take in - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

take in

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "take in" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 56 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
take in n. hayal kırıklığı
take in v. anlamak
take in v. dolandırmak
take in v. içeri almak
take in v. tongaya bastırmak
take in v. geçirmek
take in v. küçültmek
take in v. kandırmak
take in v. çevrelemek
take in v. almak
take in v. içermek
take in v. içine almak
take in v. eve iş götürmek
take in v. kiracı almak
take in v. abone olmak
take in v. aldatmak
take in v. sızdırmak
take in v. kavramak
take in v. kabul etmek
take in v. cebe atmak
take in v. eve iş almak
take in v. (giysi) daraltmak
take in v. kapsamak
Phrasals
take in v. kodese tıkmak
take in v. nezarete tıkmak
take in v. görmek
take in v. gezmek
take in v. incelemek
take in v. süzmek
take in v. ziyaret etmek
take in v. himayesine/gözetimi altına almak
take in v. evine almak
take in v. sahiplenmek
take in v. kar etmek
take in v. kazanmak
take in v. kazanç/kar olarak içeri sokmak
take in v. içine çekmek
take in v. solumak
take in v. misafir olarak almak
take in v. misafir etmek
take in v. derinlemesine seyretmek
take in v. doya doya seyretmek
take in v. ev işi üstlenmek
take in v. hasılat yapmak
take in v. kazanç/gelir sağlamak
take in v. para girdisi sağlamak
take in v. içeri sızdırmak
take in v. içeri kabul etmek
take in v. tamire götürmek/sokmak
take in v. karakola götürmek
take in v. evden yapılacak iş almak
take in v. boyundan almak
take in v. yanlarından almak
Technical
take in v. giysi daraltmak
take in v. içeri almak içeri bırakmak
Textile
take in v. daraltmak (giysi)

Bedeutungen, die der Begriff "take in" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 399 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
take-in n. dolandırıcılık
take-in n. sahtekarlık
take someone in v. birini içeriye götürmek
take something in v. daraltmak
take an interest in v. alaka göstermek
take somebody in charge v. tutuklamak
take in charge v. yüklenmek
take an active role in v. aktif rol oynamak
take someone in v. birini tutuklamak
take in a reef v. camadan vurmak
take in charge v. üstlenmek
take an examination in v. imtihana girmek
take someone in v. kapsamak (birini)
take something in v. bir şeyi farketmek/görmek
take interest in v. ilgi duymak
take an interest in v. alaka duymak
take someone in v. birini karakola götürmek (polis)
take a pride in v. iftihar etmek
take in one's arms v. kucaklamak
take a share in v. katılmak
take something in v. bir şeyi kavramak
take the lead in v. önayak olmak
take refuge in v. kapağı atmak
take charge in v. görev almak
take an interest in v. ile ilgilenmek
take someone in v. içermek (birini)
take a word in the wrong sense v. yanlış anlamak
take something in v. bir şeyi içeri almak/çekmek
take part in a contest v. yarışmaya katılmak
take somebody in one's arms v. kollarına almak
take in charge v. görev almak
take pride in v. ile övünmek
take a close interest in v. yakından ilgilenmek
take something in v. gitmek (konser müze vb'ne)
take pride in v. kıvanmak
take in a garment v. bir giysiyi daraltmak
take someone in v. içeri almak
take pride in v. gurur duymak
take someone in v. dolandırmak (birini)
take in marriage v. almak
take in money v. para tahsil etmek
take a pride in v. gurur duymak
take shelter in v. barınmak
take something in stride v. bir şeyin üzerinde durmamak
take somebody in charge v. gözaltına almak
take something in the right spirit v. bir şeyin ardındaki iyi niyeti kavrayarak kızmamak
take pen in hand v. kaleme sarılmak
take in hand v. yönetimi ele almak
take something in stride v. bir şeyi mesele yapmamak
take something in v. bir şeyi anlamak
take in tow v. yedeğe almak
take an interest in v. ilgi göstermek
take pride in v. ile iftihar etmek
take refuge in v. iltica etmek
take a word in the wrong sense v. ters anlamak
take up in detail v. bütün boyutlarıyla ele almak
take steps in the direction v. girişimde bulunmak
take an active role in v. aktif rol üstlenmek
take an examination in v. imtihan olmak
take part in v. katılmak
take someone in v. birini ihtiva etmek
take someone in v. aldatmak (birini)
take something in v. görmek (oyun/müze vb'ni)
take somebody in v. kandırmak
take someone in v. birini içeriye almak
take someone in v. barındırmak
take pride in v. iftihar etmek
take in the scene at a glance v. durumu hemen kavramak
take refuge in v. sığınmak
take shelter in v. sığınmak
take in consignment v. emaneten almak
take in hand v. idaresini ele almak
take in a cargo v. yük almak
take in coal v. kömür almak
take measures in time v. zamanında önlem almak
take precautions in time v. zamanında önlem almak
take part in crime v. suça ortak olmak
take part in crime v. suçta rol oynamak
take part in crime v. suça yardımcılık etmek
take something in v. içermek
take something in v. ihtiva etmek
take something in v. bir şeyi kapsamak
take a course in v. kurs almak
take part in a demonstration v. mitinge katılmak
take one's life in one's hands v. kellesini koltuğuna almak
take place in the scope of v. kapsamında yer almak
take a strong interest in one's guests v. misafirlerine pervane olmak
take the car in for service v. servise götürmek (arabayı)
take the car in for service v. arabayı servise götürmek
take the car in for service v. servise bırakmak (arabayı)
take the car in for service v. arabayı servise bırakmak
take place in literature v. literatürde yer almak
take part in literature v. literatürde yer almak
take pride in v. gururunu yaşamak
take part in a ceremony v. törene katılmak
take part in activities v. etkinliklerde bulunmak
take an eager interest in v. bir konuda hevesli olmak
take an eager interest in v. bir konuda çok ilgili olmak
take part in competition v. yarışmaya katılmak
take part in the contest v. yarışmaya katılmak
take someone in hand v. gözetip denetleyerek idare etmek
take someone in hand v. birine nezaret etmek
take someone in hand v. birini gözetmek
take someone in hand v. birini idare etmek
take someone in hand v. gözetip denetlemek
take someone in hand v. birine bakmak
take someone in hand v. ilgilenmek
take in hand v. nezaret etmek
take in hand v. gözetmek
take in hand v. bakmak
take in hand v. ilgilenmek
take in hand v. idare etmek
take refuge in v. -e sığınmak
take solace in v. -de teselli bulmak
take part in a survey v. ankete katılmak
take great care (in) v. itina göstermek
take in hand v. yola getirmek
take part in v. -e katılmak
take in hand v. üstüne almak
take the law in one's own hands v. dizginleri eline almak
take the law in one's own hands v. ipleri eline almak
take an eager interest in v. -e karşı şiddetli ilgi duymak
take something in hand v. denetim altına almak
take something in hand v. eline almak
take something in hand v. kontrol etmek
take something in hand v. ele almak
take something in hand v. duruma el koymak
take the name of god in vain v. allah'ın adını boş yere ağzına almak
take in possession v. temellük etmek
take in consideration v. göz önünde bulundurmak
take part in v. hissedar olmak
take in consideration v. itibara almak
take in consideration v. dikkate almak
take in cargo v. yük almak
take in good part v. iyi anlama almak
take in partnership v. ortak olmak
take part in v. müdahil olmak
take refuge in Allah v. yaradana sığınmak
take refuge in Allah v. Allah'a sığınmak
take a break in the relationship v. ilişkiye ara vermek
take comfort in v. avunmak
take part in the struggle v. mücadele içinde yer almak
take part in the struggle v. mücadeleye katılmak
take part in the struggle v. mücadelede rol almak
take part in the struggle v. mücadelede yer almak
take nothing in return v. karşılığında birşey almamak
take nothing in return v. karşılığında hiçbir şey almamak
take nothing in return v. karşılığında bir şey almamak
take/gain a place in society v. toplumda yer edinmek
take an animal in v. bir hayvana barınak sağlamak
take pleasure in v. haz almak
take pleasure in v. zevk almak
take pleasure in doing something v. (bir şeyi) yapmaktan keyif almak
take pleasure in doing something v. -den keyif almak
take part in the elections v. seçimlere katılmak
take part in the election v. seçime katılmak
take the name of god in vain v. tanrıya saygısızlık/hakaret etmek
take it in turns v. bir işi birisiyle dönüşümlü yapmak
take remarkable steps in v. -de önemli adımlar atmak
take part in v. parçası olmak
take part in the project v. projede yer almak
take place in the list v. listede yer almak
take part in crime v. suça yataklık etmek
take in water v. su almak
take in water v. (tekne vb) su almak
take pleasure in v. keyif almak
take a vicarious pleasure in v. başkasının adına mutlu olmak
take pride in v. kıvanç duymak
Phrasals
take in with v. başvurmak
