çut - Turkish English Dictionary
History

çut



Meanings of "çut" in Turkish English Dictionary : 353 result(s)

English Turkish
Common Usage
cut n. pay
cut n. kesik
cut v. kesmek
General
cut n. yara
cut n. tip
cut n. kesme
cut n. dilim
cut n. usul
cut n. fiyat
cut n. kesiş
cut n. yarık
cut n. parça
cut n. yarma
cut n. biçki
cut n. tutam
cut n. kesi
cut n. indirim
cut n. kupür
cut n. yontma
cut n. kesim
cut n. kesinti
cut n. maktu
cut n. parça kumaş
cut n. kısıntı
cut n. azaltma
cut n. darbe
cut n. hisse
cut n. kesik
cut n. tenzilatlı
cut n. acı söz
cut n. kotlet
cut n. kırıcı davranış
cut n. vuruş
cut n. biçim
cut n. hazır
cut n. şekil
cut n. tenzilat
cut n. biçme
cut n. düzensiz uzunlukta kesilmiş şeritler
cut n. düzensiz uzunlukta kesilmiş pipetler
cut n. öğle yemeği
cut n. atıştırmalık
cut n. mahsul
cut n. ürün
cut n. gösteri hayvanından hata sonucu kırılan puan
cut n. derece
cut n. ölçek
cut n. adım
cut n. sosyal tabakalar
cut n. (at) bacağını hareket halindeki diğer bacağına vurma
cut n. (checker oyununda) taşların değişimi
cut n. saç kesimi
cut n. kısa yol
cut n. plak üzerinde yer alan şerit
cut v. indirmek (fiyatını)
cut v. katetmek
cut v. bırakmak
cut v. makasla kesmek
cut v. incitmek
cut v. ortadan kaybolmak
cut v. azaltmak
cut v. budamak
cut v. açmak
cut v. oymak
cut v. indirmek
cut v. kırmak
cut v. doğramak
cut v. yol geçirmek için açılan yar
cut v. asmak
cut v. biçmek
cut v. makas vurmak
cut v. seyreltmek
cut v. asmak (ders vb'ni)
cut v. kesiştirmek
cut v. devam etmemek
cut v. yol açmak
cut v. dilimlemek
cut v. dişi çıkmak
cut v. tıraş etmek
cut v. yontmak
cut v. sapmak
cut v. diş çıkarmak
cut v. hadım etmek
cut v. sulandırmak
cut v. kırpmak
cut v. kamçılamak
cut v. kesmek
cut v. (motoru) stop ettirmek
cut v. kısmak
cut v. kısaltmak
cut v. yön değiştirmek
cut v. -e gitmemek
cut v. bölmek
cut v. ayırmak
cut v. görmezlikten gelmek
cut v. duygularını incitmek
cut v. (mecazen) kırmak
cut v. (sergilenen hayvandan) hata sonucu puan kırmak
cut v. (birinin) kuruluş ile ilişiğini kesmek
cut v. ilişkisini sonlandırmak
cut v. (kenarlarından oynatarak) ilerletmek
cut v. yönünü değiştirmek
cut v. dönmek
cut v. kenarından gitmek
cut v. ucundan geçmek
cut v. kavşaklı yola bölmek
cut v. kesişen doğru çizmek
cut v. kırmak
cut v. bölmek
cut v. işlevsiz hale getirmek
cut v. imkansız kılmak
cut v. (seyahat, sevkiyat veya iletişimde) kullanılamaz hale getirmek
cut v. tuz ile çöktürmek
cut v. (basılı kağıt, harita veya illüstrasyon) ciltlemek üzere ayırmak
cut v. durdurmak
cut v. sonlandırmak
cut v. sürgüne göndermek
cut v. kovmak
cut v. sürgün etmek
cut v. yollamak
cut v. (tanıdığı) görmezden gelmek
cut v. bir kimseyi devre dışı bırakmak
cut v. (yüzeyini pürüzsüzleştirerek) şekillendirmek
cut v. delmek
cut v. delik açmak
cut v. kazmak
cut v. şablon hazırlamak
cut v. şablon üzerine yazmak
cut v. haylazlık yapmak
cut v. taşkınlık yapmak
cut v. taşkınlık yaratmak
cut v. görüntüsünü vermek
cut v. izlenimini yaratmak
cut v. yapmak
cut v. idare edebilmek
cut v. başa çıkabilmek
cut v. vermek
cut v. sunmak
cut v. kesilebilmek
cut v. kesilebilir olmak
cut v. kesilmeye uygun olmak
cut v. delip geçmek
cut v. darbe indirmek
cut v. geçirmek
cut v. vurmak
cut v. sert yumruk indirmek
cut v. sertçe vurmak
cut v. duyguları yaralamak
cut v. hassasiyetleri yaralamak
cut v. tahriş yaratmak
