başarmak - Turkish English Dictionary
History

başarmak



Meanings of "başarmak" in English Turkish Dictionary : 138 result(s)

Turkish English
Common Usage
başarmak achieve v.
başarmak succeed v.
başarmak manage v.
General
başarmak fall on one's feet v.
başarmak throve v.
başarmak pan out well v.
başarmak win through v.
başarmak succeed in v.
başarmak prosper v.
başarmak way v.
başarmak arrive v.
başarmak carry through v.
başarmak carry off v.
başarmak negotiate v.
başarmak pull off v.
başarmak pass v.
başarmak make the grade v.
başarmak tackle v.
başarmak cope v.
başarmak come through v.
başarmak execute v.
başarmak prevail v.
başarmak dispense v.
başarmak conquer v.
başarmak get things done v.
başarmak thrive v.
başarmak sew up v.
başarmak compass v.
başarmak get through v.
başarmak swing v.
başarmak do v.
başarmak carry out v.
başarmak contrive v.
başarmak pan out v.
başarmak bring off v.
başarmak overcome v.
başarmak click v.
başarmak effectuate v.
başarmak get v.
başarmak make out v.
başarmak carry v.
başarmak brought off v.
başarmak hit the mark v.
başarmak fare v.
başarmak bring something off v.
başarmak accomplish v.
başarmak get ahead v.
başarmak effect v.
başarmak succeed v.
başarmak hit the jackpot v.
başarmak hit pay dirt v.
başarmak succeed to v.
başarmak manage to v.
başarmak go far v.
başarmak get around v.
başarmak get along v.
başarmak muddle through v.
başarmak put through v.
başarmak make a success of v.
başarmak progress v.
başarmak act v.
başarmak ascend v.
başarmak fadge v.
başarmak cheve [obsolete] [dialect] v.
başarmak cheve v.
başarmak chieve v.
başarmak handle v.
başarmak hang up v.
başarmak light [dialect] [uk] v.
başarmak love v.
başarmak go v.
başarmak comply [obsolete] v.
başarmak cotton [obsolete] v.
başarmak fashion [obsolete] v.
başarmak fay [dialect] [uk] v.
başarmak contrive v.
başarmak strike v.
başarmak supervive [obsolete] v.
başarmak surmount [obsolete] v.
Phrasals
başarmak bring about v.
başarmak rack up v.
başarmak carry through v.
başarmak peg up v.
başarmak wind up v.
başarmak hang up v.
başarmak ring up v.
Colloquial
başarmak notch v.
başarmak nailed it v.
başarmak make it v.
başarmak get the w v.
başarmak make it v.
başarmak hack v.
başarmak connect [us/canada] v.
başarmak crack v.
başarmak pull v.
Idioms
başarmak play one's cards v.
başarmak come off with flying colors v.
başarmak come off with flying colors v.
başarmak come through with flying colors v.
başarmak carry all before one v.
başarmak make the big time v.
başarmak have it made v.
başarmak have the best of v.
başarmak have got it made in the shade v.
başarmak get the best of v.
başarmak make it good v.
başarmak cut the mustard v.
başarmak bring home the bacon v.
başarmak make something of your life v.
başarmak pull it off v.
başarmak make something of yourself v.
başarmak come out smelling like a rose v.
başarmak make it v.
başarmak gain ground v.
başarmak have got it made v.
başarmak have it made in the shade v.
başarmak come up with v.
başarmak strike pay dirt v.
başarmak hit a home run v.
başarmak come it v.
başarmak have any joy v.
başarmak be home free v.
başarmak fall on your feet v.
başarmak land on your feet v.
başarmak fall on your feet v.
başarmak land on your feet v.
başarmak get a good scald on [dialect] v.
Trade/Economic
başarmak achieve v.
Law
başarmak accomplish v.
Politics
başarmak accomplish v.
Technical
başarmak succeed v.
başarmak manage v.
başarmak achieve v.
Archaic
başarmak negociate v.
başarmak obtain v.
başarmak complish v.
başarmak peract v.
British Slang
başarmak piss it v.

Meanings of "başarmak" with other terms in English Turkish Dictionary : 239 result(s)

Turkish English
General
başarmak için son çare olduğu düşünülen durum last chance saloon n.
bir şeyi başarmak için mücadele etme wrestling n.
başarmak (bir şeyi yapmayı) succeed in v.
kaçmayı başarmak make good one's escape v.
zar zor başarmak skin through v.
zoru başarmak achieve an extremely difficult objective v.
zoru başarmak achieve an extremely difficult goal v.
zoru başarmak achieve v.
zorluklara rağmen başarmak bring off v.
sonunda başarmak have the last laugh v.
bir işi başarmak see a thing through v.
zorluklara rağmen başarmak live through v.
güçbela başarmak skin through v.
umulmayan bir şeyi başarmak bring off v.
zorluklara göğüs gererek başarmak eke out v.
sınavı başarmak pass the exam v.
(birşeyi yapmayı) başarmak manage to v.
(birşeyi yapmayı) başarmak succeed to v.
yardım almadan da başarmak get on without v.
-sız da başarmak get on without v.
şans ile başarmak fall into someone's lap v.
şans ile başarmak drop into someone's lap v.
ulaşmayı başarmak win v.
bir girişimi başarmak see a thing through v.
bir ilki başarmak break new ground v.
imkansızı başarmak achieve the impossible v.
başarmak için çabalamak do one's endeavor v.
(bir şeyi yapmayı) başarmak succeed in v.
önem vermeden başarmak underplay v.
yardımsız başarmak manage v.
hedefi başarmak have v.
elde etmeyi başarmak glean v.
(istenen bir şeyi) başarmak hit v.
katakulli ile başarmak weasel v.
kazara başarmak fluke v.
zorluklara rağmen başarmak outlive v.
örgütlenerek başarmak outorganize v.
örgütlenerek başarmak outorganise v.
ibadetle başarmak pray v.
ucu ucuna başarmak scrape in v.
ucu ucuna başarmak scrape into v.
az farkla başarmak skin v.
dişiyle tırnağıyla kazıyarak başarmak beat v.
herkese inat başarmak push v.
kıl payı başarmak squeak v.
bükerek başarmak squirm v.
her şeye rağmen başarmak stagger v.
başarmak üzere olan through adj.
başarmak üzere on the way adv.
Phrasals
tavlamayı başarmak make time v.
emekle başarmak work out v.
elde etmeyi başarmak muster up v.
kolayca başarmak toss off v.
layıkıyla başarmak do up v.
(midesindekileri) kusmamayı başarmak keep down v.
kendisinden bekleneni yapmak/başarmak/yerine getirmek succeed as (something) v.
(bir işi) bütün aksiliklere rağmen başarmak bring off v.
güç bir işi başarmak/becermek bring off v.
(bir işi) zor bela/zar zor yapmayı başarmak squeeze by v.
(dersten/sınavdan/bir üst lige) zar zor geçmek/geçmeyi başarmak squeeze by v.
zor bir işi başarmak pull off v.
pek uğraşmadan başarmak cruise through (something) v.
pek uğraşmadan başarmak cruise through v.
(bir okula, programa) girmeyi başarmak get into (someone or something) v.
girmeyi başarmak go into v.
yapmayı başarmak go through v.
(birinden/bir şeyden/bir yerden istediği bir şeyi) almayı başarmak score (something) off (someone, something, or some place) v.
(birini bir yere/bir durumun içine) bir şekilde sokmayı başarmak wangle (one) into (some place or some situation) v.
ne yapıp edip edip (birini bir yere/bir durumun içine) sokmayı başarmak wangle (one) into (some place or some situation) v.
(bir yere/bir durumun içine) bir şekilde girmeyi başarmak wangle (one's) way into (some place or some situation) v.
ne yapıp edip (bir yere/bir durumun içine) girmeyi başarmak wangle (one's) way into (some place or some situation) v.
ağzından laf almayı başarmak wrench out v.
ağzından laf almayı başarmak wrest out v.
dar/sınırlı bir zamana sığdırmayı başarmak pack in v.
(bir şeyleri) dar/sınırlı bir zamana sığdırmayı başarmak pack (something) into (something or some place) v.
(bir şeyi) allem edip kallem edip başarmak wriggle into (something) v.
(bir şeyi başka bir şeye) dönüştürmeyi başarmak wrestle (something) into (something) v.
(bir şeyi bir duruma) getirmeyi başarmak wrestle (something) into (something) v.
(bir şeye/yere) girmeyi başarmak ace into (something) v.
(bir şeye/yere) girmeyi başarmak ace in (something) v.
hızla başarmak rip off v.
birini/bir şeyi bir şeyden/yerden aşağı indirmeyi başarmak get someone or something down something v.
birini/bir şeyi bir şeyden/yerden aşağı indirmeyi başarmak get someone or something down v.
(biriyle/bir şeyle) geçmeyi başarmak get through (with someone or something) v.
(bir şeyi başarmak için) gerekeni yapmak go about (doing something) v.
(bir şeyi başarmak için) gerekeni yapmak go about to (do something) v.
(birinden/bir şeyden) bir şey almayı/kazanmayı başarmak score off (someone or something) v.
(bir süreci) atlatmayı başarmak see out v.
zorlanmadan/kolayca üstesinden gelmek/başarmak skate by v.
kıl payı başarmak squeak out v.
zar zor başarmak squeak out v.
ucu ucuna başarmak squeak out v.
son anda başarmak squeak out v.
-den sıkışıp geçmeyi başarmak squeeze through v.
zar zor/ucu ucuna başarmak squeeze through v.
(bir şeyi) başarmak succeed at (something) v.
(bir şeyi) başarmak succeed in (something) v.
(bir şeyi) bitirmeyi/tamamlamayı başarmak wade through (something) v.
bir duruma getirmeyi başarmak wrestle into v.
güç kullanarak başarmak pound out v.
Phrases
(bir şeye/yere) bir şekilde girmeyi becermek/başarmak worm into (something or some place) v.
başarmak istiyorsan yapmaya başlamalısın start from where you are expr.
başarmak için in order to achieve expr.
bir şeyleri başarmak için birilerini incitmekten başka şansın yok you've got to crack a few eggs to make an omelet expr.
Proverb
(figüratif) bir şeyleri başarmak için birilerini incitmek/kırmak zorunda kalabilirsin you cannot make an omelet without breaking eggs
(figüratif) bir şeyleri başarmak için birilerini incitmek/kırmak zorunda kalabilirsin you can't make an omelette without breaking eggs
(figüratif) bir şeyleri başarmak için birilerini incitmek/kırmak zorunda kalabilirsin you can't make an omelet without breaking (a few) eggs
bir şeyi başarmak için bir şeylerden vazgeçmen gerek you can't make an omelet without breaking (a few) eggs
(figüratif) bir şeyleri başarmak için birilerini incitmek/kırmak zorunda kalabilirsin you can't make an omelet without breaking eggs
bir şeyi başarmak için bir şeylerden vazgeçmen gerek you can't make an omelet without breaking eggs
(figüratif) bir şeyleri başarmak için birilerini incitmek/kırmak zorunda kalabilirsin you can't make an omelet without breaking some eggs
bir şeyi başarmak için bir şeylerden vazgeçmen gerek you can't make an omelet without breaking some eggs
bir şeyi başarmak için bir şeylerden vazgeçmen gerek you have to break eggs to make an omelet
(figüratif) bir şeyleri başarmak için birilerini incitmek/kırmak zorunda kalabilirsin you have to break eggs to make an omelet
Colloquial
(bir şeyi birinden) başarmak beat (one) to (something) v.
(bir şeyi birinden) başarmak beat someone to something v.
(bir şeyi birinden) başarmak beat to v.
büyük iş başarmak go over big v.
büyük işler başarmak accomplish great things v.
zoru başarmak beat the odds v.
başarmak için her şeyi yapmak elbow (one's) way to the top v.
(bir şeye/yere) ulaşmayı başarmak make it (to something or some place) v.
