı bir şekilde |
salutiferously adv.
|
|
Phrasals |
|
143 |
Phrasals |
sağlıklı hale getirmek |
sort out v.
|
|
Phrases |
|
144 |
Phrases |
sağlıklı dişler, mutlu gülüşler |
healthy teeth, happy smile expr.
|
|
145 |
Phrases |
sağlıklı bir zeminde |
on a sound basis expr.
|
|
146 |
Phrases |
sağlıklı ve mutlu bir yıl dileğiyle |
wishing you a healthy and happy new year expr.
|
|
Proverb |
|
147 |
Proverb |
erken yatmak erken kalkmak insanı sağlıklı, zengin ve akıllı yapar |
early to bed and early to rise, makes a man healthy, wealthy and wise
|
|
148 |
Proverb |
genelde hasta biri sağlıklı birini gömecek kadar çok yaşar |
a creaking door hangs longest
|
|
149 |
Proverb |
genelde hasta biri sağlıklı birini gömecek kadar çok yaşar |
a creaking gate hangs longest
|
|
150 |
Proverb |
genelde hasta biri sağlıklı birini gömecek kadar çok yaşar |
creaking door hangs longest
|
|
151 |
Proverb |
genelde hasta biri sağlıklı birini gömecek kadar çok yaşar |
creaking gate hangs longest
|
|
152 |
Proverb |
erken yatmak erken kalkmak insanı sağlıklı, zengin ve akıllı yapar |
early to bed, early to rise (makes a man healthy, wealthy, and wise)
|
|
Colloquial |
|
153 |
Colloquial |
birinin bir şey için yeterince sağlıklı olduğunu düşünmek |
think someone fit for something v.
|
|
154 |
Colloquial |
sağlıklı olmak |
be doing well v.
|
|
155 |
Colloquial |
sağ ve sağlıklı |
alive and well adj.
|
|
156 |
Colloquial |
yaşına göre zinde/sağlıklı/dinç |
well preserved adj.
|
|
157 |
Colloquial |
çok sağlıklı |
in the pink expr.
|
|
158 |
Colloquial |
tamamen/çok sağlıklı değil |
not too hot expr.
|
|
159 |
Colloquial |
pek/çok sağlıklı değil |
not too hot expr.
|
|
160 |
Colloquial |
tamamen/çok sağlıklı değil |
not so hot expr.
|
|
161 |
Colloquial |
pek/çok sağlıklı değil |
not so hot expr.
|
|
Idioms |
|
162 |
Idioms |
temiz, sağlıklı, lekesiz, diri bir cilt |
schoolgirl complexion n.
|
|
163 |
Idioms |
sağlıklı görünen kimse |
image of health n.
|
|
164 |
Idioms |
sağlıklı kalmak için her gün yapılan yürüyüş |
(one's) daily constitutional n.
|
|
165 |
Idioms |
bir yerin sağlıklı/düzgün işlediğine dair teminat |
clean bill of health n.
|
|
166 |
Idioms |
çok sağlıklı |
picture of health n.
|
|
167 |
Idioms |
sağlıklı bir yaşamın gereği |
the breath of life n.
|
|
168 |
Idioms |
tam bir sağlıklı kişi portresi/görüntüsü çizmek/vermek |
be the picture of health v.
|
|
169 |
Idioms |
bir fotoğrafta çok sağlıklı görünmek |
be the picture of health v.
|
|
170 |
Idioms |
yeniden sapasağlam/çok sağlıklı olmak |
get (oneself) into the best of health v.
|
|
171 |
Idioms |
(doktor hastaya) sağlıklı olduğunu söylemek |
get the all-clear v.
|
|
172 |
Idioms |
(doktor hastaya) sağlıklı olduğunu söylemek |
give somebody the all-clear v.
|
|
173 |
Idioms |
sağlıklı düşünebiliyor olmak |
have a clear head v.
|
|
174 |
Idioms |
sağlıklı düşünebiliyor olmak |
keep a clear head v.
|
|
175 |
Idioms |
çok sağlıklı olmak |
get into the pink of condition [dated] v.
|
|
176 |
Idioms |
çok sağlıklı olmak |
be in the pink of condition v.
|
|
177 |
Idioms |
çok sağlıklı olmak |
be in the pink of health v.
|
|
178 |
Idioms |
çok sağlıklı olmak |
be as fit as a flea v.
|
|
179 |
Idioms |
çok sağlıklı görünmek |
look the picture of health v.
|
|
180 |
Idioms |
çok sağlıklı olmak |
be as fit as a fiddle v.
|
|
181 |
Idioms |
çok sağlıklı olmak |
be in the best of health v.
|
|
182 |
Idioms |
kendini sağlıklı hissetmek |
feel fit v.
|
|
183 |
Idioms |
sağlıklı düşünememek |
have just one oar in the water v.
|
|
184 |
Idioms |
sağlıklı düşünememek |
not be thinking straight v.
|
|
185 |
Idioms |
sağlıklı düşünememek |
can't think straight v.
|
|
186 |
Idioms |
zinde ve sağlıklı olmak |
be fighting fit v.
|
|
187 |
Idioms |
tamamen/çok sağlıklı olmak |
be the picture of health v.
|
|
188 |
Idioms |
sağlıklı düşünebilmek |
have both oars in the water v.
|
|
189 |
Idioms |
sağlıklı olmak |
get into the pink of health v.
|
|
190 |
Idioms |
sağlıklı görünmek |
look (oneself) v.
|
|
191 |
Idioms |
sağlıklı/sağlıksız görünmek |
(not) look yourself v.
|
|
192 |
Idioms |
(doktor hastaya) sağlıklı olduğunu söylemek |
get the all-clear v.
|
|
193 |
Idioms |
(doktordan) sağlıklı olduğu onayını almak |
get the all-clear v.
|
|
194 |
Idioms |
(doktor, veteriner) sağlıklı olduğunu söylemek |
give (one) the all-clear v.
|
|
195 |
Idioms |
sağlıklı olmak |
be a box of birds [australia/new zealand] v.
|
|
196 |
Idioms |
sağlıklı olmak |
be a box of birds v.
|
|
197 |
Idioms |
(kargaşadan/gürültüden) sağlıklı düşünememek |
can barely hear (oneself) think v.
|
|
198 |
Idioms |
sağ ve sağlıklı olmak |
be alive and well v.
|
|
199 |
Idioms |
sağlıklı olmamak |
be full of holes v.
|
|
200 |
Idioms |
sağlıklı, mutlu bir tablo/resim çizmek |
be the picture of health, happiness v.
|
|
201 |
Idioms |
sağlıklı olmak |
be in trim v.
|
|
202 |
Idioms |
sağlıklı kalmak |
keep in trim v.
|
|
203 |
Idioms |
gürültüden konsantre olamamak/sağlıklı düşünememek |
can hardly hear (oneself) think v.
|
|
204 |
Idioms |
gürültüden konsantre olamamak/sağlıklı düşünememek |
can't hear yourself think v.
|
|
205 |
Idioms |
sağlıklı düşünememek/hareket edememek |
can't see straight v.
|
|
206 |
Idioms |
bir yerin sağlıklı/düzgün işlediğine dair teminat verilmek |
be given a clean bill of health v.
|
|
207 |
Idioms |
bir yerin sağlıklı/düzgün işlediğine dair teminat almak |
have a clean bill of health v.
|
|
208 |
Idioms |
sakinleşip sağlıklı düşünmeye çalışmak |
collect/gather your wits v.
|
|
209 |
Idioms |
(doktor hastaya) sağlıklı olduğunu söylemek |
give the all-clear v.
|
|
210 |
Idioms |
sağlıklı düşünebiliyor olmak |
have/keep a clear head v.
|
|
211 |
Idioms |
sağlıklı görünmek |
look yourself v.
|
|
212 |
Idioms |
sağlıklı düşünememek/hareket edememek |
not see straight v.
|
|
213 |
Idioms |
için yeterince sağlıklı olduğunu düşünmek |
think fit for v.
|
|
214 |
Idioms |
dinlenmiş ve sağlıklı uyanmak |
wake up feeling human v.
|
|
215 |
Idioms |
(birinin) sağlıklı düşünmesine engel olmak |
cloud someone's judgment v.
|
|
216 |
Idioms |
sağlıklı beslenmek |
eat clean v.
|
|
217 |
Idioms |
son derece sağlıklı |
hale and hearty adj.
|
|
218 |
Idioms |
turp gibi sağlıklı |
fighting fit adj.
