Türkisch - Englisch
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch Sätze
Synonyme
Sätze
Werkzeuge
Quellen
Über uns
Kontakt
Einloggen / Registrieren
Licht Ausschalten
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyme
Werkzeuge
Quellen
Über uns
Kontakt
Einloggen / Registrieren
EN-TR
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Spanisch - Englisch
Französisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch Sätze
Türkisch - Englisch
Verlauf
their own
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Bedeutungen, die der Begriff
"their own"
mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 77 Ergebniss(e)
Kategorie
Englisch
Türkisch
General
1
General
leave people to their own devices
v.
insanları kendi hallerine bırakmak
2
General
give somebody a taste of their own medicine
v.
biriyle anladığı dilden konuşmak
3
General
give somebody a taste of their own medicine
v.
kendi silahıyla vurmak
4
General
give somebody a dose of their own medicine
v.
aynı şekilde karşılık vermek
5
General
give somebody a dose of their own medicine
v.
kendi silahıyla vurmak
6
General
give somebody a dose of their own medicine
v.
aynıyla mukabele etmek
7
General
give somebody a dose of their own medicine
v.
biriyle anladığı dilden konuşmak
8
General
give somebody a taste of their own medicine
v.
aynıyla mukabele etmek
9
General
give somebody a taste of their own medicine
v.
aynı şekilde karşılık vermek
10
General
reduce their own sentence
v.
kendi cezalarında indirim almak
11
General
on their own
adv.
kendi kendilerine
12
General
on their own
adv.
tek başlarına
13
General
on their own
adv.
kendi başlarına
Phrases
14
Phrases
revolutions devour their own children
expr.
devrimler kendi çocuklarını yer
15
Phrases
to each his/her/their own
expr.
herkesin zevki kendine
16
Phrases
to each his/her/their own
expr.
herkesin fikri kendini bağlar
17
Phrases
to each his/her/their own
expr.
herkesin tercihi kendine
Proverb
18
Proverb
men are blind in their own cause
insanlar kendi davalarına körü körüne inanırlar
19
Proverb
men are blind in their own cause
körü körüne inanç aklı da kör eder
20
Proverb
men are blind in their own cause
insanlar kendi inandıklarına kördür
21
Proverb
men are blind in their own cause
kimse ayranım/yoğurdum ekşi demez
22
Proverb
men are blind in their own cause
yoğurdum/ayranım ekşidir diyen olmaz
23
Proverb
men are blind in their own cause
kimse inandığı şeye toz kondurmaz
24
Proverb
men are blind in their own cause
inandığın şeyin kusurlarını görmezsin
25
Proverb
everyone walks at their own pace
her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır
Idioms
26
Idioms
a legend in their own lifetime
n.
ünlü kimse
27
Idioms
a legend in their own lifetime
n.
efsane kimse
28
Idioms
a legend in their own lifetime
n.
adı çıkmış kimse
29
Idioms
give someone a taste of their own medicine
v.
aynı şekilde karşılık vermek
30
Idioms
give someone a dose of their own medicine
v.
aynı şekilde karşılık vermek
31
Idioms
leave somebody to their own devices
v.
başına buyruk bırakmak
32
Idioms
give someone a taste of their own medicine
v.
biriyle anladığı dilden konuşmak
33
Idioms
give someone a dose of their own medicine
v.
biriyle anladığı dilden konuşmak
34
Idioms
leave someone to stew in their own juice
v.
birini kendi haline bırakmak
35
Idioms
give someone a taste of their own medicine
v.
kendi silahıyla vurmak
36
Idioms
beat someone at their own game
v.
kendi oyunuyla yenmek
37
Idioms
play someone at their own game
v.
kendi oyunuyla/taktiğiyle yenmek
38
Idioms
give someone a dose of their own medicine
v.
kendi silahıyla vurmak
39
Idioms
nip their own noses off
v.
kendi ihtiyaçlarını bir kenara bırakmak
40
Idioms
leave somebody to their own devices
v.
kararı kendisine bırakmak
41
Idioms
play someone at their own game
v.
