Türkisch - Englisch
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Englisch Synonyme
Synonyme
Über uns
Werkzeuge
Quellen
Kontakt
Einloggen / Registrieren
Licht Ausschalten
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyme
Werkzeuge
Über uns
Quellen
Kontakt
Einloggen / Registrieren
EN-TR
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Spanisch - Englisch
Französisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Verlauf
tarafına
Bedeutungen von dem Begriff
"tarafına"
im Englisch Türkisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)
Kategorie
Türkisch
Englisch
Colloquial
1
Colloquial
tarafına
on one's side
expr.
Bedeutungen, die der Begriff
"tarafına"
mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 250 Ergebniss(e)
Kategorie
Türkisch
Englisch
General
1
General
sancak tarafına
starboard
n.
2
General
denklemin diğer tarafına geçirme
transposition
n.
3
General
içi oyulmuş ve bir tarafına insan çehresi şekli verilmiş kabaktan oyuncak fener
jack-o-lantern
n.
4
General
tiyatro sahnesinin bir tarafından diğer tarafına uzanan küçük podyum
passerelle
n.
5
General
nalın ön tarafına yapılan çıkıntı
calker
n.
6
General
atın kaymaması için nalın ön tarafına yapılan çıkıntı
calkin
n.
7
General
(krikette) topun yönünü bacak tarafına doğru değiştirmek için eğik sopa ile yapılan vuruş
glance
n.
8
General
başka bir tarafına çevirme
obversion
n.
9
General
merteklerin alt tarafına iliştirilen izolasyon çubuğu
shredding
n.
10
General
her tarafına yayılmak
pervade
v.
11
General
bir tarafına destek koymak (bir şeyin çökmesini önlemek için)
shore up
v.
12
General
birini ikna ederek kendi tarafına çekmek
win someone round
v.
13
General
düşman tarafına kaçmak
rat
v.
14
General
yüz tarafına yazmak
enface
v.
15
General
birini ikna ederek kendi tarafına çekmek
win someone over
v.
16
General
her tarafına yayılmak
overrun
v.
17
General
yüz tarafına basmak (poliçe/fatura)
enface
v.
18
General
tarafına çevirmek
range
v.
19
General
öbür tarafına geçmek
cross
v.
20
General
havuzun derin tarafına atlamak/girmek
go off the deep end
v.
21
General
havuzun derin tarafına atlamak/girmek
jump off the deep end
v.
22
General
(bir şeyin) yan tarafına çarpmak
broad-side
v.
23
General
kendi tarafına çekmek
gain (over)
v.
24
General
(krikette) eğik sopa ile vurarak topun yönünü bacak tarafına doğru değiştirerek oynamak
glance
v.
25
General
öteki tarafına geçmek
go round
v.
26
General
başka tarafına çevirmek
obvert
v.
27
General
her iki tarafına da yerleştirmek
flank
v.
28
General
(bir yanı baskılı kağıdın) arka tarafına baskı yapmak
perfect
v.
29
General
tarafına gelmek
side
v.
30
General
(halat) kendi tarafına çekmek
side
v.
31
General
iyi tarafına işaret etmek
smile
v.
32
General
dünyanın her tarafına ait
cosmopolitan
adj.
33
General
iskele tarafına ait
port
adj.
34
General
(birinin) tarafına geçen
onside
adj.
35
General
eğrinin dış tarafına ait veya ilgili
outside
adj.
36
General
bir eğrinin dış tarafına doğru olan
outside
adj.
37
General
dönüşün dış tarafına ait veya ilgili
outside
adj.
38
General
bir dönüşün dış tarafına doğru olan
outside
adj.
39
General
(hanedan armalarında hayvan kuyruğu) hayvanın bir tarafına doğru bükülmüş halde
percussant
adj.
40
General
her tarafına
about
adv.
41
General
her tarafına
throughout
adv.
42
General
akışın alt tarafına
downstream
adv.
43
General
caddenin yüksek tarafına doğru
upstreet
adv.
44
General
karın tarafına doğru
ventrad
adv.
45
General
(gemide) kıç tarafına dönük
astern
adv.
46
General
bir tarafından öbür tarafına
across
prep.
47
General
tarafına doğru
toward
prep.
48
General
tarafına doğru
towards
prep.
49
General
-in (her) tarafına
over
prep.
50
General
her tarafına
over
prep.
51
General
tarafına doğru anlamını veren bir ön ek
on
pref.
52
General
tarafına doğru
wards
suf.
