yere koymak - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

yere koymak



Bedeutungen von dem Begriff "yere koymak" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 6 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
yere koymak put down v.
yere koymak depose v.
yere koymak floor v.
yere koymak sollar v.
Architecture
yere koymak sollar v.
Archaic
yere koymak strew v.

Bedeutungen, die der Begriff "yere koymak" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 74 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
yanlış yere koymak misplace v.
General
bir şeyi düzenli bir şekilde (bir yere) koymak stow away v.
kutsal bir yere koymak enshrine v.
üremesi için (bir yere) koymak stock v.
bir şeyi yere koymak put something down v.
yere koymak (birini) put someone down v.
birini daha aşağı bir yere koymak put someone down v.
bir yere koymak place v.
bir şeyi (aşağı bir yere) koymak put something down v.
bir şeyi belli etmeden (bir yere) koymak slide into v.
bir şeyi birinin erişemeyeceği bir yere koymak place something out of someone 's reach v.
bir şeyi bir yere koymak set something down v.
bir şeyi bir yere koymak lay down v.
bir şeyi düzenli bir şekilde (bir yere) koymak stow in v.
yanlış yere koymak mislay v.
uygun yere koymak niche v.
kutsal bir yere koymak inshrine v.
çekmece veya gardırop kullanmak yerine giysileri yere koymak floordrobe v.
bir yerden alıp başka yere koymak shuffle v.
koymak (bir başka yere) transpose to v.
aldığı yere geri koymak put something back where it belongs v.
aldığı yere geri koymak replace v.
birini farklı bir yere koymak put someone in a different place v.
kale gibi korunaklı bir yere koymak castle v.
ters bir yere koymak transplace v.
başka bir yere koymak transplace v.
bir yere koymak yard v.
güvenli bir yere koymak ensconce v.
yanlış yere koymak mislocate v.
yanlış yere koymak misset v.
(okçu yayı) kusurlu bölgenin kesildiği yere tahta parçası koymak lip v.
gizli bir yere koymak deposit v.
tasfiye etmek üzere bir yere koymak commit v.
güvende tutmak için bir yere koymak commit v.
uzak bir yere koymak disloign [obsolete] v.
(bir şeyi) bir yere koymak pop [uk] v.
güvenli yere koymak insconce v.
güvenli yere koymak inshelter v.
belli etmeden bir yere koymak slip v.
bir yere güvenli bir şekilde koymak snug v.
(likörü) soğuk yere koymak strike v.
Phrasals
bir yere koymak cage someone or something up in something v.
aldığı yere geri koymak put away v.
aldığı yere geri koymak put back v.
(bir şeyi/birini bir yere) koymak put down v.
(bir şeyi/birini bir yere) koymak set down v.
bir şeyi bir yere bırakmak/koymak set something down v.
bir şeyi bir yere bırakmak/koymak put something down v.
(bir şeyi/birini bir yere) koymak set down v.
koymak (bir şeyi bir yere) set down v.
bir şeyin bittiği yere başka bir şey koymak/eklemek edge with (something) v.
yüksek bir yere koymak stick up v.
görünür yere koymak stick up v.
(birini veya bir şeyi bir yere) koymak leave (someone or something) (at) (some place) v.
birini veya bir şeyi bir yere koymak leave someone or something at v.
birini veya bir şeyi bir yere koymak leave someone or something at v.
(birini veya bir şeyi bir yere) koymak place (someone or something) at (some place) v.
birini/bir şeyi bir yere koymak perch someone or something on something v.
birini bir şeyi/birini gözlemleyebileceği bir yere koymak stake someone or something out v.
(bir şeye/yere) gelişigüzel koymak stick into (something) v.
birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle aynı yere koymak keep someone or something in with someone or something v.
bir yere koymak/yerleştirmek slide in v.
gizli (bir şeye/yere) koymak/sokmak tuck into (something) v.
güvenli (bir şeye/yere) koymak/yerleştirmek tuck into (something) v.
birini/bir şeyi yere koymak put someone or something down v.
birini/bir şeyi bir yere koymak/indirmek put someone or something down v.
kutsal bir yere koymak enshrine in v.
bir şeyi çıkarılamayacağı bir yere koymak lock away v.
(bir yere) geri koymak return to (some place) v.
vuruş yapmadan önce topu belirlenen yere koymak tee up v.
Idioms
küçük bir kaba/yere tıka basa koymak fit a quart into a pint pot v.
küçük bir kaba/yere tıka basa koymak squeeze a quart into a pint pot v.
yolu kapatmayacak/tıkamayacak bir yere çekmek/koymak put out of the way v.
Sport
(golf sopasının tabanını) yere koymak sole v.