çiğ - Turkish English Dictionary
History

çiğ



Meanings of "çiğ" in Turkish English Dictionary : 3 result(s)

English Turkish
Colloquial
cig n. puro
Slang
cig sigara
British Slang
cig sigara

Meanings of "çiğ" in English Turkish Dictionary : 20 result(s)

Turkish English
Common Usage
çiğ raw adj.
çiğ uncooked adj.
General
çiğ unbaked adj.
çiğ frost adj.
çiğ loud adj.
çiğ unripe adj.
çiğ green adj.
çiğ rare adj.
çiğ tactless adj.
çiğ crude adj.
çiğ garish adj.
çiğ hash [dialect] adj.
çiğ incocted [obsolete] adj.
çiğ cutcha [hinglish] adj.
çiğ crudy [obsolete] adj.
Trade/Economic
çiğ raw adj.
Technical
çiğ dew n.
çiğ raw adj.
Gastronomy
çiğ uncooked adj.
çiğ unsodden adj.

Meanings of "çiğ" with other terms in English Turkish Dictionary : 97 result(s)

Turkish English
General
çiğ sebze raw vegetable n.
çiğ dansçısı jigger n.
çiğ dansı jig n.
çiğ süt raw milk n.
pişmemiş/çiğ sebze raw vegetable n.
pişmemiş/çiğ sebze uncooked vegetable n.
pişmemiş/çiğ sebze rabbit food n.
çiğ balık raw fish n.
çiğ besin raw food n.
çiğ yemek raw food n.
çiğ gıda raw food n.
yeşil (çiğ) kahve green coffee n.
kabuklu deniz ürünlerinin çiğ olarak servis edildiği bar veya tezgah raw bar n.
çiğ besinler tüketen kimse raw foodist n.
genellikle çiğ besinleri tercih eden kimse raw foodist n.
çiğ olarak yenilebilen elma eating apple n.
doğrandıktan sonra kızartılan çiğ veya haşlanmış patates hash browns n.
çiğ et parçası gobbet n.
çiğ kaçmak be crude v.
çiğ etle beslemek flesh v.
çiğ (renk) gaudy adj.
çiğ (renk) glaring adj.
çiğ renkli gaudy adj.
oldukça çiğ rawish adj.
çiğ (renk) unmellow adj.
çiğ et yiyen omophagic adj.
çiğ renkli rory [obsolete] adj.
çiğ bir şekilde rawly adv.
Colloquial
(biri birini) neredeyse çiğ çiğ yedi (one) did everything (one) could 'cept eat (someone) expr.
Idioms
birisini çiğ çiğ yemek eat somebody alive v.
çiğ çiğ yemek (birini) skin someone alive v.
çiğ çiğ yemek be violently angry at v.
çiğ çiğ yemek eat someone alive v.
(birini) çiğ çiğ yemek eat (one) alive v.
çiğ çiğ yemek eat alive v.
çiğ çiğ yemek (birini) skin alive v.
neredeyse çiğ çiğ yedi did everything he could 'cept eat us expr.
Speaking
onları benden almaya çalışırsan çiğ çiğ yerim seni if you try to get them away from me i'll eat you alive expr.
Industry
çiğ meyveyi soda ve su ile haşlayarak sterilize eden konserve fabrikası işçisi scalder n.
Technical
çiğ ısıtıcısı dew heater n.
çiğ beziryağı raw linseed oil n.
çiğ ile nemlendirmek dew v.
Textile
çiğ ipek crude silk n.
Automotive
çiğ soğuk yüzeydeki yoğuşum condensation n.
Medical
çiğ mısır nişastası uncooked cornstarch n.
hastalıkla mücadele için çiğ etle beslenmeyi öneren bir perhiz zomotherapy n.
çiğ balık tüketimi ile meydana gelen yassı kurt infestasyonu opisthorchiasis n.
aralıklı oruç şeklinde vejetaryen ve çiğ beslenmeyi savunan bir alternatif tıp felsefesi orthopathy n.
Food Engineering
çiğ süt peyniri raw milk cheese n.
çiğ çekirdek kahve green coffee bean n.
çiğ ve işlem görmüş süt raw and processed milk n.
Gastronomy
çiğ et raw meat n.
birçok çiğ sebzenin ince ince kesilip soslanmasıyla yapılan vejetaryen yemeği carpaccio n.
çiğ börek deep fried water thin dough with raw minced meat filling n.
çiğ köfte steak tartar a la turca n.
çiğ yemek raw meal n.
çiğ sebze ve meyvelerden hazırlanan yemek vegetarian raw meal n.
küçük parçalara ayrılıp baharatlarla tatlandırılmış çiğ balık ya da et tartare n.
şerit/çubuk şeklinde kesilmiş çeşitli çiğ sebzelerden oluşmuş aperitif yiyecek crudites n.
ince ince kıyılmış çiğ lahanadan oluşan bir garnitür koolslaa n.
ince ince kıyılmış çiğ lahanadan oluşan bir garnitür cole slaw n.
genellikle sirke aromalı pirinç ile çiğ veya pişmiş balıktan oluşan, bir tür su yosununa sarılmış ve tek ısırımlık parçalar halinde servis edilen bir suşi maki n.
(genellikle sandviçlerde kullanılan) çiğ tüketilebilen et ürünleri lunchmeat [us] n.
genellikle çiğ tüketilmek üzere kullanılan elma dessert apple n.
çiğ yenebilen yeşillikler salad green n.
çiğ yenebilen yeşillikler salad greens n.
çırpılmamış çiğ yumurta, sirke veya worcester sosu, tuz ve biber ile hazırlanan bir kokteyl türü prairie oyster n.
çiğ zencefil kökü root ginger n.
soya sosu ve susam yağında marine edilmiş küp şeklinde çiğ balıktan oluşan hawaii'ye özgü bir salata/aperitif poke n.
çiğ yumurtanın sarısı ile beyazını ayırmak separating an egg v.
çiğ et dilimlerini et dövücü ile düzleştirmek bat out v.
çiğ, pişmemiş, ham raw adj.
çiğ olarak tüketilebilir eating adj.
yarı çiğ half-raw adj.
bir miktar çiğ semiraw adj.
Biology
çiğ yumurta akında bulunan bir protein avidin n.
çiğ besin yeme omophagia n.
çiğ et ile beslenme omophagia n.
Biochemistry
tiamini yok eden ve sıklıkla çiğ balıkta bulunan bir enzim thiaminase n.
Botanic
genellikle çiğ yenen acı köklü avrasya bitkisi radish (raphanus sativus) n.
çiğ veya pişirilerek yenen uzun sert köklü doğu asya turpu japanese radish (raphanus sativus longipinnatus) n.
çiğ fasulyesi mat bean (vigna aconitifolia) n.
çiğ fasulyesi moth bean n.
çiğ fasulyesi matki n.
çiğ fasulyesi turkish gram n.
çiğ fasulyesi dew bean n.
kanada'ya özgü çiğ tüketilebilen bir elma çeşidi snow apple n.
Agriculture
çiğ bal raw honey n.
çiğ bir şekilde unripely adv.
Breeding
çiğ keçi sütü raw goat milk n.
çiğ inek sütü raw cow milk n.
çiğ koyun sütü raw ewe milk n.
çiğ manda sütü raw water buffalo milk n.
Painting
çiğ renkçilik fauvism n.
çiğ renk fawn colour n.
çiğ renkçiler fauves n.
Cinema
çiğ ışık hard light n.