taş - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

taş



Bedeutungen von dem Begriff "taş" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 44 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
taş stone n.
General
taş gem n.
taş dig n.
taş flint n.
taş quip n.
taş allusion n.
taş piece n.
taş gibe n.
taş rock n.
taş concretion n.
taş hit n.
taş pavement n.
taş jeer n.
taş man n.
taş innuendo n.
taş stone n.
taş jibe n.
taş gybe n.
taş clach n.
taş roach [dialect] [uk] n.
taş roche [dialect] n.
taş stane [scotland] n.
taş lapidary adj.
taş lith- pref.
taş -lith suf.
Colloquial
taş crack n.
taş goolies [australia] n.
Technical
taş masonry n.
Marine
taş rubble n.
taş rubble stone n.
Medical
taş tache n.
taş calculus n.
taş lithic adj.
Math
taş calculus n.
Chemistry
taş stone n.
Agriculture
taş stone n.
Geology
taş gibber [australia] n.
Latin
taş lapis n.
Slang
taş rock n.
taş brinny [australia] n.
taş gooly [australia] n.
taş goolie [australia] n.
taş dolly bird n.
British Slang
taş clemmy n.

Bedeutungen, die der Begriff "taş" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
taş ocağı quarry n.
taş ocağından çıkarmak quarry v.
General
şeffaf taş transparent gem n.
taş başlık cap stone n.
taş kokain crack cocaine n.
yalancı taş imitation jewel n.
taş devri the stone age n.
kıymetli taş kesicisi lapidary n.
kıymetli taş gem n.
evlere bitişik parke taş kaplı alan patio n.
değerli taş uzmanı gemmologist n.
taş ocağı stone pit n.
lacivert taş lapis lazuli n.
büyük tek parça taş sarsen n.
tek taş solitaire n.
taş kesme makinesi stone cutter n.
yontma taş hewn stone n.
taş kömürü anthracite n.
taş duvar stone wall n.
sardoniks (değerli bir taş) sardonyx n.
mücevheri süsleyen tek taş solitaire n.
değerli taş bilimi gemmology n.
değerli taş precious stone n.
taş ustası stonemason n.
yontma taş dressed stone n.
taş damarı grain n.
yontma taş cut stone n.
taş seti groin n.
değerli taş rock n.
dama taş sürme move n.
taş üstünde bulunan ağaç şekli dendrite n.
mavimsi yeşil değerli bir taş aquamarine n.
taş devri stone age n.
taş tahta slate n.
kıymetli taş precious stone n.
taş baskı sanatı lithography n.
dikili taş stelo n.
taş basmacı lithographer n.
kurban kesilen taş altar n.
yol (bahçede taş/beton) walk n.
kırma taş crushed rock n.
kabartmalı değerli taş cameo n.
taş kesilme petrifaction n.
taş kesilme fossilization n.
taş yığını halinde anıt cairn n.
kesme taş face stone n.
değerli taş oymacılığı glyptics n.
opale benzer sarı taş opaline n.
dikili taş stele n.
orta taş çağı mesolithic n.
taş duvar ören kalifiye işçi stonemason n.
taş yapılar stone buildings n.
sandık taş sarcophagus n.
kum tanesi gibi taş parçacığı grit n.
değerli taş oyma sanatı glyptic art n.
piyondan büyük taş piece n.
yontma taş ashlar n.
taş döşeme paving n.
taş dolgu rubble n.
taş döşeli bahçe rockery n.
küçük ve orta boyda taş parçası shingle n.
renkli taş basması chromolithography n.
taş levha slab n.
taş merdiven steps n.
taş (mücevhere ait) stone n.
doğal taş naturel stone n.
cep saatinin içindeki taş jewel n.
taş baskı lithograph n.
volkanik siyah taş trap n.
değerli taş gem n.
taş yığını cairn n.
taş parçaları chipping n.
keski ile işleme (taş) tooling n.