|
|
219 |
Idioms |
sağ ve sağlıklı |
alive (live) and kicking (well) adj.
|
|
220 |
Idioms |
sağlıklı düşünemeyen |
all over the shop [uk] adj.
|
|
221 |
Idioms |
sağ ve sağlıklı |
alive (live) and kicking (well) adj.
|
|
222 |
Idioms |
sağlıklı düşünemeyen |
all over the shop [uk] adj.
|
|
223 |
Idioms |
sağlıklı ve formda |
fit and trim adj.
|
|
224 |
Idioms |
sağ ve sağlıklı |
live and kicking adj.
|
|
225 |
Idioms |
kahvaltıda alışık olmadığımız, sağlıklı olmayan şeyler yeme veya içme anlamında alay yollu bir ifade |
breakfast of champions expr.
|
|
226 |
Idioms |
düzgün ve sağlıklı tuvalet alışkanlığına sahip |
regular as clockwork expr.
|
|
227 |
Idioms |
düzgün ve sağlıklı tuvalet alışkanlığına sahip |
as regular as clockwork expr.
|
|
228 |
Idioms |
sağlıklı ve zinde |
in fine feather expr.
|
|
229 |
Idioms |
sağlıklı ve mutlu |
in fine/good fettle expr.
|
|
230 |
Idioms |
sağlıklı ve neşeli |
in fine/good fettle expr.
|
|
231 |
Idioms |
(hala) sağlıklı/zinde |
(still) going strong expr.
|
|
232 |
Idioms |
sağlıklı alışkanlıklar ileride yaşanacak sağlık problemlerini önler |
an apple a day [cliché] expr.
|
|
233 |
Idioms |
sağlıklı alışkanlıklar ileride yaşanacak sağlık problemlerini önler |
an apple a day [cliché] expr.
|
|
234 |
Idioms |
sağlıklı alışkanlıklar ileride yaşanacak sağlık problemlerini önler |
apple a day expr.
|
|
235 |
Idioms |
son derece sağlıklı |
at one's best expr.
|
|
236 |
Idioms |
sağlıklı durumda |
in good nick expr.
|
|
237 |
Idioms |
sağlıklı durumda |
in good repair expr.
|
|
238 |
Idioms |
sağlıklı durumda |
in good state of repair expr.
|
|
239 |
Idioms |
çok sağlıklı |
in the best of health expr.
|
|
240 |
Idioms |
çok sağlıklı |
in the pink of condition [dated] expr.
|
|
241 |
Idioms |
çok sağlıklı |
in the pink of health expr.
|
|
Speaking |
|
242 |
Speaking |
bu sağlıklı değil |
it isn't healthy expr.
|
|
243 |
Speaking |
daha sağlıklı olmak için ne yapabilirim? |
what should I do to be healthier? expr.
|
|
244 |
Speaking |
daha sağlıklı olmak ister misin? |
do you want to be healthier? expr.
|
|
245 |
Speaking |
daha sağlıklı olmak ister misiniz? |
do you want to be healthier? expr.
|
|
246 |
Speaking |
daha sağlıklı beslenmak |
eat better expr.
|
|
247 |
Speaking |
sağlıklı düşünemiyorum |
I can't think straight expr.
|
|
248 |
Speaking |
senin sağlıklı beslenmen gerek |
you need to eat healthily expr.
|
|
249 |
Speaking |
senin sağlıklı beslenmen lazım |
you need to eat healthily expr.
|
|
250 |
Speaking |
senin sağlıklı beslenmen gerek |
you need to eat healthy foods expr.
|
|
251 |
Speaking |
senin sağlıklı beslenmen lazım |
you need to eat healthy foods expr.
|
|
252 |
Speaking |
sağlıklı beslen |
eat healthily expr.
|
|
253 |
Speaking |
sağlıklı olman lazım |
you should be healthy expr.
|
|
254 |
Speaking |
sağlıklı düşünemiyorsun |
you can't think straight expr.
|
|
Trade/Economic |
|
255 |
Trade/Economic |
sağlıklı büyüme oranı |
healthy growth rate n.
|
|
256 |
Trade/Economic |
şirketin sağlıklı yoldan devralınması |
well-negotiated merger n.
