Türkisch - Englisch
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Englisch Synonyme
Synonyme
Über uns
Werkzeuge
Quellen
Kontakt
Einloggen / Registrieren
Licht Ausschalten
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyme
Werkzeuge
Über uns
Quellen
Kontakt
Einloggen / Registrieren
EN-TR
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Spanisch - Englisch
Französisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch
Französisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Verlauf
ucundan
Bedeutungen von dem Begriff
"ucundan"
im Englisch Türkisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)
Kategorie
Türkisch
Englisch
General
1
General
ucundan
from the end of
prep.
Bedeutungen, die der Begriff
"ucundan"
mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 124 Ergebniss(e)
Kategorie
Türkisch
Englisch
General
1
General
iki ucundan çekilererek açılan içinde küçük bir hediye bulunan noel oyuncağı
christmas cracker
n.
2
General
iki ucundan çekilererek açılan içinde küçük bir hediye bulunan noel oyuncağı
bon-bons
n.
3
General
doğru parçasının iki ucundan her biri
endpoint
n.
4
General
(tahta) ucundan kesilmiş ince parça
list
n.
5
General
iki ucundan kova sarkan bir su taşıma aracı temsili
bouget
n.
6
General
ayakları yalnızca ayak ucundan ve topuktan saran alçak topuklu bir ayakkabı
court
n.
7
General
namlu başlığının yerleştirildiği fıçı tahtalarının iki ucundan birindeki oluk
croze
n.
8
General
yalnızca bir ucundan girilebilen geçit
cul
n.
9
General
serviksin iç (uterus) veya dış ucundan (vajina) her biri
os
n.
10
General
film çekim tahtasının tepesine bir ucundan menteşelenmiş hareketli çubuk
slapstick
n.
11
General
uçak kanadının bir ucundan diğerine uzanan geçit
slot
n.
12
General
aklının ucundan geçmemek
(something) to never cross (one's) mind
v.
13
General
aklının ucundan geçmemek
never occur to (one)
v.
14
General
dünyanın diğer ucundan bir arkadaş edinmek
make a friend from the other side of the world
v.
15
General
ucundan kırılmak
be broken at the tip
v.
16
General
(tahta) ucundan ince bir parça kesmek
list
v.
17
General
(kütük) ucundan parçalamak
broom
v.
18
General
(kütük) mekanik şekilde ucundan aşındırmak
broom
v.
19
General
ucundan dokunmak
glance [obsolete]
v.
20
General
ucundan geçmek
cut
v.
21
General
ucundan temas etmek
skiff [scotland]
v.
22
General
bir şeyin ucundan ısırmak
snack [dialect]
v.
23
General
ucundan kesmek
sneck
v.
24
General
ucundan köşesinden başarı elde etmek
squeeze
v.
25
General
bir ucundan diğerine geçmesi zor olan
arduous
adj.
26
General
bir ucundan bir ucuna
across
prep.
Phrasals
27
Phrasals
bir ucundan diğerine gitmek
get over
v.
28
Phrasals
birini burnunun ucundan öpmek
kiss someone on the tip of one's nose
v.
29
Phrasals
ucundan sarkmak
sag away from
v.
30
Phrasals
(bir şeyin) uçlarını kesmek/ucundan almak
trim (something) from (something else)
v.
31
Phrasals
(bir şeyin) bir ucundan bir ucuna sürünmek/yürümek
crawl across (something)
v.
32
Phrasals
bir ucundan diğerine gitmek
go through
v.
33
Phrasals
bir yol/patika (bir şeyin/bir yerin) başından sonuna/bir ucundan diğer ucuna dolanarak gitmek
wind through (something or some place)
v.
34
Phrasals
(bir şeyin/bir yerin) başından sonuna/bir ucundan diğer ucuna dolanarak gitmek/ilerlemek
wind through (something or some place)
v.
Phrases
35
Phrases
öylece ucundan olmaz kendini iyice bu işe vermen gerek
you can't be a little bit pregnant
expr.
36
Phrases
öylece ucundan olmaz kendini iyice bu işe vermen gerek
you can't be half pregnant
expr.
Colloquial
37
Colloquial
aklın ucundan geçmeyecek bir şey yapmak
do the unthinkable
v.
38
Colloquial
(birinin birini) burada göreceği aklının ucundan geçmezdi
(one) never thought (one) would see (someone) here
expr.
39
Colloquial
aklının ucundan bile geçirme
don't even think about it
expr.
Idioms
40
Idioms
aklının ucundan geçmeyen plan/beklenti
gleam in (one's) eye
n.
