yürüten - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

yürüten



Bedeutungen von dem Begriff "yürüten" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 3 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
yürüten exerciser n.
yürüten enforcer n.
yürüten conducting adj.

Bedeutungen, die der Begriff "yürüten" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 79 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
konservatör (tarihi eser korunması işlerini yürüten kişi) conservator n.
papa'nın finansal ve dünyevi işlerini yürüten kardinal camerlengo n.
papa'nın finansal ve dünyevi işlerini yürüten kardinal camerlingo n.
akıl yürüten kimse ratiocinator n.
inceleme yürüten kimse trier n.
casusluğa başlamadan çok önce gizlenip geniş çapta casusluk faaliyetleri yürüten bir organizasyonda yetkili konuma ulaşmış casus mole n.
işlerini tek başına yürüten kimse lone hand n.
işlerini ofiste yürüten şirket office n.
işini yürüten kurnaz ve becerikli kimse operator [obsolete] n.
fikir yürüten kimse opiner n.
alınan yardımları sahiplerine ulaştırma işini yürüten kimse runner n.
(taşıma işini yürüten) maden işçisi rustler n.
tahmin yürüten kimse conjector n.
tahmin yürüten kimse conjecturalist n.
tahmin yürüten kimse conjecturer n.
yabancı ülkede ayaklanmacı veya devrimci faaliyetler yürüten kimse filibusterer n.
siyasi baskı yapma ve rakipleri sindirme faaliyetleri yürüten zorba çete üyesi plug-ugly n.
işverenin yazışma ve büro işlerini yürüten asistan secretarial assistant n.
serbest çalışma yürüten yazar veya sanatçı free-lance n.
bir işi yürüten kimse solicitant n.
dava yürüten kimse prosecutor n.
sendika faaliyetleri yürüten bir çalışanlar birliği staff association n.
işi ve aile yaşantısını bir arada yürüten kadın superwoman n.
tahmin yürüten kimse surmiser n.
gözetim faaliyeti yürüten kuruluş survey n.
ölçüm faaliyeti yürüten kurum survey n.
kendini yürüten self propelling adj.
mantık yürüten discursive adj.
arpalık ataması hakkı ile yürüten presentative adj.
kendi kendini yürüten self-propelling adj.
profesyonel seviyenin altında faaliyet yürüten subprofessional adj.
Phrases
(bir şeyi) kontrol eden/yürüten in charge of (something) expr.
Colloquial
birinin pis işlerini yürüten/yapan adamı strong-arm man n.
hem ev işlerini yürüten hem de tam zamanlı işi olan anne supermom [us] n.
Idioms
başkası için işleri yürüten kişi organ grinder's monkey [uk] n.
kilisenin/şapelin işlerini yürüten yardımcı amen curler [obsolete] n.
tüm işleri yürüten kimse the whole team and the dog under the wagon [old-fashioned] [us] n.
Trade/Economic
amerika'da dördüncü piyasada blok işlem yapanlar arasında otomatik haberleşme ağı yürüten bir şirket instinet n.
bir satıcı firmanın belli bir yöredeki satışlarını yürüten şubesi branch office n.
bir komisyon karşılığı kişi veya kurumların işlerini yürüten banka intermediary bank n.
faaliyetlerini geçerli bir şekilde yürüten şirket validly existing company n.
kalite sistem belgelendirmesi işlemlerini yürüten belgelendirme mercileri certification bodies operating quality system certification n.
mamul belgelendirmesi işlemlerini yürüten belgelendirme mercileri bodies operating products certification n.
personel belgelendirmesi işlemlerini yürüten belgelendirme mercileri certification bodies operating certification of personnel n.
uygunluk değerlendirme faaliyetlerini yürüten kuruluşlar conformity assessment players n.
uygunluk değerlendirme faaliyetlerini yürüten kuruluşlar conformity assessment practitioners n.
uygunluk değerlendirme faaliyetlerini yürüten kuruluşlar conformity assessment actors n.
ticari faaliyetlerini internet üzerinden yürüten firma dot-com n.
özellikle özelleştirme sırasında hisse alım satımını yürüten finansal aracı share shop n.
faaliyet yürüten operating adj.
Law
soruşturmayı yürüten makam investigating authority n.
kanunsuz yaptırım yürüten (yargı organı) star-chamber adj.
kapalı toplantı yürüten (yasama/yürütme organı) star-chamber adj.
Politics
başka ülkede yürütülen istihbarat operasyonunun yürüten ülkeye negatif yansımaları blowback n.
batı avrupa'da terör faaliyetleri yürüten marksist-leninist bir terör örgütü pflp-gc n.
londra'da eğitim işlerini yürüten yerel bir makam ilea (inner london education authority) abrev.
Institutes
abd'de istihbarat faaliyetlerini yürüten 16 ayrı devlet kurumunun oluşturduğu topluluk united states intelligence community n.
abd'de istihbarat faaliyetlerini yürüten 16 ayrı devlet kurumunun oluşturduğu topluluk ic (intelligence community) n.
Industry
ticari faaliyetlerini internetten yürüten kimse dotcommer n.
Technical
teorik çalışmalar yürüten (bilim insanı) dry adj.
Computer
sonsuz uzunlukta hafıza bandı olan, karmaşık matematiksel işlemler yürüten varsayımsal bir makine turing machine n.
(bilgisayar) aynı anda birden fazla işlem yürüten superscalar adj.
Mechanic
özellikle telsiz ile uzakta bulunan bir cihazı çalıştırma üzerine çalışmalar yürüten bilim dalı telemechanics n.
Construction
bina üzerine inşa faaliyeti yürüten kimse superstructor n.
Marine
gelgit sırasında bir yere bağlanmış tekneleri çekerek yürüten ingiliz işçi tidewaiter n.
Forestry
ağaç kesme operasyonunu yürüten birim chance n.
Literature
karşılaştırmalı çalışmalar yürüten kimse comparatist n.
History
kaptanlık görevi yürüten deniz subayı post captain n.
iskoçya ile ilişkili devlet faaliyetlerini yürüten birleşik krallık hükumetine bağlı bir birim scottish office n.
Religious
hristiyan bir ülkede mahalli bir görevi yürüten kimse missioner n.
bölge kilisesinde veya mahalle heyetinde çeşitli görevleri yürüten yetkili parish clerk n.
sosyal yardımlar yürüten rahibe cemaati sister of charity n.
Military
faaliyetlerini yürüten kişi ve organizasyonlar agents of action n.
kaptanlık görevi yürüten deniz subayı post-captain n.
denizde veya deniz hava sahasında harekat yürüten ve ilgili hava ve kara kuvvetlerini de içeren muharip veya yardımcı gemiler seaborne forces n.
ön cephedeki ordular ile iş birliği yürüten bir gözetleyici forward observer n.
Abbreviation
abd deniz kuvvetleri'nin hava savaşı ve füze silah sistemleri için arge çalışmaları yürüten başlıca birimi nawcwpns (naval air warfare center weapons division) n.
ucas'ın kuruluşundan önce birleşik krallık'ta üniversite ve yüksekokullara başvuru işlemlerini yürüten kuruluş ucca (universities central council on admissions) n.
Slang
casuslar arası iletişimi yürüten güvenilir aracı cutout n.