cut v. dar gelmek
cut v. etki yaratmak
cut v. nüfuz etmek
cut v. önemli olmak
cut v. ayrılmak
cut v. yarılmak
cut v. acele ile ilerlemek
cut v. ilerlemek
cut v. gitmek
cut v. aceleyle ayrılmak
cut v. hızlıca uzaklaşmak
cut v. yararak ilerlemek
cut v. jet hızıyla gitmek
cut v. çapraz çizgi çekmek
cut v. çapraz çizgi etkisi yaratmak
cut v. yönünü değiştirmek
cut v. ani manevra yapmak
cut v. ani geçiş yapmak
cut v. (resimde renk) göze çarpmak
cut v. (buluşma veya akademik oturuma) katılmamak
cut v. faça atmak
cut v. sürekli kendini yaralamak
cut v. kendi kendine zarar vermek
cut v. yanlış yerde sıraya girmek
cut v. yazmak
cut adj. kesilmiş
cut adj. sıkıcı
cut adj. indirilmiş
cut adj. dilimli
cut adj. parçalanmış
cut adj. dilimlenmiş
cut adj. lime lime edilmiş
cut adj. kesilerek azaltılan
cut adj. kesintili
cut adj. belirli bir şekilde öğütülmüş
cut adj. zayıflatılmış
cut adj. seyreltilmiş
cut adj. dargın
cut adj. gücenmiş
cut adj. kırılmış
cut adj. kırgın
cut adj. elenen
cut adj. göz ardı edilen
cut adj. değerlendirmeye alınmayan
cut adj. takım listesinden çıkarılan
Irregular Verb
cut v. cut - cut
Colloquial
cut n. kayda almak
cut n. (müzik eseri) kayıt yapmak
cut n. (anlaşma, proje) pay
cut n. hisse
cut n. (müzik) parça
cut n. tek şarkı
cut n. pay
cut n. hisse
cut n. (müzik) parça
cut n. tek şarkı
cut v. (yiyecek, içecek) seyreltmek
cut v. kesmek
cut v. son vermek
cut v. bırakmak
cut adj. sarhoş
cut adj. zom
cut adj. pilot
cut adj. leyla
cut adj. kafası kıyak
cut adj. uçmuş
cut adj. kaslı
cut adj. fit
cut adj. kaslı vücuda sahip
cut adj. belirgin kas yapısına sahip
cut adj. sıkı karın kasları olan
cut komisyon
Trade/Economic
cut v. (kazanç veya karı) bölüşmek
cut v. (kazanç veya karı) pay etmek
cut v. (çek) yazmak
cut adj. daha değerli madeni paradan yapılan
cut iskonto
cut indirim
Politics
cut n. (belirli bölgede veya alanda) hükumet bütçesinde daralma
Media
cut n. bir ses veya görüntüden diğerine ani geçiş
Technical
cut n. işlem sırasında ayrılan küçük parça
cut n. bölüm
cut n. belirli ölçüde şellak veya reçine dağılımı
cut n. (büyük bir süngerden kesilen) küçük satılabilir büyüklükte parça
cut n. kıymetli taş kesme tarzı
cut v. (parçaları birbirine sürterek silindir veya rulman) yüzeyini çentikleştirmek
cut v. sivri alet ile fazla metali çıkarmak
cut v. (motor veya makine) çalışmayı durdurmak
cut v. (camda) cilalayarak örüntü oluşturmak
cut adj. (değerli taş) şekil verilmiş
cut adj. (değerli taş) işlenmiş
cut kesilmek
Computer
cut v. (seçili belgeyi, görseli) kesmek
cut v. (seçili öğeyi yapıştırılana dek) keserek klasörden çıkarmak
cut kes kesmek
cut kes
Electric
cut n. elektrik kesintisi
Television
cut v. (radyo veya televizyon programı) yayınını sonlandırmak
cut v. (ses veya görüntüden diğerine) ani geçiş yapmak
Textile
cut n. (yuvarlak veya düz örme makinesinde) inç başı bulunan iğne
cut n. yuvarlak veya düz örme makinesi iğnesinden çıkan ince kumaş dokusu
cut elbise kesimi
Woodworking
cut v. (gravür) kabartma yapmak
cut v. kazımak
cut v. nakşetmek
Automotive
cut n. diş yönü
cut kesmek
Transportation
cut n. bir araya getirilen birden fazla araba
Railway
cut n. yolu ortadan kesen geçit
cut v. (demiryolu arabası, lokomotif) birbirinden ayırmak
Marine
cut n. kerteriz hattı
Medical
cut v. litotomi uygulamak
cut v. cerrahi işlem uygulamak
Printing
cut n. oyulmuş blok
