başarılı - Turkish English Dictionary
History

başarılı



Meanings of "başarılı" in English Turkish Dictionary : 46 result(s)

Turkish English
Common Usage
başarılı successful adj.
General
başarılı ace n.
başarılı prospering adj.
başarılı accomplished adj.
başarılı prosperous adj.
başarılı triumphant adj.
başarılı succeeding adj.
başarılı crack adj.
başarılı withstanding adj.
başarılı victorious adj.
başarılı thriving adj.
başarılı succeeded adj.
başarılı hotshot adj.
başarılı enviable adj.
başarılı well-done adj.
başarılı coming adj.
başarılı achieved adj.
başarılı beseen adj.
başarılı wealful [obsolete] adj.
başarılı blooming adj.
başarılı bravely adj.
başarılı golden adj.
başarılı clean adj.
başarılı prestige adj.
başarılı prowessed adj.
başarılı well adv.
Colloquial
başarılı a (real) winner n.
başarılı copacetic adj.
başarılı put together adj.
başarılı going strong adj.
başarılı rooting-tooting adj.
başarılı rootin'-tootin' [old-fashioned] adj.
Idioms
başarılı bright young thing n.
başarılı bright young thing n.
başarılı under one's belt adj.
başarılı standing in high cotton adj.
başarılı a mean something adv.
başarılı got it going on expr.
başarılı home run expr.
başarılı in high cotton expr.
başarılı in tall cotton expr.
Speaking
başarılı all right expr.
Technical
başarılı successful adj.
Archaic
başarılı complete adj.
Slang
başarılı socko adj.
başarılı cooking with gas adj.

Meanings of "başarılı" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

Turkish English
Common Usage
başarılı olmak succeed v.
General
başarılı bir yıl a vintage year n.
başarılı bir iş coup n.
başarılı vuruş coup n.
başarılı olan kimse success n.
başarılı ve aranan kimse lion n.
başarılı olma prosperousness n.
başarılı kimse achiever n.
başarılı kimse success n.
beklenilenden daha başarılı overachiever n.
birden fazla işte başarılı olan jack of all trades n.
beklentilerden daha az oranda başarılı olan underachiever n.
üstün başarılı high flyer n.
yalnızca başarılı rekabetçinin ödüllendirildiği çekişme winner takes all n.
başarılı iş flourishing business n.
başarılı iş successful business n.
beklenenden daha başarılı olma overachievement n.
her alanda başarılı all rounder n.
her alanda başarılı kimse all-rounder n.
başarılı hareket coup n.
hakkında az bilinen fakat beklenmedik bir şekilde başarılı olan ya da olma ihtimali bulunan siyasi lider dark horse n.
başarılı kombinasyon successful combination n.
başarılı bir organizasyon a successful organization n.
başarılı bir örgüt/kurum a successful organization n.
başarılı müzisyen successful musician n.
başarılı evlilik successful marriage n.
başarılı bir kariyer a successful career n.
üstün başarılı kimse high achiever n.
başarılı yapımcı successful producer n.
başarılı bir şekilde gerçekleştirme carrying into action n.
başarılı bir şekilde yerine getirme carrying out n.
başarılı olması çok muhtemel seçim natural n.
kazanması veya başarılı olması kesin görünen kimse veya şey banker n.
başarılı olan şey bell ringer n.
başarılı mevsim banner season n.
başarılı yıl banner year n.
başarılı ay banner month n.
oldukça zeki veya başarılı kimse bird n.
takdire şayan yetenek ve sıkı çalışma ile başarılı olan kimse winner n.
karşıt kültürü benimseyen zengin ve başarılı kimse bobo n.
çok ünlü veya başarılı olan tanınmış kimse megastar n.
şiir vezni kullanmada başarılı kimse metrist n.
içinde bulunduğu her alanı çok başarılı kılma yeteneği midas touch n.
bir millik yarışlarda başarılı olan bir yarış atı miler n.
başarılı ve genç sanatçılardan oluşan grup bratpack n.
hedefine ulaşmada tamamen başarılı olan şey home run n.