(bir şeye/yere) varmayı başarmak make it (to something or some place) v.
(bir şeyin) sonunu getirmeyi başarmak make it (to something or some place) v.
(bir aşamaya) kadar ilerlemeyi başarmak make it (to something or some place) v.
ulaşmayı başarmak make it v.
varmayı başarmak make it v.
ulaşmayı başarmak make it to v.
varmayı başarmak make it to v.
hak ederek başarmak nail it v.
imkansızı başarmak unring v.
(bir şeyi) zorluk çekmeden bulmayı başarmak scare v.
(bir şeyi) başarmak için ne yapıyorsun/yapıyorsunuz? what do you do for (something)? expr.
Idioms
başarmak için her şeyi göze alma eğilimi killer instinct n.
kıl payıyla başarmak touch and go v.
(bir şeyi) başarmak get (something) under (one's) belt v.
(bir şeyi) başarmak have (something) under (one's) belt v.
başkalarından yardım/destek almadan başarmak drag (oneself) up by (one's) (own) bootstraps v.
kendi çabasıyla başarmak drag (oneself) up by (one's) (own) bootstraps v.
başarmak için büyük gayret göstermek give (something) the (old) college try v.
başarmak için büyük gayret göstermek give something the old college try [old-fashioned] [us] v.
başarmak için büyük gayret göstermek give it the old college try v.
imkansızı başarmak capture lightning in a bottle [us] v.
zoru başarmak capture lightning in a bottle [us] v.
imkansızı başarmak catch lightning in a bottle v.
zoru başarmak catch lightning in a bottle v.
(bir şeyi) başarmak walk the chalk v.
bir şeyi başarmak için gereken niteliklere sahip olmak have what it takes v.
başkalarından yardım almadan başarmak pull oneself up by one's bootstraps v.
bir şeyi yapmaya ikna etmeyi başarmak talk one's way into something v.
bir şeyi kendi kendine başarmak pull oneself up by one's bootstraps v.
başarmak için risk almak chance your arm v.
destek almadan başarmak pull oneself up by one's bootstraps v.
en zor kısmını başarmak break the back of v.
imkansızı başarmak get water from a flint v.
kendi çabalarıyla başarmak pull oneself up by one's own bootstraps v.
kalkıştığı her işi halletmek/başarmak turn one's hand to v.
kendi çabalarıyla başarmak pull oneself up by one's bootstraps v.
kendi çabalarıyla başarmak haul oneself up by one's bootstraps v.
kendi çabasıyla başarmak pull oneself up by one's bootstraps v.
kolayca elde etmek/başarmak push at an open door v.
şans eseri yapmak/başarmak make it by the seat of one's pants v.
sonuca ulaşmak/başarmak make good (at something) v.
zor bir işi başarmak come through with flying colors v.
(hayatta) (kendi başına) başarılı olmak/başarmak make one's way in the world v.
zor bir işi başarmak pass with flying colors v.
zor bir işi başarmak come through with flying colours v.
(bir şeyi başarmak için) hiç şansı olmamak not have a cat in hell's chance v.
zor bir şeyi başarmak pull something off v.
zoru/imkansızı başarmak square the circle v.
zor bir işi başarmak pass with flying colours v.
bir şeyi başarmak have (something) to (one's) credit v.
bir şeyi başarmak have something to your credit v.
kendi kendine başarmak drag (oneself) up by (one's) (own) bootstraps v.
başkalarından yardım/destek almadan başarmak drag/pull yourself up by your (own) bootstraps v.
kendi çabasıyla başarmak drag/pull yourself up by your (own) bootstraps v.
kendi kendine başarmak drag/pull yourself up by your (own) bootstraps v.
başarmak için giyinmek dress for success v.
kolayca başarmak be a slam dunk v.
zoru başarmak do the hard yards v.
uyuşturucu bağımlısı olmayı başarmak get one’s wings v.
(biriyle) iletişim kurmayı başarmak get ahold of (one) v.