özellikle tahta bir kutu içinde çapa yerine denize atılan büyükçe taş killick n.
oymalı taş intaglio n.
taş yığını halinde mezar cairn n.
temsili mezara dikilen taş cenotaph n.
beş taş oyunu jacks n.
cilalı taş devri neolithic age n.
taş işi rockwork n.
değerli taş oyma sanatı glyptography n.
kesme taş dimension stone n.
değerli taş ice n.
taş döşeli küçük bahçe rockery n.
volkanik taş igneous rock n.
taş kalem stylus n.
damla taş stalactite n.
hayvanların su içtikleri taş veya ağaçtan oyma kap watering hole n.
son taş parting shot n.
yontulmamış değerli taş gemstone n.
taş baskı litho n.
yontma taş çağı paleolithic n.
yüzükte tek taş solitaire n.
yontma taş grinded stone n.
taş kaydırma oyunu ducks and drakes n.
delikli taş sink n.
renkli taş basma chromolithograph n.
taş kırma makinesi stone breaker n.
taş döşeme floor n.
taş kırıcı stone crusher n.
değerli taş stone n.
yontma taş devri palaeolithic n.
kum ve taş parçası detritus n.
taş kesme stone cutting n.
süs eşyası olarak kullanılan mavi renkli bir taş luzerite n.
kıymetli taş gemstone n.
moloz taş rubble stone n.
sapan (taş atmak için) sling n.
kakma taş mounted gem n.
dikili taş stela n.
dikili taş obelisk n.
taş (böbrekte/safrada oluşan) stone n.
giderayak atılan taş söz parting shot n.
taş yığma stone masonry n.
taş oyucu lapicide n.
taş bebek doll n.
çok sert efsanevi bir taş adamant n.
taş seti groyne n.
hayvan şeklinde taş şekil zoomorph n.
taş koyma scuppering n.
yılan ısırıklarında zehiri etkisizleştirmekte kullanılan taş snakestone n.
büyük yassı taş slab n.
taş (santranç/dama) man n.
değerli taş jewel n.
yüzeydeki taş topstone n.
üstteki taş topstone n.
neolitik çağa ait yontma taş alet neolith n.
oymalı taş intagli n.
taş yürek hardheart n.
taş endüstrisi ve ticareti stone industry and trade n.
taş oymacılığı stone carving n.
taş işçileri stone workers n.
taş ustası stone master n.
taş dönel merdiven vis n.
dağ tepesine yığılan taş cairn n.
yuvarlanan taş rolling stone n.
en tepedeki taş topstone n.
taş kırma aleti lithotriptor n.
duble taş doublet n.
kırma taş ballast n.
kütük/kaya/taş parçası block n.
taş fırın erkeği tough guy n.
taş parçası spall n.
kırık taş brash n.
taş heykel stone statue n.
tekboy taş kırıntıları chip n.
yassı yuvarlak taş cobblestone n.
taş yonucu dresser n.
enli taş kalemi drove n.
seçme taş eclogite n.
doğal taş fieldstone n.
değerli taş gemstone n.
taş kalem slate-pencil n.
taş fırın erkeği red-blooded man n.
üç taş tick-tack-toe n.
yontulmuş taş hewn stone n.
büyük taş boulder n.
(satranç) taş man n.
buzul taş ve toprağı moraine n.
cilalı taş devri neolithic period n.
sivri uçlu taş/kaya needle n.
yerüstü taş ocağı open quarry n.
taş kesilme petrification n.
(satranç/dama vb) taş piece n.
taş kama packing n.
taş döşeli açık avlu patio n.
kaba yonu taş pitch-faced stone n.
taş unu rock flour n.
taş yığını rubble n.
taş tutma scaling n.
taş nemi sap n.
çaplanmış taş scrabble n.
taş basması litography n.
tabii taş natural stone n.
taş buzu stone-ice n.
taş mektep stone school n.
kıymetli taş jewel n.
yarı değerli taş semi-precious stone n.
yarı değerli taş semi-precious mineral n.
taş fırın stone oven n.
taş atan çocuklar stone-throwing children n.
taş baskı lithography n.
üç taş oyunu ticktacktoe n.
üç taş oyunu tic-tac-toe n.
üç taş oyunu noughts and crosses n.
üç taş oyunu tick-tack-toe n.
üç taş oyunu ticktacktoo n.