cut n. oyulmuş plaka
cut n. kazınmış plaka
cut n. oyuk bloktan yapılan baskı
Veterinary
cut v. (evcil hayvan) kısırlaştırmak
cut v. ameliyat etmek
Printing
cut v. (kitap) kenarlarını kırpmak
cut v. (kırpılmadan katlanmış kitap sayfalarını) ayırmak
Veterinary
cut adj. kısırlaşmış
cut adj. kısırlaştırılmış
Printing
cut adj. (kitap) sayfa kenarı ayrık olan
cut adj. (kitap) sayfa kenarı kırpılmış olan
Math
cut kesit
Zoology
cut v. (at) ayağını karşı bacağa vurarak yürümek
cut v. (at) bacağını hareket halindeki diğer bacağına vurmak
cut v. (at) ayağını hareket halindeki diğer ayağına vurmak
cut v. (büyükbaş sürüsünden hayvanı) çıkarmak
Botanic
cut v. büyüyen bitkiden ayırmak
cut adj. yarık
cut adj. ayrık
Agriculture
cut n. işlenen tarla
cut n. işlenen toprak parçası
cut n. işlenen arazi
cut v. mahsul vermek
cut v. ürün vermek
Breeding
cut n. ana sürüden ayrılan kısım
Education
cut n. (katılımın zorunlu olduğu derste) gönüllü devamsızlık
cut n. ders sorumlusunun derse gelmemesi
Archaeology
cut n. bazı oluşumların meydana gelmesi nedeniyle diğer arkeolojik kalıntıların yer almadığı zaman dilimini yansıtan kesit
Military
cut v. bir tapayı ayarlamak
cut tapayı tanzim etmek
Sport
cut n. elenme
cut n. eleme
cut n. topun yönünü değiştiren vuruş
cut n. top yönünü değiştiren vuruşun yarattığı falso
cut n. (kriket) vurucunun baskın taraftan yaptığı atış
cut n. (kriket) baskın taraftan atış yapan oyuncu
cut n. (beyzbol) vurucunun yaptığı atış
cut n. (eskrim) silahın darbe hareketi ile gerçekleştirilen atak
cut v. (bir tarafa düşecek şekilde) topa vurmak
cut v. (krikette atılan topun) yönünü değiştirmek
cut v. (bilardoda ıstaka topunun vurduğu topu) vurarak ilerletmek
cut v. (atılan top) üzerinden geçmek
cut adj. (krikette vuruş) yatay hamle ile gerçekleştirilen
Basketball
cut kat etmek
Card
cut n. kart dağıtma sırası
cut n. kart dağıtma
cut n. kart karma
cut n. kartları bölme
cut n. karılmış kart
cut n. bölünmüş kart
cut n. dağıtılarak alınan kart
cut v. (iskambil destesi) ikiye ayırmak
cut v. desteden kart çekmek
cut v. (kağıt çekme veya koz kararı vermek için) kartları iki veya daha fazla bölüme ayırmak
cut v. (kart) çekilmek
cut v. (kart) ikiye bölünmek
Art
cut v. (heykel) oymak
Music
cut n. (dansta) bir ayağın diğeriyle hızlı değişimi
cut v. stüdyo kaydı çekmek
cut v. film çekmek
cut v. kayıt için vokal ya da dans yapmak
cut v. coupé dansı sergilemek
cut v. (çiftli dansta) partner değiştirmek
Theatre
cut n. tiyatro sahnesi zeminindeki dar açıklık
Cinema
cut n. filmin düzenlenmiş versiyonu
cut v. (sinema sahnelerini veya ses bandını) keserek birleştirmek
cut v. (filmi) düzenlemek
cut v. (film) montajlamak
Photography
cut v. (sinema filmi) çekimini bitirmek
cut v. çekimi sonlandırmak
cut v. çekimini tamamlamak
Ottoman Turkish
cut kend
Archaic
cut adj. kesikli
cut adj. yırtıklı
Engineering
cut n. grafik köşelerinin iki alt gruba ayrılması
Slang
cut v. (ortaya konulan bahisten yüzde veya belirli ücret karşılığında) oyunda olmayan krupiye olmak
cut adj. sünnetli
cut adj. kaslı
cut adj. fit
cut adj. kaslı vücuda sahip
cut adj. sarhoş
cut adj. zom
cut adj. pilot olmuş
cut adj. leyla olmuş
cut adj. kafası kıyak
cut adj. uçmuş
cut adj. sünnetli
cut osurmak
British Slang
cut kanal

Meanings of "çut" in English Turkish Dictionary : 1 result(s)

Turkish English
Politics
çut chut n.