Verlauf

yozlaşmış

Bedeutungen von dem Begriff "yozlaşmış" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 25 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Common Usage
1	Common Usage	yozlaşmış	degenerate adj.
2	Common Usage	yozlaşmış	corrupt adj.
General
3	General	yozlaşmış	bad apple n.
4	General	yozlaşmış	corrupt adj.
5	General	yozlaşmış	bastardized adj.
6	General	yozlaşmış	putrid adj.
7	General	yozlaşmış	atrophied adj.
8	General	yozlaşmış	degenerated adj.
9	General	yozlaşmış	decadent adj.
10	General	yozlaşmış	degraded adj.
11	General	yozlaşmış	bastardly adj.
12	General	yozlaşmış	bastardised adj.
13	General	yozlaşmış	unfaithful [obsolete] adj.
14	General	yozlaşmış	unhealthy adj.
15	General	yozlaşmış	viced [obsolete] adj.
16	General	yozlaşmış	degreed adj.
17	General	yozlaşmış	rotten adj.
18	General	yozlaşmış	gombeen [ireland] adj.
19	General	yozlaşmış	corruptful adj.
20	General	yozlaşmış	septic adj.
21	General	yozlaşmış	prostitute adj.
22	General	yozlaşmış	prostituted adj.
23	General	yozlaşmış	putid adj.
Idioms
24	Idioms	yozlaşmış	ethically challenged adj.
Slang
25	Slang	yozlaşmış	vrot [south africa] adj.

Bedeutungen, die der Begriff "yozlaşmış" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 25 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	yozlaşmış kimse	hinderling [dialect] [uk] n.
2	General	yozlaşmış kimseler	hinderlings [dialect] [uk] n.
3	General	yozlaşmış kimse	retrograde n.
4	General	yozlaşmış (dil)	corrupt adj.
5	General	yozlaşmış bir şekilde	degenerately adv.
6	General	yozlaşmış olarak	degenerately adv.
7	General	yozlaşmış bir şekilde	venally adv.
8	General	yozlaşmış bir halde	rottenly adv.
9	General	yozlaşmış bir şekilde	corruptedly adv.
Phrases
10	Phrases	yozlaşmış iktidarı devirmek	throw the rascals out expr.
Idioms
11	Idioms	bir durumun/ kurumun yozlaşmış yüzü	sleaze factor n.
12	Idioms	(bir şeyin) yozlaşmış tarafı	the seamier side (of something) n.
13	Idioms	(bir şeyin) yozlaşmış tarafı	the seamy side (of something) n.
14	Idioms	(bir şeyin) yozlaşmış tarafı	the sseamier side (of something) n.
15	Idioms	yozlaşmış olmak	be rotten to the core v.
16	Idioms	tamamen yozlaşmış	evil to the core adj.
Politics
17	Politics	yozlaşmış ülkelerin prestijli spor organizasyonlarına ev sahipliği yaparak uluslararası arenada kendilerini modern/gelişmiş gösterme çabası	sportswashing n.
Literature
18	Literature	alt kültüre, bozuk veya yozlaşmış koşullara duyulan özlem	nostalgie de la boue [french] n.
Linguistics
19	Linguistics	yozlaşmış dil	corruption n.
Cinema
20	Cinema	az ışıkla çekilen, yozlaşmış kuşkucu karakterler barındıran ve kasvetli şehir ortamında geçen film	film noir n.
Slang
21	Slang	yozlaşmış kimse	schtoonk n.
22	Slang	yozlaşmış kimse	schtunk [yiddish] n.
23	Slang	adi, hilekar ve yozlaşmış kimse	gombeen [ireland] n.
24	Slang	yozlaşmış kimse	schtoonk n.
25	Slang	yozlaşmış kimse	shtunk [yiddish] n.