şart - Turkish English Dictionary
History

şart



Meanings of "şart" in Turkish English Dictionary : 3 result(s)

English Turkish
General
sart n. orta ve güneybatı asya'nın iran nüfusunu oluşturan ticaret ile uğraşan yerleşik bir halk
sart n. iranlı sart halkının bir üyesi
Environment
sart n. tarıma elverişli hale getirilen ormanlık alan

Meanings of "şart" in English Turkish Dictionary : 49 result(s)

Turkish English
Common Usage
şart condition n.
General
şart reservation n.
şart reserve n.
şart must n.
şart weather n.
şart term n.
şart understanding n.
şart article n.
şart string n.
şart provision n.
şart state n.
şart circumstance n.
şart if n.
şart restriction n.
şart proviso n.
şart clause n.
şart stipulation n.
şart condition n.
şart requirement n.
şart essential n.
şart imperative n.
şart necessity n.
şart whack n.
şart premise [obsolete] n.
şart premises n.
şart premiss [obsolete] n.
şart premisses n.
şart supposed adj.
şart imperative adj.
şart necessarily adv.
Trade/Economic
şart restriction n.
şart clause n.
şart term n.
şart provision n.
Law
şart stipulation n.
şart qualification n.
şart clause n.
şart condition n.
şart charter n.
şart compact n.
şart circumstance n.
şart premises n.
Politics
şart term n.
Technical
şart qualification n.
şart condition n.
Linguistics
şart condition n.
Latin
şart condicio n.
şart conditio n.
Archaic
şart postulate n.

Meanings of "şart" with other terms in English Turkish Dictionary : 238 result(s)

