tarafına - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

tarafına



Bedeutungen von dem Begriff "tarafına" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Colloquial
tarafına on one's side expr.

Bedeutungen, die der Begriff "tarafına" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 250 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
sancak tarafına starboard n.
denklemin diğer tarafına geçirme transposition n.
içi oyulmuş ve bir tarafına insan çehresi şekli verilmiş kabaktan oyuncak fener jack-o-lantern n.
tiyatro sahnesinin bir tarafından diğer tarafına uzanan küçük podyum passerelle n.
nalın ön tarafına yapılan çıkıntı calker n.
atın kaymaması için nalın ön tarafına yapılan çıkıntı calkin n.
(krikette) topun yönünü bacak tarafına doğru değiştirmek için eğik sopa ile yapılan vuruş glance n.
başka bir tarafına çevirme obversion n.
merteklerin alt tarafına iliştirilen izolasyon çubuğu shredding n.
her tarafına yayılmak pervade v.
bir tarafına destek koymak (bir şeyin çökmesini önlemek için) shore up v.
birini ikna ederek kendi tarafına çekmek win someone round v.
düşman tarafına kaçmak rat v.
yüz tarafına yazmak enface v.
birini ikna ederek kendi tarafına çekmek win someone over v.
her tarafına yayılmak overrun v.
yüz tarafına basmak (poliçe/fatura) enface v.
tarafına çevirmek range v.
öbür tarafına geçmek cross v.
havuzun derin tarafına atlamak/girmek go off the deep end v.
havuzun derin tarafına atlamak/girmek jump off the deep end v.
(bir şeyin) yan tarafına çarpmak broad-side v.
kendi tarafına çekmek gain (over) v.
(krikette) eğik sopa ile vurarak topun yönünü bacak tarafına doğru değiştirerek oynamak glance v.
öteki tarafına geçmek go round v.
başka tarafına çevirmek obvert v.
her iki tarafına da yerleştirmek flank v.
(bir yanı baskılı kağıdın) arka tarafına baskı yapmak perfect v.
tarafına gelmek side v.
(halat) kendi tarafına çekmek side v.
iyi tarafına işaret etmek smile v.
dünyanın her tarafına ait cosmopolitan adj.
iskele tarafına ait port adj.
(birinin) tarafına geçen onside adj.
eğrinin dış tarafına ait veya ilgili outside adj.
bir eğrinin dış tarafına doğru olan outside adj.
dönüşün dış tarafına ait veya ilgili outside adj.
bir dönüşün dış tarafına doğru olan outside adj.
(hanedan armalarında hayvan kuyruğu) hayvanın bir tarafına doğru bükülmüş halde percussant adj.
her tarafına about adv.
her tarafına throughout adv.
akışın alt tarafına downstream adv.
caddenin yüksek tarafına doğru upstreet adv.
karın tarafına doğru ventrad adv.
(gemide) kıç tarafına dönük astern adv.
bir tarafından öbür tarafına across prep.
tarafına doğru toward prep.
tarafına doğru towards prep.
-in (her) tarafına over prep.
her tarafına over prep.
tarafına doğru anlamını veren bir ön ek on pref.
tarafına doğru wards suf.
Phrasals
kendi tarafına çekmek gain over v.
birini (bir grubun/topluluğun) ön tarafına koymak put someone before someone v.
birini (bir grubun/topluluğun) ön tarafına koymak place someone before someone v.
tarafına geçmek side with someone v.
(birinin/bir şeyin) üzerine/her tarafına salyalarını akıtmak/bulaştırmak drool (all) over (someone or something) v.
birinin veya bir şeyin üzerine/her tarafına salya akıtmak/damlatmak drool (all) over someone or something v.
birinin veya bir şeyin üzerine/her tarafına salya akıtmak/damlatmak drool over someone/something v.
karşı tarafına gitmek go over (to some place) v.
her tarafına gres yağı/yağ sürmek grease up v.
bir şeyi (bir yerin/şeyin) her tarafına yaymak saturate (something or some place) with (something) v.
bir şeyin her tarafına bir şey dağıtmak strew something with something v.
bir şeyin her tarafına bir şey saçmak strew something with something v.
bir şeyin her tarafına bir şey serpmek/serpiştirmek strew something with something v.
her tarafına dağıtmak strew with v.
her tarafına saçmak strew with v.
her tarafına serpmek/serpiştirmek strew with v.
her tarafına (bir şey) yaymak suffuse with (something) v.
