öncesinde - Turkish English Dictionary
History

öncesinde



Meanings of "öncesinde" in English Turkish Dictionary : 8 result(s)

Turkish English
General
öncesinde priorly adv.
öncesinde anteriorly adv.
öncesinde in advance of prep.
öncesinde ahead of prep.
öncesinde till [dialect] conj.
Colloquial
öncesinde early on expr.
öncesinde earlier on expr.
Archaic
öncesinde against conj.

Meanings of "öncesinde" with other terms in English Turkish Dictionary : 155 result(s)

Turkish English
Common Usage
(bir şeyin) öncesinde olmak forerun v.
General
bir şeyin öncesinde yapılan eylem anteact n.
amerikan iç savaşı öncesinde kuzey ve güney'i ayıran maryland ve pennsylvania arasındaki sembolik sınır mason and dixon line n.
amerikan iç savaşı öncesinde kuzey ve güney'i ayıran maryland ve pennsylvania arasındaki sembolik sınır mason and dixon's line n.
amerikan iç savaşı öncesinde kuzey ve güney'i ayıran maryland ve pennsylvania arasındaki sembolik sınır mason-dixon line n.
(gazete, kitap, televizyon, sinema) internet öncesinde var olan medya old media n.
öncesinde pasif olan veya hafif seyreden bir şeyin aniden şiddetlenmesi flare-up n.
olay öncesinde yapılanlar foreplay n.
(hristiyanlık öncesinde) din görevlisi priest n.
gazete haberi öncesinde gelen ilişkili bölüm precede n.
öncesinde bir parçası olarak içinde yer aldığı yayınlanmış dergi veya kitaptan sonrasında ayrı olarak tekrar basılan yazı separatum n.
daimi bir birlik kurmanın öncesinde yapılan toplantı preunion n.
öncesinde var olma prevenance n.
kalıcı istihdam öncesinde geçici olarak işe alınan eleman provisional n.
(bağımsızlık öncesinde) güney afrika'da kullanılan bir madeni para sovereign n.
(bir diğerinin) öncesinde akmak foreflow v.
düşünce öncesinde ortaya çıkmayan nonthinking adj.
otomobilin icadı öncesinde kalan son birkaç jenerasyona ait horse-and-buggy adj.
otomobilin icadı öncesinde kalan son birkaç jenerasyon ile ilgili horse-and-buggy adj.
daha öncesinde meydana gelen foregoing adj.
norman fethi öncesinde gelişen preconquest adj.
norman fethi öncesinde olan preconquest adj.
norman fethi öncesinde yapılan preconquest adj.
hareket öncesinde yapılan predeparture adj.
tadı akşam yemeği öncesinde çıkan predinner adj.
öncesinde yol açan predisponent adj.
seçim öncesinde gelen pre-election adj.
ana faaliyet öncesinde gelen preliminarily adj.
prova öncesinde yapılan prerehearsal adj.
programın öncesinde gerçekleşen preschedule adj.
sezon öncesinde olan preseason adj.
sezon öncesinde olan preseasonal adj.
seçim öncesinde meydana gelen preselection adj.
fiili hizmet öncesinde gerçekleşen preservice adj.
çarpma öncesinde olan prestrike adj.
tiyatro öncesinde yapılan pretheatre adj.
seyahat öncesinde meydana gelen pretravel adj.
hemen öncesinde proxime [obsolete] adj.
teslimat öncesinde in advance of the delivery adv.
hemen öncesinde immediately before adv.
daha öncesinde beforehand adv.
daha öncesinde heretofore adv.
daha öncesinde earlier adv.
daha öncesinde aforehand adv.
öncesinde bildirilmeksizin ödeme veya tahsilat talep edilebilecek şekilde on call adv.
daha öncesinde precedently adv.
evlilik öncesinde premaritally adv.
sezon öncesinde preseason adv.
Phrasals
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) öncesinde olacak şekilde ayarlamak put (someone or something) ahead of (someone or something) v.
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) öncesinde olacak şekilde ayarlamak put (someone or something) in front of (someone or something) v.
öncesinde boşaltılmış bir şeyi doldurmak fill again v.
Phrases
(bir şeyin) öncesinde ahead of (something) prep.
(bir şeyin) öncesinde ahead of (something) prep.
sevk öncesinde prior to despatch expr.
önemli bir olayın öncesinde the run-up to something expr.
(biri/bir şey) öncesinde in advance of (someone or something) expr.
Colloquial
buz pateninde bir hareket sırasında veya öncesinde hız kazanmak için yapılan küçük zıplama/sıçrama bunny hop n.
cinsel birleşme öncesinde erkeğin cinsel organından gelen renksiz sıvı precum n.
buz pateninde bir hareket sırasında veya öncesinde hız kazanmak için sıçramak bunny hop v.
öncesinde bilgi sahibi ol do your homework expr.
Idioms
öncesinde bilgi sahibi olmak do (one's) homework v.
hemen öncesinde on the eve of expr.
(birinin/bir şeyin) öncesinde before (someone or something) expr.
(bir şeyin) hemen öncesinde on the eve of (something) expr.
Trade/Economic
bir teşkilat ajanının ilk buluşmada öncesinde hazırlıklı ya da hazırlıksız olarak istihbaratı kaynaktan alması cold pitch n.
bir senedin kabul edilmesi öncesinde senete ciro imzası atan üçüncü şahıs anomalous indorser n.
satın alım öncesinde gelişen preacquisition adj.
denetim öncesinde gelişen preaudit adj.
denetim öncesinde var olan preaudit adj.
denetim öncesinde uygulanan preaudit adj.
ekonomik büyüme öncesinde var olan preboom adj.
öncesinde bildirilmeksizin ödeme veya tahsilat talep edilebilecek şekilde on-call adv.
Law
bir malın yüksek fiyata satılması öncesinde piyasadan toplatılması abbroachment n.
dava öncesinde delil inceleme protokolü pre-action protocol n.
duruşma öncesinde daha sonra sunulacak kanıtları göstermek için yapılan toplantı examination for discovery [canada] n.
savunma öncesinde zamanı olmak imparl v.
öncesinde anlaşmak presettle v.
Politics
öncesinde-sırasında-sonrasında öğrenme modeli before-during-after learning n.
amerikan iç savaşı öncesinde köleliğin yayılmasına karşı çıkan düşünceyi savunma free soilism n.
amerikan iç savaşı öncesinde köleliğin yasal olduğu abd eyaleti slave state n.
Industry
mesai öncesinde olan prework adj.
Advertising
film, televizyon şovu gibi yayınların öncesinde sunulan dikkat çekici tanıtım bölümü tizeur n.
Technical
cam şekillendirme sürecinin öncesinde fırında bırakılan küçük açıklık nose hole n.
paketleme öncesinde soğutmak precool v.
öncesinde olan anteal adj.
Computer
güncelleştirme öncesinde before update expr.
ekleme öncesinde before insert expr.
öncesinde boşluk yok no space before expr.
öncesinde boşluk space before expr.
silme onayı öncesinde before del confirm expr.
Textile
tekstil ürünlerinin pigment ya da doğrudan boyama öncesinde ön işleme tabi tutmak için kullanılan yüksek katyonikli polimer pretreat n.
Medical
cinsel birleşme öncesinde erkeğin cinsel organından gelen renksiz sıvı pre-cum n.
cinsel birleşme öncesinde erkeğin cinsel organından gelen renksiz sıvı preseminal fluid n.
cinsel birleşme öncesinde erkeğin cinsel organından gelen renksiz sıvı cowper's fluid n.
cinsel birleşme öncesinde erkeğin cinsel organından gelen renksiz sıvı pre-ejaculatory fluid n.
cinsel birleşme öncesinde erkeğin cinsel organından gelen renksiz sıvı pre-ejaculate n.
öncesinde skarifikasyon uygulamadan hacamat etme dry cupping n.
doğum öncesinde bulunan in utero adj.
ameliyat öncesinde pre-op adv.
Biology
doğumun öncesinde veya hemen sonrasındaki yavru young n.
(matürasyon bölünmesi öncesinde) çekirdekteki kromatin kütlesi synezesis n.
(matürasyon bölünmesi öncesinde) çekirdekteki kromatin kütlesi synizesis n.
yetişkinlik dönemi öncesinde gelişen preadult adj.
yetişkinlik dönemi öncesinde meydana gelen preadult adj.
(mayoz bölünme sırasında) kromozomların eşleşmesi öncesinde oluşan presynaptic adj.
(mayoz bölünme sırasında) kromozomların eşleşmesi öncesinde oluşarak presynaptically adv.
Biochemistry
hücre bölünmesi öncesinde kromozomun ayrıldığı kromozal zincir chromatid n.
Marine Biology
tarih öncesinde yaşamış olan bir köpekbalığı dunkleosteus n.
Astrology
şafakta veya hemen öncesinde doğan (yıldız) matutine adj.
Agriculture
fideler açmadan öncesinde kullanılan preemergence adj.
Apiculture
pup dönemi öncesinde pupanın dikilmiş hali stretched larva n.
Linguistics
belirli bir sözcük grubu öncesinde görülen conjunct adj.
vurgulu bir ünlüden önce gelen bir dizi ünsüzden birinin hemen öncesinde yer alan (ses) pretonic adj.
History
tarih öncesinde mağarada yaşayan kadın cavewoman n.
16. ve 17. yüzyıllarda maskeli balo öncesinde düzenlenen piyes antic-mask n.
16. ve 17. yüzyıllarda maskeli balo öncesinde düzenlenen piyes antimask [obsolete] n.
16. ve 17. yüzyıllarda maskeli balo öncesinde düzenlenen piyes antimasque n.
16. ve 17. yüzyıllarda maskeli balo öncesinde düzenlenen piyes antemask n.
16. ve 17. yüzyıllarda maskeli balo öncesinde düzenlenen piyes false masque n.
16. ve 17. yüzyıllarda maskeli balo öncesinde düzenlenen piyes antic masque n.
birinci dünya savaşı öncesinde avrupa'nın refah içinde olduğu dönem belle époque n.
(ortaçağ ve öncesinde) tötonik birey veya halklara ait bağımsız mülk odal n.
amerikan iç savaşı öncesinde köleliğin yasak olduğu bölge free soil n.
amerikan iç savaşı öncesinde köleliğin yasak olduğu abd toprağı free-soil n.
elektrik öncesinde meydana gelen pre-electric adj.
amerikan iç savaşı öncesinde köleliğin yayılmasına karşı çıkan free soil adj.
amerikan iç savaşı öncesinde köleliğin yayılmasına karşı çıkan free-soil adj.
birinci veya ikinci dünya savaşı öncesinde meydana gelen prewar adj.
Archaeology
tarih öncesinde kullanılan taş veya metalden yapılmış keski veya balta celt n.
tarih öncesinde yaşamış bir ırk boskop n.
gobi çölü'nde bulunmuş ve 75 milyon yıl öncesinde tarihlenmiş uzun arka bacaklı bir fosil mononychus olecranus n.
tarih öncesinde ve tarihi dönemin erken evresinde mississippi drenaj havzasında ve güneydoğu abd'de höyük gibi toprak yapılar inşa eden kızılderili kabileler mound builders n.
hristiyanlık öncesinde görülen taş tabut veya mezar odası cistvaen n.
Religious
(roma katoliklerinde) bayram öncesinde dua için ayrılan üç günlük süre triduo n.
büyük bir bayram öncesinde tutulan sekiz günlük oruç octaemeron n.
(hristiyanlık) bir olayın öncesinde kutsamak presanctify v.
Philosophy
insan ruhunun cismanileşme öncesinde var olduğuna dayanan bir teori preexistentism n.
(metodizm) daha sonraki durumu öngörerek öncesinde yapılan şey prevenience n.
Geology
paleozoyik çağda veya öncesinde oluşan kayalara ait veya ilişkin primitive adj.
Military
ölüm öncesinde kişiyle ilgili elde edilen kayıt, örnek ve fotoğraflar antemortem identification media n.
harekat öncesinde hedeflenen alanlarda yapılan tüm hazırlıklar mounting n.
konuşlandırma operasyonu öncesinde ve sırasında müşterek harekat planlama ve icra sistemi planlayıcıları ve operatörleri tarafından verilerin gözden geçirilmesi, düzenlenmesi veya aktarılması için gereken yetkinlik scheduling and movement capability n.
Sport
yarışma öncesinde egzersiz ve antrenman yoğunluğunun azaltıldığı zaman dilimi taper n.
(dalış öncesinde) tek ayakla yapılan sıçrama adımı hurdle n.
Card
öncesinde kartları masaya açmadan gerekli toplam puana ulaştıran (el) concealed adj.
Wagering
yarışmanın öncesinde bahis düzenleyicisi tarafından belirlenen fiyatlar futures n.
yarışmanın öncesinde bahis düzenleyicisi tarafından belirlenen fiyatları ante-post n.
Music
öncesinde gelen diyez veya bemolü iptal etmek için nota önüne konan işaret natural n.
Cinema
film, televizyon şovu gibi yayınların öncesinde sunulan dikkat çekici tanıtım bölümü teaser n.
Photography
klişe öncesinde fotoğrafın arka planını aydınlatmak ghost v.
(görüş alanını) keskin odaklanmayı önleyen merceklerle görüş testi öncesinde bulanıklaştırmak fog v.
Printery
gazete sayfasını basım öncesinde hazırlamak ve taşımak için kullanılan iki tekerlekli kamyon turtle n.
Archaic
(iskoç kilisesinde) okunacak ilahi öncesinde yorum yapmak preface v.
Slang
öncesinde alkol almak/içki içmek pregame v.
bir sosyal etkinlik öncesinde alkol almaya başlamak pregame v.