to take part in something v. bir şeye katılmak
take somebody in v. birisini evine almak
take somebody in v. birini evinde yaşamasına izin vermek
take something in v. bir yere bir şey getirmek
to take part in something v. bir şeye dahil olmak
take something in v. bir şeyi/giysiyi küçültmek
take something in v. bir şeyi gözlemleyip incelemek
take something in v. izlemek
take something in v. para almak
take something in v. ödeme almak
take something in v. hasılat yapmak
take something in v. kazanç/gelir sağlamak
take something in v. para girdisi sağlamak
take something in v. bir şeyi içine çekmek
take something in v. bir şeyi içmek
take something in v. bir şeyi yemek
take something in v. -e bir şey getirmek
take someone or an animal in v. birini/bir hayvanı eve almak
take someone or an animal in v. birine/bir havana yanında kalacak yer vermek
take someone or an animal in v. birine/bir hayvana yanında kalacak yer sağlamak
take (something) out in (something) v. bir işin bedelinin para yerine başka bir şeyle ödenmesini kabul etmek
take (something) out in (something) v. bir şeyin bedelini para dışında bir yöntemle almak
take (something) out in (something) v. para yerine başka bir ödeme kabul etmek
take in as v. belli bir yaş veya durumdayken evine/yanına/içeri almak
take in as v. olarak almak/kabul etmek
Colloquial
take someone in the back v. birisini arkaya götürmek
take someone in v. birini içeri atmak
take an interest in v. yakınlaşmak
take your life in your hands expr. hayatının kontrolünü eline al
Idioms
take something in good part v. alınmamak
take something in good part v. şakayı veya eleştiriyi kaldırabilmek
take a name in vain v. birisinin arkasından kötü konuşmak
take in hand v. üstlenmek
take it in snuff v. kızgın olmak
take stock in v. hisse senedi satın almak
take the name of god in vain v. tanrı'nın adını küfür ile ağzına almak
take in hand v. denemek
take stock in v. güvenmek
take it in snuff v. kırgın olmak
take stock in v. inanmak
take in hand v. kalkışmak
take in hand v. teşebbüs etmek
take (someone or something) in as (something) v. belli bir yaş veya durumdayken evine/yanına/içeri almak
take someone in as something v. işe almak/başlatmak
take (someone or something) in as (something) v. sığınmacı/mülteci olarak almak/kabul etmek
take the bit in (one's) mouth v. dizginleri ele almak
take the bit in one's mouth v. dizginleri ele almak
take comfort in (something) v. (bir şeye) güvenmek
take comfort in (something) v. (bir şeyden) cesaret bulmak
take comfort in (something) v. (bir şeyi) düşünüp rahatlamak
take comfort in (something) v. (bir şeyden) teselli bulmak
take in good part v. alınmamak
take somebody's name in vain v. birisinin arkasından konuşmak
take someone in v. birini oyuna getirmek
take someone in v. birini aldatmak
take someone in v. birinin kanını emmek (neyi var neyi yok almak)
take it in turns v. bir işi birisiyle sıra ile yapmak
take someone in v. birini kazıklamak
take one's place in the spotlight v. bütün dikkatleri üzerine çekmek
take something out in trade v. bir işin bedelini para yerine mal veya hizmet olarak ödemek
take something in stride v. doğal karşılamak
take in stride v. doğal karşılamak
take one's courage in both hands v. cesaretini toplamak
take off in earnest v. ciddiye almak
take the bit in one's teeth v. canını dişine takmak
take no stock in something v. dikkate almamak
not take stock in something v. dikkate almamak
take something in one's stride v. doğal karşılamak
take one's life in one's hands v. hayatını tehlikeye atmak
take in good part v. gücenmemek
take a hand in v. herhangi bir işin içinde olmak
take one's life in one's hands v. hayatını riske sokmak
take one's belt in (a notch) v. harcamaları azaltmak/kısmak
take pride in v. gururlanmak
take a hand in v. işte sorumluluğu olmak
take a hand in v. işte parmağı olmak
take in scenery v. manzarayı izlemek
take no stock in something v. önemsememek
take in stride v. normal karşılamak
take one's life in one's hands v. kelleyi koltuğa almak
take the bit in one's teeth v. kontrolü ele almak
to take one's courage in both hands v. kelleyi koltuğa almak
take something in stride v. normal karşılamak
not take stock in something v. önemsememek
take in good part v. kabullenmek
take one's life in one's hands v. ölüm tehlikesiyle karşılaşmak
take one's courage in both hands v. kelle koltukta
take a shot in the dark v. kafadan atmak