(birinin/bir şeyin) her tarafına (bir şey) dolmak swamp (someone or something) with (something) v.
(bir şeyin/yerin) her tarafına sürmek spread all over (something or some place) v.
bir bilgi (bir şeyin/yerin) her tarafına ulaşmak/yayılmak spread all over (something or some place) v.
bir bilgiyi (bir şeyin/yerin) her tarafına ulaştırmak/yaymak spread all over (something or some place) v.
bir şeyin birinin/bir şeyin aleyhinde olacak tarafına ağırlık vermek weight something against someone or something v.
ragbi ve amerikan futbolunda top elindeyken sahanın kendine ait olan tarafından rakibe ait olan tarafına koşmak run back v.
tavlada taşı kendi tarafına getirmek/toplamak bear in v.
(birini) kendi tarafına çekmek bring (one) over v.
(bir şeyin) bir tarafından bir tarafına emekleyerek ilerlemek crawl across (something) v.
(bir şeyin) bir tarafından bir tarafına emeklemek crawl across (something) v.
(bir şeyin) bir tarafından bir tarafına sürünerek/yürüyerek ilerlemek crawl across (something) v.
birini/bir şeyi bir şeyin karşı tarafına nakletmek get someone or something across something v.
birini/bir şeyi bir şeyin karşı tarafına nakletmek get someone or something across v.
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) ön tarafına koymak/dizmek/yerleştirmek place (someone or something) before (someone or something) v.
ön tarafına koymak/dizmek/yerleştirmek place before v.
(ses) (bir şeyin/bir yerin) her tarafına dolmak reverberate throughout (something or some place) v.
(bir şeyi birinin/bir şeyin) her tarafına ovarak sürmek/yaymak rub (something) (all) over (someone or something) v.
(bir şeyin) her tarafına yayılmak run through (something) v.
-i her tarafına yaymak saturate with v.
(birinin/bir şeyin) tarafına geçmek side with (someone or something) v.
-in tarafına meyilli olmak slant toward v.
öbür tarafa/tarafına geçirmek/taşımak take across v.
(bir yerin) her tarafına gitmek travel over (something or some place) v.
ikna ederek kendi tarafına çekmek win around v.
ikna ederek kendi tarafına çekmek win round v.
Phrases
(birinin/bir şeyin) tarafına meyilli olmak slant in favor of (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) tarafına meyilli olmak slant toward (someone or something) v.
bir şeyi birinin/bir şeyin tarafına saptırmak slant something toward someone or something v.
bir şeyi birinin/bir şeyin tarafına çevirmek slant something toward someone or something v.
bir şeyi birinin/bir şeyin tarafına meyillendirmek slant something toward someone or something v.
bir şeyi birinin/bir şeyin tarafına saptırmak slant something in favor of someone or something v.
bir şeyi birinin/bir şeyin tarafına çevirmek slant something in favor of someone or something v.
bir şeyi birinin/bir şeyin tarafına meyillendirmek slant something in favor of someone or something v.
kafanın üst tarafına upside the head expr.
Colloquial
bir şeyin diğer tarafına geçmek get past v.
bir şeyi bir şeyin diğer tarafına geçirmek get past v.
(birine) alıp bir tarafına sokmasını söylemek tell somebody what they can do with something v.
(birine) al bir tarafına sok demek tell somebody what they can do with something v.
şehrin/kasabanın dört bir tarafında/tarafına all around town expr.
şehrin/kasabanın dört bir tarafında/tarafına all around town expr.
Idioms
bardağın dolu tarafına bakmak look at the bright side v.
-nın tarafına/safına katılmak join the ranks of something v.
(birini) kendi tarafına çekmek get (someone) onside v.
(birini) kendi tarafına çekmek get/keep somebody onside v.
arka tarafına/gerisine doğru bakmak look past v.
kuralları/parametreleri kendi tarafına çekmek move the yardsticks v.
kuralları/parametreleri kendi tarafına/lehine döndürmek move the yardsticks v.