kendi oyunuyla yenmek
42
Idioms
play somebody at their own game
v.
kendi oyunuyla/taktiğiyle yenmek
43
Idioms
beat somebody at their own game
v.
birini kendi oyunuyla yenmek
44
Idioms
beat somebody at their own game
v.
birini onun tekniklerini kullanarak yenmek
45
Idioms
beat somebody at their own game
v.
birini onun taktikleriyle yenmek
46
Idioms
beat somebody at their own game
v.
birini onun gücünü kullanarak yenmek
47
Idioms
beat somebody at their own game
v.
birini kendi yöntemiyle/silahıyla vurmak
48
Idioms
beat someone at their own game
v.
birini kendi alanında yenmek
49
Idioms
beat someone at their own game
v.
birini uzmanlık alanında yenmek
50
Idioms
beat someone at their own game
v.
birini kendi sahasında yenmek
51
Idioms
beat someone at their own game
v.
birini çok iyi olduğu bir alanda/konuda geride bırakmak
52
Idioms
beat someone at their own game
v.
bir konuda en iyi olduğu düşünülen kişiyi geride bırakmak
53
Idioms
give somebody a taste of their own medicine
v.
birini kendi silahıyla vurmak
54
Idioms
give somebody a taste of their own medicine
v.
birine yaptığını aynı şekilde ödetmek
55
Idioms
give somebody a taste of their own medicine
v.
birine aynı şekilde karşılık vermek
56
Idioms
give somebody a dose of their own medicine
v.
birini kendi silahıyla vurmak
57
Idioms
give somebody a dose of their own medicine
v.
birine yaptığını aynı şekilde ödetmek
58
Idioms
give somebody a dose of their own medicine
v.
birine aynı şekilde karşılık vermek
59
Idioms
let someone stew in their own juice
v.
birini burnu sürtülsün diye bırakmak
60
Idioms
let someone stew in their own juice
v.
(birini) yaptığı yanlıştan kaynaklanan sonuçlarla baş başa bırakmak
61
Idioms
let someone stew in their own juice
v.
(birinin) yaptığı yanlışın cezasını çekmesine/sonucuna katlanmasına izin vermek
62
Idioms
let someone stew in their own juice
v.
birini bir durumdan kurtarmak için bir şey yapmamak
63
Idioms
pay someone back in their own coin [old-fashioned]
v.
birini kendi silahıyla vurmak
64
Idioms
pay someone back in their own coin [old-fashioned]
v.
birine misilleme yapmak
65
Idioms
pay someone back in their own coin [old-fashioned]
v.
birinden intikam almak
66
Idioms
pay someone back in their own coin [old-fashioned]
v.
birine aynı şekilde karşılık vermek
67
Idioms
each to their own
expr.
herkesin fikri kendini bağlar
68
Idioms
each to their own
expr.
herkesin fikri kendini bağlar
69
Idioms
each to their own
expr.
herkesin tercihi kendine
70
Idioms
each to their own
expr.
herkesin zevki kendine
Speaking
71
Speaking
for their own safety
expr.
kendi güvenlikleri için
Law
72
Law
suum cuique (to each his own or may all get their due)
n.
herkese hak ettiğini verme
Politics
73
Politics
establishment of their own independent state
n.
kendi bağımsız devletini kurma
Computer
74
Computer
only their own
expr.
yalnızca kendilerine ait olanlar
Informatics
75
Informatics
eating their own dog food
expr.
bir yazılım firmasının geliştirdiği yazılımı kendi projelerinde kullanması
Social Sciences
76
Social Sciences
men going their own way
n.
kendi yollarına giden erkekler
Music
77
Music
tears dry on their own (lyrics)
expr.
gözyaşları kendiliğinden kurur (şarkı sözleri)
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of their own
×
Term Options
Übersetzung Vorschlagen / Korrigieren
Französisch Englisch Wörterbuch
Spanisch Englisch Wörterbuch
Deutsch Englisch Wörterbuch
Englisch Synonyme Wörterbuch
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy