Türkisch - Englisch
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch Sätze
Synonyme
Sätze
Werkzeuge
Quellen
Über uns
Kontakt
Einloggen / Registrieren
Licht Ausschalten
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyme
Werkzeuge
Quellen
Über uns
Kontakt
Einloggen / Registrieren
EN-TR
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Spanisch - Englisch
Französisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch Sätze
Türkisch - Englisch
Französisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Verlauf
to call
Bedeutungen, die der Begriff
"to call"
mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 68 Ergebniss(e)
Kategorie
Englisch
Türkisch
General
1
General
click to call
n.
tek tuşla arama
2
General
not to call
v.
aramamak
Colloquial
3
Colloquial
a place to call own
n.
evi diyeceği bir yer
4
Colloquial
a place to call own
n.
kendi evi
5
Colloquial
a place to call own
n.
kendine ait bir yer
6
Colloquial
go so far as to call someone stupid
v.
birisine aptal diyecek kadar ileri gitmek
7
Colloquial
parents are advised to call their child's school for more information
expr.
ebeveynlere daha fazla bilgi için çocuklarının okullarını aramaları tavsiye ediliyor
8
Colloquial
we have to call the police
expr.
polisi aramalıyız
9
Colloquial
(it's) time to call it a day
expr.
bugünlük bu kadar
10
Colloquial
(it's) time to call it a day
expr.
bugünlük bu kadar çalışma yeter
11
Colloquial
(it's) time to call it a day
expr.
bugünlük paydos
12
Colloquial
(it's) time to call it a day
expr.
bugünlük yeter
13
Colloquial
(it's) time to call it a night
expr.
bu gecelik bu kadar
14
Colloquial
(it's) time to call it a night
expr.
bu gecelik bu kadar çalışma yeter
15
Colloquial
(it's) time to call it a night
expr.
bu gecelik paydos
16
Colloquial
(it's) time to call it a night
expr.
bu gecelik yeter
17
Colloquial
(something) to call (one's) own
expr.
(birinin) kendine ait (bir şey)
18
Colloquial
(something) to call (one's) own
expr.
(birinin) kendine ayırdığı (bir şey)
19
Colloquial
(something) to call (one's) own
expr.
(birinin) benim diyebileceği (bir şey)
20
Colloquial
(something) to call (one's) own
expr.
(birinin) sahip olduğu (bir şey)
21
Colloquial
(something) to call (one's) own
expr.
(birinin) kontrolünde olan (bir şey)
Idioms
22
Idioms
a place to call one's own
n.
evi diyeceği bir yer
23
Idioms
a place to call one's own
n.
kendi evi
24
Idioms
not able to call one's time one's own
v.
başını kaşıyacak vakti olmamak
25
Idioms
not have a minute to call your own
v.
çok meşgul olmak
26
Idioms
not have a minute to call your own
v.
kafasını kaşıyacak vakti olmamak
27
Idioms
not able to call one's time one's own
v.
kafasını kaşıyacak vakti olmamak
28
Idioms
not have a minute to call your own
v.
kafasını kaşıyacak zamanı olmamak
29
Idioms
not able to call time own
v.
başını kaşıyacak vakti olmamak
30
Idioms
not able to call time own
v.
kafasını kaşıyacak vakti olmamak
31
Idioms
not have a minute to call (one's) own
v.
çok meşgul olmak
32
Idioms
not have a minute to call (one's) own
v.
kafasını kaşıyacak vakti olmamak
33
Idioms
not have a minute to call (one's) own
v.
kafasını kaşıyacak zamanı olmamak
34
Idioms
to call one's own
expr.
kendine ait
35
Idioms
to call one's own
expr.
yalnızca ona ait
36
Idioms
time to call it a day
expr.
bu kadar çalışma yeter
37
Idioms
time to call it a day
expr.
bugünlük bu kadar çalışma yeter
38
Idioms
time to call it a night
expr.
bu gecelik bu kadar
39
Idioms
too close to call
expr.
(sonucunu) tahmin etmesi zor (sınav/seçim)
40
Idioms
too close to call
expr.
başa baş
Speaking
41
Speaking
he wants to call a truce
expr.
ateşkes yapmak istiyor
42
Speaking
do not hesitate to call me
expr.
beni tereddüt etmeden arayabilirsiniz
43
Speaking
I was about to call you
expr.
ben de tam seni arayacaktım
44
Speaking
I was about to call you
expr.
ben de seni aramak üzereydim
45
Speaking
I was about to call you
expr.
ben de tam seni arıyordum
46
Speaking
can you ask him to call me?
expr.
beni aramasını söyler misin?
47
Speaking
I want you to call me
expr.
beni aramanı istiyorum
48
Speaking
what are we going to call her?
expr.
ismini ne koyacağız?
49
Speaking
what are we going to call him?
expr.
ismini ne koyacağız?
50
Speaking
tell him to call me
expr.
ona beni aramasını söyle
51
Speaking
I tried to call your mobile but it's off
expr.
seni cepten aramayı denedim ama kapalıydı
52
Speaking
I'm sorry to call you so early
expr.
seni bu kadar erken aradığım için özür dilerim
53
Speaking
what do you want me to call you?
expr.
sana nasıl hitap etmemi istersin?
54
Speaking
I waited for you to call
expr.
senin aramanı bekledim
55
Speaking
we've got to call the police
expr.
polisi aramalıyız
56
Speaking
I told you not to call me
expr.
sana beni aramamanı söylemiştim
57
Speaking
I told you not to call my husband
expr.
sana kocamı arama demiştim
58
Speaking
what do you want me to call you?
expr.
size nasıl hitap etmemi istersiniz?
59
Speaking
I waited three hours for you to call me
expr.
üç saat beni aramanı bekledim
Trade/Economic
60
Trade/Economic
yield to call
n.
bir tahvilin, (tahvili çıkaran tarafından) bedelinin geri ödenmek üzere istenmesine (yani geri çağrılmasına) kadar geçen süredeki getirisi
61
Trade/Economic
option to call
n.
öncelik hakkı
62
Trade/Economic
option to call
n.
rüçhan hakkı
63
Trade/Economic
option to call
n.
tercih hakkı
64
Trade/Economic
yield to call
n.
tahvil getirişi
Law
65
Law
right to call evidence
n.
delil gösterme hakkı
66
Law
option to call
n.
öncelik hakkı
67
Law
option to call
n.
rüçhan hakkı
68
Law
option to call
n.
tercih hakkı
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of to call
×
Term Options
Übersetzung Vorschlagen / Korrigieren
Französisch Englisch Wörterbuch
Spanisch Englisch Wörterbuch
Deutsch Englisch Wörterbuch
Englisch Synonyme Wörterbuch
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy