Türkisch - Englisch
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Englisch Synonyme
Synonyme
Über uns
Werkzeuge
Quellen
Kontakt
Einloggen / Registrieren
Licht Ausschalten
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyme
Werkzeuge
Über uns
Quellen
Kontakt
Einloggen / Registrieren
EN-TR
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Spanisch - Englisch
Französisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Verlauf
yaratmak
Bedeutungen von dem Begriff
"yaratmak"
im Englisch Türkisch Wörterbuch : 38 Ergebniss(e)
Kategorie
Türkisch
Englisch
Common Usage
1
Common Usage
yaratmak
create
v.
General
2
General
yaratmak
conceive
v.
3
General
yaratmak
build
v.
4
General
yaratmak
shape
v.
5
General
yaratmak
make
v.
6
General
yaratmak
originate
v.
7
General
yaratmak
procreate
v.
8
General
yaratmak
compose
v.
9
General
yaratmak
invent
v.
10
General
yaratmak
spawn
v.
11
General
yaratmak
call into being
v.
12
General
yaratmak
father
v.
13
General
yaratmak
beget
v.
14
General
yaratmak
incur
v.
15
General
yaratmak
create
v.
16
General
yaratmak
think up
v.
17
General
yaratmak
engender
v.
18
General
yaratmak
rear [obsolete]
v.
19
General
yaratmak
author
v.
20
General
yaratmak
mak [scotland]
v.
21
General
yaratmak
give birth to
v.
22
General
yaratmak
obtain
v.
23
General
yaratmak
deliver
v.
24
General
yaratmak
impose
v.
25
General
yaratmak
conjure
v.
26
General
yaratmak
develop
v.
27
General
yaratmak
inbreed
v.
28
General
yaratmak
compound [obsolete]
v.
29
General
yaratmak
fangle [obsolete]
v.
30
General
yaratmak
innate
v.
31
General
yaratmak
introduce [obsolete]
v.
32
General
yaratmak
sire
v.
33
General
yaratmak
effect
v.
Phrasals
34
Phrasals
yaratmak
dredge someone or something
v.
Colloquial
35
Colloquial
yaratmak
faire
v.
Idioms
36
Idioms
yaratmak
bring into being
v.
37
Idioms
yaratmak
bring into existence
v.
38
Idioms
yaratmak
give birth to (someone or something)
v.
Bedeutungen, die der Begriff
"yaratmak"
mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)
Kategorie
Türkisch
Englisch
General
1
General
gravürcülerin bir gravür tabanının yüzeyini pürüzlü hale getirmek veya çıplak bakır üzerinde baskı sonrası noktalı desene benzer bir etki yaratmak için kullandığı kaba bir baskı kalıbı
matter
n.
2
General
gravürcülerin bir gravür tabanının yüzeyini pürüzlü hale getirmek veya çıplak bakır üzerinde baskı sonrası noktalı desene benzer bir etki yaratmak için kullandığı kaba bir baskı kalıbı
mattoir
n.
3
General
daha iyi bir izlenim yaratmak için kılıf uydurma
window-dressing
n.
4
General
sihirbazın illüzyon yaratmak için kullandığı araç
fake
n.
5
General
sihirbazın illüzyon yaratmak için kullandığı araç
feke
n.
6
General
(açıklık yaratmak için) bölümlü kesikleri olan dekor parçası
cutout
n.
7
General
gölge oyunu etkisi yaratmak için kullanılan bir sahne aleti
phantasmagoria
n.
8
General
gölge oyunu etkisi yaratmak için kullanılan bir sahne aleti
phantasmagory
n.
9
General
(eskrimde) saldırılacak bir boşluk yaratmak amacıyla rakibin kılıcına baskı uygulama
press
n.
10
General
yaratmak (çamur/mum vb'nden heykel)
model
v.
11
General
panik yaratmak
stampede
v.
12
General
endişe yaratmak
worry
v.
13
General
heyecan yaratmak
cause a stir
v.
14
General
tedirginlik yaratmak
startle
v.
15
General
izdiham yaratmak
throng
v.
16
General
sorun yaratmak
make difficulties
v.
17
General
sansasyon yaratmak
create a stir
v.
18
General
şok etkisi yaratmak (birinde)
stun
v.
19
General
mucizeler yaratmak
work wonders
v.
20
General
sansasyon yaratmak
cause a sensation
v.
21
General
devrim yaratmak
revolutionize
v.
22
General
model yaratmak
style
v.
23
General
kargaşa yaratmak
brought into disorder
v.
24
General
suçlu yaratmak
criminalize
v.
25
General
kavram yaratmak
cogitate
v.
26
General
zihinde yaratmak
create mentally
v.
27
General
farkındalık yaratmak
create awareness
v.
28
General
heyecan yaratmak
create a stir
v.
29
General
harikalar yaratmak
do miracles
v.