take something in one's stride v. mesele yapmamak
take one's belt in a notch v. kemer sıkmak
take in stride v. mesele yapmamak
take one's life in one's hands v. kelle koltukta
take something in stride v. mesele yapmamak
take something in one's stride v. normal karşılamak
take a hand in v. rol oynamak
take in good part v. şaka kaldırmak
take the spear in one's chest v. sorumluluğu üstüne almak
take a wild stab in the dark v. rastgele tahminde bulunmak
take the spear in one's chest v. suçu/kabahati üzerine almak
take one's courage in both hands v. tüm cesaretini toplamak
take in stride v. üstünde durmamak
take something in stride v. üstünde durmamak
take in stride v. zorluklarla sakin bir şekilde uğraşmak
take something in one's stride v. üstünde durmamak
take something in one's stride v. zorluklarla sakin bir şekilde uğraşmak
take somebody's name in vain v. (ortamda olmayan) birisinin adını (özellikle eleştirerek) anmak
play/take no part in/of something v. bir şeye karışmamış olmak
play/take no part in/of something v. bir şeyde yer almamış olmak
take (one) in tow v. (birine) yardım etmek
take (one) in tow v. (birine) yol göstermek
take (one) in tow v. (birine) rehberlik etmek
take (something) in the wrong way v. (bir şeyi) yanlış anlamak
take (something) in the wrong way v. (bir şeyi) tersten/ters anlamak
take (something) in the wrong way v. (bir şeyi) yanlış yorumlamak
take (something) in tow v. (bir şeyi) çekmek
take (something) in tow v. (bir şeyi) sürüklemek
take it in the neck [uk] v. azar işitmek
take it in the neck [uk] v. paparayı yemek
take it in the neck [uk] v. fırçayı yemek
take it in the neck [uk] v. cezalandırılmak
take no part in/of (something) v. (bir şeyde) yer almamak
take no part in/of (something) v. (bir şeyin) parçası olmamak
take no part in/of (something) v. (bir şeyde) rol oynamamak
take no part in/of (something) v. (bir şeyde) hiçbir şekilde payı olmamak
take no part in/of (something) v. (bir şeye) dahil olmamak
take no part in/of (something) v. (bir şeyle) ilgisi olmamak
take no part in/of (something) v. (bir şeye) bulaşmamış olmak
take no part in/of (something) v. (bir şeye) karışmamış olmak
have/play/take/want no part in/of something v. bir şeyde yer almamak/almak istememek
have/play/take/want no part in/of something v. bir şeyin parçası olmamak/olmak istememek
have/play/take/want no part in/of something v. bir şeyde rol oynamamak/oynamak istememek
have/play/take/want no part in/of something v. bir şeyde hiçbir şekilde payı olmamak/olmasını istememek
have/play/take/want no part in/of something v. bir şeye dahil olmamak/olmak istememek
have/play/take/want no part in/of something v. bir şeyle ilgisi olmamak/olmasını istememek
have/play/take/want no part in/of something v. bir şeye bulaşmamış olmak/bulaşmak istememek
have/play/take/want no part in/of something v. bir şeye karışmamış olmak/karışmak istememek
take delight in (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) çok hoşnut/memnun olmak
take delight in (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) keyif/zevk almak
take delight in (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) haz almak/duymak
have/take a hand in something/in doing something v. bir şeyde/bir şey yapmada payı olmak
have/take a hand in something/in doing something v. bir şeyin/bir şey yapmanın içinde olmak
have/take a hand in something/in doing something v. bir şeyde/bir şey yapmada parmağı olmak
take (one's or someone's) life in(to) (one's) (own) hands v. (kendinin/birinin) hayatını riske atacak (bir şeye) kalkışmak
take (one's or someone's) life in(to) (one's) (own) hands v. kelleyi koltuğa almak
take (one's or someone's) life in(to) (one's) (own) hands v. hayati bir riske girmek/birinin hayatını riske atmak
take (one's) belt in (a notch (or two)) v. harcamaları azaltmak/kısmak
take (one's) belt in (a notch (or two)) v. kemer sıkmak
take (someone or something) in hand v. (birinin/bir şeyin) yönetimi ele almak
take (someone or something) in hand v. (birinin/bir şeyin) idaresini ele almak
take (someone or something) in hand v. (birini/bir şeyi) idare etmeye başlamak
take (someone or something) in hand v. (biriyle/bir şeyle) düzeltmek/geliştirmek amaçlı ilgilenmek
take (someone or something) in hand v. (birinin/bir şeyin) yönetimini/idaresini üstüne almak/üstlenmek
take a course (in something) v. (bir alanda) kurs almak
take a course (in something) v. (bir alanda) kursa gitmek
take a course (in something) v. (belirli bir zamanda) kurs almak/kursa gitmek
take a hand in (something) v. (bir işin) içinde olmak
take a hand in (something) v. (bir işte) parmağı olmak
take a hand in (something) v. (bir şeyde) rol oynamak
take an interest in (someone or something) v. (birine/bir şeye) alaka göstermek
take an interest in (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) ilgilenmek
take an interest in (someone or something) v. (birine/bir şeye) ilgi göstermek
take an interest in (someone or something) v. (birine/bir şeye) ilgi/alaka duymak
take an interest in (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) ilgili olmak
take belt in v. harcamaları azaltmak/kısmak
take belt in v. kemer sıkmak
take in (one's) belt (a notch (or two)) v. kemer sıkmak
take in (one's) belt (a notch (or two)) v. harcamaları azaltmak/kısmak
take it in stride v. durumu doğal karşılamak
take it in stride v. durumu olduğu gibi kabullenmek/kabul etmek
take it in stride v. durumu normal/sakin karşılamak
take it in stride v. durumun üstünde durmamak
take life in hands v. kellesini koltuğuna almak
take life in hands v. hayatını tehlikeye atmak
take life in hands v. hayatını riske sokmak
take life in hands v. ölüm tehlikesiyle karşılaşmak
take life in hands v. kelleyi koltuğa almak
take one's belt in v. kemer sıkmak
take one's belt in v. harcamaları azaltmak/kısmak
take out in trade v. bir işin bedeli karşılığında para yerine mal veya hizmet olarak ödeme almak/kabul etmek
take pride (in someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) övünmek
take pride (in someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) gurur duymak
take pride (in someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) iftihar etmek
take pride (in someone or something) v. (birinden/bir şeyden) kıvanç duymak
take pride (in someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) gururlanmak
take refuge in (something or some place) v. (bir şeye/bir yere) sığınmak
take solace in (something) v. (bir şeyde) teselli bulmak
take solace in (something) v. (bir şeyle) avunmak
take something in your stride [uk] v. bir şeyi doğal karşılamak
take something in your stride [uk] v. bir şeyi olduğu gibi kabullenmek/kabul etmek
take something in your stride [uk] v. bir şeyi normal/sakin karşılamak
take something in your stride [uk] v. bir şeyin üstünde durmamak
take something in stride [us] v. bir şeyi doğal karşılamak
take something in stride [us] v. bir şeyi olduğu gibi kabullenmek/kabul etmek
take something in stride [us] v. bir şeyi normal/sakin karşılamak
take something in stride [us] v. bir şeyin üstünde durmamak
take stock in (something) v. (bir şeye) inanmak
take stock in (something) v. (bir şeyi) dikkate almak
take stock in (something) v. (bir şeyi) önemsemek
take the bit in teeth v. söz dinlememek
take the bit in teeth v. gemi azıya almak
take the bit in teeth v. zincirlerinden kurtulmak
take the bit in teeth v. canını dişine takmak
take the bit in teeth v. kontrolü ele almak
take up residence in (some place) v. (bir yere) yerleşmek
take up residence in (some place) v. (bir yeri) yuvası yapmak/olarak belirlemek
take your courage in both hands v. cesaretini toplamak
take your courage in both hands v. tüm cesaretini toplamak
come in and take a load off your feet expr. buyrun (gelin oturun)
Speaking
do you take sugar in your tea? expr. çayınızı şekerli mi istersiniz?
do you take sugar in your tea? expr. çayınıza şeker alırmıydız?
come in and take a pew expr. içeri gel otur
Trade/Economic
take a loan in foreign currency v. döviz üzerinden borçlanmak
take in inventory v. envanter almak
take part in v. iştirak etmek
take in inventory v. sayım yapmak
take in a cargo v. yük almak
Law
take part in robbery v. soygunda yer almak
Textile
needle plate take-in n. iğne plakası işareti
Marine
take a reef in v. yelkeni camadanla küçültmek
take in the slack v. boş almak
take in a reef v. yelkeni camadana vurmak
Football
take a throw-in v. taç kullanmak
take a throw-in v. taç atmak
Cinema
filming/shooting in one long take n. tek planda çekim
Slang
take a running jump in the lake expr. defol git
take a running jump in the lake expr. git başımdan
take a running jump in the lake expr. kaybol
take a running jump in a lake expr. defol git
take a running jump in a lake expr. git başımdan
take a running jump in a lake expr. kaybol