41
Idioms
aklının ucundan geçmeyen plan/beklenti
twinkle in (one's) eye
n.
42
Idioms
işin bir ucundan tutma
a lick of work
n.
43
Idioms
işin bir ucundan tutma
lick of work
n.
44
Idioms
aklının ucundan bile geçmemek
not dream of doing something
v.
45
Idioms
burnunun ucundan ötesini görememek
see no further than the end of nose
v.
46
Idioms
ellerinin ucundan kaçırmak
slip through someone's fingers
v.
47
Idioms
parmaklarının ucundan kayıp gitmek
let something slip through one's fingers
v.
48
Idioms
parmaklarının ucundan kaçırmak
let something slip through one's fingers
v.
49
Idioms
parmaklarının ucundan kaçırmak
slip through someone's fingers
v.
50
Idioms
işin bir ucundan tutmamak
not do a hand's turn
v.
51
Idioms
hiçbir işin ucundan tutmamak
not do a hand's turn
v.
52
Idioms
ucundan bir işe girişmek
put (one's) toe in the water
v.
53
Idioms
birinin aklının ucundan geçmek
cross somebody's mind
v.
54
Idioms
aklının ucundan geçmek
cross mind
v.
55
Idioms
aklının ucundan geçmek
cross your mind
v.
56
Idioms
ucundan kıyısından başlamak
dip a toe in the water [uk]
v.
57
Idioms
ucundan kıyısından başlamak
dip one's toe in the water [uk]
v.
58
Idioms
(birinin/bir şeyin) parmaklarının ucundan kayıp gitmesine izin vermek/engel olamamak
let (someone or something) slip through (one's) fingers
v.
59
Idioms
bir şeyin parmaklarının ucundan kayıp gitmesine izin vermek/engel olamamak
let something slip through your fingers
v.
60
Idioms
bir şeyin parmaklarının ucundan kayıp gitmesine izin vermek/engel olamamak
let something slip through your grasp
v.
61
Idioms
bir şey aklının ucundan bile geçmemek
not dream of something/of doing something
v.
62
Idioms
burnunun ucundan ötesini görmemek
not see beyond your nose
v.
63
Idioms
burnunun ucundan ilerisini görmemek
not see beyond your nose
v.
64
Idioms
burnunun ucundan ötesini görmemek
not see beyond the end of your nose
v.
65
Idioms
burnunun ucundan ilerisini görmemek
not see beyond the end of your nose
v.
66
Idioms
burnunun ucundan ötesini görmemek
see no further than (the end of) (one's) (own) nose
v.
67
Idioms
dünyanın öteki ucundan geliyormuş gibi
on a slow boat to china
adv.
68
Idioms
işin bir ucundan tutmama
haven't done a hand's turn
expr.
69
Idioms
dünyanın öteki ucundan geliyormuş gibi
on a slow boat to china
expr.
70
Idioms
dünyanın öteki ucundan geliyormuş gibi
slow boat to china
expr.
71
Idioms
bir ucundan bir ucuna
from sea to shining sea
expr.
72
Idioms
bir ucundan öteki ucuna
from sea to shining sea
expr.
73
Idioms
bir şeye ucundan kıyısından başla
dip your toe into something
expr.
74
Idioms
dünyanın bir ucundan
from the ends of the earth
expr.
75
Idioms
(basketbolda) sahanın bir ucundan bir ucuna
from coast to coast
expr.
76
Idioms
(basketbolda) sahanın bir ucundan diğer ucuna
from coast to coast
expr.
77
Idioms
(birinin) aklının ucundan geçmezdi
not in (one's) wildest dreams
expr.
78
Idioms
çok yaklaşıp ucundan/kıyısından dönme
so close (and) yet so far
expr.
79
Idioms
aklımın ucundan bile geçmez
nothing could be further from my mind
expr.
Speaking
80
Speaking
aklımın ucundan geçmez
nothing could be further from my mind
expr.
81
Speaking
aklının ucundan bile geçirme
don't even think about (doing it)
expr.
82
Speaking
neden şunun bir ucundan tutup bana yardım etmiyorsun?
why don't you grab the other end of this thing and help me?
expr.
83
Speaking
seni burada göreceğim aklımın ucundan geçmezdi
I never thought I'd see you here
expr.
84
Speaking
senin burada olacağın aklımın ucundan geçmezdi
never thought I'd see you here
expr.
85
Speaking
seni burada göreceğim aklımın ucundan geçmezdi
never thought I'd see you here
expr.
86
Speaking
senin burada olacağın aklımın ucundan geçmezdi
I never thought I'd see you here
expr.
