Verlauf

yüksek (ses)

Bedeutungen von dem Begriff "yüksek (ses)" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 3 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Common Usage
1	Common Usage	yüksek (ses)	loud adj.
General
2	General	yüksek (ses)	violent adj.
3	General	yüksek (ses)	great adj.

Bedeutungen, die der Begriff "yüksek (ses)" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 97 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	yüksek ve istenmeyen ses	blare n.
2	General	orta derecede yüksek (ses)	mezzo forte n.
3	General	yüksek ve devamlı ses	peal n.
4	General	çok yüksek ses	stentorian n.
5	General	yüksek ses	loud sound n.
6	General	yüksek ses	loud noise n.
7	General	evde kullanılan yüksek kaliteli ses cihazları ve sistemleri	household high-fidelity audio equipment and systems n.
8	General	yüksek ses	blare n.
9	General	en yüksek ses	descant n.
10	General	yüksek ve tiz ses	blaring n.
11	General	üst kattan gelen yüksek ses	loud music coming from upstairs n.
12	General	yüksek görüntü ve ses kalitesi olan film	blu-ray movie n.
13	General	sohbet eden insanlar, kuş ötüşü, vb. içeren yüksek ve karmaşık ses	charm [dialect] n.
14	General	darbeden kaynaklanan yüksek ses	thwap n.
15	General	çok yüksek ses	earful n.
16	General	ses ve müzik kayıtlarında mükemmelliği yakalamak için yüksek kaliteli ekipmanla dinleme hali	audiophilia n.
17	General	sürekli ve çok yüksek ses	banging n.
18	General	motorun yüksek hızda çıkardığı gürültülü ses	vroom n.
19	General	yüksek ve yankılanan ses	whang n.
20	General	(havada veya suda) ani ve yüksek bir ses	whoosh n.
21	General	yüksek ses	humdudgeon [scotland] n.
22	General	yüksek ses ile konuşabilme becerisi	lung-power n.
23	General	yüksek ses çıkaran kimse	clanger n.
24	General	yüksek ses	roar n.
25	General	yüksek ve tuhaf ses	roaring n.
26	General	yüksek ses çıkaran kimse	peeper n.
27	General	yüksek ve boğuk ses	foghorn n.
28	General	yüksek ses	scrunt n.
29	General	yüksek ses	siserary n.
30	General	yüksek ve sert bir ses çıkarmak	blast v.
31	General	yüksek ve yankılanan ses çıkarmak	whang v.
32	General	yüksek ve yankılanan bir ses çıkarmak	whang v.
33	General	yüksek ses çıkarmak	honk v.
34	General	yüksek ses çıkarmak	clash v.
35	General	yüksek ses çıkarmak	claxon v.
36	General	yüksek ses çıkarmak	peal v.
37	General	daha yüksek ses çıkarmak	outring v.
38	General	yüksek ve bet/nahoş (ses)	raucous adj.
39	General	yüksek ve duyulan (ses)	clarion adj.
40	General	yüksek bir ses gibi son derece dikkat çekici ve bariz	blaring adj.
41	General	yüksek olmayan (ses)	whispery adj.
42	General	(ses) yüksek ve net	bright adj.
Phrasals
43	Phrasals	birdenbire/aniden yüksek sesle bir ses çıkarmak	burst out with (something) v.
44	Phrasals	birdenbire/aniden yüksek sesle bir ses çıkarmak	burst out with something v.
45	Phrasals	çınlayan yüksek bir ses yaymak	ring out v.
46	Phrasals	yüksek (bir ses) çıkarmak	let out (some sound) v.
Phrases
47	Phrases	biraz daha yüksek (ses)	a little bit louder n.
Colloquial
48	Colloquial	yüksek bir ses çıkarmak	sound out v.
Idioms
49	Idioms	müziğe yatkın/güzel/yüksek/gür ses	set of pipes n.
50	Idioms	çok yüksek olmak (ses)	part (one's) hair v.
51	Idioms	çok yüksek bir ses çıkarmak/gürültü yapmak	make the welkin ring v.
Technical
52	Technical	en yüksek ses basıncı	maximum sound pressure n.
53	Technical	en yüksek ses basıncı	peak sound pressure n.
54	Technical	yüksek kaliteli ses cihaz ve sistemleri	high-fidelity audio equipment and systems n.