Phrasals
53
Phrasals
kendi tarafına çekmek
gain over
v.
54
Phrasals
birini (bir grubun/topluluğun) ön tarafına koymak
put someone before someone
v.
55
Phrasals
birini (bir grubun/topluluğun) ön tarafına koymak
place someone before someone
v.
56
Phrasals
tarafına geçmek
side with someone
v.
57
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine/her tarafına salyalarını akıtmak/bulaştırmak
drool (all) over (someone or something)
v.
58
Phrasals
birinin veya bir şeyin üzerine/her tarafına salya akıtmak/damlatmak
drool (all) over someone or something
v.
59
Phrasals
birinin veya bir şeyin üzerine/her tarafına salya akıtmak/damlatmak
drool over someone/something
v.
60
Phrasals
karşı tarafına gitmek
go over (to some place)
v.
61
Phrasals
her tarafına gres yağı/yağ sürmek
grease up
v.
62
Phrasals
bir şeyi (bir yerin/şeyin) her tarafına yaymak
saturate (something or some place) with (something)
v.
63
Phrasals
bir şeyin her tarafına bir şey dağıtmak
strew something with something
v.
64
Phrasals
bir şeyin her tarafına bir şey saçmak
strew something with something
v.
65
Phrasals
bir şeyin her tarafına bir şey serpmek/serpiştirmek
strew something with something
v.
66
Phrasals
her tarafına dağıtmak
strew with
v.
67
Phrasals
her tarafına saçmak
strew with
v.
68
Phrasals
her tarafına serpmek/serpiştirmek
strew with
v.
69
Phrasals
her tarafına (bir şey) yaymak
suffuse with (something)
v.
70
Phrasals
(birinin/bir şeyin) her tarafına (bir şey) dolmak
swamp (someone or something) with (something)
v.
71
Phrasals
(bir şeyin/yerin) her tarafına sürmek
spread all over (something or some place)
v.
72
Phrasals
bir bilgi (bir şeyin/yerin) her tarafına ulaşmak/yayılmak
spread all over (something or some place)
v.
73
Phrasals
bir bilgiyi (bir şeyin/yerin) her tarafına ulaştırmak/yaymak
spread all over (something or some place)
v.
74
Phrasals
bir şeyin birinin/bir şeyin aleyhinde olacak tarafına ağırlık vermek
weight something against someone or something
v.
75
Phrasals
ragbi ve amerikan futbolunda top elindeyken sahanın kendine ait olan tarafından rakibe ait olan tarafına koşmak
run back
v.
76
Phrasals
tavlada taşı kendi tarafına getirmek/toplamak
bear in
v.
77
Phrasals
(birini) kendi tarafına çekmek
bring (one) over
v.
78
Phrasals
(bir şeyin) bir tarafından bir tarafına emekleyerek ilerlemek
crawl across (something)
v.
79
Phrasals
(bir şeyin) bir tarafından bir tarafına emeklemek
crawl across (something)
v.
80
Phrasals
(bir şeyin) bir tarafından bir tarafına sürünerek/yürüyerek ilerlemek
crawl across (something)
v.
81
Phrasals
birini/bir şeyi bir şeyin karşı tarafına nakletmek
get someone or something across something
v.
82
Phrasals
birini/bir şeyi bir şeyin karşı tarafına nakletmek
get someone or something across
v.
83
Phrasals
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) ön tarafına koymak/dizmek/yerleştirmek
place (someone or something) before (someone or something)
v.
84
Phrasals
ön tarafına koymak/dizmek/yerleştirmek
place before
v.
85
Phrasals
(ses) (bir şeyin/bir yerin) her tarafına dolmak
reverberate throughout (something or some place)
v.
86
Phrasals
(bir şeyi birinin/bir şeyin) her tarafına ovarak sürmek/yaymak
rub (something) (all) over (someone or something)
v.
87
Phrasals
(bir şeyin) her tarafına yayılmak
run through (something)
v.
88
Phrasals
-i her tarafına yaymak
saturate with
v.
89
Phrasals
(birinin/bir şeyin) tarafına geçmek
side with (someone or something)
v.
90
Phrasals
-in tarafına meyilli olmak
slant toward
v.
91
Phrasals
öbür tarafa/tarafına geçirmek/taşımak
take across
v.
92
Phrasals
(bir yerin) her tarafına gitmek
travel over (something or some place)
v.
93
Phrasals
ikna ederek kendi tarafına çekmek
win around
v.
