|
Category |
Turkish |
English |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
varlık belirten |
substantive adj.
|
|
General |
|
2 |
General |
iyelik belirten sözcük |
possessive n.
|
|
|
3 |
General |
başlama belirten fiil |
inchoative n.
|
|
4 |
General |
manyetik bir iğne aracılığıyla yön belirten pusula |
magnetic compass n.
|
|
5 |
General |
bir parçayı belirten sözcük |
partitive n.
|
|
6 |
General |
anlamı belirten işaret |
ideogram n.
|
|
7 |
General |
anlamı belirten işaret |
ideograph n.
|
|
8 |
General |
hoşnutsuzluk belirten bakış |
frown n.
|
|
9 |
General |
bir harita üzerinde belirli noktaları belirten sayı veya harf |
map reference n.
|
|
10 |
General |
doküman üzerinde, söz konusu dokümanın parti içindeki konumunu belirten rakam veya kod |
serial number n.
|
|
11 |
General |
sürücülerin yolun sağını mı solunu mu kullanacakları belirten ülkesel kural |
rule of the road n.
|
|
12 |
General |
azami kabarma esnasında suyun ulaştığı düzeyi belirten gösterge |
high water mark n.
|
|
13 |
General |
tarih belirten satır |
dateline n.
|
|
14 |
General |
üniformalarda rütbe belirten metal çubuklar |
bar n.
|
|
15 |
General |
düzeltme yapılmayacağını belirten sözcük |
stet n.
|
|
16 |
General |
olay yerine varıldığında/veya hastaneye getirildiğinde hastanın/yaralının çoktan yaşamını yitirdiğini belirten bir kısaltma |
doa (dead on arrival) n.
|
|
17 |
General |
hava (görünüş/davranış/söz vb için bir kimsenin durumunu belirten özellik) |
spin n.
|
|
18 |
General |
vergi borcunun ödendiğini belirten belge |
tax certificate n.
|
|
19 |
General |
belirten kimse |
remarker n.
|
|
20 |
General |
tapunun kira süresini belirten kısmı |
tenendum n.
|
|
21 |
General |
abd ölçü birimleri sisteminde kabul edilen, kuru ürünlerin ağırlığını belirten ölçü birimi |
united states dry unit n.
|
|
22 |
General |
bir şeyin görüldüğünü belirten bağırış |
view halloo n.
|
|
|
23 |
General |
ağaç kütüğündeki sahiplik belirten damga |
mark n.
|
|
24 |
General |
postanın üzerinde yer alan ve genellikle postanenin ismini ve postalanma saatini belirten resmi işaret |
mark n.
|
|
25 |
General |
hayranlık belirten biyografi |
hagiographer n.
|
|
26 |
General |
kelimeleri erilleştiren veya eril olduklarını belirten son hece/ek |
masculine ending n.
|
|
27 |
General |
konuşmacının çıkardığı tereddüt belirten ses |
haw n.
|
|
28 |
General |
şüphe veya küçümseme belirten ses |
humph n.
|
|
29 |
General |
fiil biçiminin cümlede bir gerçekliğin ifade edilip edilmediğini belirten kısmı |
mood n.
|
|
30 |
General |
belirten şey |
designator n.
|
|
31 |
General |
korku belirten yutkunma sesi |
gulp n.
|
|
32 |
General |
onaylamama belirten tıslama sesi |
hiss n.
|
|
33 |
General |
görüş belirten kimse |
opiner n.
|
|
34 |
General |
yol belirten şey |
router n.
|
|
35 |
General |
taksonomik gruba özgü özellikleri belirten kısa açıklama |
diagnosis n.
|
|
36 |
General |
kınama belirten sert söz |
dishonor [us] n.
|
|
37 |
General |
kınama belirten sert söz |
dishonour [uk] n.
|
|
38 |
General |
(eski usul içki kaplarının üzerine) kişi başına içki miktarını belirten işaretlemeler |
pin n.
|
|
39 |
General |
(özellikle kanada'da) paranın sahici olduğunu belirten yuvarlak ve renkli noktalar |
planchette n.
|
|
40 |
General |
(haber metninde) tarih ve olay yerini belirten satır |
dateline n.
|
|
41 |
General |
doğumda verilip çocuğun cinsiyeti ve doğum tarihini belirten isim |
day name n.
|
|
42 |
General |
(muhasebecilikte) girdinin kaynağını ve hangi hesaba girildiğini belirten tanımlama referansı |
folio n.
|
|
43 |
General |
fikirlerden çok övünme belirten bir konuşma |
ornament n.
|
|
44 |
General |
(özellik veya ilişki belirten) terim |
predicate n.
|
|
45 |
General |
yük beygirinin standart yük kapasitesini belirten çeşitli birimlere verilen ad |
seam [dialect] n.
|
|
46 |
General |
neyin ateşleneceğini belirten emir |
shell (specify) n.
|
|
47 |
General |
belirten şey |
significator n.
|
|
48 |
General |
kumaşta açıklık veya yırtmaç belirten uzun düz kesik veya işaret |
slash n.
|
|
49 |
General |
emir belirten hareket |
beck n.
|
|
50 |
General |
-e razı olduğunu belirten bazı adımlar atmak |
make overtures for v.
|
|
51 |
General |
günün anlam ve önemini belirten konuşmalar yapmak |
make speeches emphasizing the meaning and the importance of the date v.
|
|
52 |
General |
günün anlam ve önemini belirten konuşmalar yapmak |
make speeches to mark the meaning and importance of the day v.
|
|
53 |
General |
şaşkınlık veya sevinç belirten sesler çıkarmak |
aah v.
|
|
54 |
General |
özellikle dua ve beddualarda kullanılan, istek belirten bir yardımcı fiil |
may v.
|
|
55 |
General |
zaman belirten |
temporal adj.
|
|
56 |
General |
geçmiş zaman belirten |
preterit adj.
|
|
57 |
General |
karşıt fikir belirten |
adversative adj.
|
|
58 |
General |
emir belirten |
imperatival adj.
|
|
59 |
General |
takdir ettiğini belirten |
admiring adj.
|
|
60 |
General |
istek belirten |
optative adj.
|
|
61 |
General |
geçmişe özlem belirten |
nostalgic adj.
|
|
62 |
General |
ne kadar hor görüldüğünü belirten (birinin/bir şeyin) |
supercilious adj.
|
|
|
63 |
General |
tehlikeyi belirten |
sematic adj.
|
|
64 |
General |
inanmadığını belirten |
incredulous adj.
|
|
65 |
General |
dolaylı olarak belirten |
implicit adj.
|
|
66 |
General |
soru belirten |
interrogative adj.
|
|
67 |
General |
şunu belirten |
stating that adj.
|
|
68 |
General |
(dilbilimsel) tamamlanma belirten |
perfective adj.
|
|
69 |
General |
soru belirten |
rogatory adj.
|
|
70 |
General |
dilek belirten |
desiderative adj.
|
|
71 |
General |
geçmiş zaman belirten |
preterite adj.
|
|
72 |
General |
fiziksel veya mental acıyı belirten |
racking adj.
|
|
73 |
General |
ad belirten |
name adj.
|
|
74 |
General |
zenginlik belirten |
trophy adj.
|
|
75 |
General |
bir noktanın merkez noktasına göre yönünü belirten (harita) |
zenithal adj.
|
|
76 |
General |
izin belirten |
volitive adj.
|
|
77 |
General |
istek belirten |
wishful adj.
|
|
78 |
General |
arzu belirten |
wishful adj.
|
|
79 |
General |
beşinci evlilik yıldönümünü belirten |
woodenly adj.
|
|
80 |
General |
(konaklama için) memnuniyetini belirten |
bread-and-butter adj.
|
|
81 |
General |
boyut ve konum belirten |
dimensioning adj.
|
|
82 |
General |
azalma belirten |
diminutal adj.
|
|
83 |
General |
azaltma belirten |
diminutal adj.
|
|
84 |
General |
küçülme belirten |
diminutal adj.
|
|
85 |
General |
küçültme belirten |
diminutal adj.
|
|
86 |
General |
eksilme belirten |
diminutal adj.
|
|
87 |
General |
eksiltme belirten |
diminutal adj.
|
|
88 |
General |
azalma belirten |
diminutival adj.
|
|
89 |
General |
azaltma belirten |
diminutival adj.
|
|
90 |
General |
küçülme belirten |
diminutival adj.
|
|
91 |
General |
küçültme belirten |
diminutival adj.
|
|
92 |
General |
eksilme belirten |
diminutival adj.
|
|
93 |
General |
eksiltme belirten |
diminutival adj.
|
|
94 |
General |
sevgi veya yakınlık belirten bir kelime |
old adj.
|
|
95 |
General |
kınama belirten |
dislogistic adj.
|
|
96 |
General |
güvencesizlik belirten |
incertain adj.
|
|
97 |
General |
şüphe belirten |
dubitative adj.
|
|
98 |
General |
bileşik cümlede yüklemi belirten |
independent adj.
|
|
99 |
General |
onaylamama belirten |
disapproving adj.
|
|
100 |
General |
kınama belirten |
disapproving adj.
|
|
101 |
General |
ortodoksluğu belirten |
orthodoxical adj.
|
|
102 |
General |
önceden belirten |
prenuncious adj.
|
|
103 |
General |
utanç belirten |
shamed adj.
|
|
104 |
General |
geç prekambriyen dönemi belirten |
proterozoic adj.
|
|
105 |
General |
açıkça belirten |
professed adj.
|
|
106 |
General |
piskoposu belirten |
episcopal adj.
|
|
107 |
General |
hece belirten |
syllabic adj.
|
|
108 |
General |
belirten bir şekilde |
evidentally adv.
|
|
109 |
General |
hayranlık belirten |
complimentary adv.
|
|
110 |
General |
genellikle emir belirten cümlelerde kullanılan boşluk doldurucu sözcük |
once [dialect] adv.
|
|
111 |
General |
bir önceki kelimeyle belirtilen kısmı veya miktarı içeren toplam veya bütünü belirten bir edat |
of prep.
|
|
112 |
General |
hükümdar ve tebaa arasındaki ilişkiyi belirten bir edat |
of prep.
|
|
113 |
General |
ev sahibi ve mülk arasındaki ilişkiyi belirten bir edat |
of prep.
|
|
114 |
General |
bir eylemle ilgili bir zamanı belirten edat |
of prep.
|
|
115 |
General |
bir olayla ilgili bir noktayı belirten edat |
of prep.
|
|
116 |
General |
bir fonksiyonun sonucu ve temel bir varlık arasındaki ilişkiyi belirten edat |
of prep.
|
|
117 |
General |
(oyunlarda) oyuncuyu belirten zamir |
it pron.
|
|
118 |
General |
eş anlamlılık belirten bir bağlaç |
or conj.
|
|
119 |
General |
eşitlik belirten bir bağlaç |
or conj.
|
|
120 |
General |
birbiri yerine geçebilme belirten bir bağlaç |
or conj.
|
|
121 |
General |
düzeltme belirten bir bağlaç |
or conj.
|
|
122 |
General |
anlam kesinliği belirten bir bağlaç |
or conj.
|
|
123 |
General |
iğrenme belirten ünlem |
yuck interj.
|
|
124 |
General |
iğrenme belirten ünlem |
yuk interj.
|
|
125 |
General |
galce’de iğrenme ve nefret belirten bir ifade |
ach-y-fi interj.
|
|
126 |
General |
acı/iğrenme belirten çığlık |
aargh interj.
|
|
127 |
General |
sürpriz belirten ünlem |
nooit [south african] interj.
|
|
128 |
General |
hayranlık belirten ünlem |
nooit [south african] interj.
|
|
129 |
General |
iğrenme belirten ünlem |
nooit [south african] interj.
|
|
130 |
General |
tereddüt belirten ünlem |
uh interj.
|
|
131 |
General |
sevgi belirten bir sözcük |
macushla [ireland] interj.
|
|
132 |
General |
heyecan veya neşeyle bağırmayı belirten bir ünlem |
whoop interj.
|
|
133 |
General |
heyecan veya neşeyle haykırmayı belirten bir ünlem |
whoop interj.
|
|
134 |
General |
yüksek ve yankılı bir ötüşü belirten bir ünlem |
whoop interj.
|
|
135 |
General |
yüksek ve yankılı bir bağırışı belirten bir ünlem |
whoop interj.
|
|
136 |
General |
derin bir şekilde nefes almayı belirten bir ünlem |
whoop interj.
|
|
137 |
General |
şaşkınlık belirten bir ünlem |
bless me! interj.
|
|
138 |
General |
şaşkınlık belirten bir ünlem |
bless my soul! interj.
|
|
139 |
General |
şaşkınlık belirten bir ünlem |
god bless my soul! interj.
|
|
140 |
General |
heyecan belirten bir nida |
boh interj.
|
|
141 |
General |
şaşırma belirten bir ünlem |
hello interj.
|
|
142 |
General |
inanmama veya kızma belirten bir ünlem |
bosh interj.
|
|
143 |
General |
titremeyi belirten bir ünlem |
brrr interj.
|
|
144 |
General |
bıkkınlık, hayal kırıklığı, şaşkınlık veya mutluluk belirten bir ünlem |
hey-ho interj.
|
|
145 |
General |
selamlama veya sürpriz belirten bir ünlem |
holloa interj.
|
|
146 |
General |
aldatılma veya rahatsızlık belirten bir ünlem |
chiz interj.
|
|
147 |
General |
küçümseme veya onaylamama belirten ifade |
hiss interj.
|
|
148 |
General |
tereddüt, şüphe, keyif belirten bir ünlem |
h'm interj.
|
|
149 |
General |
sorulan soruya cevap beklendiğini belirten ifade |
hmm? interj.
|
|
150 |
General |
bıkkınlık, bezginlik veya küçümseme belirten bir ifade |
ho hum interj.
|
|
151 |
General |
rahatsızlık, üzüntü veya acıma belirten bir ünlem |
oy interj.
|
|
152 |
General |
belirsizlik veya hayal kırıklığı belirten bir ünlem |
oy interj.
|
|
153 |
General |
rahatsızlık, üzüntü veya acıma belirten bir ünlem |
oy vey interj.
|
|
154 |
General |
neşe veya zafer belirten bir ünlem |
io interj.
|
|
155 |
General |
tiksinti belirten bir ünleme |
sis [south africa] interj.
|
|
156 |
General |
tiksinti belirten bir ünleme |
sies [south africa] interj.
|
|
157 |
General |
yükseklik belirten ön ek |
acr- pref.
|
|
158 |
General |
çeşitliliği belirten ön ek |
vario- pref.
|
|
159 |
General |
farklılığı belirten ön ek |
vario- pref.
|
|
160 |
General |
gırtlakla ilişkiyi belirten bir ön ek |
gutturo- pref.
|
|
161 |
General |
herhangi bir alanda mükemmellik belirten sonek |
-tastic suf.
|
|
162 |
General |
bir eylemin muhatabı olan kişiyi belirten son ek |
-ee suf.
|
|
163 |
General |
bir şeyin küçültme halini belirten son ek |
-ee suf.
|
|
164 |
General |
hintçe'de isimlerin sonuna gelen saygı belirten son ek |
-ji suf.
|
|
165 |
General |
tapınma belirten son ek |
-latry suf.
|
|
166 |
General |
aşırı hürmet belirten son ek |
-latry suf.
|
|
167 |
General |
sürekli bir enerji belirten fiil son eki |
-le suf.
|
|
168 |
General |
abartılı tutku ve düşkünlük belirten bir son ek |
-mania suf.
|
|
169 |
General |
evlilik sayısını belirten son ek |
-gamous suf.
|
|
170 |
General |
evlilik türünü belirten son ek |
-gamous suf.
|
|
171 |
General |
üreme veya üreme organı türünü belirten son ek |
-gamous suf.
|
|
172 |
General |
küçüklük belirten bir son ek |
-ock suf.
|
|
173 |
General |
benzerlik belirten son ek |
-ode suf.
|
|
174 |
General |
rütbe belirten son ek |
-dom suf.
|
|
175 |
General |
derece belirten son ek |
-dom suf.
|
|
176 |
General |
makam belirten son ek |
-dom suf.
|
|
177 |
General |
küçüklük belirten son ek |
-cule suf.
|
|
178 |
General |
bir nitelik veya durum belirten şey anlamını veren bir son ek |
-ship suf.
|
|
179 |
General |
sıra sayı numarasını belirten bir son ek |
-st suf.
|
|
Phrasals |
|
180 |
Phrasals |
(birinden/bir şeyden) hoşlanmadığını/tiksindiğini belirten bir ses çıkarmak |
snort at (someone or something) v.
|
|
Phrases |
|
181 |
Phrases |
tıka basa yeme belirten ünlem |
nom interj.
|
|
182 |
Phrases |
tıka basa yeme belirten ünlem |
nom nom nom interj.
|
|
183 |
Phrases |
(maorice'de) acı, üzüntü veya şaşkınlık belirten nida |
aue [new zealand] interj.
|
|
184 |
Phrases |
erkeklerin araba ve alet edevata karşı aşırı ilgisini belirten bir ifade |
boys and their toys expr.
|
|
185 |
Phrases |
kadınların belli bir yaşa kadar çocuk sahibi olacağını belirten ifade |
(the) clock is ticking expr.
|
|
186 |
Phrases |
kadınların belli bir yaşa kadar çocuk sahibi olacağını belirten ifade |
biological clock is ticking expr.
|
|
187 |
Phrases |
keder, ümitsizlik, iğrenme, inanamama belirten ifade |
you wouldn't read about it [aus] expr.
|
|
Proverb |
|
188 |
Proverb |
din görevlilerinin yükseldikleri oranda yozlaştıklarını belirten söz |
the nearer the church, the farther from god
|
|
Colloquial |
|
189 |
Colloquial |
heyecan veya coşku belirten ünlem |
whee n.
|
|
190 |
Colloquial |
iğrenme belirten ses/ifade |
ptooey n.
|
|
191 |
Colloquial |
iğrenme belirten ses/ifade |
ptooie n.
|
|
192 |
Colloquial |
mesajlaşma dilinde gülme belirten bir ifade |
hehe n.
|
|
193 |
Colloquial |
(göz lehçesinde) gelecek zaman belirten yardımcı fiil |
gun v.
|
|
194 |
Colloquial |
kadınlar için ideal olduğu düşünülen erkek tipini belirten ifade |
tall, dark, and handsome adj.
|
|
195 |
Colloquial |
bir alışkanlığın gününü veya gerçekleştiği zamanı belirten edat |
of prep.
|
|
196 |
Colloquial |
hoşlanmama, rahatsızlık, tiksinti veya gıcık olmayı belirten ünlem |
ugh interj.
|
|
197 |
Colloquial |
aynı fikirde olunduğunu belirten ünlem |
uh-huh interj.
|
|
198 |
Colloquial |
aynı fikirde olunmadığını belirten ünlem |
uh-uh interj.
|
|
199 |
Colloquial |
coşku belirten bir ünlem |
wahoo interj.
|
|
200 |
Colloquial |
şaşkınlık belirten bir ifade |
law [dialect] interj.
|
|
201 |
Colloquial |
sevgi belirten bir ifade |
bless [uk] interj.
|
|
202 |
Colloquial |
aşağılama belirten ironik bir ifade |
bless [uk] interj.
|
|
203 |
Colloquial |
şaşkınlık, takdir veya zevk belirten bir ünlem |
hey interj.
|
|
204 |
Colloquial |
düşünmeyi belirten bir ifade |
mmm interj.
|
|
205 |
Colloquial |
bir şeyden memnun olmayı belirten bir ifade |
mmm interj.
|
|
206 |
Colloquial |
uzlaşıyı belirten bir ünlem |
right oh [uk] interj.
|
|
207 |
Colloquial |
anlamayı belirten bir ünlem |
right oh [uk] interj.
|
|
208 |
Colloquial |
güncellenmiş veya modern versiyon belirten ön ek |
nu- pref.
|
|
209 |
Colloquial |
internet dilinde karşıdaki kişinin güldüğünü belirten kısaltma |
bfg (big fat grin) expr.
|
|
210 |
Colloquial |
internet dilinde karşıdaki kişinin güldüğünü belirten kısaltma |
big fat grin expr.
|
|
211 |
Colloquial |
internet dilinde karşıdaki kişinin güldüğünü belirten ifade |
big fat grin expr.
|
|
212 |
Colloquial |
kötü bir davranışın yapan kişiye ileride bazı olumsuz sonuçlar getireceğini belirten bir söz |
come back to bite you/someone expr.
|
|
213 |
Colloquial |
yenilgiyi kabul ettiğini belirten söz |
touche! expr.
|
|
214 |
Colloquial |
yazıyla aktarılan bir ifadenin gülerek söylendiğini belirten bir ifade |
big fat grin (bfg) expr.
|
|
215 |
Colloquial |
çekinme, tereddüt veya hafif karşı çıkma belirten ifade |
erm [uk] expr.
|
|
216 |
Colloquial |
internet dilinde/yazılı iletişimde karşıdaki kişinin güldüğünü belirten kısaltma |
bg (big grin) expr.
|
|
217 |
Colloquial |
(sosyal medyada) fotoğrafın üzerinde filtre/herhangi bir oynama olmadığını belirten etiket |
#nofilter expr.
|
|
218 |
Colloquial |
şaşırma belirten bir ünlem |
ding-dong expr.
|
|
219 |
Colloquial |
onaylama belirten bir ünlem |
ding-dong expr.
|
|
220 |
Colloquial |
ne yazık/tüh (anlamında trombon sesini taklit ederek yapılan ve hayal kırıklığı belirten bir ifade) |
womp womp expr.
|
|
221 |
Colloquial |
şaşkınlık belirten "what the fuck" ifadesinin kısaltması olan "wtf"in nato fonetik alfabesinde yazılışı |
whiskey tango foxtrot expr.
|
|
Idioms |
|
222 |
Idioms |
yorumcunun kendi sayfasındaki ilk fotoğrafı beğenirlerse kendisinin de beğenen kişilerin sayfasındaki ilk fotoğrafı beğeneceğini belirten yorum |
comment back n.
|
|
223 |
Idioms |
bir konuda/bazı konularda sürekli fikir belirten kimse |
johnny one-note [us/canada] n.
|
|
224 |
Idioms |
bilmediği konuda görüş belirten/ahkam kesen kimse |
armchair quarterback [uk] n.
|
|
225 |
Idioms |
piyasa değerlerini belirten liste |
blue book n.
|
|
226 |
Idioms |
tutucu politik görüşleri nedeniyle gazetelere katılmadığı konularda sinirini/şikayetini belirten mektuplar gönderen kimse |
disgusted of tunbridge wells [uk] n.
|
|
227 |
Idioms |
kendi iradesiyle değil başkasının emirleriyle suç işlediğini ve suçlu bulunmaması gerektiğini belirten savunma |
superior orders n.
|
|
228 |
Idioms |
ağır/kilolu gibi durmak/gözükmek (bir şeyin ya da bir kimsenin ağırlığının kestirilemediğini belirten ifade) |
be (a bit) on the heavy side v.
|
|
229 |
Idioms |
ağır/kilolu gibi durmak/gözükmek (bir şeyin ya da bir kimsenin ağırlığının kestirilemediğini belirten ifade) |
be (a bit) on the large side v.
|
|
230 |
Idioms |
razı olduğunu belirten bazı adımlar atmak |
make overtures about doing something v.
|
|
231 |
Idioms |
işin ciddiyetini belirten tırnak işareti |
scare quotes v.
|
|
232 |
Idioms |
ağzıyla (birini) umursamadığını belirten bir ses çıkarmak |
give (one) the raspberry v.
|
|
233 |
Idioms |
geçmişte iyi şeylerin yaşandığını fakat gelecekte çok daha da iyi şeylerin yaşanacağını belirten ifade |
the best is yet to be expr.
|
|
234 |
Idioms |
geçmişte iyi şeylerin yaşandığını fakat gelecekte çok daha da iyi şeylerin yaşanacağını belirten ifade |
the best is yet to come expr.
|
|
235 |
Idioms |
genelde devlet daireleri veya müşteri temsilciliklerinde esnek ve akla yatkın olmayan reddedilme/bir şeylerin kabul edilmeme durumunu belirten bir ifade |
computer says no [cliché] expr.
|
|
Formal |
|
236 |
Formal |
onaylamama belirten |
disapprobatory adj.
|
|
237 |
Formal |
onaylamama belirten |
disapprobative adj.
|
|
Speaking |
|
238 |
Speaking |
ufak bir hata yapıldığını belirten bir ifade |
whoops-a-daisy n.
|
|
239 |
Speaking |
şaşkınlık, merak, başarı belirten bir ünlem |
ha interj.
|
|
240 |
Speaking |
hayret, başarı belirten ünlem |
ha! interj.
|
|
Trade/Economic |
|
241 |
Trade/Economic |
geri ödeme zamanını belirten not |
time note n.
|
|
242 |
Trade/Economic |
abd'de belirli hükümet sözleşmelerinin yalnızca küçük işletmelere verilebileceğini belirten yasal düzenleme |
set-aside program n.
|
|
243 |
Trade/Economic |
bir üst düzey şirket yöneticisinin görevine son verildiğinde kendisine yüklü miktarda tazminat ve benzeri menfaatler sağlanmasını belirten sözleşme |
parachute contracts n.
|
|
244 |
Trade/Economic |
borcun ortadan kalktığını belirten belge |
release of liability n.
|
|
245 |
Trade/Economic |
denetim kapsamını belirten paragraf |
audit scope paragraph n.
|
|
246 |
Trade/Economic |
gatt'ın tokyo görüşmeleri sırasında kabul edilen ve damping yapan üyelere karşı nasıl bir anti-damping vergisi konulacağını belirten temel yasa |
anti-dumping code n.
|
|
247 |
Trade/Economic |
işveren ile işçi sendikası arasında varılan toplu sözleşmenin koşullarını belirten anlaşma |
abdication n.
|
|
248 |
Trade/Economic |
nitelik belirten faktör |
qualitative factor n.
|
|
249 |
Trade/Economic |
satılan malı belirten poliçe |
commodity draft n.
|
|
250 |
Trade/Economic |
zarfın sol üst köşesine göndereni belirten ibare |
envelope corner card n.
|
|
251 |
Trade/Economic |
finansal performans ölçütlerini belirten genel bir terim |
metrics n.
|
|
252 |
Trade/Economic |
mevduat sahibinin hesabındaki bakiyenin ödenmemesi gerektiğini belirten not |
hold n.
|
|
253 |
Trade/Economic |
hisse senedinin uzun vadeli ve temel değerlere sahip olduğunu belirten tavsiye |
hold n.
|
|
254 |
Trade/Economic |
şirketin yeni hisselerine hissedarların avantajlı şekilde sahip olma ayrıcalığını belirten devredilebilir sertifika |
right n.
|
|
Law |
|
255 |
Law |
abd iflas kanununda iflas eden şirketin mahkeme gözetimi altında işini yeniden düzenleyebileceğini belirten kısım |
chapter 11 [usa] n.
|
|
256 |
Law |
abd iflas kanununda iflas eden şirketin mahkeme gözetimi altında işini yeniden düzenleyebileceğini belirten kısım |
chapter xi n.
|
|
257 |
Law |
abd iflas kanununda iflas eden şirkete mahkemenin kayyım atayabileceğini belirten kısım |
chapter 7 [usa] n.
|
|
258 |
Law |
aynı taraflar arasında başka bir davanın görülmekte olduğunu belirten defi |
plea of another action pending n.
|
|
259 |
Law |
hasarlı yüklenen yükü belirten konşimento |
foul bill of lading n.
|
|
260 |
Law |
(sanığın) suçun işlendiği sırada başka yerde bulunduğunu belirten iddia |
alibi n.
|
|
261 |
Law |
söz konusu sözleşmenin taraflar arasındaki eksiksiz ve nihai anlaşma olduğunu belirten hüküm |
integration clause n.
|
|
262 |
Law |
yasanın davanın belirli unsurlarına nasıl uygulanacağını belirten ve gelecekteki benzer vakalar için emsal teşkil edebilecek mahkeme görüşü kısmı |
holding n.
|
|
263 |
Law |
yasanın davanın belirli unsurlarına nasıl uygulanacağını belirten ve gelecekteki benzer vakalar için emsal teşkil edebilecek mahkeme görüşleri |
holdings n.
|
|
264 |
Law |
kira sözleşmelerinde kiranın önceden belirtilen şekilde ödeneceğini belirten ifade |
yielding and paying n.
|
|
265 |
Law |
kanunen uygulanabilir anlaşmayı belirten belge |
obligation n.
|
|
266 |
Law |
bir şey karşılığında ne tür bir ödeme veya görevlerin gerçekleştirileceğini belirten kloz |
reddendo n.
|
|
267 |
Law |
çalışma arkadaşına ihmal sonucu zarar verme vakalarında işverenin mesuliyeti olmadığını belirten yasa |
fellow-servant rule n.
|
|
268 |
Law |
miras belirten bir belgeye sahip olan |
willed adj.
|
|
Politics |
|
269 |
Politics |
seçime girecek adayın kim olduğunu belirten siyasi konuşma |
nominating address n.
|
|
270 |
Politics |
seçime girecek adayın kim olduğunu belirten siyasi konuşma |
nominating speech n.
|
|
271 |
Politics |
bir devletin diğer bir başka devlete gönderdiği elçisini geri çağırdığını belirten yazısı |
letter of recall n.
|
|
272 |
Politics |
(birleşik krallık'ta) lordlar kamarası'nın bir önergeyi veya kanun teklifini onayladığını belirten ifade |
content n.
|
|
273 |
Politics |
resmi parti politikasına karşı bir politikayı alenen belirten |
off-message adj.
|
|
Tourism |
|
274 |
Tourism |
bir rezervasyonun konfirme edilip edilmediğini belirten bilet üzerindeki kutucuk |
status box n.
|
|
Media |
|
275 |
Media |
gazetecilikte yazarın kendi görüşünü belirten yazı |
op-ed piece n.
|
|
276 |
Media |
yazarın öznel görüşünü belirten yazı |
op-ed piece n.
|
|
277 |
Media |
haberden ziyade yazarın bir konudaki yorumunu/karşıt görüşünü belirten yazı |
op-ed piece n.
|
|
278 |
Media |
1760'ta kurulan bir ticaret gemisi derneğinin belirlediği şekilde yapılan gemilerin detaylarını belirten bir yıllık yayım |
lloyd's register n.
|
|
Advertising |
|
279 |
Advertising |
reklamlarda kişinin istediği fiyattan daha azını kabul edeceğini belirten ifade |
o.b.o. (or best offer) abrev.
|
|
Technical |
|
280 |
Technical |
yalıtılmış sistemde basınç, sıcaklık gibi özellikleri belirten niceliklerin değişmediği durum |
thermodynamic equilibrium n.
|
|
281 |
Technical |
yalıtılmış sistemde basınç, sıcaklık gibi özellikleri belirten niceliklerin değişmediği durum |
equilibrium n.
|
|
282 |
Technical |
alkole işlendikten sonra boyasını kaybetmeyen bakterileri belirten söz |
gram-negative n.
|
|
283 |
Technical |
alkole işlendikten sonra boyasını kaybetmeyen bakterileri belirten söz |
gram-positive n.
|
|
284 |
Technical |
kendini belirten alan |
self-specifying field n.
|
|
285 |
Technical |
meteorolojik iletişimde hava sıcaklığı ve rüzgarı kod ile belirten kelime |
abtop n.
|
|
286 |
Technical |
tartarik asidin optik olarak aktif olmayan şekline ait veya onu belirten |
racemic n.
|
|
287 |
Technical |
yön belirten sinyal |
direction indicator n.
|
|
288 |
Technical |
altmış sayısını belirten |
sexagenary adj.
|
|
289 |
Technical |
iki veya üç değerli vanadyum kapsayan kimyasal bileşiklere ait veya onları belirten |
vanadous adj.
|
|
290 |
Technical |
sardunya yaprağından çıkarılan monobazik bir organik aside ait veya onu belirten |
pelargonic adj.
|
|
Computer |
|
291 |
Computer |
bir tür aralık belirten köşeli ayraçlar |
brackets denoting a type of interval n.
|
|
292 |
Computer |
bir bilgisayar portuna bağlanan ve kullanılan yazılımın illegal bir kopya olmadığını belirten cihaz |
dongle n.
|
|
293 |
Computer |
yüz ifadelerini belirten ikon |
emoticon n.
|
|
294 |
Computer |
sosyal medyada paylaşılan fotoğrafın üzerinde filtre olmadığını belirten etiket |
#nofilter n.
|
|
295 |
Computer |
nokta ile başlayıp dosya türü belirten az sayıda harften oluşan karakterler dizisi |
file name extension n.
|
|
296 |
Computer |
bilgisayar dosyasına diğer dosyalardan ayırt edilebilmesi için verilen ve tür belirten bir uzantı içeren isim |
filename n.
|
|
297 |
Computer |
nokta ile başlayıp dosya türü belirten az sayıda harften oluşan karakterler dizisi |
filename extension n.
|
|
298 |
Computer |
(grafiksel kullanıcı arayüzünde) halihazırda aktif bir elemanı belirten gösterge |
focus n.
|
|
299 |
Computer |
(vuruş oyunlarında) düşmanın vurulup hasar aldığını belirten görsel ve işitsel işaret |
hitmarker n.
|
|
300 |
Computer |
gönderilenin rahatsız edici içerik olduğunu ve dikkatli açılması gerektiğini belirten uyarı ifadesi |
not safe for life (nsfl) n.
|
|
301 |
Computer |
belirten anlamına gelen ön ek |
pebi- pref.
|
|
302 |
Computer |
hard diskte yeterli alan kalmadığını belirten bir uyarı aldım |
I received a warning stating that there is low disk space in the hard disk expr.
|
|
303 |
Computer |
bütün kadınların cinsel saldırıların ve cinsiyetçiliğin hedefi olabileceğini belirten hashtag |
yes all women expr.
|
|
Mechanic |
|
304 |
Mechanic |
makinenin yapımıyla ilgili koşullar altında yapabileceği işi belirten formül |
modulus of a machine n.
|
|
305 |
Mechanic |
makinenin yapımıyla ilgili koşullar altında yapabileceği işi belirten formül |
the efficiency of the machine n.
|
|
Textile |
|
306 |
Textile |
dokumada atkı sıklığını belirten birim |
picks/cm n.
|
|
307 |
Textile |
matem belirten başörtüsü |
cypress n.
|
|
308 |
Textile |
örgünün inceliğini belirten bir ölçü |
gauge n.
|
|
Automotive |
|
309 |
Automotive |
araç kiralamalarında kilometre sınırlaması olmadığını belirten ifade |
unlimited mileage n.
|
|
310 |
Automotive |
yakıt tipini belirten etiket |
fuel labelling n.
|
|
311 |
Automotive |
otomobilin trafiğe çıkabileceğini belirten sertifika |
pink slip [australia] n.
|
|
Traffic |
|
312 |
Traffic |
ingiltere'de park etmeye izin verilmediğini belirten işaret |
yellow line n.
|
|
313 |
Traffic |
yolun tek şeride düştüğünü belirten uyarı |
pinchpoint n.
|
|
Aeronautic |
|
314 |
Aeronautic |
yer radar istasyonunun komşu uçakların konumlarını belirten sinyalleri diğer uçaklara ilettiği hava navigasyon sistemi |
navar n.
|
|
315 |
Aeronautic |
acil durum yer belirten verici |
emergency locator transmitter n.
|
|
316 |
Aeronautic |
arızayı belirten etki |
failure mode n.
|
|
317 |
Aeronautic |
uçakların güvenli şekilde uçmaya devam etmesi için uçuş parametrelerinin hangi aralıkta olması gerektiğini belirten grafik |
flight envelope n.
|
|
318 |
Aeronautic |
(britanya'da) hava aracının uçma izni için gereken yükümlülükleri belirten belgeler |
bcar (british civil airworthiness requirements) n.
|
|
319 |
Aeronautic |
havacılık dilinde görüşün en az 10 kilometre olduğu, 5000 feet altında bulutun ve yağışın veya fırtınanın olmadığı hava koşullarını belirten ifade |
cavok (ceiling (cloud level) and visibility ok) expr.
|
|
320 |
Aeronautic |
(eskiden) hava aracı kontağının açıldığını ve motorun pervaneyi döndürmeye hazır olduğunu belirten pilot komutu |
contact expr.
|
|
Marine |
|
321 |
Marine |
gemi veya limanda bulaşıcı hastalıktan şüphelenildiğini belirten sağlık raporu |
touched bill n.
|
|
322 |
Marine |
bir hacme kaç ton mal yükleneceğini belirten rakam |
stowage factor n.
|
|
323 |
Marine |
geminin hangi firmaya ait olduğunu belirten bayrak |
house-flag n.
|
|
324 |
Marine |
maksimum tırmanma mesafesini belirten işaret |
swash mark n.
|
|
325 |
Marine |
(kazanın kendi hatasından değil doğal nedenlerden kaynaklandığını belirten) kaptan beyanı |
captain's protest n.
|
|
326 |
Marine |
muhbir veya gözcü tarafından gemiye iletilen, yaylım ateşi için mesafenin fazla olduğunu belirten bir rapor |
large spread n.
|
|
327 |
Marine |
harekat sırasında tayfanın alacağı pozisyonu belirten liste |
quarter bill n.
|
|
Petrol |
|
328 |
Petrol |
izooktan ve n heptan karışımındaki izooktan yüzdesi olarak ifade edilip belirli benzinle aynı vuruntu önleyici özelliklere sahip bir yakıtı belirten bir benzin kalitesi ölçüsü |
octane number n.
|
|
Medical |
|
329 |
Medical |
bir tedavinin uygun olmadığını belirten hal |
contraindication n.
|
|
330 |
Medical |
ilacın alım şeklini, sıklığını ve miktarını belirten bilgi |
posology n.
|
|
331 |
Medical |
her bir gözün retinasında farklı noktaları belirten |
disparate adj.
|
|
332 |
Medical |
larinksi belirten önek |
laryngo- pref.
|
|
333 |
Medical |
başla/kafayla ilgili anormallik belirten son ek |
-cephalus suf.
|
|
Anatomy |
|
334 |
Anatomy |
organın ya da vücut bölümünün yerini belirten hayali düzlem |
plane n.
|
|
Psychology |
|
335 |
Psychology |
parça ve bütünün kaçınılmaz olarak birbirine bağlı olduğunu belirten yapısal aile terapisi terimi |
holon n.
|
|
Physiology |
|
336 |
Physiology |
gözdeki veya derideki bir alıcıdan gelip boşluktaki bir yönü veya vücuttaki belirli bir noktayı belirten bilgi |
local sign n.
|
|
Pharmaceutics |
|
337 |
Pharmaceutics |
ilaç etiketinde, federal yasanın eczacının doktor reçetesi dışında ilaç vermesini yasakladığını belirten açıklama |
legend n.
|
|
338 |
Pharmaceutics |
(ilacın) ticari olmayan adını belirten |
generical adj.
|
|
Printing |
|
339 |
Printing |
baskıda referans veya dipnot belirten bir sembol |
double obelisk n.
|
|
340 |
Printing |
baskıda referans veya dipnot belirten bir sembol |
double dagger n.
|
|
341 |
Printing |
basımda bir bölümü ya da başlangıcını belirten karakter |
section n.
|
|
Gastronomy |
|
342 |
Gastronomy |
kullanılan üzümlerin bölgesini belirten şarap adı |
appellation n.
|
|
Math |
|
343 |
Math |
türetilmiş herhangi bir gerçeğe ilişkin hipotezlerin ek varsayımlar ile serbestçe genişletilebileceğini belirten yapısal bir matematiksel ilke |
weakening n.
|
|
344 |
Math |
koordinat belirten sayısal değer(ler) |
coordinate n.
|
|
345 |
Math |
doğrultman doğrusu ile bağlantısı bir konik kesit belirten sabit nokta |
focus n.
|
|
346 |
Math |
sayının bileşenlerini belirten ayırıcı sembollere verilen ad |
separatrix n.
|
|
347 |
Math |
iki terimin küpkök oranını belirten |
subtriplicate adj.
|
|
Logic |
|
348 |
Logic |
daha genel bir niteliği belirten mantıksal karakter |
determinate n.
|
|
349 |
Logic |
bir sınıfı belirten özelliklerin tümü |
comprehension n.
|
|
350 |
Logic |
formül veya ifadenin türetilme koşullarını belirten sözdizimsel kural |
introduction n.
|
|
351 |
Logic |
bir konuyu belirten |
connotative adj.
|
|
Statistics |
|
352 |
Statistics |
olasılık dağılımında yüksek seviye risk belirten kuyruk |
fat tail n.
|
|
353 |
Statistics |
birkaç istatistiksel parametre için değer aralığı belirten (hipotez) |
composite adj.
|
|
354 |
Statistics |
bir veya daha fazla parametre için aynı değerleri belirten (varsayım) |
simple adj.
|
|
Physics |
|
355 |
Physics |
bir elektron atomunun yörünge açısal momentinin yönünü belirten kuantum sayısı |
third quantum number n.
|
|
356 |
Physics |
müzikal sesin kulakta bir dizi kurucu saf harmonik ton olarak algılandığını belirten bir yasa |
ohm’s law n.
|
|
357 |
Physics |
müzikal sesin kulakta bir dizi kurucu saf harmonik ton olarak algılandığını belirten bir yasa |
ohm's law n.
|
|
358 |
Physics |
periyodik uygulanan kuvvete mekanik sistemin tepkisini belirten katsayı |
compliance n.
|
|
359 |
Physics |
etkileşim veya işlem sonucu bazı niceliklerin veya niteliklerin sabit kaldığını belirten yasa |
conservation law n.
|
|
Chemistry |
|
360 |
Chemistry |
kakao, yerfıstığı yağından elde edilen asidi belirten |
theobromic n.
|
|
361 |
Chemistry |
malzemedeki çift bağ yüzdesini belirten sayı |
bromine number n.
|
|
362 |
Chemistry |
terebik asidin modifiye oksidasyonundan elde edilen beyaz kristalli kompleks asidi belirten |
terebilenic adj.
|
|
363 |
Chemistry |
tereftalik asit veya türevlerini belirten |
terephthalic adj.
|
|
364 |
Chemistry |
metanın bir sülfonik (tiyonik) asit türevini belirten |
methionic adj.
|
|
365 |
Chemistry |
bileşiğin soğurma spektrumunda daha kısa dalga boyuna kaymayı belirten |
hypsochromic adj.
|
|
366 |
Chemistry |
1 kilogram çözücü başına bir mol çözünen içeren bir çözeltiyi belirten |
molal adj.
|
|
367 |
Chemistry |
kolik aside benzeyen kristalli bir organik asidi belirten |
lithofellic adj.
|
|
368 |
Chemistry |
alloksan grubundan olup bal renginde bir toz olarak elde edilen kompleks bir azotlu asidi belirten |
mycomelic adj.
|
|
369 |
Chemistry |
silikotungstatları belirten |
silicotungstic adj.
|
|
370 |
Chemistry |
hardal yağında bulunduğu düşünülen oleik asit dizisinden birini belirten |
sinapoleic adj.
|
|
371 |
Chemistry |
bir şeyin içeriğinde kimyasal ya da kimyasal reaksiyon olduğunu belirten ön ek |
chem- pref.
|
|
372 |
Chemistry |
bir şeyin içeriğinde kimyasal ya da kimyasal reaksiyon olduğunu belirten ön ek |
chemi- pref.
|
|
373 |
Chemistry |
bir şeyin içeriğinde kimyasal ya da kimyasal reaksiyon olduğunu belirten ön ek |
chemo- pref.
|
|
374 |
Chemistry |
bir şeyin içeriğinde kimyasal ya da kimyasal reaksiyon olduğunu belirten ön ek |
chemio- pref.
|
|
375 |
Chemistry |
dört azot atomu içeren azo ve diazo çift türevlerini belirten ön ek |
tetraz- pref.
|
|
376 |
Chemistry |
dört azot atomu içeren azo ve diazo çift türevlerini belirten ön ek |
tetrazo- pref.
|
|
377 |
Chemistry |
üçe ikilik oran belirten bir ön ek |
subsesqui- pref.
|
|
378 |
Chemistry |
doymamış karbonlu bileşikleri belirten son ek |
-ene suf.
|
|
379 |
Chemistry |
molekülde hidroksil radikallerinin veya değişebilir hidrojen atomlarının bulunduğunu belirten son ek |
-hydric suf.
|
|
Biology |
|
380 |
Biology |
bir organizmanın bilimsel adında cins adını takip eden ve tür, alt tür belirten kelime |
epithet n.
|
|
381 |
Biology |
farelerdeki cinsiyete bağlı mutasyonu belirten |
jimpy adj.
|
|
382 |
Biology |
(anizogam canlılarda) eşey hücrelerinden daha küçük ve daha hareketli olanı belirten |
male adj.
|
|
383 |
Biology |
çeşitlilik belirten |
varietal adj.
|
|
384 |
Biology |
biyolojik çeşitliliği belirten |
varietal adj.
|
|
385 |
Biology |
hayvan veya bitkinin ortak adını belirten |
vernacular adj.
|
|
386 |
Biology |
hayvan veya bitkinin ortak adını belirten |
common adj.
|
|
387 |
Biology |
hücre dokusunu belirten son ek |
-enchyma suf.
|
|
388 |
Biology |
zigotik yapı belirten son ek |
-zygous suf.
|
|
Astronomy |
|
389 |
Astronomy |
yerel düzensizlikler haricinde maddenin evrendeki dağılımının homojen ve izotropik olduğunu belirten bir ilke |
cosmological principle n.
|
|
Zoology |
|
390 |
Zoology |
çiftleşmeye hazırlık belirten |
nuptial adj.
|
|
391 |
Zoology |
zoolojik taksonlarda sınıfın tek bir üyesini belirten son ek |
-zoon suf.
|
|
Botanic |
|
392 |
Botanic |
ikiçenekli ağaç ve çalılardan oluşan bir familyayı belirten |
holly adj.
|
|
393 |
Botanic |
dutgiller familyasını belirten |
mulberry adj.
|
|
394 |
Botanic |
belirtilen şekilde kökü olduğunu belirten bir son ek |
-rhiza suf.
|
|
Agriculture |
|
395 |
Agriculture |
kuru ürünlerin ağırlığını belirten bir tür ölçü birimi |
dry unit n.
|
|
Social Sciences |
|
396 |
Social Sciences |
(goffman sosyolojisinde) etkileşimin katılımcı için ne ifade ettiğini belirten davranış veya söz |
keying n.
|
|
397 |
Social Sciences |
(malezya'da) yüksek şövalye nişanı belirten bir unvan |
datuk n.
|
|
398 |
Social Sciences |
ırk, halk veya kültürü belirten ön ek |
ethno- pref.
|
|
Education |
|
399 |
Education |
lise veya üniversite diploması gibi resmi bir programın tamamlandığını belirten belge |
diploma n.
|
|
400 |
Education |
(kaçıncı sınıfta olduğunu belirten bir sıra sayısıyla kullanılır) ilkokul veya ortaokul öğrencisi |
grader n.
|
|
Literature |
|
401 |
Literature |
hayranlık belirten biyografi |
hagiography n.
|
|
Linguistics |
|
402 |
Linguistics |
aitlik belirten isimler |
possessive nouns n.
|
|
403 |
Linguistics |
amaç belirten zarflar |
adverbs of purpose n.
|
|
404 |
Linguistics |
olumsuzluk belirten kelime |
negator n.
|
|
405 |
Linguistics |
roma rakamlarında büyük sayıları belirten ters c harfine benzer bir sembol |
apostrophus n.
|
|
406 |
Linguistics |
eylemin zamanını, tamamlanmasını, süresini veya tekrarlanışını belirten özelliği |
aspect n.
|
|
407 |
Linguistics |
ironi belirten bir noktalama işareti |
zing n.
|
|
408 |
Linguistics |
(göstergebilimde) nesneyi belirten işaret veya imleyici |
representamen n.
|
|
409 |
Linguistics |
cinsiyet alt sınıfına dahil olmayı belirten çekimsel form |
gender n.
|
|
410 |
Linguistics |
ardışık olmayan türetme aşamalarını belirten bir kural |
global rule n.
|
|
411 |
Linguistics |
durum veya eylemin yerini belirten anlamsal rol |
locative role n.
|
|
412 |
Linguistics |
kendi dışındaki nesne veya varlıkları belirten dil |
object language n.
|
|
413 |
Linguistics |
şeyleri, olayları veya bunların özelliklerini belirten bir dil |
object language n.
|
|
414 |
Linguistics |
bir şeyin hareket ettiği yeri belirten isim |
goal n.
|
|
415 |
Linguistics |
eylem belirten isim |
goal n.
|
|
416 |
Linguistics |
bazı dillerde hareketin yönünü belirten bir gramer formu |
illative n.
|
|
417 |
Linguistics |
üstünlük derecesi belirten sıfat veya zarf |
comparative n.
|
|
418 |
Linguistics |
alıntının başlangıç ve bitişini belirten virgül işaretleri |
commas n.
|
|
419 |
Linguistics |
çifte iyelik belirten sözcük |
double genitive n.
|
|
420 |
Linguistics |
önerme belirten bağlaç |
suppositive n.
|
|
421 |
Linguistics |
tamamlanma belirten |
telic adj.
|
|
422 |
Linguistics |
emir belirten |
imperative adj.
|
|
423 |
Linguistics |
eylemin zamanını, tamamlanmasını, süresini veya tekrarlanışını belirten özelliğine ait veya ilgili |
aspectual adj.
|
|
424 |
Linguistics |
bazı dillerde ismin ayrılma halini belirten |
elative adj.
|
|
425 |
Linguistics |
dilin bir tarafında "l" sesi çıkarıldığını belirten |
unilateral adj.
|
|
426 |
Linguistics |
üstünlük derecesi belirten |
equative adj.
|
|
427 |
Linguistics |
koşul belirten |
essive adj.
|
|
428 |
Linguistics |
durum belirten |
essive adj.
|
|
429 |
Linguistics |
istek belirten |
voluntative adj.
|
|
430 |
Linguistics |
geniş zamanda tekrarlayan iş ve oluşları belirten |
habitual adj.
|
|
431 |
Linguistics |
eşsesli sözcük belirten |
homophonous adj.
|
|
432 |
Linguistics |
değişimi belirten (fiil) |
mutative adj.
|
|
433 |
Linguistics |
(gereklilik, görev veya yükümlülük belirten) ifadeler ile ilgili |
deontic adj.
|
|
434 |
Linguistics |
fiilin ifade ettiği eylemin hareketsiz, istemsiz, dolaysız nedenini belirten bir isim tamlamasının anlamıyla ilgili |
instrumental adj.
|
|
435 |
Linguistics |
(eylem) alışkanlığı belirten |
customary adj.
|
|
436 |
Linguistics |
afro-asyatik dil ailesini belirten |
semito-hamitic adj.
|
|
437 |
Linguistics |
benzeşme belirten |
similative adj.
|
|
438 |
Linguistics |
tamamlanma belirten şekilde |
perfectively adv.
|
|
439 |
Linguistics |
yakın ilişki belirten bir işlevsel sözcük |
with prep.
|
|
440 |
Linguistics |
karşılaştırma, eşitlik veya aynılık belirten bir işlevsel sözcük |
with prep.
|
|
441 |
Linguistics |
bir dilin yapısındaki birimleri belirten son ek |
-eme suf.
|
|
History |
|
442 |
History |
ırk, ikamet ve meslek belirten resmi belge |
reference book [south african] n.
|
|
443 |
History |
antik roma'daki sulh hakimine davayı muhakeme etmesi için izin verilen günleri belirten |
triverbial adj.
|
|
444 |
History |
800 yılın tamamlanmasını belirten |
octocentenary adj.
|
|
Archaeology |
|
445 |
Archaeology |
antik miken uygarlığını belirten |
mycenean adj.
|
|
Religious |
|
446 |
Religious |
müslüman ülkelerde saygı belirten bir unvan |
khoja n.
|
|
447 |
Religious |
dini inancını alenen belirten kimse |
witness n.
|
|
448 |
Religious |
hareketleriyle veya sözleriyle isa'ya ve hristiyan inancına sadakatini belirten kimse |
witness n.
|
|
449 |
Religious |
baba, oğul ve kutsal ruh'un üç ayrı varlık olmak yerine üç farklı şekilde sergilendiğini belirten bir hristiyan doktrini |
modalism n.
|
|
450 |
Religious |
baba, oğul ve kutsal ruh'un üç ayrı varlık olmak yerine üç farklı şekilde sergilendiğini belirten hristiyan doktrinini destekleyen kimse |
modalist n.
|
|
451 |
Religious |
kutsama belirten |
benedictory adj.
|
|
452 |
Religious |
baba, oğul ve kutsal ruh'un üç ayrı varlık olmak yerine üç farklı şekilde sergilendiğini belirten hristiyan doktriniyle ilgili |
modalist adj.
|
|
453 |
Religious |
baba, oğul ve kutsal ruh'un üç ayrı varlık olmak yerine üç farklı şekilde sergilendiğini belirten hristiyan doktriniyle ilgili |
modalistic adj.
|
|
454 |
Religious |
ortodoksluğu belirten |
orthodoxal adj.
|
|
Philosophy |
|
455 |
Philosophy |
insan bilgisinde hiçbir şeyin kesin olmadığını belirten görüş |
pyrrhonism n.
|
|
456 |
Philosophy |
insan bilgisinde hiçbir şeyin kesin olmadığını belirten görüş |
pyrrhonian skepticism n.
|
|
457 |
Philosophy |
duygu belirten |
evaluative adj.
|
|
458 |
Philosophy |
tutum belirten |
evaluative adj.
|
|
459 |
Philosophy |
yargı belirten |
evaluative adj.
|
|
460 |
Philosophy |
bazı ifadelerin doğruluğunu belirten |
modal adj.
|
|
Geography |
|
461 |
Geography |
bir cismin yer küre üzerindeki konumunu kürenin iki büyük dairesine göre belirten ifade |
trigonometrical coordinates n.
|
|
462 |
Geography |
göl veya nehir suyundan etkilenip kıyılardakinden farklı bir doğa ve bitki örtüsü olan toprak sınırını belirten çizgi |
high-water mark n.
|
|
463 |
Geography |
harita veya çizimlerde coğrafi sınırları belirten hatlar |
sheetlines n.
|
|
Meteorology |
|
464 |
Meteorology |
rüzgar hızını belirten sayı |
beaufort number n.
|
|
465 |
Meteorology |
rüzgar hızını belirten sayı |
beaufort force n.
|
|
466 |
Meteorology |
eş yağışı belirten |
isohyetal adj.
|
|
Military |
|
467 |
Military |
abd'de başka bir figürün yanına eklendiğinde aynı madalyadan ikinci kez alındığını belirten askeri nişan |
oak leaf cluster n.
|
|
468 |
Military |
izin verilen elektromanyetik ve akustik yayım miktarını belirten politika |
emission control policy n.
|
|
469 |
Military |
taşıyan kişinin güvenliğe kavuşmasını sağlayanın ödüllendirileceğini belirten küçük bir kağıt |
blood chit (intelligence) n.
|
|
470 |
Military |
askeri kuvvetlerin yönlendirilmesi, koordine edilmesi ve denetimi için yetkilendirilmiş bireyin yetkisini kullanma sürekliliğini belirten derece veya durum |
continuity of command n.
|
|
471 |
Military |
askeri veya resmi rütbe belirten kuşak |
scarf n.
|
|
Sport |
|
472 |
Sport |
parkurda bitiş çizgisini belirten direk |
winning post n.
|
|
Basketball |
|
473 |
Basketball |
periyot veya devrenin bittiğini belirten düdük |
buzzer n.
|
|
474 |
Basketball |
top hakimiyetinin hangi takımda olduğunu belirten sayı tabelası oku |
possession arrow n.
|
|
Baseball |
|
475 |
Baseball |
vurucunun kaleye ne sıklıkla ulaştığını belirten oran |
on-base percentage n.
|
|
476 |
Baseball |
atıcının attığı atış sayısını belirten istatistik |
ip n.
|
|
477 |
Baseball |
vurucunun kaleye ne sıklıkla ulaştığını belirten oran |
obp (on-base percentage) abrev.
|
|
478 |
Baseball |
vurucunun kaleye ne sıklıkla ulaştığını belirten yüzde ile kale yüzdesinin toplamı |
ops (on-base plus slugging) abrev.
|
|
Card |
|
479 |
Card |
oyuncunun partnerine elinde bazı kartlar bulunduğunu veya belirli bir tarzda oynamayı istediğini belirten oynayış biçimi |
signal n.
|
|
480 |
Card |
(iskambil kartlarında) kart değerini belirten işaret |
spot n.
|
|
Music |
|
481 |
Music |
bağlı nota belirten işaret |
tie n.
|
|
482 |
Music |
bir bestenin başlangıcını ve bitişini belirten ifade |
segno n.
|
|
483 |
Music |
1862'de ludwig von köchel tarafından hazırlanan mozart eserleri kataloğunda seri numarayı belirten bir kelime |
köchel n.
|
|
484 |
Music |
piyanistin sol elle çalması gerektiğini belirten talimat |
main-gauche n.
|
|
485 |
Music |
bir bölümün orta tempoda çalınacağını belirten bir tempo işareti |
moderato n.
|
|
486 |
Music |
orta tempoda çalınacağını belirten tempo işaretine sahip bir bölüm |
moderato n.
|
|
487 |
Music |
kanon içerisindeki ardışık vokal bölümlerin gireceği noktayı belirten s biçimli işaret |
presa n.
|
|
488 |
Music |
kanon içerisindeki ardışık vokal bölümlerin gireceği noktayı belirten s biçimli işaret |
guida n.
|
|
489 |
Music |
müziğin sciolto çalınacağını belirten nota yönergesi |
sciolto n.
|
|
490 |
Music |
nota veya sus biçimlerinin kaç kez tekrar edileceğini belirten basılı işaret |
simile n.
|
|
491 |
Music |
nota veya sus biçimlerinin kaç kez tekrar edileceğini belirten basılı işaret |
smile mark n.
|
|
492 |
Music |
birkaç gruba ayrılma belirten müzikal yönlendirme |
divided adj.
|
|
493 |
Music |
eşlik eden armonileri belirten numaralar bulunduran (pes bölüm) |
figured adj.
|
|
Photography |
|
494 |
Photography |
dijital içeriğin konumunu belirten meta etiketi |
geotag n.
|
|
Printery |
|
495 |
Printery |
metnin yayımlanmasının kabul edilmediğini belirten, metinle birlikte yazara geri gönderilen not |
rejection slip n.
|
|
496 |
Printery |
not veya atıfta geçen ögeyi belirten işaret |
parallel n.
|
|
497 |
Printery |
basılan sayfanın kenar boşluğunda bulunup basıldığı matbaayı belirten işaret veya yazı |
pressmark n.
|
|
498 |
Printery |
bir kağıt sayfayı katlayarak yapılan yaprak sayısını belirten son ek |
-mo suf.
|
|
Abbreviation |
|
499 |
Abbreviation |
gönderilenin rahatsız edici içerik olduğunu ve dikkatli açılması gerektiğini belirten uyarı ifadesi |
nsfw (not safe for work) n.
|
|
500 |
Abbreviation |
film değerlendirmelerinde 18 yaşın altındaki hiç kimsenin sinemaya kabul edilmeyeceğini belirten sembol |
nc-17 (no children under 17) expr.
|
|