(krikette) topu bilerek sahanın bir tarafına doğru vurmak/göndermek pick (one's) spot v.
-i alıp bir tarafına sok demek tell what to do with v.
-i bir tarafına monte etmesini söylemek tell what to do with v.
-i al bir tarafına sok demek tell what to do with v.
(bir yerin) her tarafına gitmek travel all over (some place) v.
dört bir tarafına dağılmış/yayılmış scattered from here to breakfast adj.
birinin/bir şeyin diğer tarafında/diğer tarafına beyond someone or something expr.
birinin/bir şeyin arka tarafında/arka tarafına beyond someone or something expr.
bir matematik denkleminin bir tarafından çıkartılan bir değerin denklemin diğer tarafına eklenmesi gerektiğini hatırlamak için kullanılan bir hatırlatıcı ip ucu change sides, change signs expr.
Speaking
senin tarafına geçtim I took your side expr.
şimdi işin o tarafına hiç girmeyelim let's not go down that road expr.
Politics
düşman tarafına sığınma defection n.
Technical
atın kaymaması için nalın ön tarafına yapılan çıkıntı calk n.
itfaiye aracının ön tarafına monte edilmiş monitör turret n.
itfaiye aracının ön tarafına monte edilmiş monitör turret nozzle n.
itfaiye aracının ön tarafına monte edilmiş monitör turret pipe n.
eksenel kompresörün ön tarafına kurulan kompresör kanatçıklarda bir kademe ayarı zero stage n.
(maden kuyusunun öbür tarafına geçişi sağlayan) maden geçidi runaround n.
newton teleskobunda odağı borunun yan tarafına getirmek için kullanılan ikincil ayna diagonal n.
geminin baş tarafına en yakın direk foremost n.
çelik fırınının döküm potasına olan ihtiyacı ortadan kaldırmak için ön tarafına konulan eklenti forehearth n.
akışın alt tarafına downstream adv.
iskele tarafına doğru aport adv.
Mechanic
merkezdeki ateşleme odasının iki tarafına yatay olarak karşılıklı yerleştirilmiş iki pistonu bulunan bir motor silindiri türü opposed-cylinder n.
Textile
kimyasal maddenin alkali ph ortamında noniyonik olma ve ph abit tarafına doğru azaldığına katyonik hale gelmesi özelliği amphoteric n.
Construction
dik veya çift katlı bir duvarın her iki tarafına yerleştirilmiş, özel ölçüleri olan bir tuğla duvar neck n.
kablolar vasıtasıyla hareket eden bir platforma sahip, taşıtları nehrin diğer tarafına taşıyan köprü transporter bridge n.
kablolar vasıtasıyla hareket eden bir platforma sahip, taşıtları nehrin diğer tarafına taşıyan köprü aerial transfer bridge n.
kablolar vasıtasıyla hareket eden bir platforma sahip, taşıtları nehrin diğer tarafına taşıyan köprü ferry bridge n.
taşıtları nehrin diğer tarafına taşıyan kablolu köprünün yolcu veya araçlara ayrılmış bölümü gondola n.
Furniture
masanın üç tarafına uzanan kanepe triclinium n.
Automotive
hızlı spor otomobillerin arka tarafına yerleştirilen hava yönlendirici kanat spoiler n.
kamyonet ve van tarzı otomobilden büyük araçların yan tarafına kapı altı seviyesine boydan boya takılan aksesuar basamağı running board n.
Traffic
karayolunun her iki tarafına açılmış eğimli kanal through cut n.
Aeronautic
yalpa tarafına sapma favourable yaw n.
uçağın sağ tarafına doğru astarboard adv.
