stick in - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

stick in

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "stick in" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 33 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
stick in v. sokuvermek
stick in v. sokmak
stick in v. saplamak
stick in v. saplanmak
stick in v. batırmak
stick in v. -e dikmek
stick in v. -e dikine saplamak
Phrasals
stick in v. sıkışmak
stick in v. sıkışıp kalmak
stick in v. boğazında düğümlenmek/kalmak
stick in v. aklına takılmak
stick in v. içine atmak
stick in v. içine itmek
stick in v. içine sokmak
stick in v. takmak
stick in v. yuvasına sokmak
stick in v. yerleştirmek
stick in v. arasına/içine sıkıştırmak
stick in v. gelişigüzel koymak
stick in v. içine tıkmak
stick in v. batmak
stick in v. delmek
stick in v. iğnelemek
stick in v. not etmek
stick in v. kaydetmek
stick in v. sıkıştırmak
stick in v. eklemek
stick in v. hesaba para yatırmak
stick in v. hesaba para göndermek
stick in v. bir yerde tutmak
stick in v. bir yere hapsetmek
stick in v. bir yere kapatmak
stick in v. bir yere almak/sokmak

Bedeutungen, die der Begriff "stick in" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 248 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
stick in the mud n. uyuşuk
stick in one's gizzard v. ağırına gitmek
stick in (one's) mind v. akla takılmak
stick with in v. sıkışıp kalmak (bir yerde)
stick with in v. saplanıp kalmak (çamur kum vb'ne)
stick in one's throat v. boğazında kalmak
stick in one's gizzard v. gücüne gitmek
stick in (one's) mind and bother v. akla takılmak
stick in one's gizzard v. kursağında kalmak
be caught in a cleft stick v. açmaza girmek
be caught in a cleft stick v. açmaza düşmek
be caught in a cleft stick v. açmaza sürüklemek
be caught in a cleft stick v. açmaza getirmek
stick in the mind v. akılda kalmak
stick in one's mind v. aklında yer etmek
stick in one's mind v. zihninde yer etmek
stick in one's mind v. belleğine almak
stick in one's mind v. belleğine kazımak
stick in through v. -den içeri uzanmak
stick in through v. -den içeri uzatmak
stick in through v. -den içeri sokmak
stick in through v. -den içeri girmek
stick a knife in v. bıçak batırmak
stick a knife in v. bıçaklamak
stick a knife in v. bıçak saplamak
stick in the ground v. yere saplanmak
stick in the ground v. zemine saplanmak
Phrasals
stick in something v. bir şeyin içine oturmak
stick in something v. bir şeyin içinde sabit kalmak
stick in something v. bir şeyin içinde durmak
stick in something v. bir şeye yerleşip kalmak
stick in something v. bir şeye takılmak
stick in something v. bir şeyde takılı kalmak
Colloquial
stick (one's) bib in [australia] v. burnunu sokmak
stick (one's) bib in [australia] v. burnunu başkasının işine sokmak
stick (one's) bib in [australia] v. işgüzarlık yapmak
stick (one's) bib in [australia] v. üstüne vazife olmayan işlere karışmak
stick (one's) bib in [australia] v. başkasının işine maydanoz olmak
stick (one's) bib in [australia] v. birine ya da bir başkasının işine salça olmak
stick a gun in someone’s face v. yüzüne silah doğrultmak
stick that in your pipe and smoke it expr. ister inan ister inanma
stick that in your pipe and smoke it expr. üzerinde düşün ve kabul edersen et
stick a fork in (me) exclam. (ben) tamamım
Idioms
stick-in-the-mud n. ağırkanlı kişi
stick-in-the-mud n. gerici
stick-in-the-mud n. mıymıntı
stick-in-the-mud n. örümcek kafalı
stick-in-the-mud n. uyuşuk tip
a stick-in-the-mud n. sıkıcı kimse
a stick-in-the-mud n. örümcek kafalı kimse
a stick-in-the-mud n. geri/eski kafalı kimse
a stick-in-the-mud n. uyuz/uyuşuk tip
a stick-in-the-mud n. eğlenceden/yeni şeylerden anlamayan kimse
a stick-in-the-mud n. eğlenceden/yeniliklerden hoşlanmayan kimse
an old stick in the mud n. uyuz/uyuşuk tip
an old stick in the mud n. mıymıntı
an old stick in the mud n. sıkıcı tip
an old stick in the mud n. örümcek kafalı kimse
an old stick in the mud n. eski/geri kafalı kimse
an old stick in the mud n. uyuz/uyuşuk tip
an old stick in the mud n. mıymıntı
an old stick in the mud n. sıkıcı tip
an old stick in the mud n. örümcek kafalı kimse
an old stick in the mud n. eski/geri kafalı kimse
be caught in a cleft stick v. açmaza düşmek
come in for a lot of stick v. ağır/yoğun biçimde eleştirilmek
stick the knife in v. aşağılamak
stick in one's oar v. burnunu sokmak
stick one's head in the sand v. başını kuma gömmek
stick one's nose up in the air v. burnu havada olmak
have one's words stick in one's throat v. boğazında düğümlenmek
stick one's oar in v. burnunu sokmak
have one's words stick in one's throat v. boğazı düğümlenmek
stick one's oar in v. bir işe salça/maydanoz olmak
stick in one's craw v. çileden çıkarmak
stick one's foot in one's mouth v. çam devirmek
not have a stick in this world v. dikili ağacı olmamak
be caught in a cleft stick v. çıkmaza düşmek
stick one's oar in v. hariçten gazel okumak
come in for some stick v. eleştiri oklarının hedefi haline gelmek
come in for a lot of stick v. eleştirilmek
come in for some stick v. eleştirilmek
stick in one's oar v. her işe maydanoz olmak
come in for some stick v. eleştiri almak
stick one's foot in one's mouth v. gaf yapmak
come in for a lot of stick v. eleştiri oklarının hedefi haline gelmek
come in for a lot of stick v. eleştiri almak
stick in one's oar v. hariçten gazel okumak
stick in one's craw v. içi elvermemek
stick in one's gullet/throat v. içine sinmemek
be in a cleft stick v. iki arada bir derede kalmak
stick in someone's throat v. içine sinmemek
stick in one's gizzard v. içi elvermemek
stick one's nose up in the air v. kibirli davranmak
have one's words stick in one's throat v. kelimeler boğazında düğümlenmek
put in/stick in your two penn'orth v. konuşmaya dalmak
stick one's nose up in the air v. kendini beğenmiş olmak
have one's words stick in one's throat v. nutku tutulmak
stick one's head in a noose v. kendini tehlikeli bir duruma sokmak
stick one's head in a noose v. kendi sonunu hazırlamak
stick in your two penn'orth v. konuşmaya dalmak
stick one's foot in one's mouth v. pot kırmak
stick one's head in the sand v. sorunları görmezden gelmek
stick in your two penn'orth v. (konuşmaya/konuya) maydanoz olmak
stick in your two penn'orth v. (sorulmadan) görüşünü açıklamak
have someone's words stick in one's craw v. (sözleri) rahatsız etmek/keyfini kaçırmak
come in for a lot of stick v. yoğun eleştirilere maruz kalmak
put in/stick in your two penn'orth v. (sorulmadan) görüşünü açıklamak
come in for some stick v. yoğun eleştirilere maruz kalmak
stick one's nose in (where it's not wanted) v. (birinin işine) burnunu sokmak
hold the stick in the middle v. zarar görmeden iki taraflı oynamak
stick the knife in v. yerin dibine batırmak
put in/stick in your two penn'orth v. (konuşmaya/konuya) maydanoz olmak