çok başarılı kimse monster n.
olağanüstü başarılı genç kadın girl wonder n.
kısa yoldan zengin ve başarılı olma çabası gold rush n.
topluluklar arasındaki anlaşmazlıkları ustaca veya başarılı şekilde çözme diplomacy n.
başarılı vuruş hit n.
başarılı atış hit n.
başarılı girişim hit n.
çok başarılı olan şey hit n.
muhtemel partnerlerini ikna konusunda çok başarılı kimse operator n.
başarılı ve etkili kimse cock n.
hizmet sunucusuna hizmeti başarılı biçimde sonuçlandırması durumunda ödeme yapıldığı düzenleme contingency n.
yüksek kariyerli, başarılı ve birbirini tamamlayan çift power couple n.
en başarılı olunan dönem prime n.
başarılı kariyeri aniden biten kimse flameout n.
başarılı genç sporcu phenom n.
kadınlarla başarılı ilişkiler kurmasıyla ünlü erkek romeo n.
ciddi ve başarılı amatör simon-pure n.
çok başarılı kadın superheroine n.
çok başarılı eser superhit n.
başarılı dedektif supersleuth n.
çok başarılı ajan superspy n.
çok başarılı olmak go to town v.
başarılı olmak (plan/fikir) work v.
çok başarılı olmak go far v.
başarılı olmak get ahead v.
başarılı olmak come off v.
başarılı olmak win through v.
başarılı olmak make one's way v.
başarılı olmak succeed v.
başarılı olmak veya iyi bir şekilde sonuçlanmak (plan/proje vb) work out v.
başarılı olmak thrive v.
başarılı olmamak put up a poor show v.
çok başarılı olmak (belirli bir konuda) shine v.
bir şey birini başarılı bir sonuca ulaştırmak carry one through v.
başarılı olmak go places v.
başarılı olmak work v.
başarılı olmak make good v.
bir işyerini başarılı bir şekilde idare etmek make a go of v.
bir işte uzun süre başarılı olmak have a good run for one's money v.
başarılı olmak prosper v.
belirli bir alanda aniden çok başarılı olmak take someone by storm v.
başarılı olmak speed v.
başarılı olmak get there v.
bir konuda başarılı olmak succeed at v.
başarılı olmak work out v.
başarılı olmak achieve v.
başarılı olacağa benzemek show promise v.
sınavda başarılı olmak do well in the exam v.
başarılı olmak ride high v.
bir şeyde başarılı olmak be good at v.
kolayca ve başarılı bir biçimde yapmak carry off v.
biri kadar başarılı olmaya çalışmak emulate v.
başarılı olmak go far v.
başarılı olamamak fail v.
iyi başlangıç yapıp başarılı olmak shoot ahead v.
başarılı şekilde bitirmek finish successfully v.
başarılı şekilde bitirmek complete successfully v.
başarılı olarak tamamlamak accomplish v.
başarılı olarak tamamlamak complete successfully v.
başarılı bir şekilde bitirmek bring something to a successful conclusion v.
testlerde yüzde 90 başarılı olmak/çıkmak get a 90 percent rate of success in the tests v.
başarılı olmak make out v.
mücadelesinde başarılı olmak win one's battle v.
başarılı bulmak deem/find successful v.
çok başarılı olmak ace v.
en başarılı noktaya gelmek noon v.
başarılı olmak win the day v.
mücadelede başarılı olmak manage v.
(rakibin) başarılı veya ikna edici bir uygulamasını veya politikasını benimsemek me-too v.
kurnaz yollarla başarılı olmak worm v.
aldatıcı yollarla başarılı olmak worm v.
kaba kuvvet kullanarak başarılı olmak muscle v.
beklenenden başarılı olmak overachieve v.
başarılı olma olasılığını arttırmak favor v.
başarılı olma olasılığını arttırmak favour v.
ezkaza başarılı olmak fluke v.
başarılı olan prospering adj.
her alanda başarılı all-around adj.
çok başarılı enviable adj.
hırslı ve başarılı up-and coming adj.
(çok) başarılı banner adj.
daha başarılı more successful adj.
çok heyecanlı ve başarılı/ses getiren rip-roaring adj.
son derece başarılı incandescent adj.
en başarılı top-ranking adj.
yakın zamanda başarılı olmuş emerging adj.
uygulamada başarılı olmayan unpractical adj.
kusursuz biçimde başarılı veya yetenekli master adj.
inşa etme veya işletmede başarılı olan whizzy adj.
çok iyi veya başarılı mega adj.
ortalama derecede başarılı olması muhtemel olan (kitap veya yazar) midlist adj.
üstün başarılı high-achieving adj.
başarılı bir çözüme yakın hot adj.
para kazanmada başarılı olan moneymaking adj.
çok başarılı bumper adj.
son derece başarılı gangbuster adj.
son derece başarılı gangbusters adj.
sporda başarılı golden adj.
çok başarılı hit adj.
bazen başarılı bazen başarısız olan hit-and-miss adj.
oldukça başarılı runaway adj.
büyük riskler almayı gerektirse bile başarılı olmakta kararlı olan buccaneering adj.
yalnızca en güçlünün başarılı olacağı (rekabet) darwinian adj.
birinci nesil başarılı aile üyelerine ait veya ilgili first-generation adj.
çok başarılı star adj.
başarılı bir şekilde accomplishedly adv.
başarılı bir şekilde featly adv.
başarılı biçimde successfully adv.
başarılı bir şekilde victoriously adv.
başarılı bir biçimde successfully adv.
başarılı olarak successfully adv.
son derece başarılı bir seviyede at a very successful level adv.
başarılı bir biçimde happily adv.
son derece başarılı gangbusters adv.
başarılı bir şekilde okay adv.
başarılı şekilde good adv.
çok başarılı mega pref.
insanın her zamanki gibi başarılı olmadığı gün off day n.
Phrasals
başarılı olmak pay off v.
başarılı olmak tear up v.
zorluklarla başarılı bir şekilde mücadele etmek weather out v.
başarılı olmak get forward v.
beklenildiği kadar başarılı olmak succeed as (something) v.
olarak başarılı olmak succeed as (something) v.
hızla başarılı olmak bomb through (something) v.
hızla başarılı olmak bomb through v.
sonucu başarılı/başarısız olmak come out v.
başarılı olmak make a go of v.
başarılı olmak thrive on v.
başarılı olmak take off v.
bulunduğun alanla bağlantılı başka bir alana geçip başarılı olmak cross over v.
başarılı olmak get on v.
sonu felaket olabilecek bir işte başarılı olmak get away v.
başarılı olmak go off v.
bir şeyde başarılı olmak excel at v.
başarılı olmak amount to something v.
başarılı olmak amount to something v.
başarılı olduğunu kanıtlamak work out v.
(bir şeyde) çok başarılı olmak excel at (something) v.
(bir şeyde) olağanüstü başarılı olmak excel at (something) v.
(bir şeyde) çok başarılı olmak excel in (something) v.
(bir şeyde) olağanüstü başarılı olmak excel in (something) v.
başarılı olmak fall together v.
başarılı geçmek fall together v.
başarılı olmak prove out v.
(birinden/bir şeyden) başarılı konumda olmak pull ahead (of someone or something) v.
büyük çaba gösterip başarılı olmak run out of (one's) skin v.
(bir şeyde) başarılı olmak succeed at (something) v.
(bir şeyde) başarılı olmak succeed in (something) v.
(bir şeyden) beslenerek başarılı olmak thrive on (something) v.
(bir şey) sayesinde başarılı olmak thrive on (something) v.
Phrases
şayet başarılı olamazsam in the event of my failure adv.
hep şanslı/başarılı olamazsın the cards beat all the players expr.
çok/acayip başarılı gangbusters expr.
kalabalık/başarılı (parti/olay) gangbusters expr.
her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır behind every great man is a great woman expr.
her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır behind every great man there's a great woman expr.
işinde başarılı olduğu zaman on one's day expr.
planlama ve organizasyonda başarılı successful at planning and organization expr.
iyi/başarılı olma potansiyeline sahip (someone or something) promises well expr.
gelecekte başarılı olması muhtemel (someone or something) promises well expr.
Proverb
büyük ve başarılı şirketler, kuruluşlar bazen çok mütevazı bir şekilde başlar great oaks from little acorns grow v.
mütevazı bir konumdayken ummadığınız kadar çok başarılı olabilirsiniz great oaks from little acorns grow v.
büyük ve başarılı şirketler, kuruluşlar bazen çok mütevazı bir şekilde başlar tall oaks from little acorns grow v.
mütevazı bir konumdayken ummadığınız kadar çok başarılı olabilirsiniz tall oaks from little acorns grow v.
her zaman başarılı olamazsın you win some, you lose some
her zaman başarılı olamazsın you win a few, you lose a few
yalanla/sahtekarlıkla iş yürütmeye çalışan başarılı olamaz cheaters never prosper
güler yüzlü bir tutum insanı iş hayatında başarılı kılar a man without a smiling face must not open a shop
dünya değişip garipleştiğinde önceden normal standartların dışında olanlar başarılı olma şansı yakalar when the going gets weird, the weird turn pro
her zaman başarılı olmazsın the lord giveth and the lord taketh away
tüm büyük ve başarılı şeyler zamanında küçük ve önemsiz şeylerdi great oaks grow from small acorns
tüm büyük ve başarılı şeyler zamanında küçük ve önemsiz şeylerdi great oaks from little acorns grow
tüm büyük ve başarılı şeyler zamanında küçük ve önemsiz şeylerdi mighty oaks from little acorns grow
en dikkatlice yapılmış planlar/tasarımlar/projeler bile her zaman başarılı olmaz the best-laid plans go astray
en dikkatlice yapılmış planlar/tasarımlar/projeler bile her zaman başarılı olmaz the best-laid schemes go astray
en dikkatlice yapılmış planlar/tasarımlar/projeler bile her zaman başarılı olmaz the best-laid schemes/plans
büyük ve başarılı şirketler, kuruluşlar bazen çok mütevazı bir şekilde başlar great oaks from little acorns grow
mütevazı bir konumdayken ummadığınız kadar çok başarılı olabilirsiniz great oaks from little acorns grow
tüm büyük ve başarılı şeyler zamanında küçük ve önemsiz şeylerdi great oaks from little acorns grow
büyük ve başarılı şirketler, kuruluşlar bazen çok mütevazı bir şekilde başlar tall oaks from little acorns grow
mütevazı bir konumdayken ummadığınız kadar çok başarılı olabilirsiniz tall oaks from little acorns grow
tüm büyük ve başarılı şeyler zamanında küçük ve önemsiz şeylerdi tall oaks from little acorns grow
en dikkatlice yapılmış planlar/tasarımlar/projeler bile her zaman başarılı olmaz the best-laid plans
en dikkatlice yapılmış planlar/tasarımlar/projeler bile her zaman başarılı olmaz the best-laid plans of mice and men
en dikkatlice yapılmış planlar/tasarımlar/projeler bile her zaman başarılı olmaz the best-laid schemes of mice and men
Colloquial
son derece başarılı vuruş ten-strike n.
son derece başarılı hareket ten-strike n.
belli bir çevrede ya da yerde çok tanınan/nüfuzlu ya da başarılı kişi veya şey big in (something or somewhere) n.
başarılı/iyi/uygun olacağı kesin kişi veya şey good bet n.
başarılı/lider takımı tutan kimse glory hunter n.
başarılı olamamış/olamayacak tasarı a dead duck n.
geçmiş başarılı günler palmy days n.
kendini beğenmiş başarılı ve küstah adam swinging dick n.
çok başarılı olacağına inanılan kişilerden/en iyi oyunculardan oluşan takım dream team n.
başarılı kişi great gun n.
başarılı kimse great gun n.
bir kurumdaki/gruptaki en başarılı kişi top gun n.
başarılı sporcu heavy hitter n.
başarılı beysbolcu heavy hitter n.
oy almada başarılı bir aday vote getter n.
soru cevap oyunlarında başarılı çocuk quiz kid n.
yaşına göre oldukça başarılı kimse wiz kid n.
yaşına göre oldukça başarılı kimse whizz kid n.
yaşına göre oldukça başarılı kimse whiz kid n.
bir şeyde çok başarılı olan kimse whizzer n.
başarılı olmaya çalışan kimse goer [australia/new zealand] n.
okul hayatında/teorik bilgi konusunda başarılı olan kişi book smart n.
başarılı polis memuru supercop [us] n.
çok başarılı avukat superlawyer n.
çok başarılı oyuncu superplayer n.
başarılı izci superscout n.
başarılı olmamak bum out v.
çok başarılı olmak ace it v.
başarılı olmak go far v.
çok başarılı olmak go down a bomb v.
çok başarılı olmak go far v.
çok başarılı olmak go over big v.
çok başarılı olmak hit the big time v.
çok başarılı olmak go down big v.
okulda başarılı olamamak do badly at school v.
son derece başarılı olmak crush it v.
başarılı olmak get untracked v.
başarılı olmak do well for (oneself) v.
çok başarılı olmak make a hit v.
çok başarılı olmak be a hit v.
başarılı olmak make it v.
çok başarılı olmak ace it v.
başarılı olmak be all that [us] v.
başarılı olmak be doing ok v.
başarılı olmak be doing okay v.
çok başarılı gitmek be going gangbusters [us] v.
çok başarılı bir dönemde olmak be going gangbusters [us] v.
başarılı olmak be laughing v.
başarılı iş ilişkilisi kurmak manage up v.
başarılı olmak (have) got it going on v.
(bir şeyde) çok başarılı olmak ace (something) v.
başarılı olmak be doing ok v.
başarılı olmak be doing okay v.
başarılı olmak be doing well v.
çok başarılı olmak be no mean... v.
başarılı olmak break v.
çok başarılı olmak oil v.
(kavgada, tartışmada) rakibi kadar başarılı olmak hold own v.
başarılı olmak connect [us/canada] v.
başarılı olmak play v.
başarılı olmak fly v.
son derece başarılı (film/tiyatro oyunu/performans) boffo adj.
bir alandan başka bir alana geçip ikisinde de başarılı olan crossover adj.
başarılı bir noktada on a high adj.
yüksek baskı altında başarılı olan clutch adj.
aşkta başarılı lucky in love adj.
giderek başarılı olmuş up, up, and away adj.
her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır behind every successful man there is a woman expr.
birinin en başarılı döneminde in somebody’s day/time expr.
başarılı oldu mu? any luck? expr.
giderek başarılı olan on the up and up expr.
(biri) hiç bu kadar başarılı, muvaffak olmamıştı (one) (has) never had it so good expr.
hiç bu kadar başarılı, muvaffak olmamıştı (have) never had it so good expr.
(biri) bir türlü başarılı olamıyor/başaramıyor (one) can't win for losing expr.
(biri) bir türlü başarılı olamıyor/başaramıyor (one) can't win for trying expr.
her zaman başarılı olamazsın (you) can't win them all expr.
her zaman kazanacaksın/başarılı olacaksın diye bir şey yok (you) can't win them all expr.
başarılı olmak da var başarısız olmak da (you) win a few, (you) lose a few expr.
her zaman başarılı olamamak can't win em all expr.
her zaman başarılı olunmaz can't win them all expr.
her zaman başarılı olunmaz can't win 'em all expr.
başarılı olmadı dnq (did not qualify) expr.
çok başarılı sayılmazsın don't quit the day job expr.
güzel/iyi/başarılı zamanlar sona erdi the party is over expr.
coşkulu/başarılı günler sona erdi the party is over expr.
güzel/iyi/başarılı zamanlar sona erdi the party's over expr.
coşkulu/başarılı günler sona erdi the party's over expr.
başarılı olsa da olmasa da win or lose expr.
çok başarılı world at (one's) feet expr.
her zaman başarılı olamazsın wsls (win some, lose some) expr.
başarılı bir şekilde (yaptı/yaptılar) (he/she/they) ate expr.
Idioms
içinde bulunduğu her alanı çok başarılı kılma yeteneği the midas touch n.
başarılı olacağı kesin olan good bet n.
son derece yetenekli/kabiliyetli/nüfuzlu ve başarılı kişi/grup ya da işletme big hitter n.
önemli/başarılı/nüfuzlu kimse big white chief n.
bir iş kolunda çok başarılı olan/önde gelen ve nüfuzlu kişi/şirket ya da kuruluş big-time operator n.
bir iş kolunda çok başarılı olan/önde gelen ve nüfuzlu kişi/şirket ya da kuruluş bto (big time operator) n.
(daha) başarılı/iyi/uygun olacağı kesin olan şey a better bet n.
(daha) başarılı/iyi/uygun olacağı kesin olan şey better bet n.
(daha) başarılı/iyi/uygun olacağı kesin olan şey a safer bet n.
(en) başarılı/iyi/uygun olacağı kesin olan şey safest bet n.
(en) başarılı/iyi/uygun olacağı kesin olan şey best bet n.
beklenen kadar başarılı olmayan müessese problem child n.
birçok alanda başarılı olan kadın a woman for all seasons n.
başarılı bir çalışma/eser a bang up job n.
bir gruptaki en güçlü ya da en başarılı kişi king of the castle (brit) n.
bir gruptaki en güçlü ya da en başarılı kişi king of the hill (us) n.
her alanda başarılı an all-rounder n.
her alanda başarılı kimse an all-rounder n.
işinde başarılı olup hızla yükselen/zengin olan kimse a high-flier n.
işinde başarılı olup hızla yükselen/zengin olan kimse a high-flyer n.
kişinin hayatında en mutlu/başarılı olduğu zaman/dönem one's finest hour n.
ilk başarılı darbe first blood n.
küçük bahislerle oynayan ve olduğundan daha başarılı görünmeye çalışan kumarbaz tinhorn gambler n.
birçok alanda başarılı olan kimse a man for all seasons n.
eskiden başarılı olup artık başarılı olmayan kurum vb. fallen angel n.
elini attığı her şeyde başarılı olma yeteneği golden touch n.
başarılı gelişme/ilerleme inroad n.
akademik hayatında başarılı kimse pencil neck n.
her alanda başarılı kimse an admirable crichton n.
her türlü girişiminde başarılı olan kimse an admirable crichton n.
neye elini atsa başaran/başarılı olan kimse an admirable crichton n.
bir alanda deneyimli ve başarılı kimse elder statesman n.
başarılı kimse a class act n.
başarılı bir iş hayatı a good innings [uk/australia] n.
başarılı/şanslı/talihli bir dönem a hot hand n.
başarılı/şanslı/talihli bir süreç a hot hand n.
başarılı olması çok zor ama denemeye değer bir hamle a long shot n.
tek bir alanda uzman/başarılı olan kimse, grup, şey a one-trick pony [us] n.
tek bir alanda uzman/başarılı olan kimse, grup, şey one-trick horse [us] n.
insanları yönetme konusunda başarılı kimse a smooth operator n.
istediğini yaptırma konusunda başarılı kimse a smooth operator n.
insanları zekice manipüle ederek/yönlendirerek/ikna ederek başarılı olan kimse a smooth operator n.
genç yaşta çok başarılı kimse a whizz-kid n.
genç yaşta çok başarılı kimse a whiz-kid n.
(bir şeyde) çok başarılı kimse an ace n.
(bir şeyde) çok başarılı kimse an ace n.
bir şeye popüler/başarılı olunca katılan kimse bandwagon fan n.
bir şeyi popüler/başarılı olunca destekleyen kimse bandwagon fan n.
başarılı olay/etkinlik barnburner n.
başarılı davranış/hareket class act n.
seçimde başarılı olmak için saflarını birleştiren iki veya daha fazla siyasetçi dream ticket n.
bir gecede başarılı olmuş kimse overnight success n.
geceden sabaha ünlü/başarılı olmuş kişi overnight success n.
başarılı kimse the crest of a wave n.
başarılı bir seviyeye gelmiş kimse the crest of a wave n.
bir şeyin en iyi/başarılı dönemi the golden age of something n.
hayatında en mutlu/başarılı olduğu zaman/dönem your finest hour n.
erkenden başarılı olup önemli bir sonuç getirmeyen kariyer flash in the pan n.
yarı yarıya başarılı olmak bat five hundred v.
çok başarılı/karlı olmak be a roaring success v.
herhangi bir hilede başarılı olmak come it v.
kendi çabalarıyla başarılı olmak make one's way v.
(bilardoda) başarılı vuruş yapmak mark a point v.
başarılı olmak come off with flying colors v.
bir şeyi daha az keyifli/başarılı ya da önemli hale getirmek throw a wet blanket over (something) v.
bir şeyi daha az keyifli/başarılı ya da önemli hale getirmek throw a wet blanket over something v.
(birinden) bin kat daha/bin kez daha (iyi, güçlü, başarılı) olmak be twice the man/woman that (someone) is v.
(birinden) bin kat daha (iyi, güçlü, başarılı) olmak be twice the man or woman that someone is v.
kendisinden beklendiği kadar başarılı olamamak hit below (one's) weight v.
kendisinden beklendiği kadar başarılı olamamak punch below (one's) weight v.
(bir şeyde birinden) daha başarılı olmak make a better fist of (something) v.
başarılı olmak do well for yourself v.
başarılı olmak come off with flying colors v.
çok başarılı olmak come off with flying colors v.
başarılı olmak come through with flying colors v.
çok başarılı olmak come through with flying colors v.
çok başarılı olmak come to (one's) kingdom v.
çok başarılı olmak come into (one's) kingdom v.
çok başarılı olmak come into (or to) your kingdom v.
başarılı olmayı beklemek/ummak wait for (one's) boat to come in v.
başarılı olmayı beklemek/ummak wait for (one's) ship to come in v.
önceye daha başarılı olmak get on in the company v.
belli bir faaliyette başarılı olmak cook on the front burner v.
başarılı olmak be on the up-and-up v.
başarılı oyun çıkartmak bring the house down v.
başarılı çıkış yapmak get off the ground v.
başarılı sonuca ulaşmak bear fruit v.
başarılı olmak make something of yourself v.
beklentilerin ötesinde başarılı olmak pull through with flying colors v.
başarılı olmak go places v.
başarılı olmak have a good run v.
başarılı olmak make something of your life v.
başarılı performans göstermek bring the house down v.
beklenmedik bir işte başarılı olmak turn up trumps v.
beklenmedik bir işte başarılı olmak come up trumps v.
başarılı olmak hit a home run v.
başarılı olmak make the grade v.
başarılı olmak make it good v.
başarılı olmak make the big time v.
başarılı bir iş hayatı geçirmek have had a good innings v.
başarılı olmak have a great run v.
bir şeyde başarılı olmak bring home the bacon v.
başarılı bir girişime/işe dahil olmak get in on the act v.
başarılı olmak pay off v.
çok başarılı olmak make it to the top v.
çok başarılı olmak be riding high v.
çok başarılı olmak have the world at one’s feet v.
çok başarılı olmak go a bomb v.
çok başarılı olmak be batting a thousand v.
çok başarılı olmak be on a tear v.
çok başarılı olmak make it to the top v.
çok başarılı olmak ride high v.
çok başarılı olmak go great guns v.
çok mutlu/başarılı/güzel olmak be in all somebody's glory v.
çok başarılı bir dönem yaşamak be on the crest of a wave v.
çok başarılı olmak go like a bomb v.
diğerlerinden daha başarılı olmak come out smelling like a rose v.
çok başarılı olmak bat a thousand v.
çok başarılı olmak be flying high v.
hayatta başarılı olmak get on in the world v.
gençliği/dinamizmi/hayatının başarılı/güçlü dönemi geride kalmış olmak past someone's prime v.
hayatta başarılı olmak rise in the world v.
iyi/olumlu/başarılı göstermek make someone look good v.
mutlu ve başarılı bir konumda olmak has the world by the tail with a downhill drag v.
öğretmen olarak başarılı olmak make good as a teacher v.
mutlu ve başarılı bir konumda olmak has the world by the tail v.
satış/güç/oy elde ederek başarılı olmaya başlamak make inroads on v.
tam anlamıyla başarılı olmak hit the bull's eye v.
(yarışma) başarılı olmak carry the day v.
(başarılı bir aktivitenin) en başarılısı veya başarısızı olmak take the cake v.
(sporda vb) olağanüstü başarılı olmak excel at v.
(hayatta) (kendi başına) başarılı olmak/başarmak make one's way in the world v.
(yarışma) başarılı olmak win the day v.
(çok) başarılı olmak somebody will go a long way v.
çok başarılı olup, halkın ilgisine mazhar olmak create a splash v.
en parlak/başarılı döneminde bir engelle karşılaşmak cut (one) down in (one's) prime v.
en parlak/başarılı dönemi yarıda kalmak cut (one) down in (one's) prime v.
birinin en parlak/başarılı dönemini birden yarıda kesmek cut someone off in their prime v.
birinin en parlak/başarılı dönemini birden yarıda kesmek cut someone down in their prime v.
başarılı olup çok para kazanmak make a packet v.
meşhur/başarılı olma hayalleri kurmak have stardust in (one's) eyes v.
ünlülere/başarılı kişilere özenmek have stardust in (one's) eyes v.
(bir şeyi) başarılı bir noktada bırakmak/bitirmek finish (something) on a high note v.
(birinden/bir şeyden) daha başarılı bir konuma gelmek pull in front (of someone or something) v.
(birinin) yaptığı iyi/başarılı bir iş nedeniyle kendisine harcanan parayı hak etmek earn (one's) corn [uk] v.
(birinin) yaptığı iyi/başarılı bir iş nedeniyle kendisine harcanan parayı hak etmek earn your corn [uk] v.
her işinde başarılı olmak bat a thousand v.
girdiği işlerin yarısında başarılı olmak bat five hundred [us] v.
başarılı bir şekilde ilerlemek go gangbusters [us] v.
daha başarılı olmak go up in the world v.
daha çok başarılı olmak come up in the world v.
daha az başarılı olmak go down in the world v.
kuralları başkalarının başarılı olmasına engel olacak şekilde değiştirmek move the goal line [uk] v.
başarılı olmak have it going on v.
elini attığı her işte başarılı olma yeteneği olmak have (the) golden touch v.
başarılı bir dönemde olmak be in the groove v.
başarılı bir dönemde olmak be in the groove v.
başarılı bir dönemde olmak be in a groove v.
gittikçe başarılı olmak make ground v.
bir alanda başarılı/ünlü olmak take the high ground v.
hayatta daha başarılı olmak have one's act together v.
hayatta başarılı olmanın sırrını bulmak have the right idea v.
artık başarılı biri olmamak have passed your sell-by date [uk] v.
(bir şeyi) en başarılı noktada bırakmak leave (something) on a high note v.
çok başarılı olmak take home the bacon v.
başarılı olma şansına sahip into the reckoning v.
bir şeyde başarılı olmak make inroads into something v.
bir şeyi başlatmakta başarılı olmak make inroads into something v.
başarılı olmak make inroads into v.
ünlü ve başarılı olmak make it v.
kendinden daha başarılı, zeki ve güzel olduğu düşünülen biriyle hit above (one's) weight v.
başkasının başarılı girişimine dahil olmak be in on the act v.
çok başarılı olmak not look back v.
çok başarılı olmak never look back v.
(birinin/bir şeyin) zararına olacak şekilde başarılı olmak gain ground on (someone or something) v.
eski istatistiklere/deneyimlere bakarak ilerleyip başarılı olma şansını artırmaya çalışmak play the percentages v.
eski istatistiklere/deneyimlere bakarak hareket edip başarılı olma şansını yükseltmeye çalışmak play the percentages v.