aradaki - Turkish English Dictionary
History

aradaki



Meanings of "aradaki" in English Turkish Dictionary : 2 result(s)

Turkish English
General
aradaki intermediate adj.
aradaki middle adj.

Meanings of "aradaki" with other terms in English Turkish Dictionary : 47 result(s)

Turkish English
General
aradaki zamanda olma betweenness n.
aradaki fark distinction between n.
aradaki fark gap between n.
aradaki taşı hareket ettirerek rakibe şah çekme discovery n.
aradaki ilişki veya iyeliği gösteren öge predicator n.
aradaki alan separation n.
aradaki anlaşmazlığı gidermek patch things up v.
(aradaki farkı göstermek üzere) karşılaştırmak contrast v.
yarışta aradaki mesafeyi kapatmak make up v.
(aradaki şeyleri) atlayıp geçmek short-circuit v.
(aradaki) puan farkını korumak maintain the gap v.
(aradaki) boşluğu doldurmak bridge v.
aradaki farkı hesaplamak difference v.
aradaki zamanda in the interim adv.
Phrasals
aradaki farkı telafi etmek fetch up v.
aradaki farkı kapatmak fetch up v.
aradaki mesafeyi kapatmak gain on v.
aradaki farkı kapatmak gain on v.
aradaki mesafeyi kapatmak catch up v.
(biriyle) aradaki mesafeyi kapatmak catch up with (someone) v.
aradaki farkı ödeyip (eski bir şeyi yeni bir şeyle) takas etmek trade (something) in for (something) v.
(bir şeyi) aradaki farkı ödeyip (yeni bir şeyle) değiştirmek trade (something) in on (something) v.
aradaki farkı ödeyip (eski bir şeyi yeni bir şeyle) takas etmek trade (something) in on (something) v.
Phrases
aradaki zamanlarda in between times adv.
aradaki sürelerde in between times adv.
aradaki zamanda in between times adv.
Colloquial
aradaki hesap kapanmış even adj.
Idioms
aradaki anlaşmazlıkları gidermek, barıştırmak için aracılık yapan kimse/şey ice breaker n.
aradaki buzları eritmek break the ice v.
aradaki buzları eritmek break the ice between v.
aradaki sorunu çözmek make one's peace with v.
biriyle bir şeyle aradaki mesafeyi/mesafesini korumak give someone or something a wide berth v.
biriyle bir şeyle aradaki mesafeyi/mesafesini korumak give someone/something a wide berth v.
(biriyle/bir şeyle) aradaki sorunu çözmek make (one's) peace with (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) aradaki sorunu çözmek make peace with (someone or something) v.
biriyle aradaki sorunu çözmek make peace with somebody v.
Speaking
aradaki farkı açıklayamam I cannot explain the difference expr.
Trade/Economic
aradaki fiyat farkı price difference in between n.
aradaki fiyat farkı price difference between them n.
Technical
trafikteki diğer araçların hızına uyan ve aradaki mesafeyi düzenleyen sistem adaptive cruise control n.
Computer
dosyaları karşılaştırıp aradaki farkları tanımlayan program diff n.
Electric
çıktı değerini girdi değerinden çıkararak aradaki farkı sisteme uygulayan geri besleme devresi negative feedback circuit n.
Medical
(kemikler) aradaki açı normalden büyük olacak şekilde uzamak hyperextend v.
Chemistry
osmoz sonrası iki bileşik arasında aradaki yarı geçirgen zar aracılığıyla gerçekleşen kimyasal reaksiyon chemiosmosis n.
osmoz sonrası iki bileşik arasında aradaki yarı geçirgen zar aracılığıyla gerçekleşen kimyasal reaksiyon chemosmosis n.
Chess
şahla hedef aradaki bir taşı hareket ettirerek şah çekmek discover check v.
Music
tonları bir adımın perdesinin farkına eşit olan aradaki ikinci ses major second n.