30
General
farkındalık yaratmak
raise awareness
v.
31
General
sorun yaratmak
give problem
v.
32
General
mucizeler yaratmak
work miracles
v.
33
General
yeniden yaratmak
create again
v.
34
General
panik yaratmak
cause a panic
v.
35
General
kargaşa yaratmak
bring into disorder
v.
36
General
izdiham yaratmak
stampede
v.
37
General
kelimelerle yaratmak
create with words
v.
38
General
problem yaratmak
stir up trouble
v.
39
General
sansasyon yaratmak
cause a stir
v.
40
General
kargaşa yaratmak
bring disorder
v.
41
General
kriz yaratmak
cause crisis
v.
42
General
etki yaratmak
register
v.
43
General
harikalar yaratmak
work miracles
v.
44
General
fark yaratmak
create the difference
v.
45
General
boşluk yaratmak
make a gap
v.
46
General
tedirginlik yaratmak
disquiet
v.
47
General
yeniden yaratmak
recreate
v.
48
General
etki yaratmak amacıyla sorulan soru
rhetorical question
v.
49
General
yaratmak (sorun)
pose
v.
50
General
bir mucize yaratmak
work a miracle
v.
51
General
skandal yaratmak
scandalise
v.
52
General
vakum yaratmak
create a vacuum
v.
53
General
anlaşmazlık yaratmak
sow discord
v.
54
General
rekabet yaratmak
establish competition
v.
55
General
rekabet yaratmak
create competition
v.
56
General
izdiham yaratmak
horde
v.
57
General
toplumsal huzursuzluk yaratmak
create social unrest
v.
58
General
yeni sözcük yaratmak
neologize
v.
59
General
yeni sözcük yaratmak
neologise
v.
60
General
değişiklik yaratmak
create an alteration
v.
61
General
değer yaratmak
create value
v.
62
General
değişiklik yaratmak
create a change
v.
63
General
kahraman yaratmak
heroise
v.
64
General
hasar yaratmak
inflict damage
v.
65
General
istihdam yaratmak
create employment
v.
66
General
istihdam yaratmak
generate employment
v.
67
General
hasar yaratmak
cause damage
v.
68
General
zıtlık yaratmak
create conflict
v.
69
General
problem yaratmak
cause problem
v.
70
General
hasar yaratmak
do damage
v.
71
General
fark yaratmak
make difference
v.
72
General
farklılık yaratmak
make difference
v.
73
General
güven yaratmak
develop trust
v.
74
General
problem yaratmak
bring problem
v.
75
General
güven yaratmak
build up trust
v.
76
General
problem yaratmak
create problem
v.
77
General
sorun yaratmak
pose a problem
v.
78
General
güven yaratmak
place trust
v.
79
General
istihdam yaratmak
provide employment
v.
80
General
problem yaratmak
pose a problem
v.
81
General
sıkıntı yaratmak
cause trouble
v.
82
General
kaynak yaratmak
create resources
v.
83
General
talep yaratmak
generate demand
v.
84
General
talep yaratmak
create demand
v.
85
General
bağımlılık yaratmak
cause an addiction
v.
86
General
bir tartışma maddesi yaratmak
raise an issue
v.
87
General
bağımlılık yaratmak
lead to an addiction
v.
88
General
avantaj yaratmak
bring advantage
v.
89
General
zemin yaratmak
build a foundation
v.
90
General
zemin yaratmak
lay a foundation
v.
91
General
zemin yaratmak
provide basis
v.
92
General
zemin yaratmak
form basis
v.
93
General
avantaj yaratmak
offer advantage
v.
94
General
fırsat yaratmak
create an opportunity
v.
95
General
avantaj yaratmak
give advantage
v.
96
General
hayal kırıklığı yaratmak
leave someone disappointed
v.
97
General
heyecan yaratmak
generate excitement
v.
98
General
hayal kırıklığı yaratmak
cause disappointment
v.
99
General
hayal kırıklığı yaratmak
make disappointed
v.
100
General
heyecan yaratmak
cause excitement
v.
101
General
tereddüt yaratmak
cause hesitation
v.
102
General
şaşkınlık yaratmak
create consternation
v.
103
General
şaşkınlık yaratmak
create confusion
v.
104
General
şaşkınlık yaratmak
fill something with consternation
v.
105
General
şaşkınlık yaratmak
cause surprise
v.
106
General
şaşkınlık yaratmak
cause consternation
v.
107
General
şaşkınlık yaratmak
lead to confusion
v.
108
General
şaşkınlık yaratmak
cause confusion
v.
109
General
şaşkınlık yaratmak
result in confusion
v.
110
General
risk yaratmak
entail a risk
v.
111
General
risk yaratmak
pose a risk
v.
112
General
kaygı yaratmak
cause anxiety
v.
113
General
kaygı yaratmak
create anxiety
v.
114
General
avantaj yaratmak
create advantage
v.
115
General
sıkıntı yaratmak
cause distress
v.
116
General
imkan yaratmak
create opportunity
v.
117
General
tarz yaratmak
create a style
v.
118
General
tarz yaratmak
establish a style
v.
119
General
sorun yaratmak
make a trouble
v.
120
General
risk yaratmak
create risk
v.
121
General
marka yaratmak
create a brand
v.
122
General
derin üzüntü yaratmak
cause deep sorrow
v.
123
General
devrim yaratmak
revolutionise
v.
124
General
açılım yaratmak
offer an insight into
v.
125
General
fon yaratmak
create fund
v.
126
General
sorun yaratmak
make waves
v.
127
General
sorun yaratmak
cause trouble
v.
128
General
tehlike yaratmak
endanger
v.
129
General
yeniden yaratmak
re-create
v.
130
General
(birine) sorun yaratmak
get one's knife into
v.
131
General
yoktan yaratmak
create out of nothing
v.
132
General
izlenim yaratmak
leave an impression
v.
133
General
izlenim yaratmak
give an impression
v.
134
General
izlenim yaratmak
come over
v.
135
General
izlenim yaratmak
come across
v.
136
General
gerginlik yaratmak
create a tension
v.
137
General
gerginlik yaratmak
make a scene
v.
138
General
bomba etkisi yaratmak
come like a bombshell
v.
139
General
denge yaratmak
create balance
v.
140
General
hayalinde yaratmak
fantasise
v.
141
General
sorun yaratmak
create trouble
v.
142
General
gerginlik yaratmak
cause tension
v.
143
General
gerginlik yaratmak
create tension
v.
144
General
mucizeler yaratmak
make miracles
v.
145
General
fark yaratmak
make a difference
v.
146
General
zaman yaratmak
make time
v.
147
General
görüntü kirliliği yaratmak
lead to visual pollution
v.
148
General
ihtilaf yaratmak
stir controversy
v.
149
General
harikalar yaratmak
work wonders
v.
150
General
görüntü kirliliği yaratmak
cause visual pollution
v.
151
General
karşılıklı güven ortamı yaratmak
create a mutual trust environment
v.
152
General
karşılıklı güven ortamı yaratmak
create an athmosphere of mutual trust
v.
153
General
karşılıklı saygı ve güvene dayalı bir ortam yaratmak
establish an environment that is based on mutual respect and trust
v.
154
General
karşılıklı güven ortamı yaratmak
create an environment of mutual trust
v.
155
General
karşılıklı güven ortamı yaratmak
establish an environment of mutual trust
v.
156
General
karşılıklı güven ortamı yaratmak
establish a mutual trust environment
v.
157
General
beklenti yaratmak
create an expectation
v.
158
General
beklenti yaratmak
lead to an expectation
v.
159
General
kafalarda soru işareti yaratmak
raise a question mark in minds
v.
160
General
kafalarda soru işareti yaratmak
leave a question mark over minds
v.
161
General
kafalarda soru işareti yaratmak
put a question mark in the minds
v.
162
General
aynı anda yaratmak
concreate
v.
163
General
şüphe yaratmak
create suspicion
v.
164
General
şüphe yaratmak
cast suspicion
v.
165
General
şüphe yaratmak
arouse suspicion
v.
166
General
şüphe yaratmak
cause suspicion
v.
167
General
sinerji yaratmak
create synergy
v.
168
General
istihdam yaratmak
create jobs
v.
169
General
tartışma yaratmak
spark a debate
v.
170
General
olumlu durum yaratmak
create a positive situation
v.
171
General
olumlu bir durum yaratmak
create a positive situation
v.
172
General
kaos yaratmak
lead to a chaos
v.
173
General
kaos yaratmak
cause a chaos
v.
174
General
kaos ortamı yaratmak
cause chaos
v.
175
General
kaos ortamı yaratmak
create a chaotic atmosphere
v.
176
General
lezyon yaratmak
lesion
v.
177
General
bir kuruntu yaratmak
create a delusion
v.
178
General
hoşnutsuzluk yaratmak
cause dissatisfaction
v.
179
General
hoşnutsuzluk yaratmak
cause discontent
v.
180
General
erotik bir hava yaratmak
create an erotic tension
v.
181
General
yaratmak (edebi)
forge
v.
182
General
siyasal/siyasi çalkantı/huzursuzluk yaratmak
foment a political unrest
v.
183
General
kamuoyunda infial yaratmak
lead to public indignation
v.
184
General
kamuoyunda infial yaratmak
cause public unrest
v.
185
General
kamuoyunda infial yaratmak
cause public indignation
v.
186
General
kamuoyunda infial yaratmak
cause public resentment
v.
