çürümüş - Turkish English Dictionary
History

çürümüş



Meanings of "çürümüş" in English Turkish Dictionary : 38 result(s)

Turkish English
Common Usage
çürümüş decayed adj.
çürümüş rotten adj.
General
çürümüş mortified adj.
çürümüş addled adj.
çürümüş putrefactive adj.
çürümüş etched adj.
çürümüş languished adj.
çürümüş decomposed adj.
çürümüş bruised adj.
çürümüş blue adj.
çürümüş decadent adj.
çürümüş corrupt adj.
çürümüş went bad adj.
çürümüş contused adj.
çürümüş putrefacient adj.
çürümüş contusioned adj.
çürümüş black-and-blue adj.
çürümüş emperished [obsolete] adj.
çürümüş half-ruined adj.
çürümüş worm-eaten adj.
çürümüş mosey [dialect] adj.
çürümüş rotted adj.
çürümüş fenowed adj.
çürümüş dazed [dialect] [uk] adj.
çürümüş putid adj.
çürümüş putredinous adj.
çürümüş putrifacted [obsolete] adj.
çürümüş putry [obsolete] adj.
Idioms
çürümüş a bit off adj.
çürümüş a little off adj.
Technical
çürümüş decomposed adj.
Medical
çürümüş caried adj.
çürümüş ecchymosed adj.
Dentistry
çürümüş carious adj.
Biology
çürümüş putrescent adj.
Slang
çürümüş vrot [south africa] adj.
British Slang
çürümüş rammy adj.
Modern Slang
çürümüş aged like milk adj.

Meanings of "çürümüş" with other terms in English Turkish Dictionary : 67 result(s)

Turkish English
General
çürümüş et carrion n.
çürümüş yaprakla karışık gübre compost n.
kum ve çürümüş bitkisel maddelerden oluşan toprak loam n.
çürümüş organik gübre compost n.
çürümüş şey rot n.
çürük/çürümüş meyve rotten fruit n.
çürümüş yumurta rotten egg n.
çürümüş dişler decayed teeth n.
çürümüş diş decayed tooth n.
çürümüş ceset decomp n.
ormanda zeminindeki çürümüş yapraklar litter n.
çürümüş materyal rotting n.
çürümüş olma putidity n.
çürümüş olmayan good adj.
çürümüş (bitki) blighted adj.
çürümüş (besin vb) rotten adj.
yüzeyi çürümüş etched adj.
çürümüş (diş/kemik) carious adj.
eski ve çürümüş mouldy adj.
aşırı çürümüş overripe adj.
çürümüş organik madde kokan putrid-smelling adj.
çürümüş bir şekilde mortifiedly adv.
çürümüş olarak corruptly adv.
çürümüş bir şekilde decadently adv.
çürümüş bir halde bruisedly adv.
Colloquial
(biraz) çürümüş/bozulmuş gibi görünmek look (a little/bit) off v.
biraz çürümüş olmak be a bit off v.
biraz çürümüş olmak be a little off v.
tamamen çürümüş far gone adj.
Idioms
içi/içten çürümüş olmak be rotten to the core v.
(yiyecekler için) bozulmuş ya da çürümüş a bit off adj.
(yiyecekler için) bozulmuş ya da çürümüş a little off go to a bit adj.
Speaking
dişlerim çürümüş I have rotten teeth expr.
dişlerim çürümüş my teeth are decayed expr.
dişlerim çürümüş my teeth are rotten expr.
Woodworking
yarısı çürümüş doted [obsolete] [us] adj.
Marine
(gemi) demirleri çürümüş iron-sick adj.
Medical
çürümüş ya da tahrip olmuş yaranın doldurulması anaplerosis n.
çürümüş ya da tahrip olmuş yaranın doldurulmasını içeren anaplerotic adj.
Dentistry
kırılmış veya çürümüş dişten kalan kısmın üstüne oturtulan yapay diş cap n.
çürümüş (diş, kemik) cariose adj.
Pathology
sindirim borusunun üst kısmında kanama olduğuna işaret eden, çürümüş kan içeren siyah renkli dışkı melaena n.
Chemistry
et, balık, çürümüş peynir gibi bozuk maddelerde bulunan, toksik olmayan bir baz neuridin n.
çürümüş hayvani ve nebati maddelerden çıkarılan zehirli veya zehirsiz kalevi maddelerden her biri neurin n.
Marine Biology
çürümüş bitkilerden elde edilen kömür peat n.
Botanic
küçük beyaz çiçekleri çürümüş et gibi kokan kuzey amerika sarmaşığı carrion flower (stapelia) n.
küçük beyaz çiçekleri çürümüş et gibi kokan kuzey amerika sarmaşığı starfish flower n.
çürümüş ağaç dottard n.
üst dalları çürümüş ağaç doddard n.
çürümüş et kokan bir mantar phallus ravenelii n.
çürümüş maddede yetişen saprogenic adj.
Agriculture
çürümüş yaprak vb'den oluşan gübre compost n.
çoğunlukla çürümüş yapraklardan oluşan toprak leaf mold n.
çoğunlukla çürümüş yapraklardan oluşan toprak leaf mould n.
çoğunlukla çürümüş yapraklardan oluşan toprak leaf soil n.
çoğunlukla çürümüş yapraklardan oluşan toprak leaf soil n.
Forestry
çürümüş ağaç kütüğü/gövdesi nurse log n.
çürümüş kütük/ağaç gövdesi nurse log n.
çürümüş ağaç kütüğü daddock [dialect] n.
Archaeology
yıkılmış veya çürümüş parçalardan faydalanarak antik kentlerin arkeolojik olarak yeniden oluşturulması anastylosis n.
Environment
bataklık yüzeyinin altındaki çürümüş odun, turba veya ayrışmış organik madde moorlog n.
ıslak ormanlık bölgelere özgü kısmen çürümüş bitkisel maddelerden oluşan kalın tortu tabakası muskeg n.
ıslak ormanlık bölgelere özgü kısmen çürümüş bitkisel maddelerden oluşan kalın tortu tabakası maskeeg n.
Geology
çoğunlukla çürümüş yapraklardan oluşan toprak mould n.
kısmen çürümüş bitki parçaları içeren ve buzul tabakaları arasında bulunan gömülü toprak dirt bed n.
Entomology
larvaları çürümüş ağaçta yaşayan iki kanatlı sinekleri içeren bir familya xylophagides n.
larvaları çürümüş ağaçta yaşayan iki kanatlı sinek kabileleri xylophilan n.