55	Technical	yüksek kaliteli ses cihazı	high fidelity audio equipment n.
56	Technical	yüksek sıklıklı ses mikroskopisi	high-frequency acoustic microscopy n.
57	Technical	yüksek ses	elevated noise n.
58	Technical	yüksek kaliteli ses cihazları ve sistemleri	high-fidelity audio equipment and systems n.
59	Technical	yüksek frekanslı ses	ultrasonic n.
60	Technical	yüksek doğruluklu ses cihazları ve sistemleri	high-fidelity audio equipment and systems n.
61	Technical	standart ekipmana göre daha kompakt olarak tek ünite halinde tasarlanmış yüksek duyarlılıklı ses ekipmanı seti	midi system n.
62	Technical	yüksek kaliteli ses cihazının ses veya güç kapasitesi	headroom n.
63	Technical	yüksek kaliteli ses sistemi	high definition n.
64	Technical	yüksek kaliteli ses sistemi	high fidelity sound system n.
65	Technical	yüksek çözünürlüklü ses sistemi	high-definition n.
66	Technical	yüksek kaliteli ses sistemi	rig n.
67	Technical	yüksek kaliteli (ses sistemi)	high-fidelity adj.
Computer
68	Computer	son teknoloji yüksek ses kalitesine sahip ses sistemi cihazlarını üreten bir firma	mcintosh n.
Telecom
69	Telecom	yüksek kapasiteli ses	high capacity voice n.
Automotive
70	Automotive	yüksek ses	high sounds n.
71	Automotive	yüksek tonlu temiz ses	high toned clear sound n.
Medical
72	Medical	vücut organının görüntüsünü oluşturmak için yüksek frekanslı ses dalgalarının yansımalarının kullanılması	echography n.
Pathology
73	Pathology	sinir kaynaklı sağırlıkta yaşanan, artan ses yoğunluğunun yüksek ses hissini anormal derecede artırması durumu	recruitment n.
Physics
74	Physics	(ses) yüksek	impulsive adj.
Linguistics
75	Linguistics	a sesinde olduğu gibi dil ağız boşluğunun ortasında, ne yüksek ne de alçakken, çıkartılan (ses)	neutral adj.
Military
76	Military	çok yüksek ses çıkarmak	poop v.
Music
77	Music	elektronik ses, yüksek tempo ve ritmik vuruşlar içeren disko müziği tarzı	techno n.
78	Music	şarkıcının en yüksek perdeden çıkardığı ses	top note n.
79	Music	birkaç sesle okunan parçada en yüksek ses	descant n.
80	Music	bastan yüksek tenörden alçak bir ses bölümü	baritone n.
81	Music	tubaya benzeyen ancak daha yüksek perdeli ses veren bir pirinç enstrüman	euphonium n.
82	Music	en yüksek ses stilindeki beste	clausula n.
83	Music	alman flütünden daha yüksek oktav aralığına sahip ses çıkaran küçük flüt	octave flute n.
84	Music	normal flütten daha yüksek oktav aralığına sahip ses çıkaran küçük flüt	octave flute n.
85	Music	iki yüksek sesli nota aynı anda çalındığında duyulan ses	combination tone n.
86	Music	iki yüksek sesli nota aynı anda çalındığında duyulan ses	resultant tone n.
87	Music	füg veya nakarat tekrarında en yüksek sesli kısımdan sonra giren ses	consequent n.
88	Music	diğer borulardan daha yüksek ses çıkartmaya yarayan bir org düğmesi	sesquialtera n.
89	Music	diğer borulardan daha yüksek ses çıkartmaya yarayan bir org düğmesi	sesquialter n.
90	Music	sopranodan bir perde daha yüksek ses çıkaran bir müzik aleti	sopranino n.
91	Music	yüksek perdeli ahenksiz ses çıkarmak	scream v.
92	Music	basılan tuşlara karşılık gelenden yüksek oktavlı ses üreten	octave adj.
93	Music	(ses aralığı) yüksek ölçü anlamı veren ön ek	hyper- pref.
Engineering
94	Engineering	yüksek performanslı hoparlörün arkasında bulunan, istenmeyen ses dalgalarını absorbe eden hava odalarının oluşturduğu mahfaza	labyrinth n.
95	Engineering	yüksek frekanslı ses sinyali	top n.
Slang
96	Slang	üst kattan gelen yüksek ses	sky-rock n.
97	Slang	kulakları rahatsız edecek derecede yüksek ses anlamına gelen argo kelime	ear rape n.