87
Speaking
seni burada göreceğim aklımın ucundan geçmezdi
fancy meeting you here
expr.
Technical
88
Technical
kanadın bir ucundan diğer ucuna
span wise
n.
89
Technical
kanadın bir ucundan diğer ucuna
spanwise
n.
90
Technical
tırnak ucundan tırnak ucuna çevrilerek alınan parmak izi
rolled print
n.
91
Technical
ülkenin bir ucundan diğerine at sırtında yapılan yolculuk
wild-goose chase [obsolete]
n.
92
Technical
iki ucundan ortasına doğru dişleri olan eğe
double-ender
n.
93
Technical
bir ucundan diğer ucuna kadar yiv açılmış
full-length parallel grooved
adj.
94
Technical
ucundan yüklü
loaded at the and
adj.
Electric
95
Electric
termoelektrik akım üretip sıcaklığı ölçmede kullanılan, iki ucundan birbirine bağlanmış iki adet metal çubuk veya tel
thermoelectric couple
n.
Architecture
96
Architecture
(kirişi) bir ucundan duvara sabitlemek
tail in
v.
Railway
97
Railway
biletin yırtılması veya ucundan bir parça koparılması
clip
n.
Marine
98
Marine
ıskarmozun bir ucundan diğer ucuna olan mesafe
timber and room
n.
99
Marine
ıskarmozun bir ucundan diğer ucuna olan mesafe
room and space
n.
100
Marine
cıvadranın dış ucundan gemi bodoslamasına çekilen halatlar
bowsprit shrouds
n.
101
Marine
hortumun bir ucundan tutup sulamak
underrun a hose
v.
102
Marine
(ipi) insanlara iki ucundan çektirmek
double-bank
v.
Medical
103
Medical
meme ucundan aspirasyon işlemi ile çekilen sıvılar
nipple aspirate fluids
n.
104
Medical
parmak ucundan kan örneği alma
fingerstick
n.
105
Medical
parmak ucundan kan örneği alma
fingerprick
n.
106
Medical
parmak ucundan kan alma işlemi
finger stick
n.
107
Medical
ince bıçak veya mikro pipetle parmak ucundan kan alma işlemi
fingerstick
n.
Physics
108
Physics
birer ucundan birleşen iki farklı metal telden yapılmış bir tür termometre
thermocouple
n.
109
Physics
birer ucundan birleşen iki farklı metal telden yapılmış bir tür termometre
thermocouple junction
n.
Zoology
110
Zoology
embriyolarında beslenme kanalının alt ucundan büyüyen dölzarı olan omurgalılar
allantoidea
n.
111
Zoology
sürüngenlerin, kuşların ve memelilerin embriyolarında beslenme kanalının alt ucundan büyüyen zarımsı kese
allantois
n.
112
Zoology
embriyolarında beslenme kanalının alt ucundan büyüyen dölzarı olan (omurgalı)
allantoidean
adj.
Botanic
113
Botanic
çeşitli kara yosunlarının arkegonunu saran, gövde ucundan veya ana gövdeden oluşmuş tüp
marsupium
n.
114
Botanic
çeşitli kara yosunlarının arkegonunu saran, gövde ucundan veya ana gövdeden oluşmuş bir tüp
perigynium
n.
115
Botanic
ana sapın ucundan büyüyen
acrogenic
adj.
116
Botanic
ana sapın ucundan büyüyen
acrogenous
adj.
117
Botanic
koni şeklinde olup sivri ucundan tutturulmuş (meyve)
obconic
adj.
Tobacco
118
Tobacco
sigaranın ucundan tütünün dökülmesi
loose ends of a cigarette
n.
119
Tobacco
borunun küçük ucundan yapılan enfiye kutusu
mull
n.
Sport
120
Sport
(sopa, raket) ucundan tutmak
shorten
v.
Basketball
121
Basketball
sahanın bir ucundan diğerine atılan şut
coast-to-coast
n.
122
Basketball
sahanın bir ucundan ötekine atılan pas
coast-to-coast
n.
Slang
123
Slang
(yatağı) girilemez hale getirmek için çarşafını ayak ucundan kendi üzerine katlamak
french
v.
124
Slang
sahanın bir ucundan diğer ucuna hücum ederek basket atma
coast to coast
expr.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of ucundan
×
Term Options
Übersetzung Vorschlagen / Korrigieren
Französisch Englisch Wörterbuch
Spanisch Englisch Wörterbuch
Deutsch Englisch Wörterbuch
Englisch Synonyme Wörterbuch
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy