the shell - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

the shell



Bedeutungen von dem Begriff "the shell" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 129 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
shell n. kabuk
General
shell n. kik
shell n. dış görünüş
shell n. kaplumbağa kabuğu
shell n. havai fişek roketi
shell n. kovan (fişeğe ait)
shell n. dış kaplama (gemi, uçak)
shell n. kabuk (sert)
shell n. içi yok olmuş bir şeyin dışı
shell n. yarış kayığı
shell n. yapı iskeleti
shell n. top mermisi
shell n. kabuk (midye)
shell n. bomba
shell n. kavkı
shell n. kapçık
shell n. kovan
shell n. deniz kabuğu
shell n. gülle
shell n. yumurta kabuğu
shell n. yarış teknesi (kürekli)
shell n. bina iskeleti
shell n. kaba ahşap tabut
shell n. geçici kullanım için olan ahşap tabut
shell n. esas tabutun içinde yer alan ince malzemeden yapılmış tabut
shell n. deniz kabuğuna benzer şey
shell n. deniz kabuğu şeklindeki yemek pişirme veya servis gereci
shell n. iç malzeme ile doldurulan yiyecek
shell n. sihirbazlık numaralarında gizlice esas eşyanın yerine konulan, önceden hazırlanmış içi boş nesne
shell n. astarsız dış giyim eşyası
shell n. astarı takılıp çıkarılabilen palto veya ceket
shell n. deniz kabuğu şeklindeki kadın şapkası
shell n. küçük bira bardağı
shell n. dokuma tarağının oturtulduğu tezgah parçası
shell n. desenli yapışkan kağıt kaplama ile örtülen desensiz karton
shell n. içi boş kılıf
shell n. pantolon veya eteğin içine sokmadan giyilen kolsuz ve desensiz bluz
shell n. gerçek duyguları gizlemek veya tehlikelerden korunmak için takınılan tutum
shell v. ayıklamak
shell v. gülle yağdırmak
shell v. bombalamak
shell v. kabuğunu çıkarmak
shell v. soymak
shell v. bombardıman etmek
shell v. top ateşine tutmak
shell v. kabuğunu soymak
shell v. koçanından ayırmak (kurumuş mısır tanelerini)
shell v. kabuğunu çıkartmak
shell v. top ateşiyle dövmek
shell v. (yüzeyi) deniz kabuklarıyla kaplamak
shell v. kabuk gibi dökülmek
shell v. pul pul olmak
shell v. ince parçalar halinde kopmak
shell v. başçık veya kabuktan ayrılmak
shell v. deniz kabuğu toplamak
shell v. mutlak yenilgiye uğratmak
shell adj. kabuklu
shell adj. kabuğu olan
shell adj. kabuklardan oluşan
shell adj. kabuk içeren
shell adj. deniz kabuklu
shell adj. kabuklardan yapılmış
shell adj. kabuklarla süslenmiş
shell adj. deniz kabuklarıyla yapılmış
shell adj. deniz kabuklarıyla süslenmiş
shell adj. kaplumbağa kabuğundan yapılmış
shell adj. deniz kabuğuna benzeyen
Trade/Economic
shell n. paravan şirket
Technical
shell n. dış kapı
shell n. palanganın dış çerçevesi
shell n. palanganın kasası
shell n. içi boş kabaşon
shell n. (metalurjide) kalıbın dış duvarı
shell n. cam zımparalamada kullanılan bir alet
shell n. galvanize klişenin yüzeyini oluşturmada kullanılan kalıpta biriken ince bakır veya nikel tabakası
shell n. delikli tuğlanın dış duvarı
shell n. motorlu araç gövdesinin ve radyatörünün çekirdeği ile yakıt depoları etrafında bulunan metal çerçeve
shell n. at postunun uç kısmı
shell n. içi boş ince silindir
shell n. silindirik kazanın tamburu
shell n. matkap kovanının tırtıklı dış parçası
shell n. çukur zımpara taşı
shell n. genellikle yarı bitmiş olan kupa şeklindeki sac levha parçası
shell n. oluklu keskiye benzeyen ve delgi kolu ile kullanılan bir delme aleti
shell n. taş plak üretilebilen metal anayapı
shell v. (dondurarak kurutmada) kabın iç yüzeyinde kabuksu çözelti tabakası oluşturmak
shell adj. çubuk yerleştirecek uzunlamasına bir deliği olan (alet)
shell kabuk
shell mermi kovanı
shell üst yüzey pürüzlülüğü
Computer
shell n. işletim sistemi ile çalışan ve komutları girip uygulatmak için kullanılan program
Telecom
shell kabuk
Textile
shell n. patiska üzerine renkli karışık figürler işlemede kullanılan oymalı bakır silindir
shell n. deniz kabuğuna benzer kavisli bir kenar oluşturan ilmik
Architecture
shell n. genellikle bölmesiz geniş mekanlar için kullanılan ve yalnızca kendi ağırlığını taşıyan betonarme kubbeli veya kemer çatı
shell n. genellikle döşeme veya dekorasyon içermeyen bölmesiz yapı
shell n. kubbe çatılı stadyum
shell n. içe bombeli saha
Construction
shell kabuk
Dyeing
shell n. turuncumsu bir sarı tonu
Automotive
shell far yuvası
shell muhafaza
shell gövde
Traffic
shell tarak (köprü)
Marine
shell türbin muhafazası
Anatomy
shell n. kulak konkası
shell n. kulak kepçesi çukuru
Food Engineering
shell kabuk
Gastronomy
shell n. kısa kontrfilenin fileto içermeyen bölümü
shell n. şerit biftek
shell n. delmonico biftek
shell n. sığır kısa kontrfilesinin önünden kesilen küçük biftek
shell v. ayıklamak (fasulye vb)
Physics
shell n. atom çekirdeği etrafında yer alan ve yaklaşık olarak eşit enerjili elektron grubunun yörüngelerinin kapladığı alan
shell n. benzer tipteki ve yaklaşık olarak eşit enerjideki çekirdek parçacığı grubu
Marine Biology
shell n. kabuklu yumuşakça
shell n. kabuklu deniz canlısı
Botanic
shell n. kakao çekirdeği kabuğu
Education
shell n. ingiltere'de 13-18 yaş grubu için açılan özel okullarda ara sınıf
History
shell n. 15. yüzyıl ve sonrası avrupa kılıçlarında görülen, kabzanın bir tarafına takılan ve bazen kafes işi olabilen yarı dairesel kabza siperi
Geology
shell n. söndürülmemiş kireçtaşı
Military
shell mermi belirtmek
Hunting
shell fişek
shell mermi
shell yivsiz av tüfeği fişeği
Sport
shell n. dar ve hafif bir yarış teknesi
Baseball
shell v. (atıcı) çok sayı yapmak
Archaic
shell n. üzeri yazılı kırık çanak çömlek parçası
shell n. lir

Bedeutungen, die der Begriff "the shell" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 8 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
break the shell of v. kabuğunu kırmak
Idioms
in the shell expr. gelişmemiş evrede
in the shell expr. olgunlaşmamış aşamada
in the shell expr. henüz yumurtadan çıkmamış
in the shell expr. henüz kabuğundan ayrılmamış
Law
the egg shell skull rule n. zarar görenin hassas vücut yapısı olması sebebiyle meydana gelen yüksek zarardan davacının sorumlu tutulması
Marine
certificate for the shell & tube cooler n. stern tüp soğutucusu sertifikası
Gastronomy
lobster meat baked in the shell n. istakoz thermidor