ve fakat - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

ve fakat



Bedeutungen von dem Begriff "ve fakat" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
ve fakat not but what conj.

Bedeutungen, die der Begriff "ve fakat" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 48 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
katolik okullarında görev yapan, inançlı fakat rahibeler gibi dini kurumlara ve evlenmeme kuralı gibi kurallara bağlı olmayan kiliseye mensup öğretmen lay teacher n.
direktuvar sistemini yok etmek ve komünist düzeni kurmak için komplo düzenleyen fakat başarısız olan fransız politik provokatör babeuf n.
onaylanmış tedarik hedefini ve ekonomik maksatla alıkonma stokunu aşan fakat bazı acil durumlarda kullanılmak üzere elde tutulan malzemeler contingency retention stock n.
Colloquial
1994-2011 arasında abd'de yürürlükte olan ve eşcinsellerin orduda görev almalarını yasaklayan fakat cinsel yönelimini gizli tutanlara karşı da ayrımcılığı önleyen bir kanun don't ask, don't tell, don't harass, don't pursue expr.
Idioms
protestanlık öğretilerini yerine getiren fakat giderek daha politikleştirilmesi ve daha fazla muhafazakarlıkla ilişkilendirilmesi sebebiyle protestan olarak anılmaktan kaçınan kimse exvangelical n.
Insurance
vuku bulan ve fakat sigortacı veya reasüröre ihbar edilmemiş olan hasarlar incurred but not reported losses n.
Textile
şifona benzeyen fakat kırışık bir dokusu olan, genellikle gece elbiselerinde ve aksesuarlarında kullanılan ipek muslin mousseline de soie n.
Medical
kauçuk özelliği gösteren fakat aşırı sıcaklıklara karşı daha dayanıklı olan ve polimerik silikon içeren bir madde grubunun marka adı silastic n.
Anatomy
uyanık fakat rahatlamış ve uykulu olan kimsenin ensefalogramındaki normal beyin dalgası theta rhythm n.
uyanık fakat rahatlamış ve uykulu olan kimsenin ensefalogramındaki normal beyin dalgası theta wave n.
alt çene yayının çene kemiğinin parçası olmayan fakat bazen alt çene eklemini ve ortakulak kemiklerini meydana getiren kıkırdaksı parçası meckelian cartilage n.
alt çene yayının çene kemiğinin parçası olmayan fakat bazen alt çene eklemini ve ortakulak kemiklerini meydana getiren kıkırdaksı parçası meckelian rod n.
alt çene yayının çene kemiğinin parçası olmayan fakat bazen alt çene eklemini ve ortakulak kemiklerini meydana getiren kıkırdaksı parçası meckelian bar n.
Physics
yukarı ve aşağı kuarkları içeren, fakat garip maddeden ayrı olarak, garip kuarklar içermeyen kuark maddesi nonstrange quark matter n.
Chemistry
bitki öldürücü ve kurutucu olarak kullanılan kuvvetli fakat kısa ömürlü bir ilaç diquat n.
Biology
akraba formlardan az fakat etkin bir biçimde farklılaşmış olan küçük ve genellikle lokalize popülasyon microspecies n.
Zoology
miyosen, pliyosen ve pleistosen çağlarında yaşamış, fillere benzeyen fakat azı dişlerinin yapısı bakımından farklılık gösteren, mammutidae familyasına mensup hortumlu devasa memelilere verilen ad mastodon n.
miyosen, pliyosen ve pleistosen çağlarında yaşamış, fillere benzeyen fakat azı dişlerinin yapısı bakımından farklılık gösteren, mammutidae familyasına mensup hortumlu devasa memelilere verilen ad mastodont n.
Botanic
abd'nin güneybatısında yetişen, talinum aurantiacum'a benzeyen fakat daha dar yapraklı ve sarı-turuncu çiçekleri olan bir bitki narrow-leaved flame flower (talinum augustissimum) n.
daha önce kuzey amerika'da yetişmeyen fakat sonradan getirilen, yuvarlak ve düz tohum kabukları olan kötü kokulu bir avrasya otu fanweed (thlaspi arvense) n.
daha önce kuzey amerika'da yetişmeyen fakat sonradan getirilen, yuvarlak ve düz tohum kabukları olan kötü kokulu bir avrasya otu field pennycress n.
daha önce kuzey amerika'da yetişmeyen fakat sonradan getirilen, yuvarlak ve düz tohum kabukları olan kötü kokulu bir avrasya otu french weed n.
