üzüntülü - Turkish English Dictionary
History

üzüntülü



Meanings of "üzüntülü" in English Turkish Dictionary : 40 result(s)

Turkish English
Common Usage
üzüntülü sad adj.
General
üzüntülü worried adj.
üzüntülü sad adj.
üzüntülü woebegone adj.
üzüntülü anxious adj.
üzüntülü distressing adj.
üzüntülü upset adj.
üzüntülü unhappy adj.
üzüntülü ruthful adj.
üzüntülü dark adj.
üzüntülü regretful adj.
üzüntülü distressed adj.
üzüntülü depressed adj.
üzüntülü agonised adj.
üzüntülü sorry adj.
üzüntülü sorrowful adj.
üzüntülü troublesome adj.
üzüntülü doleful adj.
üzüntülü gloomy adj.
üzüntülü heartbroken adj.
üzüntülü aggrieved adj.
üzüntülü downcast adj.
üzüntülü saddened adj.
üzüntülü agonized adj.
üzüntülü afflicting adj.
üzüntülü adust adj.
üzüntülü adust adj.
üzüntülü agitated adj.
üzüntülü waesome adj.
üzüntülü woe [dialect] adj.
üzüntülü woe-begone adj.
üzüntülü destructed adj.
üzüntülü disturbed adj.
Colloquial
üzüntülü bent out of shape adj.
üzüntülü heavy-hearted adj.
üzüntülü down in the doldrums expr.
Idioms
üzüntülü hard-pressed adj.
üzüntülü in a blue funk adj.
üzüntülü in a blue funk expr.
Music
üzüntülü luttuoso adj.

Meanings of "üzüntülü" with other terms in English Turkish Dictionary : 30 result(s)

Turkish English
General
üzüntülü olma lamentableness n.
üzüntülü olma lornness n.
üzüntülü olma woebegoneness n.
üzüntülü ve kısık ses chirl [scotland] n.
çok üzüntülü olma disconsolacy [obsolete] n.
çok üzüntülü olma disconsolation n.
üzüntülü olmak mope v.
üzüntülü olmak mope around v.
üzüntülü olmak mope about v.
üzüntülü olmak be sad v.
üzüntülü olmak feel depressed v.
üzüntülü ve kısık ses çıkarmak chirl [scotland] v.
çok üzüntülü disconsolate adj.
üzüntülü olmayan undepressed adj.
üzüntülü bir şekilde sadly adv.
üzüntülü bir halde worriedly adv.
üzüntülü bir şekilde regretfully adv.
Phrasals
(bir yerde) üzüntülü üzüntülü dolanmak mope about (somewhere) [uk] v.
Colloquial
üzüntülü görünmek look blue v.
Idioms
insanların anlayacağı şekilde üzüntülü bir tavır takınmak (bakış ya da ifade) wear a martyred expression v.
üzüntülü ya da sinirli bir durumda olmak get into a state v.
üzüntülü ya da sinirli bir durumda olmak get in a state v.
üzüntülü olmak have the mullygrubs v.
üzüntülü görünmek look blue v.
üzüntülü olmak be in a blue funk v.
üzüntülü olmak be in a state v.
üzüntülü olmak get into a state v.
korkulu/endişeli/üzüntülü bir anıyı/düşünceyi bir kenara bırakmak lay a ghost v.
korkulu/endişeli/üzüntülü bir anıyı/düşünceyi bir kenara bırakmak lay the ghost v.
Slang
üzüntülü olmak sweat blood v.