Marine
bir geminin denizdeyken iskele veya sancak tarafına doğru eğilmesi heel n.
geminin rüzgaraltı tarafına alılan demiri lee anchor n.
geminin baş tarafına uzanan sabit seren jib boom n.
kanonun devrilmesini önlemek için yan tarafına yerleştirilen kütük outrigger n.
kayıkta dümeni kullanmak için dümenin baş tarafına takılan kol tiller n.
rüzgar tarafına doğru leeward n.
rüzgaraltı tarafına doğru leeward n.
dümen yekesini geminin üst veya rüzgar esen tarafına getirmek up helm n.
yelken ıskota yakasını çekmek için geminin yan tarafına tutturulmuş meşe parçası chesstree n.
yekenin geminin sağ tarafına doğru dönmesi helm astarboard n.
karanın etrafından dolaşıp diğer tarafına geçme doubling a cape n.
geminin baş tarafına uzanan sabit serenin uzantısı flying-jib boom n.
geminin yan tarafına tutturulmuş, gemiye binilmesini sağlayan metal levha veya çubuklar sea ladder n.
(yatçılıkta) yatı yakın mesafede takip ederken pruvayı rüzgara çevirerek rüzgar yönünü geminin diğer tarafına alma slam dunk n.
geminin baş veya kıç tarafına yakın borda kaplamasının kenarının yukarı yaptığı kavis sny n.
gemi bordası tarafına saldırmak fall aboard of v.
rüzgar tarafına doğru yatmak fetch away v.
rüzgar tarafına doğru yatmak fetch way v.
rüzgarüstü tarafına geçmek get the wind off v.
rüzgarüstü tarafına geçmek gain the wind v.
(rüzgarın diğer tarafına çarpması için) tekneyi veya gemiyi döndürmek wind [uk] v.
teknenin yalpa yapmaması için rüzgar tarafına doğru yaslanmak hike v.
(gemi veya sandalın) kıç tarafına doğru batmak bake astern v.
(geminin baş veya kıç tarafına yakın bulunan borda kaplamasının kenarı) yukarı doğru kıvrılmak sny v.
pruvada kıç tarafına göre daha alçak trim by the bow adj.
rüzgaraltı tarafına ait leeward adj.
kıç tarafına abaft the beam adv.
Petrol
matkabı engelin bir tarafına döndürmek için petrol kuyusuna yerleştirilen uzun takoz whipstock n.
Medical
hücre zarının bir tarafından diğer tarafına geçiş traversing the membrane n.
uzvun arka tarafına uygulanan çevresel olmayan bir alçı türü backslab n.
karşı tarafına alınan darbe sonucu organın veya vücut parçasının yaralanması contrecoup n.
sinir ekseni tarafına doğru neurad adv.
Anatomy
diyaframın sol tarafına uzanan bir düz kas bandı treitz's muscle n.
diyaframın sol tarafına uzanan bir düz kas bandı treitz's ligament n.
orta hattan vücudun arka tarafına doğru devam eden ve büyük serebral veni oluşturmak için birleşen iki çift toplardamar vena cerebrum internus n.
orta hattan vücudun arka tarafına doğru devam eden ve büyük serebral veni oluşturmak için birleşen iki çift toplardamar internal cerebral vein n.
(insan kafatasında) kanatsı çıkıntısının iç tarafına denk gelen bir kemik türü pterygoid bone n.
(omurgalı) uzuv ekseninin arka tarafına ait postaxial adj.
kürek kemiğinin ventral tarafına ait veya ilgili subscapular adj.
vücudun arka tarafına doğru caudad adv.
vücudun arka tarafına doğru caudally adv.
Printing
yanlışlıkla iki kez tek tarafına basılan sayfa double n.
kağıdın her iki tarafına da braille basma tekniği interpoint n.
Math
denklemin karşı tarafına geçirme transposal n.
üslü denklemi oluşturan değişkeni denklemin sol tarafına çekerek denklemi tersine çevirmek revert a series v.
(terimi) işaretini değiştirerek denklemin diğer tarafına almak transpose v.
denklemin diğer tarafına geçirmeyle ilgili transpositive adj.
Astronomy
güneşin ters tarafına bakan antisolar adj.
Zoology
erkek tarafına ait agnatic adj.
kalbi ve ana kan damarlarını içererek vücudun omurilik ekseninin ventralindeki tarafına ait hemal adj.
vücudun zıt tarafına ait veya ilişkin contralateral adj.
yapının zıt tarafına ait veya ilişkin contralateral adj.
Botanic
gövde ekseninin bir tarafına tek sıra halinde dizilmiş monostichous adj.
