Verlauf

yürütme

Bedeutungen von dem Begriff "yürütme" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 31 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Common Usage
1	Common Usage	yürütme	executive adj.
General
2	General	yürütme	propulsion n.
3	General	yürütme	making somebody walk n.
4	General	yürütme	conduct n.
5	General	yürütme	exercise n.
6	General	yürütme	handling n.
7	General	yürütme	exercising n.
8	General	yürütme	effectuation n.
9	General	yürütme	carrying out n.
10	General	yürütme	implementation n.
11	General	yürütme	execution n.
12	General	yürütme	drive n.
13	General	yürütme	rule [obsolete] n.
14	General	yürütme	duction n.
15	General	yürütme	conveyance [obsolete] n.
16	General	yürütme	scrounge n.
Trade/Economic
17	Trade/Economic	yürütme	enforcement n.
18	Trade/Economic	yürütme	implementation n.
Law
19	Law	yürütme	enforcement n.
Politics
20	Politics	yürütme	executive power n.
21	Politics	yürütme	conduct n.
Technical
22	Technical	yürütme	propulsion n.
Computer
23	Computer	yürütme	executing n.
24	Computer	yürütme	execution n.
25	Computer	yürütme	invocation n.
26	Computer	yürütme	don't play expr.
Food Engineering
27	Food Engineering	yürütme	running n.
28	Food Engineering	yürütme	elution n.
29	Food Engineering	yürütme	execution n.
Biochemistry
30	Biochemistry	yürütme	run n.
Archaic
31	Archaic	yürütme	conveyance n.

Bedeutungen, die der Begriff "yürütme" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 223 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	akıl yürütme	argument n.
2	General	birini yürütme	making someone walk n.
3	General	yürütme yetkisi	executive power n.
4	General	yürütme organı	executive organ n.
5	General	yürütme gücü	executive power n.
6	General	yürütme kurulu	executive committee n.
7	General	tahmin yürütme	forecast n.
8	General	yürütme kurulu	executive council n.
9	General	yürütme organı	managing organ n.
10	General	kayıttan yürütme	playback n.
11	General	akıl yürütme	reasoning n.
12	General	yasadışı faaliyetlere karşı operasyon yürütme	clampdown n.
13	General	tanısal akıl yürütme	diagnostic reasoning n.
14	General	daha küçükten daha büyüğe doğru olan akıl yürütme biçimi	a minore ad maius argument n.
15	General	nicel akıl yürütme	quantative reasoning n.
16	General	akıl yürütme biçimi	line of reasoning n.
17	General	akıl yürütme	ratiocination n.
18	General	akıl yürütme	witcraft [rare] n.
19	General	hızlıca akıl yürütme yeteneği	wits n.
20	General	aşırı derecede ince veya gizli akıl yürütme	metaphysics n.
21	General	varsayımsal veya mevcut verilerle yapılan hızlı akıl yürütme sonucu ortaya çıkan ispat	demonstration n.
22	General	karşıt veya çelişen düşünceleri yan yana getirip bunların arasındaki çelişkiyi çözmeye çalışan sistematik akıl yürütme	dialectic n.
23	General	(konuşma, akıl yürütme) dolambaçlılık	circuity n.
24	General	dairesel olarak akıl yürütme veya tartışma	circularism n.
25	General	dairesel olarak akıl yürütme veya tartışma	circularity n.
26	General	genel ilke veya nedenlerden özele doğru akıl yürütme	composition [obsolete] n.
27	General	diplomasi, yalakalık, kurnazlık ve göz yummayla işini yürütme	courtship [obsolete] n.
28	General	pratik akıl yürütme	parsimony n.
29	General	komünist ülkelerde daha büyük bir organ tarafından seçilen daimi bir yürütme komitesi	presidium n.
30	General	(sivil toplum örgütünde) yürütme kurulu	presidium n.
31	General	yürütme sistemi	school n.
32	General	(orta çağ'da) italyan kentinin baş yürütme organı	signory n.
33	General	bilimsel akıl yürütme	scientific reasoning n.
34	General	özel yazışmaları yürütme gibi işlerle ilgilenen kişisel sekreter	social secretary n.
35	General	tahmin yürütme	supposition n.
36	General	tahmin yürütme	surmise [obsolete] n.
37	General	tahmin yürütme	surmising n.
38	General	akıl yürütme ile ilgili	ratiocinatory adj.
39	General	döngüsel akıl yürütme ile ilgili olmayan	noncircular adj.
40	General	dairesel akıl yürütme içeren	circular adj.
41	General	yürütme yetkisi bulunan	self-enforcing adj.
42	General	yürütme yetkisini garanti eden	self-enforcing adj.
43	General	yürütme sürecinde	on the docket adv.
Idioms
44	Idioms	başarılı yürütme ile üstesinden gelmek	pick apart v.
Formal
45	Formal	bir ülkenin iç işlerinin yönetildiği idari bir yürütme kuruluşu	home department n.
Trade/Economic
46	Trade/Economic	finansal yürütme otoritesi	financial conduct authority n.
47	Trade/Economic	finansal yürütme kurumu	financial conduct authority n.
48	Trade/Economic	faal idare yürütme yetkisi	executive n.
49	Trade/Economic	faize faiz yürütme	anatocism n.
50	Trade/Economic	genel önerilerden akıl yürütme yoluyla daha dar kapsamlı sonuçlar çıkartılması	deduction n.
51	Trade/Economic	imalat yürütme sistemi	manufacturing execution system n.
52	Trade/Economic	işi yürütme yöntemi	procedure n.
53	Trade/Economic	iş yürütme ahlakı	code of business conduct n.
54	Trade/Economic	mali yürütme otoritesi	financial conduct authority n.
55	Trade/Economic	türkiye avrupa birliği ilişkilerinde yürütme görevi yapan kuruluş	association committee n.
56	Trade/Economic	yasama, yürütme ve yargı güçlerinin birbirinden ayrılması	separation of powers n.
57	Trade/Economic	yürütme ve yasama organları üzerinde baskı yapan çıkar grupları	pressure groups n.
58	Trade/Economic	yürütme kurulu	steering committee n.
59	Trade/Economic	yürütme kurulu	steering group n.
60	Trade/Economic	yürütme organı	executive n.
61	Trade/Economic	yürütme görevi	executive function n.
62	Trade/Economic	yürütme kurulu başkanı	chairman of the board of directors n.
63	Trade/Economic	yürütme ajansı	executive agency n.
64	Trade/Economic	yürütme kurulu başkanı	chairman of executive council n.
65	Trade/Economic	finansal faaliyet yürütme kuruluşu	financial institution n.
Law
66	Law	evlilik dışı bir ilişki yürütme	illicit cohabitation n.
67	Law	kanun yürütme	law enforcement n.
68	Law	kamu davasını yürütme	proceeding public suit n.
69	Law	yürütme organı	executive organ n.
70	Law	yürütme organı	executive branch n.
71	Law	yürütme organı	executive n.
72	Law	yürütme görevi	executive function n.
73	Law	yürütme işlemi	executive transactions n.
74	Law	yürütme organı	executive power n.
75	Law	yürütme erki	executive power n.
76	Law	(avukata, vekile) biri adına dava yürütme yetkisi vermek	instruct v.
77	Law	kapalı toplantı yürüten (yasama/yürütme organı)	star-chamber adj.
Politics
78	Politics	yürütme organı	administration n.
79	Politics	eski abd başkanı ronald reagan idaresindeki yürütme organı	Reagan administration n.
80	Politics	kendi içerisinde yürütme ya da yönetme kabiliyetini bulundurma durumu	self-enforcing n.
81	Politics	avrupa komisyonu yürütme ajansı	european commission executive agency n.
82	Politics	çift başlı yürütme	dual executive n.
83	Politics	genel sağlık programı yürütme ajansı	executive agency for the public health programme (phea) n.
84	Politics	genel sağlık programı yürütme ajansı	executive agency for the public health programme n.
85	Politics	istanbul 2010 avrupa kültür başkenti ajansı yürütme kurulu	istanbul 2010 european capital of culture agency executive board n.
86	Politics	merkez yürütme kurulu (myk)	central executive committee n.
87	Politics	merkez yürütme kurulu	central executive committee n.
88	Politics	merkez yürütme kurulu	central executive board n.
89	Politics	merkez yürütme kurulu (myk)	central executive board n.
90	Politics	rekabet edebilirlik ve inovasyon yürütme ajansı	executive agency for competitiveness and innovation n.
91	Politics	trans-avrupa taşımacılık ağı yürütme ajansı	trans-european transport network executive agency n.
92	Politics	vekaleten işleri yürütme	deputation n.
93	Politics	yasama yürütme ve yargının birbirlerini sınırlandırması	check and balance n.
94	Politics	yasama, yürütme ve yargı erkleri	executive, legislative and judicial powers n.
95	Politics	yürütme ajansları düzenleyici komitesi	regulatory committee for executive agencies (rcea) n.
96	Politics	yürütme anlaşması	executive agreement n.
97	Politics	yürütme yetkisi	executive power n.
98	Politics	yürütme kurulu	executive board n.
99	Politics	yürütme organı	executive branch n.
100	Politics	yürütme organı	executive body n.
101	Politics	yürütme dairesi	executive department n.
102	Politics	yürütme organı	executive authority n.
103	Politics	yürütme komitesi kararları	excom resolutions n.
104	Politics	yürütme erki	executive power n.
105	Politics	yürütme organı	executive organ n.
106	Politics	yürütme işlevi	executive function n.
107	Politics	yürütme organı	executive power n.
108	Politics	yürütme komitesi kararları	excom conclusions n.
109	Politics	yürütme komitesi	executive committee n.
110	Politics	yürütme ajansı	executive agency n.
111	Politics	yürütme fonksiyonu	executive function n.
112	Politics	yürütme komitesi	excom n.
113	Politics	(isviçre'de) konfederasyon yürütme kurulu	bundesrat n.
114	Politics	abd hükümetinin yürütme organı	government n.
115	Politics	başkanlık sisteminde yürütme organı	government n.
116	Politics	federal bütçe hususunda başkan'a tavsiyede bulunan yürütme ajansı	omb n.
117	Politics	abd hükümetinde yürütme dairesinin altındaki bir idari alt birim	division n.
118	Politics	(sovyetler birliği'nde) en yüksek yasama organının başkan liderliğindeki yürütme kurulu	presidium n.
119	Politics	(1653-1659 arası) ingiltere, iskoçya ve irlanda milletler topluluğu'nun yürütme kurulu başkanı	protector n.
120	Politics	yürütme kurulu üyesi	mec (member of the executive council) abrev.
Institutes
121	Institutes	kitle iletişim yürütme komitesi	steering committee on the mass media n.
122	Institutes	yürütme komitesi	steering committee n.
123	Institutes	abd'de başkanın uluslararası ticaret politikalarını uygulayan yürütme ajansı	united states trade representative n.
124	Institutes	amerika birleşik devletleri yürütme dairesi başkanlığı	exec n.
125	Institutes	(fransa'da) denizcilikten sorumlu yürütme dairesi	marine n.
Industry
126	Industry	çalışanları birden fazla görevi yürütme konusunda eğitime tabi tutma	multiskilling n.
Technical
127	Technical	elektrikle yürütme	electric propulsion n.
128	Technical	gerekçeli akıl yürütme	motivated reasoning n.
129	Technical	itme ya da yürütme katsayısı	propulsive coefficient n.
130	Technical	paralel yürütme	parallel run n.
131	Technical	yürütme öncesi ara bellek zamanı	preplay buffering time n.
132	Technical	yürütme ve izleme	implementation and monitoring n.
133	Technical	yürütme tamponu	running buffer n.
134	Technical	yürütme ya da tahrik verimi	froude efficiency n.
Computer
135	Computer	akıl yürütme	reasoning n.
136	Computer	bir eylem yürütme	carry out an action n.
137	Computer	diğer yürütme seçenekleri	more play options n.
138	Computer	en küçük yürütme birimi	thread n.
139	Computer	kayıttan yürütme biçimleri	playback formats n.
140	Computer	kayıttan yürütme kar için giriş düzeyi denetimi	input level control for playback mix n.
141	Computer	kayıt yürütme denetim çubuğu	control bar on playback n.
142	Computer	ortam klipleri yürütme	playing media clips n.
143	Computer	ssi yürütme	ssi execution n.
144	Computer	paralel yürütme	parallel run n.
145	Computer	uygulama yürütme hatası	application execution error n.
146	Computer	yürütme yığını	execution stack n.
147	Computer	yürütme seçenekleri	play options n.
148	Computer	yürütme zamanı	execution time n.
149	Computer	yürütme zamanı	run-time n.
150	Computer	yürütme ortamı	run-time environment n.
151	Computer	yürütme programı	executive program n.
152	Computer	yürütme modülü	run-time module n.
153	Computer	yürütme hatası	execution error n.
154	Computer	zamanuyumsuz yürütme	asynchronous execution n.
155	Computer	yürütme klasörü	play folder n.
156	Computer	yürütme frekansı	execution frequency n.
157	Computer	yürütme sesi	play vol n.
158	Computer	yürütme denetimi	play control n.
159	Computer	yürütme süresi	run-time n.
160	Computer	yürütme durumu	execution state n.
161	Computer	bir programın içindeki belirli bir görevi gerçekleştiren yürütme birimi	worker n.
162	Computer	bilgisayar sisteminin yürütme sırasındaki hatalarla başa çıkma yeteneğinin hesaplanması	robustness n.
163	Computer	bir internet sayfasının veya uygulamanın iki farklı versiyonunun hangisinin daha iyi çalıştığını öğrenmek amacıyla test yürütme	a/b testing n.
164	Computer	son veri parçasını hesaplamak için kullanılan işlem yürütme geçmişi	provenance n.
165	Computer	eylem yürütme	take no action expr.
166	Computer	kayıttan yürütme kar	playback mix expr.
167	Computer	yazma yürütme	write execute expr.
168	Computer	yürütme etkin	play enabled expr.
169	Computer	yazma ve yürütme	write execute expr.
170	Computer	yürütme bitene kadar slayt gösterisini duraklat	pause slideshow until done playing expr.
Informatics
171	Informatics	bulanık akıl yürütme	fuzzy information n.
172	Informatics	nedensel akıl yürütme	causal reasoning n.
173	Informatics	nitel akıl yürütme	qualitative reasoning n.
174	Informatics	olağan akıl yürütme	default reasoning n.
175	Informatics	simgesel yürütme	symbolic execution n.
176	Informatics	tümdengelimli akıl yürütme	deductive reasoning n.
177	Informatics	uzamsal akıl yürütme	spatial reasoning n.
178	Informatics	veri güdümlü akıl yürütme	data-driven reasoning n.
179	Informatics	yürütme zamanı	execution time n.
180	Informatics	zamansal akıl yürütme	temporal reasoning n.
Telecom
181	Telecom	protokol yürütme uygunluk öngörüsü	protocol implementation conformance statement n.
182	Telecom	yürütme öncesi ara bellek zamanı	preplay buffering time n.
183	Telecom	yürütme uygunluk beyanı	implementation conformance statement n.
184	Telecom	yürütme hedefi	execute target n.
185	Telecom	yürütme kaynağı	execute source n.
Construction
186	Construction	proje planı yürütme	project plan execution n.
Medical
187	Medical	belirlenen aralıkta yürütme	develop over a path n.
188	Medical	sağlık planı yürütme	health plan implementation n.
189	Medical	yürütme tankı	developing chamber n.
190	Medical	mantıksız akıl yürütme	paralogia n.
Psychology
191	Psychology	analog akıl yürütme	analogical reasoning n.
192	Psychology	döngüsel akıl yürütme	circular reasoning n.
193	Psychology	formel akıl yürütme	formal reasoning n.
194	Psychology	merkezi yürütme	central executive n.
195	Psychology	önermeye dayalı akıl yürütme	prepositional reasoning n.
196	Psychology	soyut akıl yürütme	abstract reasoning n.
197	Psychology	transdüktif akıl yürütme	transductive reasoning n.
Math
198	Math	varsayımsal veya mevcut terimlerden yol çıkarak yapılan doğrudan akıl yürütme ile doğru sonuca ulaşılan ispat	direct demonstration n.
Logic
199	Logic	akıl yürütme ile ortaya konan kanıt	monstrance n.
200	Logic	akıl yürütme	discursus n.
Social Sciences
201	Social Sciences	sağduyuya dayalı akıl yürütme	commonsense reasoning n.
Education
202	Education	algısal akıl yürütme	perceptual reasoning n.
203	Education	hipotezlere dayalı tümdengelimci akıl yürütme	hypothetico-deductive reasoning n.
204	Education	hipoteze dayalı tümdengelimci mantık yürütme	hypothetico-deductive reasoning n.
205	Education	hipotezli tümdengelimci akıl yürütme	hypothetico-deductive reasoning n.
206	Education	hipotezli tümdengelimci akıl yürütme	hypothetico-deductive model n.
207	Education	eğitim kurumunda yürütme ve idari yetkileri olan kimse	school superintendent n.
Religious
208	Religious	(islam hukukunda) dini konularda doğruya ulaşmak için mantık yürütme kullanılması	ijtihad n.
209	Religious	rahiplik yürütme kurulu	pec (priesthood executive committee) n.
Philosophy
210	Philosophy	akıl yürütme	noesis n.
211	Philosophy	insanın akıl yürütme süreci	human reasoning process n.
212	Philosophy	kıyaslayarak yapılan akıl yürütme	analogism n.
213	Philosophy	tartışmada tümdengelim yaparak akıl yürütme	argumentation n.
214	Philosophy	akıl yürütme	logos n.
215	Philosophy	diyalog yoluyla tartışıp akıl yürütme	dialectic n.
216	Philosophy	söylemsel akıl yürütme becerisi	dianoia n.
217	Philosophy	aşamalı ilerleme sağlanan felsefi akıl yürütme	discursion n.
218	Philosophy	mantığa aykırı akıl yürütme	paralogism n.
219	Philosophy	pratik akıl yürütme	practical wisdom n.
Military
220	Military	akıl yürütme zinciri	chains of reasoning n.
Sport
221	Sport	koşarak top yürütme	running n.
Archaic
222	Archaic	akıl yürütme	discourse n.
223	Archaic	akıl yürütme gücü	discourse n.