Turkish English
Common Usage
şart koşmak stipulate v.
General
sözleşmeye konan şart proviso n.
özel şart special condition n.
sistemin yerine getirmesi şart olan işlemler critical system function n.
olmazsa olmaz şart sine qua non n.
öncelikli şart prior condition n.
şart koşma stipulation n.
şart koşma conditioning n.
ön şart precondition n.
gizli şart hidden catch n.
şart koşma stipulating n.
gerekli şart necessary condition n.
gerekli şart essential condition n.
olumsuz şart adverse condition n.
olumsuz şart dreadful condition n.
olumsuz şart awful condition n.
olumsuz şart negative condition n.
olumsuz şart freak (weather) condition n.
kötü şart bad condition n.
tatminkar şart satisfactory condition n.
uyulması gereken şart requirement n.
tek şart single condition n.
uygun şart suitable condition n.
uygun şart proper condition n.
uygun şart appropriate condition n.
uygun şart convenience n.
kafi şart sufficient condition n.
yeterli şart sufficient condition n.
yetersiz şart inadequate condition n.
şart(lar) circumstance n.
gerek ve yeter şart necessary and sufficient condition n.
zorunlu şart essential condition n.
zorunlu şart mandatory condition n.
mecburi şart essential condition n.
mecburi şart compulsory condition n.
zorunlu şart compulsory condition n.
mecburi şart mandatory condition n.
zorunlu şart obligatory condition n.
mecburi şart obligatory condition n.
şart kipi conjunctive mood n.
zor şart difficult condition n.
zor şart hard condition n.
temel şart essential condition n.
uygun şart turn [scottish] n.
ek şart and n.
geliştirilmiş şart upgrade n.
(bir şeyin) sonucunda oluşan şart, durum veya şey mony n.
şart beyanı saving clause n.
şart beyanı savings clause n.
mevcut çağın şart ve düşünceleri present times n.
şart koşmak provide v.
şart koşmak condition v.
şart koymak postulate v.
şart koymak lay down as a condition v.
şart koymak stipulate v.
şart olmak become inevitable v.
şart olmak get to v.
şart koşmak lay down as a condition v.
şart koşmak lay down v.
şart koymak qualify v.
şart olmak got to v.
şart getirmek stipulate v.
şart koşmak lay down conditions v.
şart koşmak lay/impose conditions v.
şart koşmak set conditions v.
şart getirmek set conditions v.
şart getirmek lay impose conditions v.
şart getirmek lay down conditions v.
şart aranmak be required as (a qualification) v.
şart getirmek condition v.
şart getirmek lay (something) down as a condition v.
şart koymak condition v.
şart koymak lay (something) down as a condition v.
şart koşmak lay (something) down as a condition v.
şart koşmak stipulate conditions v.
şart aramak stipulate v.
bir şeyi şart koşmak subject to a condition v.
şart koşmak mandate v.
şart koşmak require v.
şart koşmak place a condition on v.
şart eklemek place a condition on v.
şart sağlamak meet a condition v.
şart karşılamak meet a condition v.
şart olmak need v.
şart koymak bargain v.
şart koymak issue [uk] v.
şart dayatmak premise v.
şart dayatmak premiss v.
şart olarak ileri sürmek premiss v.
tarafından şart koşulan stipulated by adj.
yerine getirilmemiş (şart) unsatisfied adj.
şart koşan conditioning adj.
şart koşulmuş stipulated adj.
şart koşulmayan noncompulsory adj.
ön şart prerequisite for adj.
şart olmayan unessential adj.
yasal olarak şart koşulmuş provided adj.
devlet kurum ve programlarının varlıklarını sürdürebilmeleri için periyodik olarak gözden geçirilmesini şart koşan sunset adj.
ne şart altında olursa olsun under any circumstance(s) whatsoever adv.
her ne şart altında olursa olsun under any circumstance(s) whatsoever adv.
şart olmadan unessentially adv.
(bir şey için) ön şart anlamına gelen ön ek pre- pref.
Phrasals
(birine/bir şeye bir şeyi) şart koşmak require (something) from (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin bir şey yapmasını) şart koşmak require (someone or something) to (do something) v.
Phrases
hiçbir şart ve koşulda under no circumstances expr.
gerek ve yeter şart if and only if expr.
olabilir ama şart değil possible but not necessarily expr.
Colloquial
eğitim şart! education is a must! expr.
şart değil not in a hurry expr.
şart değil not in any hurry expr.
Idioms
olmazsa olmaz bir şart a sine qua non n.
(bir şey için) mutlaka aranılan şart a sine qua non (of/for something) [us] n.
şart olmamak be not fussed (about someone or something) v.
şart olmamak not be fussed (about somebody/something) [uk] v.
şart olmamak not be fussed v.
Trade/Economic
basılmış şart printed clause n.
bir şirketin satışı sonrasında şirketi satan ile alan arasında imzalanan ve satışı yapan tarafın sektörde belirli bir süre faaliyet göstermeyeceğini şart koşan anlaşma noncompete agreement n.
bir şirketin satışı sonrasında şirketi satan ile alan arasında imzalanan ve satışı yapan tarafın sektörde belirli bir süre faaliyet göstermeyeceğini şart koşan anlaşma non-compete agreement n.
borç alana borç veren ülkeden bazı ürünleri almasını şart koşan kredi tied loan n.
gemi kiralama sözleşmesine konan bir şart cesser clause n.
gerçek şart true condition n.
gerekli şart necessary condition n.
herhangi bir şart belirtilmeksizin yapılan ciro unqualified endorsement n.
haksız şart/koşul unfair term n.
iş sözleşmesinde cezai şart penal clause in a labor/work contract n.
kafi şart sufficient condition n.
kambiyo senetlerinin ya da poliçelerinin şart ve şekilleri specifications n.
kısıtlayan şart restrictive condition n.
kısıtlayıcı şart restrictive condition n.
malın yüklenmesi ile gemiyi kiralayanın yükümlülüğünün sona erdiğine dair konan şart cesser clause n.
lüzumlu şart necessary condition n.
olumsuz şart negative condition n.
olumlu şart affirmative condition n.
ön şart precondition n.
ödemeye ilişkin şart ve koşullar terms and conditions of payment n.
sarih şart express condition n.
sözleşmeye konan şart escalator clause n.
sözleşmelere ilişkin şart contractual consents n.
sözleşmeye konulan şart proviso n.
ticari şart commercial term n.
temel/vazgeçilemez şart key provision n.
yasal şart provision n.
Law
ahlaka aykırı şart immoral condition n.
abd'de 2010 senesinde yürürlüğe giren ve herkesin sağlık sigortasına sahip olmasını şart koşan hesaplı sağlık hizmetleri yasası olarak bilinen yasa obamacare n.
alternatif şart disjunctive condition n.
açık şart express condition n.
anayasal şart constitutional charter n.
belirlenmiş şartların gerçekleşmesinde sigortalının gemiyi sigortacıya terkine dair şart abandonment clause n.
başkası lehine şart contract for benefit of third person n.
bariz şart apparent condition n.
bağlayıcı şart tying clause n.
bozucu şart dissolving condition n.
bozucu şart condition subsequent n.
cezai şart maddesi penal clause n.
cayma için akitte yer atan şart escape clause n.
cezai şart penalty n.
cezai şart clause penal n.
cezai şart conventional penalty n.
cezai şart penalty for breach of contract n.
cezai şart içeren borç penal obligation n.
cezai şart veya hüküm penal clause n.
ciroya dair şart assignment clause n.
cezai şart penal clause n.
fesih edici şart condition subsequent n.
gayrimenkulün eski sahibine bazı müspet fiillerin yapılmasını şart koşan irtifak hakkı positive servitude n.
fesih edici şart dissolving condition n.
görünen şart apparent condition n.
hakiki şart true condition n.
infisahi şart dissolving condition n.
infisahi şart condition subsequent n.
kanuni şart lawful condition n.
kapalı şart implied condition n.
kanuna aykırı şart unlawful condition n.
kanuni şart legal condition n.
kullanılan gayrimenkul üzerinde bir iş yapılmasını şart koşan irtifak hakkı affirmative easement n.
mecburi şart compulsory clause n.
menfi şart negative condition n.
mevcut hukuksal ilişkiyi bozan şart dissolving condition n.
mevcut hukuksal ilişkiyi bozan şart condition subsequent n.
müspet şart positive condition n.
menfi şart negating condition n.
mutlaka aranılan şart sine qua non n.
mükerrer sigortada ilk sigortada karşılanmayan kısım için ikinci sigortadan talepte bulunmaya dair şart american clause n.
olumlu şart positive condition n.
özel şart clause n.
ön şart prerequisite n.
sarih şart express condition n.
resmi şart formal requirement n.
sözleşmenin amacına aykırı şart repugnant condition n.
sona erdirici şart dissolving condition n.
şart koyma stipulation n.
sona erdirici şart condition subsequent n.
taliki bir şart tahtında yapılan vasiyet executory devise n.
tutarlı şart consistent condition n.
taliki şart condition precedent n.
takaddüm eden şart condition precedent n.
terk şartı. belirlenmiş şartların gerçekleşmesinde sigortalının gemiyi sigortacıya terkine dair şart abandonment clause n.
tahdidi şart restrictive condition n.
tesadüfi şart casual condition n.
uygun şart consistent condition n.
vadeden önce muacceliyete dair şart acceleration clause n.
zorunlu şart condition sine qua non n.
zahiri şart apparent condition n.
zımni şart implied condition n.
şart koşmak stipulate v.
şart koymak stipulate v.
Politics
sosyal şart social charter n.
temel şart sine qua non n.
bağış yapan oluşumun, bağışı alan kimselerin aldıkları tutarı hemen hemen ikiye katlamaları yönünde koyduğu şart match-funding n.
abd'de herkesin sağlık sigortasına sahip olmasını şart koşup hesaplı sağlık hizmetleri olarak bilinen bir federal yasa obamacare n.
Technical
atmosferik şart atmospheric condition n.
ağırlıksız koşul/durum/şart weightless condition n.
birinci şart main condition n.
ilk şart initial conditions n.
nötür şart neutral condition n.
ön şart apriority n.
şart koşma stipulation n.
Telecom
özgün şart generic requirement n.
Aeronautic
çevresel şart environmental condition n.
Psychology
beynin uygun vücut hareketi ve uzay algısı için ön şart olan impulslara bilinçsizce uyum sağlaması schema n.
Math
yeter şart sufficient condition n.
Statistics
doğrusal yan şart linear constraint n.
Education
akademik şart academic requirement n.
Linguistics
şart cümlesinin sonuç bildiren tümcesi then-clause n.
şart kipi conditional mood n.
şart cümlesi conditional clause n.
şart kipi conditional n.
Religious
kutsal kitapta ne yasaklanmış ne şart koşulmuş şey adiaphoron n.
Environment
bayes teoremindeki on şart bayesian prior n.
Military
ordu içindeki İki veya daha fazla hizmet grubunun ortak bir askeri faaliyeti yerine getirebilmek için başvurduğu, gerekli ilke, şart, taktik, teknik ve yöntemlerin yer aldığı yayın multi-service publication n.
Latin
akıbeti belli olmuş şart conditio deficit n.
gerekli şart sine qua non n.
gerçekleşmiş şart conditio existit n.
infisahı şart condicio resolutiva n.
şart maddesi reddendum n.
taliki şart condicio suspenstva n.
zorunlu şart conditio sine qua non n.
Anthropology
kadının dul kalınca ölen kocasının erkek kardeşiyle evlendirilmesini şart koyan gelenek concubitancy n.