Agriculture
toprağı sabanın her iki tarafına deviren çift kulaklı pulluk middle buster n.
History
papirüs veya taş gibi bir nesnenin her iki tarafına da yazma opisthography n.
15. yüzyıl ve sonrası avrupa kılıçlarında görülen, kabzanın bir tarafına takılan ve bazen kafes işi olabilen yarı dairesel kabza siperi shell n.
her iki tarafına da yazılmış parşömen veya papirüs opisthographic adj.
Military
iskele/sancak tarafına devam et! komutu continue port/starboard expr.
Sport
popping çizgisinin ön tarafına ve atış çizgisinin gerisine uzanan ve atış çizgisinin her bir kenarına çekilen çizgiler return creases n.
(krikette) topun yönünü bacak tarafına doğru değiştirmek için eğik sopa ile yapılan vuruş glide n.
(eskrimde) kılıcı rakibin kılıcının bir tarafından diğer tarafına geçirme disengage n.
(eskrimde) kılıcı rakibin kılıcının bir tarafından diğer tarafına geçirme cutover n.
(krikette) eğik sopa ile vurarak topun yönünü bacak tarafına doğru değiştirmek glance v.
(krikette) eğik sopa ile vurarak topun yönünü bacak tarafına doğru değiştirmek glide v.
(eskrimde) kılıcı rakibin kılıcının bir tarafından diğer tarafına geçirmek disengage v.
(kriket) sahanın vurucunun karşısındaki tarafına doğru off adj.
kriket sahasının bacak tarafına dair on adj.
koşu pistinin iç tarafına doğru giden inside adj.
oyuncunun baskın el tarafına ait forehand adj.
oyuncunun baskın el tarafına ait forehanded adj.
Basketball
dört hücum oyuncusunun sahanın bir tarafına toplanıp elinde top olan oyuncuya hareket edecek boş alan bırakması clear out n.
Music
iki tarafına da vurulan büyük bir davul çeşidi double drum n.
taş plağın ters tarafına kayıt yapmak couple v.
Theatre
tiyatro sahnesinin bir tarafından öbür tarafına doğru hareket etme cross n.
Printery
açıldığında içeriği dış tarafına denk gelecek şekilde basılmış kitap throw-out n.
sayfanın bir tarafına baskı yapmak için ayarlanan baskı bloğu page n.
Archaic
bir tarafından öbür tarafına overthwart prep.
Slang
bir gölün, nehrin diğer tarafına geçmek için kullanılan küçük uçak/hava aracı puddle jumper n.
(bir şeyi) bir tarafına sallamamak not care a monkey's fart (about something) v.
(bir şeyi) bir tarafına sallamamak not give a monkey's fart (about something) v.
(birine) alıp bir tarafına sokmasını söylemek tell (one) where to put it v.
(birine) al bir tarafına sok demek tell (one) where to put it v.
(birine) alıp bir tarafına sokmasını söylemek tell someone where to put (or what to do with) something v.
(birine) al bir tarafına sok demek tell someone where to put (or what to do with) something v.
(birine) alıp bir tarafına sokmasını söylemek tell (one) where to shove it v.
(birine) al bir tarafına sok demek tell (one) where to shove it v.
(birine) alıp bir tarafına sokmasını söylemek tell (one) where to stick it v.
(birine) al bir tarafına sok demek tell (one) where to stick it v.
birine bir şeyi alıp bir tarafına sok demek tell somebody where to put something v.
birine bir şeyi bir tarafına monte etmesini söylemek tell somebody where to put something v.
birine bir şeyi al bir tarafına sok demek tell somebody where to put something v.
birine bir şeyi alıp bir tarafına sok demek tell somebody where to stick something v.
birine bir şeyi bir tarafına monte etmesini söylemek tell somebody where to stick something v.
birine bir şeyi al bir tarafına sok demek tell somebody where to stick something v.
bir tarafına (sok) where the sun doesn't shine adv.
münasip bir tarafına sok! stick it up your ass! expr.
al bir tarafına sok shove it where the sun don't shine expr.
British Slang
ikna ederek kendi tarafına çekmek nobble v.