94
Phrasals
ikna ederek kendi tarafına çekmek
win round
v.
Phrases
95
Phrases
(birinin/bir şeyin) tarafına meyilli olmak
slant in favor of (someone or something)
v.
96
Phrases
(birinin/bir şeyin) tarafına meyilli olmak
slant toward (someone or something)
v.
97
Phrases
bir şeyi birinin/bir şeyin tarafına saptırmak
slant something toward someone or something
v.
98
Phrases
bir şeyi birinin/bir şeyin tarafına çevirmek
slant something toward someone or something
v.
99
Phrases
bir şeyi birinin/bir şeyin tarafına meyillendirmek
slant something toward someone or something
v.
100
Phrases
bir şeyi birinin/bir şeyin tarafına saptırmak
slant something in favor of someone or something
v.
101
Phrases
bir şeyi birinin/bir şeyin tarafına çevirmek
slant something in favor of someone or something
v.
102
Phrases
bir şeyi birinin/bir şeyin tarafına meyillendirmek
slant something in favor of someone or something
v.
103
Phrases
kafanın üst tarafına
upside the head
expr.
Colloquial
104
Colloquial
bir şeyin diğer tarafına geçmek
get past
v.
105
Colloquial
bir şeyi bir şeyin diğer tarafına geçirmek
get past
v.
106
Colloquial
(birine) alıp bir tarafına sokmasını söylemek
tell somebody what they can do with something
v.
107
Colloquial
(birine) al bir tarafına sok demek
tell somebody what they can do with something
v.
108
Colloquial
şehrin/kasabanın dört bir tarafında/tarafına
all around town
expr.
109
Colloquial
şehrin/kasabanın dört bir tarafında/tarafına
all around town
expr.
Idioms
110
Idioms
bardağın dolu tarafına bakmak
look at the bright side
v.
111
Idioms
-nın tarafına/safına katılmak
join the ranks of something
v.
112
Idioms
(birini) kendi tarafına çekmek
get (someone) onside
v.
113
Idioms
(birini) kendi tarafına çekmek
get/keep somebody onside
v.
114
Idioms
arka tarafına/gerisine doğru bakmak
look past
v.
115
Idioms
kuralları/parametreleri kendi tarafına çekmek
move the yardsticks
v.
116
Idioms
kuralları/parametreleri kendi tarafına/lehine döndürmek
move the yardsticks
v.
117
Idioms
(krikette) topu bilerek sahanın bir tarafına doğru vurmak/göndermek
pick (one's) spot
v.
118
Idioms
-i alıp bir tarafına sok demek
tell what to do with
v.
119
Idioms
-i bir tarafına monte etmesini söylemek
tell what to do with
v.
120
Idioms
-i al bir tarafına sok demek
tell what to do with
v.
121
Idioms
(bir yerin) her tarafına gitmek
travel all over (some place)
v.
122
Idioms
dört bir tarafına dağılmış/yayılmış
scattered from here to breakfast
adj.
123
Idioms
birinin/bir şeyin diğer tarafında/diğer tarafına
beyond someone or something
expr.
124
Idioms
birinin/bir şeyin arka tarafında/arka tarafına
beyond someone or something
expr.
125
Idioms
bir matematik denkleminin bir tarafından çıkartılan bir değerin denklemin diğer tarafına eklenmesi gerektiğini hatırlamak için kullanılan bir hatırlatıcı ip ucu
change sides, change signs
expr.
Speaking
126
Speaking
senin tarafına geçtim
I took your side
expr.
127
Speaking
şimdi işin o tarafına hiç girmeyelim
let's not go down that road
expr.
Politics
128
Politics
düşman tarafına sığınma
defection
n.
Technical
129
Technical
atın kaymaması için nalın ön tarafına yapılan çıkıntı
calk
n.
130
Technical
itfaiye aracının ön tarafına monte edilmiş monitör
turret
n.
131
Technical
itfaiye aracının ön tarafına monte edilmiş monitör
turret nozzle
n.
132
Technical
itfaiye aracının ön tarafına monte edilmiş monitör
turret pipe
n.
133
Technical
eksenel kompresörün ön tarafına kurulan kompresör kanatçıklarda bir kademe ayarı
zero stage
n.
134
Technical
(maden kuyusunun öbür tarafına geçişi sağlayan) maden geçidi
runaround
n.
135
Technical
newton teleskobunda odağı borunun yan tarafına getirmek için kullanılan ikincil ayna
diagonal
n.
136
Technical
geminin baş tarafına en yakın direk
foremost
n.
137
Technical
çelik fırınının döküm potasına olan ihtiyacı ortadan kaldırmak için ön tarafına konulan eklenti
forehearth
n.
138
Technical
akışın alt tarafına
downstream
adv.
139
Technical
iskele tarafına doğru
aport
adv.
Mechanic
140
Mechanic
merkezdeki ateşleme odasının iki tarafına yatay olarak karşılıklı yerleştirilmiş iki pistonu bulunan bir motor silindiri türü
opposed-cylinder
n.
Textile
141
Textile
kimyasal maddenin alkali ph ortamında noniyonik olma ve ph abit tarafına doğru azaldığına katyonik hale gelmesi özelliği
amphoteric
n.
Construction
142
Construction
dik veya çift katlı bir duvarın her iki tarafına yerleştirilmiş, özel ölçüleri olan bir tuğla duvar
neck
n.
143
Construction
kablolar vasıtasıyla hareket eden bir platforma sahip, taşıtları nehrin diğer tarafına taşıyan köprü
transporter bridge
n.
144
Construction
kablolar vasıtasıyla hareket eden bir platforma sahip, taşıtları nehrin diğer tarafına taşıyan köprü
aerial transfer bridge
n.
145
Construction
kablolar vasıtasıyla hareket eden bir platforma sahip, taşıtları nehrin diğer tarafına taşıyan köprü
ferry bridge
n.
146
Construction
taşıtları nehrin diğer tarafına taşıyan kablolu köprünün yolcu veya araçlara ayrılmış bölümü
gondola
n.
Furniture
147
Furniture
masanın üç tarafına uzanan kanepe
triclinium
n.
Automotive
148
Automotive
hızlı spor otomobillerin arka tarafına yerleştirilen hava yönlendirici kanat
spoiler
n.
149
Automotive
kamyonet ve van tarzı otomobilden büyük araçların yan tarafına kapı altı seviyesine boydan boya takılan aksesuar basamağı
running board
n.
Traffic
150
Traffic
karayolunun her iki tarafına açılmış eğimli kanal
through cut
n.
Aeronautic
151
Aeronautic
yalpa tarafına sapma
favourable yaw
n.
152
Aeronautic
uçağın sağ tarafına doğru
astarboard
adv.
Marine
153
Marine
bir geminin denizdeyken iskele veya sancak tarafına doğru eğilmesi
heel
n.
154
Marine
geminin rüzgaraltı tarafına alılan demiri
lee anchor
n.
155
Marine
geminin baş tarafına uzanan sabit seren
jib boom
n.
156
Marine
kanonun devrilmesini önlemek için yan tarafına yerleştirilen kütük
outrigger
n.
157
Marine
kayıkta dümeni kullanmak için dümenin baş tarafına takılan kol
tiller
n.
158
Marine
rüzgar tarafına doğru
leeward
n.
159
Marine
rüzgaraltı tarafına doğru
leeward
n.
160
Marine
dümen yekesini geminin üst veya rüzgar esen tarafına getirmek
up helm
n.
161
Marine
yelken ıskota yakasını çekmek için geminin yan tarafına tutturulmuş meşe parçası
chesstree
n.
162
Marine
yekenin geminin sağ tarafına doğru dönmesi
helm astarboard
n.
163
Marine
karanın etrafından dolaşıp diğer tarafına geçme
doubling a cape
n.
164
Marine
geminin baş tarafına uzanan sabit serenin uzantısı
flying-jib boom
n.
165
Marine
geminin yan tarafına tutturulmuş, gemiye binilmesini sağlayan metal levha veya çubuklar
sea ladder
n.
166
Marine
(yatçılıkta) yatı yakın mesafede takip ederken pruvayı rüzgara çevirerek rüzgar yönünü geminin diğer tarafına alma
slam dunk
n.
167
Marine
geminin baş veya kıç tarafına yakın borda kaplamasının kenarının yukarı yaptığı kavis
sny
n.
168
Marine
gemi bordası tarafına saldırmak
fall aboard of
v.
169
Marine
rüzgar tarafına doğru yatmak
fetch away
v.
170
Marine
rüzgar tarafına doğru yatmak
fetch way
v.
171
Marine
rüzgarüstü tarafına geçmek
get the wind off
v.
172
Marine
rüzgarüstü tarafına geçmek
gain the wind
v.