stick one's nose in to something v. (başkasının işine) burnunu sokmak
stick the knife into (or in) someone v. birine düşmanca bir şey yapmak
stick the knife into (or in) someone v. birine saldırmak
stick the knife into (or in) someone v. bıçağı birine saplamak
stick your oar in v. burnunu sokmak
stick your oar in v. bir işe salça/maydanoz olmak
stick your oar in v. hariçten gazel okumak
stick (one's) spoon in the wall v. yeni bir yere taşınmak
stick (one's) spoon in the wall v. yeni bir eve taşınmak
stick (one's) spoon in the wall v. ölmek
stick (one's) spoon in the wall v. bu dünyadan göçmek
stick (one's) spoon in the wall v. ahrete gitmek
stick (one's) spoon in the wall v. göçüp gitmek
stick a pin in it v. bir konuyu tartışmaya/konuşmaya ara vermek
stick a pin in it v. bir konuyu tartışmayı/konuşmayı daha sonra devam etmek üzere bırakmak
stick a pin in it v. bir şeyi tartışmayı/konuşmayı kaldığı yerden sürdürmek üzere bırakmak
be in a cleft stick v. zor bir durumda olmak
be in a cleft stick v. sıkıntılı bir durumda olmak
be in a cleft stick v. çıkmazda olmak
be in a cleft stick v. açmazda olmak
have (something) stick in one's craw v. (bir şey) birinin canını sıkmak
have (something) stick in one's craw v. (bir şey) birinin sinirini bozmak
have stick in craw v. rahatsız etmek
have stick in craw v. keyfini kaçırmak
have stick in craw v. sinir etmek
have stick in craw v. canını sıkmak
have stick in craw v. kızdırmak
have stick in craw v. gıcık etmek
have (something) stick in one's craw v. (bir şey) birini rahatsız etmek
have (something) stick in one's craw v. (bir şey) birinin keyfini kaçırmak
have (something) stick in one's craw v. (bir şey) birini sinir etmek
have (something) stick in one's craw v. (bir şey) birini kızdırmak
have (something) stick in one's craw v. (bir şey) birini gıcık etmek
have words stick in throat v. boğazı düğümlenmek
have words stick in throat v. nutku tutulmak
have words stick in throat v. boğazında düğümlenmek
stick your head in a noose v. kendini tehlikeli bir duruma sokmak
stick your head in a noose v. kendini zor duruma sokmak
stick your head in a noose v. kendi sonunu hazırlamak
stick your oar in (something) [uk] v. (bir şeye) salça/maydanoz olmak
stick your oar in (something) [uk] v. (bir şeye) burnunu sokmak
put/stick the boot in [uk] v. yerdeki birine tekme atmak
put/stick the boot in [uk] v. tekmeyi vurmak/çakmak
put/stick the boot in [uk] v. tekmelemek
put/stick the boot in [uk] v. tekmeyi patlatmak
put/stick the boot in [uk] v. düşene bir tekme daha vurmak
put/stick the boot in [uk] v. üstüne varmak
put/stick the boot in [uk] v. tuz biber olmak/ekmek
stick (one's) oar in (something) [uk] v. (bir şeye) salça/maydanoz olmak
stick (one's) oar in (something) [uk] v. üstüne vazife olmayan işlere karışmak
stick (one's) oar in (something) [uk] v. (bir şeye) burnunu sokmak
stick (one's) oar in (something) [uk] v. (bir şeye) karışmak
stick in (one's) two penn'orth v. (konuşmaya/konuya) maydanoz olmak
stick in (one's) two penn'orth v. (sorulmadan) görüşünü açıklamak
stick in (one's) two penn'orth v. konuşmaya dalmak
stick in (one's) two penn'orth v. üstüne vazife olmayan işlere karışmak
stick in craw v. çileden çıkarmak
stick in craw v. içi elvermemek
stick in mind v. akla takılmak
stick in mind v. akılda kalmak
stick in mind v. akılda yer etmek
stick in mind v. zihninde yer etmek
stick in mind v. belleğine almak
stick in mind v. belleğine kazımak