|
|
Tourism |
|
257 |
Tourism |
deniz termal ve sağlıklı yaşam |
sea thermal and health center n.
|
|
258 |
Tourism |
sağlıklı yaşam merkezi |
fitness center n.
|
|
Technical |
|
259 |
Technical |
sağlıklı hale getirme |
decontamination n.
|
|
260 |
Technical |
sağlıklı bölge |
sanitary zone n.
|
|
Construction |
|
261 |
Construction |
dağınık su kaynaklarının bir araya toplanması ve mevcut suların sağlıklı ve teknik bir şekilde isale hattına verilmesi |
spring tapping n.
|
|
262 |
Construction |
dağınık su kaynaklarının bir araya toplanması ve mevcut suların sağlıklı ve teknik bir şekilde isale hattına verilmesi |
catchwork n.
|
|
Medical |
|
263 |
Medical |
özellikle işitme sinirinde ruhsal açıdan sağlıklı olmayan değişime bağlı olarak sinir sisteminin bazı bölümlerinde ortaya çıkan bir tür sağırlık |
nervous deafness n.
|
|
264 |
Medical |
normal ağırlıklı sağlıklı kadın |
normal weight healthy woman n.
|
|
265 |
Medical |
prepubertal sağlıklı çocuk |
prepubertal healthy child n.
|
|
266 |
Medical |
sağlıklı kemikler |
healthy bones n.
|
|
267 |
Medical |
sağlıklı taşıyıcı |
healthy carrier n.
|
|
268 |
Medical |
sağlıklı bireyler |
healthy individuals n.
|
|
269 |
Medical |
sağlıklı bebekler |
healthy babies n.
|
|
270 |
Medical |
sağlıklı bebek |
healthy baby n.
|
|
271 |
Medical |
sağlıklı taraf |
healthy side n.
|
|
272 |
Medical |
sağlıklı verici |
healthy donor n.
|
|
273 |
Medical |
sağlıklı bebekler |
healthy infants n.
|
|
274 |
Medical |
sağlıklı çocuk izlemi |
well child follow-up n.
|
|
275 |
Medical |
sağlıklı insan |
well person n.
|
|
276 |
Medical |
sağlıklı insan bakımı |
well-person care n.
|
|
277 |
Medical |
sağlıklı insan |
healthy person n.
|
|
278 |
Medical |
sağlıklı doku |
healthy tissue n.
|
|
279 |
Medical |
sağlıklı dışkı |
healthy stool n.
|
|
280 |
Medical |
sağlıklı bebek kliniği |
well-baby clinic n.
|
|
281 |
Medical |
sağlıklı beslenme ilkeleri |
principles of healthy nutrition n.
|
|
282 |
Medical |
sağlıklı olma |
wholeness n.
|
|
283 |
Medical |
kangrenli bölgeyi sağlıklı bölgeden ayıran çizgi |
line of demarcation n.
|
|
284 |
Medical |
sağlıklı gaitanın bağırsak hastalığı olan bir diğer kişiye nakli |
fecal microbiota transplantation n.
|
|
285 |
Medical |
sağlıklı gaitanın bağırsak hastalığı olan bir diğer kişiye nakli |
fecal bacteriotherapy n.
|
|
286 |
Medical |
sağlıklı bir hayvanın aynı organıyla beslenerek hastalıklı organın tedavi edilebileceği görüşü |
isopathy n.
|
|
287 |
Medical |
sağlıklı derinin alınarak vücudun hasarlı bölümüne uygulanması işlemi |
skin grafting n.
|
|
288 |
Medical |
homeopatik tedavinin test edildiği sağlıklı denek |
prover n.
|
|
289 |
Medical |
sağlıklı gelişimi sağlamak için tasarlanmış düzeltici prosedürlerle ilgili |
orthogenic adj.
|
|
Psychology |
|
290 |
Psychology |
sağlıklı yiyecek tüketme takıntısı |
orthorexia n.
|
|
291 |
Psychology |
ruhen sağlıklı |
normal adj.
|
|
Pathology |
|
292 |
Pathology |
sağlıklı işitip okuyabilmeye ve akıcı konuşabilmeye rağmen anlamlandırmanın bozulduğu afazi türü |
receptive aphasia n.
