belli olmak - Turkish English Dictionary
History

belli olmak



Meanings of "belli olmak" in English Turkish Dictionary : 18 result(s)

Turkish English
Common Usage
belli olmak appear v.
belli olmak become clear v.
belli olmak be clear v.
General
belli olmak be understood v.
belli olmak shine out v.
belli olmak transpire v.
belli olmak become perceptible v.
belli olmak seem obvious v.
belli olmak add up v.
belli olmak show v.
belli olmak become visible v.
belli olmak become obvious v.
belli olmak become evident v.
belli olmak show up v.
belli olmak pear [dialect] v.
Phrasals
belli olmak look out [obsolete] v.
belli olmak come out v.
Idioms
belli olmak be looking (one) in the face v.

Meanings of "belli olmak" with other terms in English Turkish Dictionary : 127 result(s)

Turkish English
General
başarısız olacağı belli olmak foredoom v.
belli bir tadı olmak taste v.
belli bir açıda eğimli olmak tilt at v.
belli bir yönde olmak lie v.
(renklerin, seslerin veya siluetlerin) belli belirsiz karışmasına sebep olmak melt v.
akıbeti belli olmak fate v.
Phrasals
apaçık belli olmak show up v.
(biri/bir şey belli bir miktar) daha iyi/üstün olmak exceed (someone or something) by (something) v.
(biri/bir şey belli bir miktar) daha iyi/üstün olmak exceed someone or something by something v.
(belli bir) puan gerisinde olmak/arkasında olmak trail someone or something by something v.
(belli bir) puan altında olmak/arkasından gelmek trail someone or something by something v.
(belli bir kişi ya da şey) hakkında hemfikir/mutabık olmak concur on (someone or something) v.
belli bir aralık içerisinde olmak come within something v.
toplamda belli bir meblağ olmak count up to something v.
birinden/bir şeyden belli bir oranda daha iyi olmak exceed someone or something by something v.
(bir şeyin) altından/arkasından küçük bir kısmı belli olmak peek out (from something) v.
saklandığı yerden küçük bir kısmı belli olmak peek out v.
bir şeyin altından küçük bir kısmı belli olmak peek out v.
belli bir problemi olmak curse with (something) v.
belli bir değere/dereceye sahip olmak rate at (something) v.
belli bir seviyeye/düzeye sahip olmak rate at (something) v.
belli bir durumda emekli olmak retire in (something or some place) v.
(bir yerde) belli bir süre hizmet vermiş olmak/vermek serve (something) in (some place) v.
belli bir durumda emekli olmak retire into (something or some place) v.
toplamda (belli bir miktar) olmak run to v.
toplamda belli bir miktar olmak run to something v.
belli bir miktar olmak run to v.
(belli bir zamana) kadar göz kulak olmak keep until (some point in time) v.
bir şeyin altından küçük bir kısmı belli olmak peek out of something v.
bir şeyin içinden küçük bir kısmı görünmek/belli olmak peek out of something v.
bir şeyin içinde küçük bir kısmı görünmek/belli olmak peek out of something v.
bir şeyin arkasından (birine/bir şeye) yer yer belli olmak peer out at (someone or something) v.
teri üzerindeki kıyafetin koltuk altlarından belli olmak pit out v.
minimum belli bir ücret/değer olmak start off at (something or some place) v.
belli bir zamanda bir yerde olmak appear at v.
(belli bir başlığa/gruba) ait/dahil olmak belong under v.
toplamda (belli bir meblağ) olmak count up to (some number) v.
(belli koşullara) bağlı olmak depend upon (someone or something) v.
(belli koşullara) bağlı olmak depend on (someone or something) v.
(belli bir miktar) daha iyi/üstün olmak exceed by v.
'-in altından küçük bir kısmı belli olmak peek out of v.
'-in içinden küçük bir kısmı görünmek/belli olmak peek out of v.
'-in içinde küçük bir kısmı görünmek/belli olmak peek out of v.
(bir şeyin) tepesinden görünmek/belli olmak peek over (something) v.
-den belli olmak/görünmek peek through v.
(bir şeyin) altından belli olmak/görünmek peek under (something) v.
(bir şeyin) altından belli olmak/görünmek peek underneath (something) v.
(bir şeyin) tepesinden görünmek/belli olmak peep over (something) v.
(bir şeyden) belli olmak peep through v.
altından belli olmak/görünmek peep under v.
(bir şeyin) altından belli olmak/görünmek peep under (something) v.
(bir şeyin) altından belli olmak/görünmek peep underneath (something) v.
arkasından yer yer belli olmak peer out at v.
belli bir değere/dereceye sahip olmak rate at v.
belli bir seviyeye/düzeye sahip olmak rate at v.
-den belli olmak register on v.
(belli bir puan, sayı) gerisinde olmak trail by (something) v.
(belli bir puanla, sayıyla) kaybediyor olmak trail by (something) v.
(belli bir) ağırlıkta olmak weigh in at (something) v.
Colloquial
belli bir zaman diliminde boş olmak/boş vakti olmak not have anything on v.
(bir şeyden) belli bir miktara sahip olmak be off for (something) v.
belli bir zaman için planları olmak have something doing v.
belli bir zamana planlanmış/ayarlanmış işleri olmak have something doing v.
belli bir zaman için planları olmak have something on v.
belli bir zamana planlanmış/ayarlanmış işleri olmak have something on v.
belli bir yeteneğe sahip olmak have got it in (one) v.
belli bir zaman diliminde işleri olmak have anything on v.
belli bir zaman diliminde planları olmak have something doing v.
belli bir zaman diliminde meşgul olmak have something doing v.
belli bir zaman diliminde planları olmak have something on v.
belli bir zaman diliminde meşgul olmak have something on v.
(belli bir saatte) olmak be at (something) v.
(belli bir zamanda) olmak be at (something) v.
belli bir saate olmak be at v.
belli bir zamanda olmak be at v.
(belli bir düzeyde/miktar) avantajlı durumda olmak be ... to the good v.
(belli bir düzeyde/miktar) karlı durumda olmak be ... to the good v.
(bir sürecin belli bir noktasına kadar) gelmiş/ulaşmış olmak be into v.
belli bir miktarda bir şeye sahip olmak be off for something v.
(belli bir zamandan) sonra olmak be past (something) v.
(belli bir zamanı) geçmiş olmak be past (something) v.
(gebelik nedeniyle) karnı belli olmak show v.
kötü biri olduğu her halinden belli olmak have evil written all over one v.
Idioms
(belli bir zaman dilimi için) buralarda olmak be around v.
(belli bir zamanda belli bir yerde) olmak be around v.
yüzünden belli olmak be written all over someone's face v.
belli bir faaliyette başarılı olmak cook on the front burner v.
yapamadığı belli olmak can't seem to v.
belli bir duruşu olmak carry (oneself) v.
aşikar/apaçık belli olmak tell its own tale v.
aşikar/apaçık belli olmak tell its own story v.
çok uzaktan belli olmak stick out a mile v.
çok uzaktan belli olmak stand out a mile v.
rengi belli olmak someone's true colour to come out v.
(belli bir paraya) mal olmak knock someone back (an amount of money) v.
(sikke) belli bir parasal değeri olmak pass current [obsolete] v.
(madeni para) belli bir parasal karşılığı olmak pass current [obsolete] v.
son anda belli olmak come down to the wire v.
sonucu bitiş çizgisinde belli olmak (yarış) go, come (right) down to the wire v.
son saniyede belli olmak go down to the wire v.
son anda belli olmak go down to the wire v.
amacına ulaşacağı önceden belli olmak be a slam dunk v.
sonu baştan belli olmak be a slam dunk v.
başaracağı baştan belli olmak be a slam dunk v.
kazanacağı belli olmak be a slam dunk v.
(bir konuda) belli bir fikrin taraftarı olmak be a great believer in (something) v.
genellikle belli bir şekilde olmak/yapılmak have a way of doing something v.
belli bir alanda usta olmak hit (one's) straps v.
(belli bir yaştan) daha küçük olmak be (on) the right side of (an age) v.
(konuşma) belli bir tonda olmak sound a (kind of) note v.
(konuşma) belli bir yaklaşımda olmak sound a (kind of) note v.
(konuşma) belli bir tutumda olmak sound a (kind of) note v.
(birinin) yüzünden belli olmak register on (one's) face v.
belli bir görüşe sahip tek kişi olmak be in a minority of one v.
yenileceği baştan belli olmak be left at the post v.
(belli bir yaşı) geçmiş olmak be (on) the wrong side of (some age) v.
(belli bir yaşın) üstünde olmak be (on) the wrong side of (some age) v.
kazanacağı baştan belli olmak be a shoo-in v.
sonuç belli olmak be all over bar the shouting [uk/australia] v.
(birinin) yüzünden belli olmak be written all over (one's) face v.
(bir şey) yüzünden belli olmak be written all over your face v.
(bir şey) yüzünden belli olmak have something written all over your face v.
birinin yüzünden belli olmak be written all over somebody's face v.
yüzünden belli olmak be written all over your face v.
(belli bir düzeyin) çok üstüne çıkmak/üstünde olmak blow past (something) v.
son anda belli olmak go, come (right) down to the wire v.
rengi belli olmak show one's colors v.