stick in your craw v. çileden çıkarmak
stick in your craw v. rahatsız etmek
stick in your craw v. keyfini kaçırmak
stick in your craw v. sinirini bozmak
stick in your craw v. kızdırmak
stick in your craw v. gıcık etmek
stick in your craw v. kanına dokunmak
stick in your craw v. kursağında kalmak
stick in the craw v. çileden çıkarmak
stick in the craw v. rahatsız etmek
stick in the craw v. keyfini kaçırmak
stick in the craw v. sinirini bozmak
stick in the craw v. kızdırmak
stick in the craw v. gıcık etmek
stick in the craw v. kanına dokunmak
stick in the craw v. kursağında kalmak
stick in your gizzard v. ağırına gitmek
stick in your gizzard v. gücüne gitmek
stick in your gizzard v. kursağında kalmak
stick in your mind v. aklında yer etmek
stick in your mind v. zihninde yer etmek
stick in your mind v. belleğinde kalmak
stick in your mind v. belleğine kazınmak
stick in your mind v. aklına takılmak
stick in your throat v. içine sinmemek
stick in your throat v. canını sıkmak
stick in your throat v. kabullenememek
stick in your throat v. sindirememek
stick in your throat v. boğazında düğümlenmek
stick in your throat/craw/gullet v. içine sinmemek
stick in your throat/craw/gullet v. canını sıkmak
stick in your throat/craw/gullet v. kabullenememek
stick in your throat/craw/gullet v. sindirememek
stick nose in v. burnunu sokmak
stick nose in v. karışmak
stick nose up in the air v. burnu havada olmak
stick nose up in the air v. kendini beğenmiş olmak
stick nose up in the air v. kibirli davranmak
stick one's nose in v. burnunu sokmak
stick one's nose in v. karışmak
stick your bib in [australia] v. burnunu sokmak
stick your bib in [australia] v. üstüne vazife olmayan işlere karışmak
stick your bib in [australia] v. başkasının işine maydanoz/salça olmak
stick your bib in [australia] v. burnunu başkasının işine sokmak
to stick in the craw v. (biri için) kabul edilemez olmak
to stick in the craw v. nahoş olmak
stick in one's crop v. sindirilmemek
stick in one's crop v. kabulü zor olmak
stick in one's crop v. saldırmak
stick in one's crop v. can sıkmak
stick in one's crop v. zor kabul edilmek
stick-in-the-mud adj. uyuşuk
in a cleft stick expr. açmazda
stick-in-the-mud expr. ağırkanlı
stick that in your pipe and smoke it expr. bunu sineye çekmek zorundasın
stick that in your pipe and smoke it expr. bunu kabul edip çeneni kapasan iyi olur
in a cleft stick expr. çıkmazda
in a cleft stick expr. zor durumda
better than a poke in the eye (with a sharp stick) [cliché] expr. hiç yoktan iyidir
better than a poke in the eye (with a sharp stick) [cliché] expr. daha kötü olabilirdi
better than a poke in the eye (with a sharp stick) [cliché] expr. daha kötüsü de olabilirdi
words stick in (one's) throat expr. kelimeler boğazında düğümlenmiş
words stick in (one's) throat expr. nutku tutulmuş
Speaking
don't stick your nose in other people's business expr. başkalarının işine burnunu sokma
don't stick your nose in other people's business expr. başka insanların işine burnunu sokma
don't stick your nose into/in my business! expr. işime burnunu sokma!
Industry
stick-in n. çelik çubukları diğer merdanelere götüren çelik işçisi
Slang
stick a bullet in one's head v. birinin kafasına kurşun sıkmak
stick a fork in it expr. bitmiş
stick a fork in it expr. yapıldığı ya da tamamlandığı düşünülmüş
British Slang
better than a poke in the eye with a blunt stick expr. daha kötü olabilirdi