(bir şeyden) zar zor çıkmayı başarmak wriggle (one's) way out (of something) v.
yenilmemeyi başarmak get out of jail [uk] v.
düşmemeyi başarmak keep your feet v.
ayakta durmayı/kalmayı başarmak keep your feet v.
düşmemeyi başarmak keep your legs v.
ayakta durmayı/kalmayı başarmak keep your legs v.
şansına/şansla başarmak ride (one's) luck [uk] v.
şans eseri başarmak/ilerlemek ride (one's) luck [uk] v.
imkansızı başarmak walk on water v.
kolayca elde etmek/başarmak be pushing at an open door v.
zor olmayan bir şeyi başarmak be pushing at an open door v.
(geniş destek görerek) kolayca başarmak be pushing at an open door v.
kolayca elde etmek/başarmak be pushing against an open door [uk] v.
zor olmayan bir şeyi başarmak be pushing against an open door [uk] v.
(geniş destek görerek) kolayca başarmak be pushing against an open door [uk] v.
blöfle elde etmek/başarmak bluff (one's) way v.
blöf yaparak elde etmek/başarmak bluff (one's) way v.
numarayla elde etmek/başarmak bluff (one's) way v.
numara yaparak elde etmek/başarmak bluff (one's) way v.
hileyle elde etmek/başarmak bluff (one's) way v.
bir ilki başarmak break fresh/new ground v.
tırnaklarıyla kazıyarak elde etmek/başarmak claw (one's) way v.
yoğun çabayla başarmak/elde etmek claw (one's) way v.
dişini tırnağına takıp yapmak/başarmak claw (one's) way v.
(bir şeyi) başarmak come through (something) with flying colors v.
başkalarından yardım/destek almadan başarmak drag/pull yourself up by your bootstraps v.
kendi çabasıyla başarmak drag/pull yourself up by your bootstraps v.
kendi kendine başarmak drag/pull yourself up by your bootstraps v.
şans ile başarmak drop/fall into somebody's lap v.
bir şeyi başarmak için büyük gayret göstermek give something the old college try [old-fashioned] [us] v.
kendi çabalarıyla başarmak haul (oneself) up by bootstraps v.
(bir şeyi) başarmak make a go of (something) v.
(bir şeyi) başarmak make good (something) v.
kaçmayı başarmak make good your escape v.
(hayatta) (kendi başına) başarılı olmak/başarmak make way in the world v.
kendi çabasıyla başarmak make your own luck v.
kendi çabalarıyla başarmak pull (oneself) up by the bootstraps v.
bir şeyi kendi kendine başarmak pull (oneself) up by the bootstraps v.
kendi çabalarıyla başarmak pull oneself up by bootstraps v.
bir şeyi kendi kendine başarmak pull oneself up by bootstraps v.
şansına/şansla başarmak ride your luck v.
şans eseri başarmak/ilerlemek ride your luck v.
(bir şeyi başarmak için) elinde ne var ne yok her şeyi vermek throw the kitchen sink v.
katakulli ile başarmak weasel out v.
zoru/imkansızı başarmak sneak the sunrise past a rooster [us] v.
(bir şeyden/bir durumdan) bir şekilde kurtulmayı başarmak wangle (one's) way out of (something) v.
bir şeyi başarmak için bir şeylerden vazgeçmen gerek you've got to crack a few eggs to make an omelette expr.
başarmak için çok istekli no flies on you expr.
(birinin/bir şeyin) şartları başarmak için çok uygun the cards are stacked in (someone's or something's) favor expr.
(biri/bir şey) başarmak için tüm şartlara sahip the cards are stacked in (someone's or something's) favor expr.
(birinin/bir şeyin) şartları başarmak için çok uygun the odds are stacked in favor of (someone or something) expr.
(biri/bir şey) başarmak için tüm şartlara sahip the odds are stacked in favor of (someone or something) expr.
başarmak üzere in scoring position expr.
Speaking
başarmak istersem if I want to succeed expr.
Sport
(krikette) topun atılması üzerine koşarak skor almayı başarmak concede v.
Baseball
(ikinci kalede beklenen kale vuruşunu, sayı vuruşunu) iyi başarmak slug v.
Slang
esrar almayı başarmak score v.