Verlauf

to feel

Bedeutungen, die der Begriff "to feel" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 71 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
General
1	General	cause to feel sick due to food or drink n.	besinlerle arası iyi olmama
2	General	feel urge to v.	bir şey yapmayı çok istemek
3	General	feel oneself obliged to v.	kendini bir şeyi yapmaya mecbur hissetmek
4	General	feel compelled to do v.	zorunluluk hissetmek
5	General	feel ashamed to v.	yüzü tutmamak
6	General	cause to feel cold v.	üşütmek
7	General	feel up to v.	kendini belirli bir şeyi yapacak kadar güçlü hissetmek
8	General	cause to feel better v.	daha iyi hissetmesine neden olmak
9	General	feel close to v.	yakın hissetmek
10	General	feel drawn to v.	yakın hissetmek
11	General	not feel the need (to do something) v.	gerek duymamak
12	General	not feel the need (to do something) v.	gerek görmemek
13	General	feel an overwhelming longing to hear one's voice v.	sesini duymaya hasret kalmak
14	General	feel desire to v.	arzusu içinde olmak
15	General	feel compelled to v.	zorunlu hissetmek
16	General	feel obliged to v.	zorunda hissetmek
17	General	feel free to v.	çekinmemek
18	General	feel free to v.	rahat olmak
19	General	feel obliged to v.	kendini zorunlu hissetmek
20	General	feel equal to someone v.	kendini birisine eşit hissetmek
21	General	feel equal to someone v.	kendini birisiyle eşit hissetmek
22	General	feel the need to collect things v.	bir şeyler biriktirme ihtiyacı hissetmek
23	General	feel a (powerful) desire (to attain something) v.	hırs yapmak
Phrasals
24	Phrasals	feel up to (something) v.	kendini (bir şey) yapacak kadar güçlü, enerjik hissetmek
25	Phrasals	feel up to (something) v.	kendini (bir şeyi) yapabilecek gibi hissetmek
26	Phrasals	feel up to (something) v.	(bir şey) yapacak gücü, enerjiyi kendinde bulmak
27	Phrasals	feel up to v.	canı istemek
Idioms
28	Idioms	feel it beneath (one) (to do something) v.	gururuna yedirememek
29	Idioms	feel sick to one's stomach v.	midesi bulanmak
30	Idioms	feel it beneath one (to do something) v.	onuruna yedirememek
31	Idioms	feel sick to one's stomach v.	midesi kalkmak
32	Idioms	feel sick to one's stomach v.	midesi ağzına gelmek
33	Idioms	feel sick to one's stomach v.	kusacak gibi olmak
34	Idioms	feel drawn to v.	yakınlık duymak
35	Idioms	feel honor bound to do something v.	(birşeyi yapmayı) onur meselesi haline getirmek
36	Idioms	feel honour-bound to do something v.	(bir şeyi yapmayı) onur meselesi haline getirmek
37	Idioms	feel honor-bound to do something v.	(bir şeyi yapmayı) onur meselesi haline getirmek
38	Idioms	feel duty/honour bound to do something [uk] v.	bir şeyi kendine görev edinmek
39	Idioms	feel duty bound to (do something) [us] v.	(bir şeyi yapmaya) zorunlu hissetmek
40	Idioms	feel duty bound to (do something) [us] v.	(bir şeyi yapmayı) görevi olarak görmek
41	Idioms	be/feel honoured (to do something) v.	(bir şeyi yapmaktan) şeref duymak
42	Idioms	be/feel honoured (to do something) v.	(bir şeyi yapmaktan) onur duymak
43	Idioms	be/feel honoured (to do something) v.	(bir şeyi yapmaktan) mazhar olmak
44	Idioms	be/feel honoured (to do something) v.	(bir şeyi yapmaktan) gurur duymak
45	Idioms	be/feel honoured (to do something) v.	(bir şeyi yapmaktan) mutluluk duymak
46	Idioms	be/feel duty/honour bound to do something [uk] v.	bir şeyi yapmayı onur meselesi haline getirmek/olarak kabul etmek
47	Idioms	be/feel duty/honour bound to do something [uk] v.	bir şeyi yapmayı kendine görev edinmek/bilmek
48	Idioms	be/feel duty/honour bound to do something [uk] v.	bir şeyi yapmayı şeref meselesi haline getirmek/olarak kabul etmek
49	Idioms	be/feel duty/honor bound to do something [us] v.	bir şeyi yapmayı onur meselesi haline getirmek/olarak kabul etmek
50	Idioms	be/feel duty/honor bound to do something [us] v.	bir şeyi yapmayı kendine görev edinmek/bilmek
51	Idioms	be/feel duty/honor bound to do something [us] v.	bir şeyi yapmayı şeref meselesi haline getirmek/olarak kabul etmek
52	Idioms	feel free (to do something) v.	(bir şey yapmaya) çekinmemek
53	Idioms	feel free (to do something) v.	(bir şey yapmak için) rahat olmak
54	Idioms	feel free (to do something) v.	rahatça (bir şey yapmak/yapabilmek)
55	Idioms	feel free (to do something) v.	çekinmeden (bir şey yapmak/yapabilmek)
56	Idioms	feel up to v.	yapmaya yatkın olmak
57	Idioms	feel up to v.	meyilli olmak
Speaking
58	Speaking	I feel responsible for what's happened to you expr.	başına gelenlerden ötürü kendimi sorumlu hissediyorum
59	Speaking	how does it feel to be a doctor? expr.	doktor olmak nasıl bir duygu?
60	Speaking	I feel like something bad is going to happen expr.	kötü bir şey olacakmış gibi hissediyorum
61	Speaking	how does it feel to be a teacher? expr.	öğretmen olmak nasıl bir duygu?
62	Speaking	you want me to feel bad expr.	kendimi kötü hissetmemi istiyorsun
63	Speaking	I feel very close to you expr.	kendimi sana çok yakın hissediyorum
64	Speaking	how does it feel to be a student? expr.	öğrenci olmak nasıl bir duygu?
65	Speaking	how does it feel to expr.	nasıl bir duygu
66	Speaking	I feel lucky to know you expr.	seni tanıdığım için kendimi şanslı hissediyorum
67	Speaking	I want you to feel better expr.	senin daha iyi hissetmeni istiyorum
68	Speaking	how does it feel to be a professor? expr.	profesör olmak nasıl bir duygu?
69	Speaking	how does it feel to be famous? expr.	ünlü olmak nasıl bir duygu?
70	Speaking	how does it feel to be a celebrity? expr.	ünlü olmak nasıl bir duygu?
71	Speaking	you're going to feel better soon expr.	yakında iyileşeceksin