tırtıklı - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

tırtıklı



Bedeutungen von dem Begriff "tırtıklı" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 20 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
tırtıklı jagged adj.
tırtıklı ragged adj.
tırtıklı uneven adj.
tırtıklı milled adj.
tırtıklı rough adj.
tırtıklı knurled adj.
tırtıklı featheredge adj.
tırtıklı sawed adj.
tırtıklı sawtooth adj.
tırtıklı saw-toothed adj.
tırtıklı fimbricate adj.
tırtıklı serried adj.
tırtıklı serrous [obsolete] adj.
tırtıklı shreddy adj.
Technical
tırtıklı erose adj.
tırtıklı knurled adj.
Aeronautic
tırtıklı serrated adj.
Biology
tırtıklı serriform adj.
tırtıklı squarrous adj.
Marine Biology
tırtıklı serrate adj.

Bedeutungen, die der Begriff "tırtıklı" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 85 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
kağıdın tırtıklı kenarı deckle edge n.
tırtıklı kesim crinkle cutting n.
tırtıklı şeritler ribbons n.
ortaçağ kıyafetinin tırtıklı veya katmanlı kenarındaki bölme dag n.
tırtıklı olma gravelliness n.
madeni paranın tırtıklı kenarı milling n.
tırtıklı kağıt kenarı featheredge n.
tırtıklı kenar feather-edge n.
(ortaçağ giysilerinde) tırtıklı kenar yapmak dag v.
(ortaçağ giysilerinde) tırtıklı aplike yapmak dag v.
tırtıklı (anahtar için) warded adj.
sık/küçük/minik tırtıklı/çentikli minutely-toothed adj.
kenarları tırtıklı deckle-edged adj.
tırtıklı/tarazlı gravelly adj.
tırtıklı yüzeyli hackly adj.
tırtıklı kenarlı hackly adj.
(kağıt) kenarı tırtıklı featheredged adj.
(hanedan arması) kenarı tırtıklı invected adj.
ucu tırtıklı praemorse adj.
(konteyner/şişe kapağı) iç kenarı tırtıklı screw-on adj.
içi tırtıklı kapağı olan screwtop adj.
(konteyner) iç kenarı tırtıklı kapağı olan screw-top adj.
iç kenarı tırtıklı kapağı olan screw-topped adj.
hafif tırtıklı serratulate adj.
küçük tırtıklı serratulate adj.
tırtıklı bir biçimde jaggedly adv.
tırtıklı bir şekilde erosely adv.
tırtıklı bir şekilde hackly adv.
tırtıklı bir şekilde unevenly adv.
tırtıklı bir şekilde serriedly adv.
Technical
çelikten yapılmış tırtıklı bisiklet pedalı rat-trap n.
kaplanmış tırtıklı metal conta covered serrated metal gasket n.
taş ve beton işlemek için kullanılan tırtıklı yüzlü bir balta patent ax n.
(duvarcılık) taş yüzeyi süslemede kullanılan kenarları tırtıklı çelik levha comb n.
saati kurmak için kullanılan tırtıklı topuz crown n.
matkap kovanının tırtıklı dış parçası shell n.
mürekkep uygulama aparatında sivri uçlu tırtıklı metal parça point n.
kenarları tırtıklı olmayan (bozuk para) unmilled adj.
(metal, kağıt) tırtıklı veya kırışık malzemeden yapılmış corrugated adj.
Computer
tırtıklı kod redundant code n.
düz çizgilerde düşük çözünürlükte oluşan tırtıklı görünüm jaggies n.
Mechanic
daha sıkı tutunması için ucu tırtıklı olan cıvata bat bolt n.
Textile
tırtıklı bıçak hook blade n.
tabanı tırtıklı çizme ya da ayakkabı lug boot n.
Furniture
kenarları tırtıklı oyulmuş yuvarlak masa piecrust table n.
Traffic
(hız kesici) tırtıklı şerit rumble strip n.
Anatomy
kafatasında parietal kemikler ile oksipital kemik arasındaki derin tırtıklı sütür ile ilgili olan lambdoid adj.
kafatasında parietal kemikler ile oksipital kemik arasındaki derin tırtıklı sütür ile ilgili olan lambdoidal adj.
kafatasında parietal kemikler ile oksipital kemik arasındaki derin tırtıklı sütür ile ilgili lamdoidal adj.
Gastronomy
uç kısmında kavis bulunan tırtıklı küçük bıçak grapefruit knife n.
Biology
duvarı tırtıklı olan alyuvarlar echinocyte n.
kenarları tırtıklı (yaprak vb.) lacerated adj.
Marine Biology
tırtıklı kenarları olan bir kahverengi alg tang (fucus vesiculosus) n.
nispeten büyük ve tırtıklı kabuğu olan bir örümcek yengeci toad crab (hyas coarctatus) n.
nispeten büyük ve tırtıklı kabuğu olan bir örümcek yengeci toad crab (hyas araneus) n.
nispeten büyük ve tırtıklı kabuğu olan bir örümcek yengeci harper n.
Zoology
tırtıklı uzuv serra n.
tırtıklı organ serra n.
her iki yanı da tırtıklı biserrate adj.
tırtıklı gagalı serratirostral adj.
Botanic
tüylü gövdesi ve mızrak şeklinde tırtıklı yaprakları olan, beyaz, mavi ya da gül renginde çiçekler açan bir bitki ladies' slipper (impatiens balsamina) n.
tırtıklı yaprak erose leaf n.
avrasya'ya özgü hoş kokulu, tırtıklı yaprakları ve beyaz çiçekleri olan bir ot sneezewort n.
avrasya'ya özgü hoş kokulu, tırtıklı yaprakları ve beyaz çiçekleri olan bir ot sneezeweed n.
avrasya'ya özgü hoş kokulu, tırtıklı yaprakları ve beyaz çiçekleri olan bir ot achillea ptarmica n.
uzun ve tırtıklı yapraklı, beyaz çiçekli ve yeşilimsi sarı yenebilir meyveli, tırmanıcı bir asya bitkisi bower actinidia n.
pembe ve kırmızı tırtıklı yaprakları olan yeni zelanda'ya özgü bir bitki parataniwha (elatostema rugosa) n.
tırtıklı yapraklarından sarı boya elde edilen bir avrupa bitkisi sawwort n.
tırtıklı yapraklarından sarı boya elde edilen bir avrupa bitkisi serratula tinctoria n.
çift tırtıklı biserrate adj.
(yaprak kenarı) tırtıklı sawtoothed-edged adj.
(yaprak) tırtıklı-kirpikli yapıda olan serrate-ciliate adj.
(yaprak) tırtıklı-dişli yapıda olan serrate-dentate adj.
(yaprak) çift tırtıklı serrate-dentate adj.
Archaeology
bıçak benzeri tırtıklı devasa dişleri olan büyük etçil iki ayaklı bir dinozor tyrannosaur (tyrannosaurus rex) n.
bıçak benzeri tırtıklı devasa dişleri olan büyük etçil iki ayaklı bir dinozor tyrannosaurus n.
Printery
kağıdın tırtıklı kenarı deckle n.
Archaic
tırtıklı hale getirmek asperate v.
Ornithology
tırtıklı gagası olan küba'ya özgü bir kuş tocororo (priotelus temnurus) n.
tırtıklı gagası olan küba'ya özgü bir kuş tocororo (priotelus temnurus n.
tırtıklı gagası olan küba'ya özgü bir kuş cuban trogon n.
eosen dönemi'ne özgü, tırtıklı veya çentikli bir çenesi olup dişleri olmayan nesli tükenmiş bir kuş odontopteryx n.
tırtıklı pençe pectinate claw n.
Slang
tırtıklı prezervatif french tickler n.
tırtıklı lastik izleri gator n.