üç taş oyunu tit-tat-toe n.
taş gibi ifadesiz yüz a stony face n.
terk edilmiş taş ocağı abandoned quarry n.
taş terapisi stone therapy n.
tepeden aşağı kayan taş toprak landslide n.
taş/kaya toplama collecting rocks n.
taş toplayıcılık rockhounding n.
taş duvar işçiliği/ustalığı stonemasonry n.
taş duvar ustası stonemason n.
sahte taş imitation jewel n.
taş sektirme/kaydırma stone skimming n.
taş sektirme/kaydırma stone skiting n.
maden/taş ocağı quarry n.
atom taş cubic zirconia n.
tek taş yüzük solitaire ring n.
taş makas kağıt rock-paper-scissors n.
antik roma' da taş veya pişmiş toprak ya da tunçtan yapılan vazoya benzer kapaklı veya kapaksız kap urn n.
armut ya da oval şeklinde üç köşeli genelde elmastan yapılan değerli taş briolette n.
taş tapınımı litholatry n.
taş gömüt dolmen n.
taş yünü stone wool n.
taş devri diyeti paleolithic diet n.
taş devri diyeti paleo diet n.
taş devri diyeti stone age diet n.
taş devri diyeti hunter-gatherer diet n.
taş devri diyeti paleodiet n.
taş devri diyeti caveman diet n.
taş sektirme skipping rocks (us) n.
taş sektirme stone skipping n.
taş sektirme stone skiffing (irish) n.
taş sektirme stone skimming n.
taş sektirme stone skiting n.
değerli taş bilimi gemology n.
değerli taş uzmanı gemologist n.
taş ya da kayadan yapılma mezar sepulcher n.
yontma taş çağı palaeolithic n.
taş kesilme fossilisation n.
taş ev stone house n.
oynak taş loose stone n.
granit küp taş granite cube stone n.
kokulu taş scented stone n.
taş fırın brick oven n.
taş fırın masonry oven n.
taş çember stone circle n.
taş kağıt makas rock-paper-scissors n.
yarı değerli doğal taş semi-precious natural stone n.
taş örnekleri stone samples n.
balear adaları'na özgü, genellikle savunma amaçlı kullanılan taş kule talayot n.
taş yüreklilik callosity n.
taş yüreklilik hardheartedness n.
taş kalplilik callosity n.
taş kalplilik hardheartedness n.
değerli bir taş olan zoisitin şeffaf bir cinsi tanzanite n.
kabartmalı ya da oymalı değerli taş camaieu n.
galatya'da bulunan bir tür taş adarce [obsolete] n.
değerli taş kesiminde üstteki düz yüzey table n.
utah'da doğal bir taş köprü ve ulusal bir anıt rainbow bridge n.
taş yığını halinde mezar carn n.
taş yığını carn n.
ışığı yansıtan değerli taş cat's-eye n.
toynaktan taş çıkaran alet hoof-pick n.
beş taş (oyun) knucklebones n.
beş taş (oyun) tali n.
beş taş (oyun) fivestones n.
beş taş (oyun) jacks n.
yansıtıcı metal folyo sırtı olan saydam taş chaton n.
yüzüğün taş yerleştirilen kısmı chaton n.
değerli taş nouch [obsolete] n.
bir sınıra işaret eden taş veya direk terminus n.
kare biçiminde taş sütun terminus n.
üçüncü kalite (değerli taş) third water n.
taş atım mesafesi throw n.
çin dominosunda bir taş tile n.
taş kulübe stone cottage n.
çocuk oyunlarında büyük ve değerli taş emperor n.
kıymetli taş kesicisi lapidist n.
mermere benzer taş marble n.
taş gibi olma hali lapillation n.
eskiden ayakkabı ustalarının üzerinde deri dövmek için kucaklarına koydukları bir taş lapstone n.
(tavla) açık pul/taş blot n.
taş bilimci lithologist n.
taş kokain bağımlısı binger n.
(satranç, dama) siyah taş black n.
değeri taş sahibi tarafından belirlenebilen işaretsiz domino taşı blank n.
taş plağın orijinal kaydın kopyalarını seri olarak üretmek için kullanılan elektroform baskısı matrix n.
taştan veya etrafındaki doğal malzemeden kesilerek çıkarılan değerli taş matrix n.
sivri uçlu oval şeklindeki değerli taş marquise n.
avrupa'da kıyı savunması için inşa edilmiş, genellikle taş malzemeden yapılmış alçak ve yuvarlak kule martello tower n.
avrupa'da kıyı savunması için inşa edilmiş, genellikle taş malzemeden yapılmış alçak ve yuvarlak kule martello n.
öğütme için kullanılan, taş kaplamalı delikli bir tür çark martin n.
taş fırın erkeği bloke [uk] n.
tavlada açıkta kalan taş blot n.
resmi belgelerde imza yerine kullanılan ağaç, taş veya boynuzdan yapılmış japon damgası hanko n.
taş kalplilik hardness n.
üzerinde dik yerleştirilmiş bir taş levhanın yükseldiği sembol yapı mearstone [obsolete] n.
ters yöndeki karakterlerle işlenmiş mühür olarak kullanılan küçük değerli taş veya macun medicine seal n.
şifa çemberi ile ilişkili olarak taşları dört yöne doğru özel bir desen oluşturacak şekilde dizerek inşa edilen taş anıt medicine-wheel n.
taş yığınlarının üzerine dikilmiş taş levhadan meydana gelen sembol yapı meerestone n.
ağırlığı genellikle 1/8 karatın altında olan, büyük bir taş parçasından kesilmiş küçük elmas melee n.
dokuz taş oyununda kullanılan taş meril n.
dokuz taş merils n.
yere veya tahtanın üzerine çizilen çizgilerin kesişim noktalarına taş yerleştirerek oynanan, iki kişilik modası geçmiş bir oyun merils n.
uzun devirli bir taş plakta yer alan dar oluk microgroove n.
taş sürme movement n.
taş ok ucu fairy stone n.
taş yığını bourock [scotland] n.
iki büyük dik taş ve bir kapak taşından oluşan tarih öncesi bir mezar bowing stone n.
(dama) aralarında boş bir kare bırakılmış aynı renkte iki taş bridge n.
oval kesimli değerli taş brilliolette n.
oval kesimli değerli taş brillolette n.
ata binmek için kullanılan taş montoir n.
tabut taşıyıcılarının tabutu üzerine koyduğu büyük taş mort stone n.
tabut taşıyıcılarının tabutu üzerine koyduğu büyük taş mort-stone [uk] [obsolete] n.
bir taş plağın orijinal kaydının çok sayıda kopyasını üretmek için kullanılan elektroform baskısı mother n.
eskiden ata binmeye yardımcı olması için kullanılan taş mounting-block n.
(dama, satranç) taş oynama move n.
mermer ve bakır levha cilalamak için kullanılan bir tür taş yorkshire grit n.
çalışma alanındaki (toprak, çakıl, taş) molozu temizleyen kimse mucker n.
kömür kesicinin kanallarda bıraktığı taş parçalarını kazıyan bir maden işçisi mucker n.
taş kırma işçisi burster n.
değerli taş kesen ve şekillendiren kimse gem cutter n.
değerli taş esansı terapisi gem essence therapy n.
bilimsel değerli taş bilgisi gemmary n.
oynak taş glidder [dialect] [uk] n.
değerli taş oymacılığı glyptic n.
gediğe koyulan taş choke pear [obsolete] n.
değerli taş oymalarının incelenmesi dactyliology n.
taş ocağı delf [uk] [dialect] n.
taş ocağı delft n.
taş gibi donakalma gracelessness n.
taş plak sever gramophile [uk] n.
taş plak koleksiyoncusu gramophile [uk] n.
kum tanesinden iri, çakıl taşından küçük taş veya mineral parçası granule n.
küçük taş parçası gravel-stone n.
taş, kum (böbrek) gravel-stone n.
(körling veya çim topunda) bir diğerini hücumdan koruyacak şekilde hareket ettirilen kuka veya taş guard n.
taş kalplilik heart hardness n.
kollu taş hücreleri idioblast n.
taş hücre idioblast n.
(armacılıkta) taş gülle ogress n.
bileği taşlarının üretilebileceği taş oilstone n.
küçük taş chuckie [scotland/new zealand] n.