187
General
duyarlı bir toplum yaratmak/inşa etmek
build a caring society
v.
188
General
yeni iş sahaları yaratmak
create new employment opportunities
v.
189
General
yeni iş sahaları yaratmak
open up new employment opportunities
v.
190
General
sansasyon yaratmak
sensationalise
v.
191
General
sansasyon yaratmak
sensationalize
v.
192
General
eser yaratmak
compose
v.
193
General
(mec.) yaratmak
invent
v.
194
General
serbest bir ortam yaratmak
create a free environment
v.
195
General
özgür bir ortam yaratmak
create a free environment
v.
196
General
skandal yaratmak
scandalize
v.
197
General
hayalinde yaratmak
fantasize
v.
198
General
kahraman yaratmak
heroize
v.
199
General
suçlu yaratmak
criminalise
v.
200
General
hesap yaratmak
create an account
v.
201
General
hesap yaratmak
sign up
v.
202
General
katma değer yaratmak
create added value
v.
203
General
markalı ürün yaratmak
create a branded product
v.
204
General
kaynak yaratmak
create resource
v.
205
General
kaynak yaratmak
creat fund
v.
206
General
aforizma yaratmak
aphorize
v.
207
General
aforizma yaratmak
aphorise
v.
208
General
baskı yaratmak
create pressure
v.
209
General
baskı yaratmak
cause pressure
v.
210
General
aşinalık yaratmak
develop familiarity
v.
211
General
sihir yoluyla yaratmak
conjure
v.
212
General
etki yaratmak
produce an effect
v.
213
General
ihtilaf yaratmak
sow dissent
v.
214
General
kamuoyu yaratmak
form public opinion
v.
215
General
yeniden yaratmak
reincur
v.
216
General
bazı etkiler yaratmak için bir şey eklemek ya da serpiştirmek
lace
v.
217
General
çalkantı yaratmak
tempest
v.
218
General
izdiham yaratmak
thrang
v.
219
General
izdiham yaratmak
thring [scottish]
v.
220
General
saygıyla karışık korku yaratmak
awestrike
v.
221
General
karışıklık yaratmak
upstir
v.
222
General
vakum yaratmak
evacuate
v.
223
General
baştan yaratmak
evocate
v.
224
General
güçlü bağlılık yaratmak
wed
v.
225
General
kış etkisi yaratmak
winter
v.
226
General
balıksırtı görünümü yaratmak
herringbone
v.
227
General
düşman yaratmak
hostilize [obsolete]
v.
228
General
biçimsizce yaratmak
miscreate
v.
229
General
kusurlu şekilde yaratmak
miscreate
v.
230
General
geçmişte etki yaratmak
retroact
v.
231
General
ninni etkisi yaratmak
lullaby
v.
232
General
harmoni yaratmak
rhythmize
v.
233
General
harmoni yaratmak
rhythmise
v.
234
General
hasar yaratmak
riddle
v.
235
General
bilmece yaratmak
riddle
v.
236
General
çıkıntılı form yaratmak
ridge
v.
237
General
bayır yaratmak
ridge
v.
238
General
(zilli müzik aleti çalarken) gürültü yaratmak
clam
v.
239
General
(pulda kullanılmamış etkisi yaratmak için) damga işaretini çıkarmak
clean
v.
240
General
algı yaratmak
demagogue
v.
241
General
algı yaratmak
demagog
v.
242
General
ahlaki çöküntü yaratmak
deprave
v.
243
General
sıkıntı yaratmak
dere [dialect] [uk]
v.
244
General
her zamanki yoldan gitmek yerine yeni bir yol yaratmak
detour
v.
245
General
çöküntü yaratmak
dinge [dialect] [uk]
v.
246
General
idealler yaratmak
idealise
v.
247
General
idealler yaratmak
idealize
v.
248
General
idealler yaratmak
idealise
v.
249
General
izdiham yaratmak
overmultitude [obsolete]
v.
250
General
ses kirliliği yaratmak
overnoise [obsolete]
v.
251
General
aşırı baskı yaratmak
overpressure
v.
252
General
baskı yaratmak
overpressure
v.
253
General
gül şekli yaratmak
rosette
v.
254
General
gürültü patırtı yaratmak
roughhouse
v.
255
General
sorun yaratmak
rowel
v.
256
General
huzursuzluk hali yaratmak
rumble
v.
257
General
huzursuzluk yaratmak
rumpus
v.
258
General
tartışma yaratmak
rumpus
v.
259
General
belirli bir nitelik yaratmak
run
v.
260
General
yanılsama yaratmak
illude
v.
261
General
tıkanıklık yaratmak
impede
v.
262
General
baskı uygulayarak yaratmak
impel
v.
263
General
(alev) yaratmak
impinge
v.
264
General
sıkıntı yaratmak
impose
v.
265
General
izlenim yaratmak
impose
v.
266
General
olumlu izlenim yaratmak
impress
v.
267
General
güçlü izlenim yaratmak
impress
v.
268
General
yoğun tesir yaratmak
impress
v.
269
General
eşitsizlik yaratmak
disequilibrate
v.
270
General
kargaşa yaratmak
dislocate
v.
271
General
basitleştirilmiş bir form yaratmak
disneyfy
v.
272
General
duygusallaştırılmış bir form yaratmak
disneyfy
v.
273
General
uyduruk bir form yaratmak
disneyfy
v.
274
General
dengesizlik yaratmak
disproportion
v.
275
General
gerçek dışılık yaratmak
disrealize
v.
276
General
gerçek dışılık yaratmak
disrealise
v.
277
General
fikir ayrılığı yaratmak
dissentiate
v.
278
General
alan yaratmak
infield
v.
279
General
tartışma yaratmak
distract
v.
280
General
çekişme yaratmak
distract
v.
281
General
kaygı yaratmak
distrain [obsolete]
v.
282
General
bozulma yaratmak
disturb
v.
283
General
uyumsuzluk yaratmak
disunify
v.
284
General
tıkanıklık yaratmak
dit [scotland]
v.
285
General
kafa karışıklığı yaratmak
dither
v.
286
General
endişe yaratmak
dither
v.
287
General
tıkanıklık yaratmak
ditt
v.
288
General
geçiş yolu yaratmak
command
v.
289
General
ortak bir etki yaratmak üzere katkıda bulunmak
concur
v.
290
General
taşkınlık yaratmak
cut
v.
291
General
izlenimini yaratmak
cut
v.
292
General
tahriş yaratmak
cut
v.
293
General
etki yaratmak
cut
v.
294
General
çapraz çizgi etkisi yaratmak
cut
v.
295
General
azalma yaratmak
cutback
v.
296
General
duygusuzluk yaratmak
dope
v.
297
General
açlık yaratmak
famish
v.
298
General
fantastik fikirler yaratmak
fantasise [uk]
v.
299
General
imge yaratmak
fantasize [us]
v.
300
General
fantastik fikirler yaratmak
fantasize
v.
301
General
imge yaratmak
fantasise [uk]
v.
302
General
zafiyet yaratmak
inanitiate
v.
303
General
kendi içinde yaratmak
increate
v.
304
General
paralelini yaratmak
parallel [obsolete]
v.
305
General
(iki şey arasında) benzerlik noktası yaratmak
parallelize
v.
306
General
(iki şey arasında) benzerlik noktası yaratmak
parallelise
v.
307
General
uyum yaratmak
consort [obsolete]
v.
308
General
karmaşa yaratmak
curfuffle
v.
309
General
karışıklık yaratmak
curfuffle
v.
310
General
tedirginlik yaratmak
inquiet [obsolete]
v.
311
General
karşılıklı şok etkisi yaratmak
intershock
v.
312
General
(vücutta) acı hissi yaratmak
irritate
v.
313
General
(konteyner, kutu) düz yüzey yaratmak
panel
v.
314
General
duygusal ağrı yaratmak
pang
v.
315
General
(bir şeyin) üzerinde değer artışı yaratmak
panic
v.
316
General
kese yaratmak
pouch
v.
317
General
memnuniyet yaratmak
satisfy
v.
318
General
ortaklaşa yaratmak
cocreate
v.
319
General
birlikte yaratmak
cocreate
v.
320
General
suçluluk duygusu yaratmak
convict
v.
321
General
hematom yaratmak
cork [australia]
v.
322
General
güvensizlik yaratmak
discredit
v.
323
General
netice yaratmak
follow
v.
324
General
… izlenimini yaratmak
predicate
v.
325
General
olumlu önyargı yaratmak
prepossess [obsolete]
v.
326
General
zihninde olumlu görüş yaratmak
prepossess [obsolete]
v.
327
General
aciliyet yaratmak
press
v.
328
General
velvele yaratmak
pudder
v.
329
General
tehdit yaratmak
scowl
v.
330
General
toplumsal mesele yaratmak
shout
v.
331
General
kamuoyu yaratmak
shout
v.
332
General
kalabalık yaratmak
crush
v.
333
General
izdiham yaratmak
crush
v.
334
General
hasar yaratmak
skaith
v.
335
General
fark yaratmak
skill
v.
336
General
açıklık yaratmak
slice
v.
337
General
tortu yaratmak
sludge
v.
338
General
çökelti yaratmak
sludge
v.
339
General
etki yaratmak
smite
v.
340
General
şok etkisi yaratmak
come as a shock
v.
341
General
yığınlar yaratmak
pocket
v.
342
General
iyi bir izlenim yaratmak
point
v.
343
General
istikrarlı ve ilerleyen bir oranda artış yaratmak
pyramid
v.