|
|
293 |
Pathology |
vücudun sağlıklı ya da hastalıklı fonksiyonlarını açıklamaya yönelik tüm girişimlerin en önemli noktasını hücre olarak kabul eden yaklaşım |
celluar pathology n.
|
|
294 |
Pathology |
sağlıklı dokuyu istila eden |
invasive adj.
|
|
Pharmaceutics |
|
295 |
Pharmaceutics |
kanserli hücreler yanında sağlıklı olanları da öldüren madde |
cytotoxic drug n.
|
|
296 |
Pharmaceutics |
ilaç sağlıklı bir kişiye verildiğinde oluşan (reaksiyon) |
physiological adj.
|
|
Food Engineering |
|
297 |
Food Engineering |
sağlıklı ve güvenilir gıdalar |
healthy and safe foods n.
|
|
Gastronomy |
|
298 |
Gastronomy |
geleneksel fast food'a kıyasla daha taze ve sağlıklı ayaküstü yemek |
fast casual n.
|
|
Biochemistry |
|
299 |
Biochemistry |
bir kişinin vücudunda sağlıklı ve hasta olduğunda mevcut olan metabolit aralığının incelenmesi |
metabolomics n.
|
|
Marine Biology |
|
300 |
Marine Biology |
sağlıklı stok |
healthy stock n.
|
|
Zoology |
|
301 |
Zoology |
(hayvan) sağlıklı |
forward [new zealand] adj.
|
|
Agriculture |
|
302 |
Agriculture |
amerika ve birleşik krallık'ta hükümet tarafından sağlıklı ve hastalıktan arınmış olarak tescillenen bitkiler |
certified stock n.
|
|
303 |
Agriculture |
aşı kalemleri üzerinde bulunan ve göz aşılarının yapılmasında kullanılan normal gelişmiş sağlıklı göz ya da tomurcuklar |
bud eye n.
|
|
Social Sciences |
|
304 |
Social Sciences |
sağlıklı olma eğilimi |
healthism n.
|
|
305 |
Social Sciences |
sağlıklı olma kültürü |
healthism n.
|
|
306 |
Social Sciences |
sağlıklı olma kültürünün propaganda veya baskıyla empoze edilmesi |
healthism n.
|
|
307 |
Social Sciences |
sağlıklı cinsel hayatı olup bekar ve çocuksuz olan (kadın) |
contrasexual adj.
|
|
Linguistics |
|
308 |
Linguistics |
sağlıklı ayrıştırma |
sound discrimination n.
|
|
Religious |
|
309 |
Religious |
sağlıklı ve dinç olmanın farz olduğuna inanan kimse |
muscular christian n.
|
|
Environment |
|
310 |
Environment |
vahşi hayvan türünde zayıf veya uyumsuzların yırtıcılarca avlaması sonucu sağlıklı popülasyonun korunumu |
sanitation n.
|
|
Military |
|
311 |
Military |
kanunen askerlik hizmetine uygun tüm sağlıklı erkekler |
militia n.
|
|
Slang |
|
312 |
Slang |
sağlıklı yaşıyıp doğal beslenen tip |
crunchy granola n.
|
|
313 |
Slang |
sağlıklı yaşayıp doğal beslenen tip |
crunchy-granola n.
|
|
314 |
Slang |
sağlıklı ve doğal yaşam |
crunchy-granola n.
|
|
315 |
Slang |
sağlıklı beslenme ve doğal yaşam |
crunchy-granola n.
|
|
316 |
Slang |
sağlıklı yaşayıp doğal beslenen |
crunchy adj.
|
|
317 |
Slang |
sağlıklı yaşayıp doğal beslenen |
granola adj.
|
|
318 |
Slang |
sağlıklı düşünemeyen |
all over the shop expr.
|
|
319 |
Slang |
sağlıklı düşünemeyen |
all over the show expr.
|
|
320 |
Slang |
sağlıklı düşünemeyen |
all over the shop expr.
|
|
321 |
Slang |
sağlıklı düşünemeyen |
all over the show expr.
|
|
British Slang |
|
322 |
British Slang |
çok sağlıklı ve güçlü |
fit as a butcher's dog expr.
|
|
Modern Slang |
|
323 |
Modern Slang |
yürüme mesafesindeki market gibi yerlere gitmek için sağlıklı yetişkinlerin kullandığı bir çeşit araç/araba |
american wheelchair n.
|
|