çok sert efsanevi bir taş diamond [obsolete] n.
beş taş oyunu dibs n.
taş plak araştırması ve koleksiyonu diskophily n.
taş plak araştırması ve koleksiyonu phonophily n.
yuvarlak taş parçası dornick n.
avuç içi büyüklüğünde taş parçası dornick n.
fırlatmalık taş parçası dornick n.
küçük taş dornock n.
fırlatmalık küçük taş dornock n.
taş kokain bağımlısı crack addict n.
kurbağa başından çıktığı düşünülen değerli taş crapaud [obsolete] n.
taş kütlesi cutch n.
(dolmen veya höyüğü çevreleyen) taş çemberi cyclolith n.
bir ejderhanın kafasında bulunduğuna inanılan bir tür değerli taş draconites n.
(eski bir çocuk oyununda kullanılan) düz taş drake n.
denizde bir dalgakıran, mendirek oluşturmak için suya yığılan taş veya beton pierre-perdu n.
taş sektirme ducks and drakes [uk] n.
işe taş koyma crossing n.
(asya'da kullanılan ve içinde katılaşmış mürekkebin öğütüldüğü) taş havan inkstone n.
taş ve demir parçaları fırlatmaya yarayan bir silah çeşidi pederero [obsolete] n.
damla kesim değerli taş pendeloque n.
(satranç gibi oyunlarda) taş dizilimi position n.
değerli taş sardel n.
taş parçası scabling n.
taş makas kağıt rochambeau n.
(taş vb.) su üzerinde sekme dap n.
korkuluk tabanında yer alan ince taş çıkıntısı cordon n.
çok sayıda değerli taş ve boncuklardan oluşup boyun kısmına oturan esnek kolye dog collar n.
beş taş oyunu five stones n.
değerli taş imitasyonu foil stone n.
birinin yoluna taş koyma foiling n.
taş duvarın karşılıklı duvarların birbirine yaklaştırılması ile inşa edilmiş alt yüzü gather n.
giderayak atılan taş parthian arrow n.
taş işçiliğinde kullanılan çeşitli ölçüm birimlerine verilen ad perch n.
taş üzerine yazı yazma sanatı petrography n.
ham değerli taş preform n.
ham haline yakın kıymetli taş preform n.
(damada) taş kaybeden oyuncunun attığı shot shot n.
(shetland ve orkney adaları'nda) et ve balık kurutmada kullanılan bir taş istifi skeo n.
parça başı iş yapılan bir atölyede dizgicinin nüsha bitince üzerine adını yazdığı taş slate [uk] n.
balyoz ile taş kıran işçi sledger n.
mancınık ile fırlatılan taş slingstone n.
sapan ile atılan taş slingstone n.
taş yığını slither n.
yeşil renkli değerli bir taş smaragdine [rare] n.
yeşil renkli değerli taş smaragdine [rare] n.
(moloz taş duvarda) küçük kare biçimli taş sneck n.
muggins oyununda oynanan ilk çift taş sniff n.
ateş yakmada kullanılan taş pyrite [obsolete] n.
ateş yakmada kullanılan taş pyrites [obsolete] n.
taş falı sors n.
(taş veya ahşaptan) ok atma platformu stake n.
(taş) turkuaz turquoise n.
tekere taş koymak trig v.
taş kesmek petrify v.
taş ocağı açmak quarry v.
taş döşemek cobble v.
taş döşemek (yol) pitch v.
taş atmak throw rock at v.
sapanla (taş) atmak sling v.
taş atmak jeer v.
taş atmak allude v.
taş atmak jibe v.
taş döşemek lay flagstones v.
taş taş üstünde bırakmamak level with the ground v.
taş döşemek stone v.
üstünde seke seke gitmek (taş suyun) skim across v.
sekmek (kurşun/taş) ricochet v.
taş döşemek floor v.
taş kesilmek petrify v.
taş yontmak dress v.
taş koymak scupper v.
taş atmak pelt v.
taş koymak stymie v.
taş atmak snipe v.
taş çıkartmak surpass somebody v.
taş atmak dig (at someone) v.
taş kesilmek be petrified v.
taş atmak throw stone at v.
taş atmak allude to v.
taş atmak have a dig at somebody v.
taş yontmak knap v.
bağrına taş basmak grin and bear it v.
taş atmak quip v.
taş kalpli olmak have a heart of stone v.
kaplamak (yolu asfalt/taş vb ile) pave with v.
yontmak (taş) dress v.
taş yontmak dress stone v.
kakma işi yapmak (taş) set v.
taş çıkartmak make rings round somebody v.
taş ile örmek mason v.
taş çıkartmak be far superior than (somebody) v.
taş çıkartmak be able run rings around (somebody) v.
taş çıkarmak be far superior than (somebody) v.
taş kesilmek be dumbfounded v.
yolu (asfalt/taş ile) kaplamak pave with v.
yoluna taş koymak stymie v.
taş döşemek pave v.
yola taş döşemek pitch v.
taş çıkartmak top v.
taş yontmak stroke v.
taş atmak throw stone v.
taş düşürmek pass a kidney stone v.
(suda) taş sektirmek skip a stone v.
(suda) taş kaydırmak skim stone v.
(suda) taş kaydırmak skim stones v.
(suda) taş sektirmek skim stone v.
(suda) taş sektirmek skim stones v.
taş kokain çekerken yakalanmak be caught smoking crack pipe v.
taş atmak gybe v.
taş kesilmek lithify v.
taş duvarlarla çevrelemek castle [obsolete] v.
taş duvarlar arasına yerleştirmek castle [obsolete] v.
taş yağdırmak lapidate v.
(bir şeye) değerli taş eklemek jewel v.
(beş taş oyununda) taşı yukarıya atıp yerdeki eklemleri tutmak knuckle v.
kazı veya maden kazısı sırasında çıkan (yumuşak toprak, killi toprak, çakıl, taş) malzemeyi temizlemek muck v.
(mızrak, taş, kurşun) yüzeyden sekecek şekilde fırlatmak veya atmak glance v.
odun veya taş şekli verecek şekilde boyamak veya süslemek grain v.
(kağıt, taş, metal) yüzeyini granüllü hale getirmek grain v.
taş atmak rock v.
(değerli taş) taca yerleştirmek indiadem v.
taş atmak pelter v.
(taş yapının karşılıklı duvarları) birbirine yaklaştırmak gather v.
(taş plağı) elektroform baskısından çoğaltmak press v.
(taş plak) plastikten üretmek press out v.
(tuğla veya taş) kaplamak scutch v.
(mızrak, taş, kurşun) yüzeyden sekecek şekilde fırlatmak slant v.
taş fırlatmak stane [dialect] v.
taş koymak stimey v.
(oyun) taş yemek capture v.
taş yürekli stonyhearted adj.
taş gibi granitic adj.
taş kalpli stony hearted adj.
taş gibi hard as stone adj.
taş gibi granite adj.
taş kalpli stonyhearted adj.
yoluna taş koyulmuş encumbered adj.
taş gibi strapping adj.
safrakesesinde taş olan calculous adj.
taş kalpli insensitive adj.
yontma taş devrine ait paleolithic adj.
taş kafalı bulkheaded adj.
taş kesilmiş petrified adj.
taş gibi stony adj.
taş kalpli stony adj.
mineral katmanlı taş özelliğinde sparry adj.
ikinci derecede değerli (taş) semiprecious adj.
taş kalpli obdurate adj.
kıymetli taş kesme sanatına ait lapidary adj.
taş kalpli hard hearted adj.
yontma taş devrine ait palaeolithic adj.
taş gibi like stone adj.
taş gibi rocky adj.
taş koyulmuş scuppered adj.
üstü tıraşlanmış (taş) tabular adj.
yontulmuş (taş vb) knapped adj.
taş atılmış alluded adj.
taş gibi sağlam rock solid adj.
taş kalpli hard-hearted adj.
taş gibi copper-bottomed adj.
taş yürekli hard-hearted adj.
taş duvarlı stone-walled adj.
taş kesilmiş concrete adj.
cilalı taş devrine ait neolithic adj.
kaba yonu taş pitch-faced adj.
(değerli taş) yontulmamış uncut adj.
taş kalpli stone-hearted adj.
taş kalpli stonehearted adj.
taş kesilmiş catatonic adj.
taş kalpli ironhearted adj.