344
General
sıkıntı yaratmak
sorn
v.
345
General
kare alan yaratmak
square
v.
346
General
geçimsizlik yaratmak
square [obsolete]
v.
347
General
zaman yaratmak
squeeze
v.
348
General
fırsat yaratmak
squeeze
v.
349
General
(bir şeye) zaman yaratmak
squeeze in
v.
350
General
(bir şey için) kaynak yaratmak
squeeze in
v.
351
General
dert yaratmak
stir
v.
352
General
kıtlık yaratmak
strap
v.
353
General
vücut bölümlerini sürterek yaratmak
stridulate
v.
354
General
yıkım yaratmak
strike
v.
355
General
tahribat yaratmak
strike
v.
356
General
(elektrokaplama banyosunda) ince birikinti yaratmak
strike
v.
357
General
acı yaratmak
strike [obsolete]
v.
358
General
sinaps yaratmak
synapse
v.
359
General
(web sitesi için) içerik akışı yaratmak
syndicate
v.
360
General
sistem yaratmak
systematise [uk]
v.
361
General
sistem yaratmak
systematize
v.
362
General
(olumsuz duygular) yaratmak
loose
v.
363
General
travma yaratmak
traumatize
v.
364
General
şirkete saygınlık ve prestij yaratmak için tasarlanmış
institutional
adj.
365
General
istenen etkiyi yaratmak için farklı maddeleri karıştıran
shotgun
adj.
Phrasals
366
Phrasals
hoş olmayan sonuçlar yaratmak
catch up with
v.
367
Phrasals
istenen etkiyi yaratmak
come off
v.
368
Phrasals
beklenen tesiri yaratmak
come across
v.
369
Phrasals
alışkanlık yaratmak
condition (someone or something) to (something)
v.
370
Phrasals
alışkanlık yaratmak
condition someone or something to something
v.
371
Phrasals
(birine veya bir şeye karşı) kışkırtma yaratmak
agitate against someone or something
v.
372
Phrasals
(birine veya bir şeye karşı) ayaklandırma yaratmak
agitate against someone or something
v.
373
Phrasals
kışkırtma yaratmak
agitate against
v.
374
Phrasals
ayaklandırma yaratmak
agitate against
v.
375
Phrasals
birisine sorun yaratmak
cross someone up
v.
376
Phrasals
kargaşa yaratmak
kick up
v.
377
Phrasals
rahatsızlık yaratmak
kick up
v.
378
Phrasals
bir şey yaratmak/planlamak/uydurmak
drum up
v.
379
Phrasals
bir şeyden başka bir şey yaratmak
fashion (something) out of (something else)
v.
380
Phrasals
(bir bilgiden) bir hikaye yaratmak
weave (something) from (something) else
v.
381
Phrasals
bir şeyden başka bir şey yaratmak
form something out of something
v.
382
Phrasals
birine/bir şeye boş vakit yaratmak
free up
v.
383
Phrasals
dolu olan bir şeyde boş yer yaratmak
free up
v.
384
Phrasals
bir şeyde boşluk yaratmak
free up
v.
385
Phrasals
(bir şeyleri) bir araya getirip (başka bir şey) yaratmak
make up (something) from (something)
v.
386
Phrasals
bir şeyden başka bir şey yapmak/yaratmak
make something up from something
v.
387
Phrasals
bir durum/koşul yaratmak
go for
v.
388
Phrasals
(bir şeyle) ilgili merak uyandırmak/yaratmak
interest in (something)
v.
389
Phrasals
(bir şeyle) ilgili ilgi uyandırmak/yaratmak
interest in (something)
v.
390
Phrasals
(bir şeye) karşı istek uyandırmak/yaratmak
interest in (something)
v.
391
Phrasals
(bir şeyi) alma isteği uyandırmak/yaratmak
interest in (something)
v.
392
Phrasals
birinde bir şeye karşı istek uyandırmak/yaratmak
interest someone in something
v.
393
Phrasals
birinde bir şeyi alma isteği uyandırmak/yaratmak
interest someone in something
v.
394
Phrasals
hızlıca bir şey yaratmak
knock something out
v.
395
Phrasals
apar topar oluşturmak/yaratmak
lash together
v.
396
Phrasals
ayrı bir bölüm yaratmak
section off
v.
397
Phrasals
(birinde bir şeyle) olumlu etki yaratmak/bırakmak
smite (someone) with (something)
v.
398
Phrasals
birinde bir ruh hali yaratmak
work to (something)
v.
399
Phrasals
zaman yaratmak
work in
v.
400
Phrasals
zaman yaratmak
work into
v.
401
Phrasals
(birileriyle bir yerde/şeyde) bir nüfus yaratmak
people (something or some place) with (someone)
v.
402
Phrasals
birileriyle bir şeyde bir nüfus yaratmak
people something with someone
v.
403
Phrasals
birikip havuz yaratmak
pool up
v.
404
Phrasals
(bir şeyle bir şey) boyunca bir çizgi yaratmak
seam (something) with (something)
v.
405
Phrasals
biri/bir şey hakkında çalkantı yaratmak
swirl about
v.
406
Phrasals
biri/bir şey hakkında çalkantı yaratmak
swirl around
v.
407
Phrasals
(birinde) kötü bir izlenim yaratmak
jar against (someone)
v.
408
Phrasals
(birinde) çelişkili bir izlenim yaratmak
jar against (someone)
v.
409
Phrasals
(birinde) bir uyumsuzluk/uyuşmazlık izlenimi yaratmak
jar against (someone)
v.
410
Phrasals
(birinde) kötü/hoş olmayan bir his yaratmak
jar on (one)
v.
411
Phrasals
(birinde) kötü bir izlenim yaratmak
jar on (one)
v.
412
Phrasals
(birinde) çelişkili bir izlenim yaratmak
jar on (one)
v.
413
Phrasals
(birinde) bir uyumsuzluk/uyuşmazlık izlenimi yaratmak
jar on (one)
v.
414
Phrasals
iki şeyi bir araya getirerek daha iyi bir şey yaratmak/üretmek
marry up
v.
415
Phrasals
iki şarkıyı/kaydı birleştirip tek bir müzik parçası yaratmak
mash up (something)
v.
416
Phrasals
iki farklı kaydın/türün birleşiminden yeni bir müzik yaratmak
mash up (something)
v.
417
Phrasals
iki farklı türü/kaydı bir araya getirip yeni bir müzik yaratmak
mash up (something)
v.
418
Phrasals
iki şarkıyı/kaydı birleştirip tek bir müzik parçası yaratmak
mash up
v.
419
Phrasals
biri/bir şey için programında zaman yaratmak
pen in
v.
420
Phrasals
zaman açmak/yaratmak
slot in
v.
421
Phrasals
izdiham yaratmak
stumble over (someone)
v.
422
Phrasals
vurup girinti/çukur yaratmak
bash in
v.
423
Phrasals
kare veya dikdörtgen şeklinde bir sınır/alan ayırmak/yaratmak
box out
v.
424
Phrasals
bir şey hakkında şüphe yaratmak
bring something into question
v.
425
Phrasals
(bir şeyle) yumru/tümsek/çıkıntı yaratmak
bulge with (something)
v.
426
Phrasals
büyük bir etki yaratmak
burn up
v.
427
Phrasals
(kendine) bir rol/görev yaratmak
carve out
v.
428
Phrasals
(şüphe/kuşku) yaratmak
cast about
v.
429
Phrasals
(şüphe/kuşku) yaratmak
cast around
v.
430
Phrasals
(biri için) hoş olmayan sonuçlar yaratmak
catch up with (someone)
v.
431
Phrasals
bir şeyle bir şey arasında uyum yaratmak
coordinate something with something
v.
432
Phrasals
birine sorun yaratmak
cross someone
v.
433
Phrasals
birine sorun yaratmak
cross up someone
v.
434
Phrasals
(birinin/bir şeyin) çevresinde izdiham yaratmak
crowd in (on someone or something)
v.
435
Phrasals
bir yerde izdiham yaratmak
crowd in some place
v.
436
Phrasals
bir yerde izdiham yaratmak
crowd into some place
v.
437
Phrasals
bir yerde izdiham yaratmak
crowd in some place
v.
438
Phrasals
(bir şeyde/yerde) izdiham yaratmak
crowd into (something or some place)
v.
439
Phrasals
bir araya toplanıp kalabalık yaratmak
crowd up
v.
440
Phrasals
(biriyle/bir şeyle biri/bir şey) arasında ayrım yaratmak
differentiate between (someone or something and someone or something else)
v.
441
Phrasals
(biriyle/bir şeyle biri/bir şey) arasında ayrım yaratmak
differentiate between (someone or something)
v.
442
Phrasals
-den başka bir şey yaratmak
fashion out of
v.
443
Phrasals
-den yaratmak
form out of
v.
444
Phrasals
yakın ilişki veya temas yoluyla etki yaratmak
rub off
v.
445
Phrasals
huzursuzluk yaratmak
run into
v.
446
Phrasals
sahte (bir şey) yaratmak
gin up (something) [us]
v.
447
Phrasals
farklı bir izlenim oluşturacak (bir şey) yaratmak
gin up (something) [us]
v.
448
Phrasals
içinde boşluk yaratmak/oluşturmak
hollow out
v.
449
Phrasals
(birinde bir şeyde bir etki) yaratmak
imprint (something) in (someone or something)
v.
450
Phrasals
(birinde bir şeyde bir etki) yaratmak
imprint (something) into (someone or something)
v.