daha önce kuzey amerika'da yetişmeyen fakat sonradan getirilen, yuvarlak ve düz tohum kabukları olan kötü kokulu bir avrasya otu mithridate mustard n.
daha önce kuzey amerika'da yetişmeyen fakat sonradan getirilen, yuvarlak ve düz tohum kabukları olan kötü kokulu bir avrasya otu penny grass n.
daha önce kuzey amerika'da yetişmeyen fakat sonradan getirilen, yuvarlak ve düz tohum kabukları olan kötü kokulu bir avrasya otu stinkweed n.
irlanda, güney avrupa ve anadolu'ya özgü, yenilebilir fakat tatsız meyveleri olan yaprak dökmeyen çalımsı bir çilek ağacı irish strawberry (arbutus unedo) n.
irlanda, güney avrupa ve anadolu'ya özgü, yenilebilir fakat tatsız meyveleri olan yaprak dökmeyen çalımsı çilek ağacı madrona (arbutus unedo) n.
irlanda, güney avrupa ve anadolu'ya özgü, yenilebilir fakat tatsız meyveleri olan yaprak dökmeyen çalımsı çilek ağacı madrone (arbutus unedo) n.
irlanda, güney avrupa ve anadolu'ya özgü, yenilebilir fakat tatsız meyveleri olan yaprak dökmeyen çalımsı çilek ağacı madrono (arbutus unedo) n.
avrasya'da yetişen, görünüş ve tıbbi kullanım açısından papatyaya benzeyen fakat tadı daha acı olan tek yıllık bir ot wild chamomile n.
avrasya'da yetişen, görünüş ve tıbbi kullanım açısından papatyaya benzeyen fakat tadı daha acı olan tek yıllık bir ot matricaria recutita n.
avrasya'da yetişen, görünüş ve tıbbi kullanım açısından papatyaya benzeyen fakat tadı daha acı olan tek yıllık bir ot sweet false chamomile n.
avrasya'da yetişen, görünüş ve tıbbi kullanım açısından papatyaya benzeyen fakat tadı daha acı olan tek yıllık bir ot matricaria chamomilla n.
avrasya'da yetişen, görünüş ve tıbbi kullanım açısından papatyaya benzeyen fakat tadı daha acı olan tek yıllık bir ot german chamomile n.
irlanda, güney avrupa ve anadolu'ya özgü, yenilebilir fakat tatsız meyveleri olan, beyaz çiçekli yaprak dökmeyen çalımsı bir çilek ağacı madrona n.
irlanda, güney avrupa ve anadolu'ya özgü, yenilebilir fakat tatsız meyveleri olan, beyaz çiçekli yaprak dökmeyen çalımsı bir çilek ağacı madrone n.
irlanda, güney avrupa ve anadolu'ya özgü, yenilebilir fakat tatsız meyveleri olan, beyaz çiçekli yaprak dökmeyen çalımsı bir çilek ağacı arbutus unedo n.
irlanda, güney avrupa ve anadolu'ya özgü, yenilebilir fakat tatsız meyveleri olan, beyaz çiçekli yaprak dökmeyen çalımsı bir çilek ağacı madrono n.
uzun fakat sivri olmayan tüylerle kaplı (bitkiler ve bitki kısımları) hirsute adj.
Literature
film ve edebiyatta birçok konuda yeteneği olan fakat onları gerçekçi bir şekilde elde edebilecek pratiğe/deneyime sahip olmayan idealize edilmiş kadın karakter mary sue n.
History
en üst ideallerin ve hedeflerin ulaşıldığı altın çağı takip eden, başarılı fakat önceki kadar parlak olmayan dönem silver age n.
Religious
komünyon ayinindeki ekmek ve şarabın isa'nın bedeni ve kanı olmadığını, fakat bunlardan yiyip içenlerin isa'nın bedeni ve kanını alacağını savunan dini öğreti receptionism n.
komünyon ayinindeki ekmek ve şarabın isa'nın bedeni ve kanı olmadığına, fakat bunlardan yiyip içenlerin isa'nın bedeni ve kanını alacağına inanan kimse receptionist n.
Philosophy
normal bir insan gibi görünen fakat bilinçli tecrübe, kişilik ve sezgiden yoksun olan varsayımsal varlık philosophical zombie n.
normal bir insan gibi görünen fakat bilinçli tecrübe, kişilik ve sezgiden yoksun olan varsayımsal varlık p-zombie n.
Geology
özellikle diziliş ve yer bakımından benzer fakat çağdaş olmayan tabakalı katmanların benzer şekilde düzenlenmesi homotaxy n.
Military
teğmen maaşı alan fakat kaptan rütbesine ve yetkisine sahip teğmen captain lieutenant n.
Modern Slang
cinsiyetsiz olup zaman zaman erkeklik ve kadınlık arasında gidip gelen fakat tamamen kadın ya da erkek olmayan birey agenderflux n.