173
Marine
(rüzgarın diğer tarafına çarpması için) tekneyi veya gemiyi döndürmek
wind [uk]
v.
174
Marine
teknenin yalpa yapmaması için rüzgar tarafına doğru yaslanmak
hike
v.
175
Marine
(gemi veya sandalın) kıç tarafına doğru batmak
bake astern
v.
176
Marine
(geminin baş veya kıç tarafına yakın bulunan borda kaplamasının kenarı) yukarı doğru kıvrılmak
sny
v.
177
Marine
pruvada kıç tarafına göre daha alçak
trim by the bow
adj.
178
Marine
rüzgaraltı tarafına ait
leeward
adj.
179
Marine
kıç tarafına
abaft the beam
adv.
Petrol
180
Petrol
matkabı engelin bir tarafına döndürmek için petrol kuyusuna yerleştirilen uzun takoz
whipstock
n.
Medical
181
Medical
hücre zarının bir tarafından diğer tarafına geçiş
traversing the membrane
n.
182
Medical
uzvun arka tarafına uygulanan çevresel olmayan bir alçı türü
backslab
n.
183
Medical
karşı tarafına alınan darbe sonucu organın veya vücut parçasının yaralanması
contrecoup
n.
184
Medical
sinir ekseni tarafına doğru
neurad
adv.
Anatomy
185
Anatomy
diyaframın sol tarafına uzanan bir düz kas bandı
treitz's muscle
n.
186
Anatomy
diyaframın sol tarafına uzanan bir düz kas bandı
treitz's ligament
n.
187
Anatomy
orta hattan vücudun arka tarafına doğru devam eden ve büyük serebral veni oluşturmak için birleşen iki çift toplardamar
vena cerebrum internus
n.
188
Anatomy
orta hattan vücudun arka tarafına doğru devam eden ve büyük serebral veni oluşturmak için birleşen iki çift toplardamar
internal cerebral vein
n.
189
Anatomy
(insan kafatasında) kanatsı çıkıntısının iç tarafına denk gelen bir kemik türü
pterygoid bone
n.
190
Anatomy
(omurgalı) uzuv ekseninin arka tarafına ait
postaxial
adj.
191
Anatomy
kürek kemiğinin ventral tarafına ait veya ilgili
subscapular
adj.
192
Anatomy
vücudun arka tarafına doğru
caudad
adv.
193
Anatomy
vücudun arka tarafına doğru
caudally
adv.
Printing
194
Printing
yanlışlıkla iki kez tek tarafına basılan sayfa
double
n.
195
Printing
kağıdın her iki tarafına da braille basma tekniği
interpoint
n.
Math
196
Math
denklemin karşı tarafına geçirme
transposal
n.
197
Math
üslü denklemi oluşturan değişkeni denklemin sol tarafına çekerek denklemi tersine çevirmek
revert a series
v.
198
Math
(terimi) işaretini değiştirerek denklemin diğer tarafına almak
transpose
v.
199
Math
denklemin diğer tarafına geçirmeyle ilgili
transpositive
adj.
Astronomy
200
Astronomy
güneşin ters tarafına bakan
antisolar
adj.
Zoology
201
Zoology
erkek tarafına ait
agnatic
adj.
202
Zoology
kalbi ve ana kan damarlarını içererek vücudun omurilik ekseninin ventralindeki tarafına ait
hemal
adj.
203
Zoology
vücudun zıt tarafına ait veya ilişkin
contralateral
adj.
204
Zoology
yapının zıt tarafına ait veya ilişkin
contralateral
adj.
Botanic
205
Botanic
gövde ekseninin bir tarafına tek sıra halinde dizilmiş
monostichous
adj.
Agriculture
206
Agriculture
toprağı sabanın her iki tarafına deviren çift kulaklı pulluk
middle buster
n.
History
207
History
papirüs veya taş gibi bir nesnenin her iki tarafına da yazma
opisthography
n.
208
History
15. yüzyıl ve sonrası avrupa kılıçlarında görülen, kabzanın bir tarafına takılan ve bazen kafes işi olabilen yarı dairesel kabza siperi
shell
n.
209
History
her iki tarafına da yazılmış parşömen veya papirüs
opisthographic
adj.
Military
210
Military
iskele/sancak tarafına devam et! komutu
continue port/starboard
expr.
Sport
211
Sport
popping çizgisinin ön tarafına ve atış çizgisinin gerisine uzanan ve atış çizgisinin her bir kenarına çekilen çizgiler
return creases
n.