451
Phrasals
(birinden/bir şeyden bir şey) yaratmak
make (something) (out) of (someone or something)
v.
452
Phrasals
'-den yaratmak
make up from
v.
453
Phrasals
(birinde bir şey yaparak) panik yaratmak
panic (one) by (doing something)
v.
454
Phrasals
ile sürekli sorun yaratmak
plague with
v.
455
Phrasals
(birinde birine/bir şeye) karşı önyargı yaratmak/oluşturmak
prejudice (one) against (someone or something)
v.
456
Phrasals
(bir şey) yaratmak
set (something) up
v.
457
Phrasals
(biri/bir şey/kendi ve başka biri/bir şey) arasında bir fark yaratmak
set (someone, something, or oneself) apart (from someone or something)
v.
458
Phrasals
ile olumlu etki yaratmak/bırakmak
smite with
v.
459
Phrasals
istenen etkiyi yaratmak
come over
v.
460
Phrasals
heyecan yaratmak
fire up
v.
Colloquial
461
Colloquial
(iyi bir etki yaratmak adına) kuralsız konuşma
poetic licence
n.
462
Colloquial
(iyi bir etki yaratmak adına) dilbilgisi kurallarından sapma
poetic licence
n.
463
Colloquial
düş/hayal kırıklığı yaratmak
bum out
v.
464
Colloquial
intiba yaratmak
make an impression
v.
465
Colloquial
izlenim yaratmak
make an impression
v.
466
Colloquial
sorun yaratmak
raise cain
v.
467
Colloquial
soğuk duş etkisi yaratmak
go down like a bomb
v.
468
Colloquial
ters izlenim yaratmak
create a false impression
v.
469
Colloquial
ters izlenim yaratmak
give a false impressions
v.
470
Colloquial
yanlış izlenim yaratmak
create a false impression
v.
471
Colloquial
yanlış izlenim yaratmak
give a false impressions
v.
472
Colloquial
bağımlılık yaratmak
hook
v.
473
Colloquial
(birine) bir bahane yaratmak
give (someone) an out
v.
474
Colloquial
hasar yaratmak
jack up
v.
475
Colloquial
(bir şeylerden) başka (bir şey) yaratmak/meydana getirmek
make (something) from (other things)
v.
476
Colloquial
zorluk yaratmak
bring on
v.
477
Colloquial
melankoli yaratmak
hyp [obsolete]
v.
478
Colloquial
hüzün yaratmak
hyp [obsolete]
v.
479
Colloquial
bunalım yaratmak
hyp [obsolete]
v.
480
Colloquial
(birinin) hayatında problem, baskı, stres yaratmak
make life difficult (for somebody)
v.
481
Colloquial
sihirle yaratmak
magic up
v.
482
Colloquial
(şirket, ünlü biri için) imaj yaratmak
image
v.
Idioms
483
Idioms
olumlu/pozitif bir ortam yaratmak için bir araya gelinerek iyi tarafların ön plana çıkarılması
a love-in
n.
484
Idioms
sanatsal bir etki yaratmak için geleneksel formlardan/standartlardan/söz diziminden bilerek sapma
artistic license
n.
485
Idioms
sanatsal bir etki yaratmak için kasten geleneksel formların dışına çıkma
artistic license
n.
486
Idioms
problem yaratmak
raise the devil
v.
487
Idioms
huzursuzluk yaratmak
frighten the horses
v.
488
Idioms
infial yaratmak
light the (blue) touch paper
v.
489
Idioms
isyan/öfke/huzursuzluk dalgası yaratmak
light the (blue) touch paper
v.
490
Idioms
infial yaratmak
light the blue touch paper
v.
491
Idioms
isyan/öfke/huzursuzluk dalgası yaratmak
light the blue touch paper
v.
492
Idioms
infial yaratmak
light the touch paper [uk]
v.
493
Idioms
isyan/öfke/huzursuzluk dalgası yaratmak
light the touch paper [uk]
v.
494
Idioms
şüphe/soru işareti yaratmak
throw (something) into question
v.
495
Idioms
tartışma yaratmak
throw (something) into question
v.
496
Idioms
beklenti yaratmak/oluşturmak
build up (one's) hopes
v.
497
Idioms
beklenti yaratmak/oluşturmak
build up somebody’s hopes
v.
498
Idioms
beklenti yaratmak/oluşturmak
raise somebody’s hopes
v.
499
Idioms
oyuncu takası veya bazı oyuncularla ilişkiyi kesip bütçe yaratmak
free up cap space
v.
500
Idioms
sansasyon yaratmak
cause a splash
v.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of yaratmak
×
Term Options
Übersetzung Vorschlagen / Korrigieren
Französisch Englisch Wörterbuch
Spanisch Englisch Wörterbuch
Deutsch Englisch Wörterbuch
Englisch Synonyme Wörterbuch
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy