Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | başta olan | head adj. |
General | başta olan | leading adj. |
General | başta olan | principal adj. |
Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | başta olan kimse | king n. |
General | başta olan kepek | dandruff n. |
General | en başta olan | cutting edge adj. |
Proverb | ||
Proverb | başta zor olan her şey alıştıkça/zamanla kolay gelmeye başlar | all things are difficult before they are easy |
Proverb | başta zor olan her şey alıştıkça/zamanla kolay gelmeye başlar | all things are difficult before they are easy |
Marine | ||
Marine | başta ve kıçta çektiği su yaklaşık aynı olan (gemi) | on-air adj. |
Pathology | ||
Pathology | başta domuz olmak üzere memelilerden insanlara bulaşarak ateş ve kas ağrısına neden olan bir virüs | nipah virus n. |
Botanic | ||
Botanic | anter içindeki mikro sporlar başta olmak üzere, gelişmekte olan bazı sporları çevreleyen besleyici doku | tapetum n. |
Social Sciences | ||
Social Sciences | belirli bir ülkenin kuzey kesiminin siyasi görüşleri başta olmak üzere diğer karakteristik özelliklerine ait olan | northernism n. |