212
Sport
(krikette) topun yönünü bacak tarafına doğru değiştirmek için eğik sopa ile yapılan vuruş
glide
n.
213
Sport
(eskrimde) kılıcı rakibin kılıcının bir tarafından diğer tarafına geçirme
disengage
n.
214
Sport
(eskrimde) kılıcı rakibin kılıcının bir tarafından diğer tarafına geçirme
cutover
n.
215
Sport
(krikette) eğik sopa ile vurarak topun yönünü bacak tarafına doğru değiştirmek
glance
v.
216
Sport
(krikette) eğik sopa ile vurarak topun yönünü bacak tarafına doğru değiştirmek
glide
v.
217
Sport
(eskrimde) kılıcı rakibin kılıcının bir tarafından diğer tarafına geçirmek
disengage
v.
218
Sport
(kriket) sahanın vurucunun karşısındaki tarafına doğru
off
adj.
219
Sport
kriket sahasının bacak tarafına dair
on
adj.
220
Sport
koşu pistinin iç tarafına doğru giden
inside
adj.
221
Sport
oyuncunun baskın el tarafına ait
forehand
adj.
222
Sport
oyuncunun baskın el tarafına ait
forehanded
adj.
Basketball
223
Basketball
dört hücum oyuncusunun sahanın bir tarafına toplanıp elinde top olan oyuncuya hareket edecek boş alan bırakması
clear out
n.
Music
224
Music
iki tarafına da vurulan büyük bir davul çeşidi
double drum
n.
225
Music
taş plağın ters tarafına kayıt yapmak
couple
v.
Theatre
226
Theatre
tiyatro sahnesinin bir tarafından öbür tarafına doğru hareket etme
cross
n.
Printery
227
Printery
açıldığında içeriği dış tarafına denk gelecek şekilde basılmış kitap
throw-out
n.
228
Printery
sayfanın bir tarafına baskı yapmak için ayarlanan baskı bloğu
page
n.
Archaic
229
Archaic
bir tarafından öbür tarafına
overthwart
prep.
Slang
230
Slang
bir gölün, nehrin diğer tarafına geçmek için kullanılan küçük uçak/hava aracı
puddle jumper
n.
231
Slang
(bir şeyi) bir tarafına sallamamak
not care a monkey's fart (about something)
v.
232
Slang
(bir şeyi) bir tarafına sallamamak
not give a monkey's fart (about something)
v.
233
Slang
(birine) alıp bir tarafına sokmasını söylemek
tell (one) where to put it
v.
234
Slang
(birine) al bir tarafına sok demek
tell (one) where to put it
v.
235
Slang
(birine) alıp bir tarafına sokmasını söylemek
tell someone where to put (or what to do with) something
v.
236
Slang
(birine) al bir tarafına sok demek
tell someone where to put (or what to do with) something
v.
237
Slang
(birine) alıp bir tarafına sokmasını söylemek
tell (one) where to shove it
v.
238
Slang
(birine) al bir tarafına sok demek
tell (one) where to shove it
v.
239
Slang
(birine) alıp bir tarafına sokmasını söylemek
tell (one) where to stick it
v.
240
Slang
(birine) al bir tarafına sok demek
tell (one) where to stick it
v.
241
Slang
birine bir şeyi alıp bir tarafına sok demek
tell somebody where to put something
v.
242
Slang
birine bir şeyi bir tarafına monte etmesini söylemek
tell somebody where to put something
v.
243
Slang
birine bir şeyi al bir tarafına sok demek
tell somebody where to put something
v.
244
Slang
birine bir şeyi alıp bir tarafına sok demek
tell somebody where to stick something
v.
245
Slang
birine bir şeyi bir tarafına monte etmesini söylemek
tell somebody where to stick something
v.
246
Slang
birine bir şeyi al bir tarafına sok demek
tell somebody where to stick something
v.
247
Slang
bir tarafına (sok)
where the sun doesn't shine
adv.
248
Slang
münasip bir tarafına sok!
stick it up your ass!
expr.
249
Slang
al bir tarafına sok
shove it where the sun don't shine
expr.
British Slang
250
British Slang
ikna ederek kendi tarafına çekmek
nobble
v.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of tarafına
×
Term Options
Übersetzung Vorschlagen / Korrigieren
Französisch Englisch Wörterbuch
Spanisch Englisch Wörterbuch
Deutsch Englisch Wörterbuch
Englisch Synonyme Wörterbuch
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy