birleştirmek - Turkish English Dictionary
History

birleştirmek



Meanings of "birleştirmek" in English Turkish Dictionary : 166 result(s)

Turkish English
Common Usage
birleştirmek reunite v.
birleştirmek compound v.
birleştirmek combine v.
birleştirmek join v.
birleştirmek associate v.
birleştirmek bond v.
birleştirmek unite v.
General
birleştirmek knit v.
birleştirmek league v.
birleştirmek piece together v.
birleştirmek consubstantiate v.
birleştirmek wed v.
birleştirmek bind v.
birleştirmek joggle v.
birleştirmek couple up v.
birleştirmek put together v.
birleştirmek aggregate v.
birleştirmek tack v.
birleştirmek joint v.
birleştirmek ally with v.
birleştirmek federate v.
birleştirmek interlink v.
birleştirmek put to v.
birleştirmek ally v.
birleştirmek confederate with v.
birleştirmek knit together v.
birleştirmek stick together v.
birleştirmek enleague v.
birleştirmek inosculate v.
birleştirmek confederate v.
birleştirmek fuze v.
birleştirmek pool v.
birleştirmek match v.
birleştirmek marry v.
birleştirmek hook up v.
birleştirmek dovetail v.
birleştirmek gang up v.
birleştirmek mediatize v.
birleştirmek tie v.
birleştirmek knit up v.
birleştirmek colligate v.
birleştirmek link up v.
birleştirmek incorporate v.
birleştirmek band together v.
birleştirmek piece v.
birleştirmek patch up v.
birleştirmek tag v.
birleştirmek piece with v.
birleştirmek conjoin v.
birleştirmek interconnect v.
birleştirmek congregate v.
birleştirmek affiliate v.
birleştirmek assemble v.
birleştirmek amalgamate v.
birleştirmek fuse v.
birleştirmek unite v.
birleştirmek integrate v.
birleştirmek consolidate v.
birleştirmek interdigitate v.
birleştirmek compose v.
birleştirmek am v.
birleştirmek close v.
birleştirmek attach v.
birleştirmek connect v.
birleştirmek couple v.
birleştirmek merge v.
birleştirmek link v.
birleştirmek mount v.
birleştirmek unify v.
birleştirmek fusion v.
birleştirmek unite with v.
birleştirmek bridge v.
birleştirmek mediatise v.
birleştirmek synthesize v.
birleştirmek demerge v.
birleştirmek serve v.
birleştirmek annex v.
birleştirmek accoil [obsolete] v.
birleştirmek accorporate v.
birleştirmek adject v.
birleştirmek cement v.
birleştirmek articulate v.
birleştirmek make v.
birleştirmek entrain v.
birleştirmek vamp v.
birleştirmek mingle v.
birleştirmek revolve [obsolete] v.
birleştirmek glom v.
birleştirmek clan (together) v.
birleştirmek one v.
birleştirmek oop [scotland] v.
birleştirmek commit [obsolete] v.
birleştirmek infibulate v.
birleştirmek ingrain v.
birleştirmek coadunate v.
birleştirmek coagment v.
birleştirmek coalite v.
birleştirmek combinate v.
birleştirmek co-meddle [obsolete] v.
birleştirmek comingle v.
birleştirmek concur v.
birleştirmek context [obsolete] v.
birleştirmek co-une v.
birleştirmek co-unite v.
birleştirmek couple on v.
birleştirmek inknot v.
birleştirmek peece [obsolete] v.
birleştirmek peel [scotland] v.
birleştirmek cojoin v.
birleştirmek contract v.
birleştirmek corporate v.
birleştirmek organize v.
birleştirmek organise v.
birleştirmek prepare v.
birleştirmek siameze v.
birleştirmek snib [scotland] v.
birleştirmek solidate v.
birleştirmek span v.
Phrasals
birleştirmek tack together v.
birleştirmek shut together v.
birleştirmek pass into v.
birleştirmek connect up v.
birleştirmek couple something on v.
birleştirmek unite together v.
birleştirmek couple something on to something v.
birleştirmek link to v.
birleştirmek match up v.
birleştirmek couple something onto something v.
birleştirmek link with v.
birleştirmek link together v.
birleştirmek join together v.
birleştirmek marry up v.
birleştirmek join to v.
birleştirmek weld together v.
birleştirmek fasten up v.
birleştirmek fix together v.
Trade/Economic
birleştirmek associate v.
birleştirmek consolidate v.
Law
birleştirmek adject v.
birleştirmek combine v.
Politics
birleştirmek league v.
Technical
birleştirmek accorporate v.
birleştirmek amalgamize v.
birleştirmek amalgamate v.
birleştirmek yoke v.
birleştirmek concatenate v.
birleştirmek assembly v.
birleştirmek unify v.
birleştirmek connect v.
birleştirmek agglutinate v.
birleştirmek attach v.
birleştirmek dovetail v.
birleştirmek unite v.
birleştirmek link v.
birleştirmek mate v.
birleştirmek couple v.
birleştirmek incorporate v.
birleştirmek decompound v.
Computer
birleştirmek defragment v.
birleştirmek assemble v.
birleştirmek collate v.
Automotive
birleştirmek couple v.
Chemistry
birleştirmek fix v.
Archaic
birleştirmek bandy v.
birleştirmek compaginate v.
birleştirmek contex v.

Meanings of "birleştirmek" with other terms in English Turkish Dictionary : 418 result(s)

Turkish English
General
uçlarını birleştirmek splice v.
düğümle birleştirmek knit v.
yeniden birleştirmek recombine v.
birlikleri birleştirmek rally v.
kaynak yaparak birleştirmek weld v.
parçaları birleştirmek assemble v.
sıkıca birleştirmek weld v.
yeniden birleştirmek rejoin v.
aynı yönetim altında birleştirmek syndicate v.
çarparak birleştirmek combine by multiplication v.
tekrar birleştirmek rejoin v.
tek parça olarak birleştirmek combine into one v.
tire ile birleştirmek hyphenate v.
tekrar birleştirmek unify again v.
kurtağzı ile birleştirmek dovetail v.
ile birleştirmek integrate with v.
su ile birleştirmek hydrate v.
yeniden birleştirmek reincorporate v.
t dirsekle birleştirmek tee v.
davaları birleştirmek join the cases v.
dosyaları birleştirmek join the files v.
karıştırıp birleştirmek amalgamate v.
eriterek birleştirmek fuse v.
uç uca birleştirmek butt v.
hayatlarını birleştirmek get married v.
federasyon halinde birleştirmek federate v.
parçalarını birleştirmek piece together v.
güçlerini birleştirmek ally with v.
güçlerini birleştirmek combine the forces v.
güçlerini birleştirmek unite forces v.
ile birleştirmek add with v.
tatilleri birleştirmek combine holidays v.
hayatını birleştirmek marry someone v.
ile birleştirmek combine with v.
ile birleştirmek tie up with v.
bir şey ile sıkıca birleştirmek dovetail with something v.
ellerini birleştirmek fold one's hands v.
tutkalla/yapıştırıcıyla parçalarını birleştirmek glue something together v.
tekrar birleştirmek reunify v.
örerek birleştirmek knit something together v.
seçmeni birleştirmek unify the electorate v.
eklemlerle birleştirmek articulate v.
kabaca birleştirmek cobble v.
eriterek birleştirmek fuze v.
hava ile birleştirmek aerify v.
yeniden birleştirmek reassociate v.
yeniden birleştirmek reconjoin v.
yeniden birleştirmek reconsolidate v.
tekrar birleştirmek reintegrate v.
ek yerleri yeniden birleştirmek rejoint v.
uç kısımları geçme yapacak şekilde birleştirmek lap timbers v.
ortak paydada birleştirmek attone [obsolete] v.
kalkandaki armaları birleştirmek empale v.
altındakiyle birleştirmek underjoin v.
köprüyle birleştirmek bridge v.
kötü niyet ile birleştirmek host v.
hatalı şekilde birleştirmek misassemble v.
uygunsuz şekilde birleştirmek misjoin v.
yanlış şekilde birleştirmek misjoin v.
kötü şekilde birleştirmek misjoin v.
üst üste bindirmeden belirli bir açı ile birleştirmek miter v.
sınırlarda ve köşelerde taşma yapmadan düzgün şekilde birleştirmek miter v.
gönyede birleştirmek mitre v.
belirli bir açıda birleştirmek için uçlara eğim vermek mitre v.
çakışmayacak şekilde belirli bir açıda birleştirmek mitre v.
(kapak dekorasyonunun çizgilerini) köşeleri veya çapraz hatları çakışmayacak şekilde birleştirmek mitre v.
gönye şeklinde birleştirmek mitre v.
sıkıca birleştirmek mortice v.
sıkıca birleştirmek yot v.
iki yüzü birbiriyle alakasız madeni para basmak için alakasız kalıpları birleştirmek mule v.
kenarlarından birleştirmek butt v.
noktaları birleştirmek detail v.
görünmez şekilde birleştirmek graft v.
olukla birleştirmek groove v.
(kirişle) birleştirmek insinew v.
başka bir şeyle birleştirmek coannex v.
birbiriyle birleştirmek commerge v.
(birkaç elementi) birleştirmek complicate [obsolete] v.
bir noktada birleştirmek concenter v.
siyano-etil grubu ile birleştirmek cyanoethylate v.
çentikleri eşleştirerek birleştirmek indent v.
(kağıt yaprağı kumaş şeride yapıştırarak) ped oluşturacak şekilde bir uçtan birleştirmek pad v.
sıkıca birleştirmek context [obsolete] v.
iki ucunu birleştirmek crotch v.
(oy, dava, ceza) birleştirmek cumulate v.
(dizin, katalog) önceki sayıları daha sonraki sayılarda birleştirmek cumulate v.
dil ve oyuklu bağlantı ile birleştirmek feather v.
(metal) birleştirmek ferruminate v.
eriterek birleştirmek inlay v.
güçlerini birleştirmek inleague [obsolete] v.
örer gibi birleştirmek inweave v.
örgüleri birleştirmek inweave v.
örerek birleştirmek plait v.
(kırıştırarak) birleştirmek contract v.
gizlice birleştirmek finedraw v.
sıkı sıkı birleştirmek fold v.
önceden birleştirmek prebind v.
siyam ikizleri gibi birleştirmek siamese v.
su ile birleştirmek slack v.
yumuşak lehim ile birleştirmek soft-solder v.
(bir parçayı) pişmemiş çömlek ile birleştirmek sprig v.
alttan birleştirmek subnect v.
alttan birleştirmek subnex v.
sülfürle birleştirmek sulfuret v.
sülfürle birleştirmek sulfurette v.
sülfürle birleştirmek sulphurette v.
(farklı şeyleri) birleştirmek synoecize v.
(köyleri) bir mahallede birleştirmek synoecize v.
kelimeleri birleştirmek için kullanılan bir ek -o- suf.
emprenye etmek, işlemek veya birleştirmek anlamı veren son ek -ise suf.
Phrasals
(özellikle kaynakla) birleştirmek shut together v.
bir şeyleri ip ile birbirlerine birleştirmek/bağlamak string something together v.
kabaca birleştirmek cobble something together v.
kabaca birleştirmek cobble something up v.
zamkla birleştirmek/yapıştırmak paste something up v.
(birini başka biriyle, eski sevgilisiyle) tekrar birleştirmek/bir araya getirmek drive (one) back to (someone) v.
birini başka biriyle (eski sevgilisi, annesi, babası) tekrar birleştirmek/bir araya getirmek drive someone back to someone v.
(bir şeyi başka bir şeyle) birleştirmek compound (something) with (something else) v.
bir şeyi başka bir şeyle birleştirmek compound something with something v.
iki ya da daha fazla kişiyi bir durum/aktivite için bir araya getirmek/birleştirmek yoke together v.
(bir şeyi başka bir şeyle birleştirmek join with (something) v.
(birini başka biriyle/birileriyle) birleştirmek join with (someone) v.
iki canlı şeyi (bitki, insan dokusu) birbiriyle birleştirmek graft (something) on v.
kafasında birleştirmek put together v.
sonuca varmak için bir çok unsuru/parçaları birleştirmek put together v.
birbirine birleştirmek string together v.
bir şeyleri birbirine birleştirmek string something together v.
(birilerini/bir şeyleri) bir şeyde birleştirmek unite in (someone or something) v.
(birilerini/bir şeyleri) bir ortaklıkta bir araya getirmek/birleştirmek unite in (someone or something) v.
birilerini bir şeyde birleştirmek unite someone in something v.
birilerini bir ortaklıkta bir araya getirmek/birleştirmek unite someone in something v.
ile birleştirmek tie into v.
bir şeyi bir şeyle birleştirmek intersperse something with something v.
birilerini/bir şeyleri bir şey altında birleştirmek unite someone or something into something v.
kaynakları bir havuzda birleştirmek pool up v.
(bir şeyin) ucunu (başka bir şeyin) ucuyla birleştirmek splice (something) to (something else) v.
uçlarını birleştirmek splice (something) to (something else) v.
bir şeyin ucunu başka bir şeyin ucuyla birleştirmek splice something into something v.
uçlarını birleştirmek splice something into something v.
bir şeyin ucunu başka bir şeyin ucuyla birleştirmek splice something to something v.
uçlarını birleştirmek splice something to something v.
uç uca ekleyip birleştirmek splice together v.
uçlarını birleştirmek splice together v.
yeni bir şey elde etmek/bir şeyi değiştirmek için iki veya daha fazla farklı şeyi birleştirmek splice together v.
eski bir şeyi yeni bir şey ile birleştirmek vamp up v.
(biri ya da bir şeyi) birleştirmek combine (something) against (someone or something) v.
biri ya da bir şeyi birleştirmek combine something against someone or something v.
zorla birleştirmek jam together v.
(bir şeyle bir şeyi) birleştirmek join (something) to (something else) v.
(bir şeyi bir şeyle) birleştirmek join (something and something else) together v.
bir şeyi acemice birleştirmek/montajlamak jumble something together v.
örerek birleştirmek knit together v.
dokuyarak birleştirmek knit together v.
bağlayarak birleştirmek knit together v.
düğümle birleştirmek knit together v.
iki şeyi karşılıklı yarar sağlayacak şekilde bir araya getirmek/birleştirmek/bütünleştirmek marry up v.
şans eseri birleştirmek/karşılaştırmak push together v.
bir metalle başka bir metali birleştirmek alloy something with something v.
(bir metalle başka bir metali) birleştirmek alloy (something) with v.
iki şeyi birleştirmek alloy (something) with v.
(bir şeyi) bir şeyle birleştirmek/harmanlamak alloy (something) with v.
ile birleştirmek alloy with v.
kendini biriyle/bir şeyle birleştirmek ally oneself to someone or something v.
(kendini birine/bir şeye karşı biriyle/bir şeyle) birleştirmek ally (oneself) (with someone) (against someone or something) v.
biriyle/bir şeyle birleştirmek ally oneself to someone or something v.
bir şeyi bir şeyle birleştirmek amalgamate something with something v.
iki şeyi birleştirmek amalgamate something with something v.
bir şeyle birleştirmek amalgamate with something v.
bir metalle başka bir metali birleştirmek alloy something with something v.
(bir metalle başka bir metali) birleştirmek alloy (something) with v.
iki şeyi birleştirmek alloy (something) with v.
(bir şeyi) bir şeyle birleştirmek/harmanlamak alloy (something) with v.
ile birleştirmek alloy with v.
kendini biriyle/bir şeyle birleştirmek ally oneself to someone or something v.
(kendini birine/bir şeye karşı biriyle/bir şeyle) birleştirmek ally (oneself) (with someone) (against someone or something) v.
biriyle/bir şeyle birleştirmek ally oneself to someone or something v.
bir şeyi bir şeyle birleştirmek amalgamate something with something v.
iki şeyi birleştirmek amalgamate something with something v.
bir şeyle birleştirmek amalgamate with something v.
bir toprağı/araziyi bir toprakla/araziyle birleştirmek annex something to something v.
bir toprakla/araziyle birleştirmek/birleşmek annex to something v.
bitişiğindeki/komşu araziyle birleşmek/birleştirmek annex to something v.
(bir toprakla/araziyle) birleştirmek annex (something) to v.
(arazileri/toprakları) birleştirmek annex (something) to v.
toprakları/arazileri birleştirmek annex to v.
(kendini/birini/bir şeyi) ile birleştirmek assimilate (oneself/someone/something) into v.
(iki şeyi) birleştirmek attach to v.
(kendini bir şeyle) birleştirmek attach to v.
(birilerini) bir noktada/konuda birleştirmek bring (someone) together v.
bir şeyleri toplamak/birleştirmek bring something together v.
kabaca birleştirmek cobble together v.
yarım yamalak bir araya getirmek/birleştirmek cobble together v.
özensizce toparlamak/birleştirmek cobble together v.
yalapşap yapmak/birleştirmek cobble together v.
kabaca birleştirmek cobble up v.
yarım yamalak bir araya getirmek/birleştirmek cobble up v.
özensizce toparlamak/birleştirmek cobble up v.
yalapşap yapmak/birleştirmek cobble up v.
(bir şeyi bir şeyle) birleştirmek combine (something) with (something) v.
ile birleştirmek compound with v.
birilerini/bir şeyleri bir noktada birleştirmek concentrate someone or something at something v.
(bir noktada) birleştirmek concentrate at (some place) v.
(birine/bir şeye) karşı güçlerini birleştirmek conspire against (something or someone) v.
(biriyle) güçlerini birleştirmek conspire with (one) v.
(birine/bir şeye) karşı (biriyle) güçlerini birleştirmek conspire with (someone) against (something or someone) v.
bir şeyi bir şeyle birleştirmek couple something with something v.
(iki şeyi) birleştirmek couple (something) together v.
ile sıkıca birleştirmek dovetail with v.
ile tekrar birleştirmek/bir araya getirmek drive back to v.
(ekipman) birleştirmek rig up v.
bir şeyi birleştirmek fit something together v.
iki metal parçayı birleştirmek rust together v.
bir şeyi bir şeyle (eriterek) birleştirmek fuse something with something v.
(bir şeyle) birleştirmek fuse with (something) v.
birini/bir şeyi (kendi) etrafında bir araya getirmek/birleştirmek gather someone or something around (oneself) v.
iki canlı şeyi (bitki, insan dokusu) birbiriyle birleştirmek graft on v.
(birini/bir şeyi bir şeyle) birleştirmek incorporate (someone or something) in (something) v.
(birini/bir şeyi bir şeyle) birleştirmek incorporate (someone or something) into (something) v.
(birini bir şeyle) birleştirmek integrate (someone) with (something) v.
(bir şeyle) birleştirmek integrate into (something) v.
bir şeyi bir şeyle birleştirmek intermingle something with something v.
ile birleştirmek intersperse with v.
güçlerini birleştirmek join up v.
ile birleştirmek join with v.
(biriyle başka birini) birleştirmek/bir araya getirmek join (someone) with (someone else) v.
(bir şey) olarak birleştirmek merge into (something) v.
ile birleştirmek merge in v.
(bir şeyle) birleştirmek mingle with (something) v.
(bir şeyle) birleştirmek mix with (something) v.
yapıştırıcıyla birleştirmek paste up v.
(birine/bir şeye) karşı güçlerini birleştirmek plot against (something or someone) v.
uçlarını birleştirmek splice to v.
(biriyle/bir şeyle) birleşmek/güçleri birleştirmek team up (with one) v.
yalapşap/derme çatma/gelişigüzel yapmak/birleştirmek toss together v.
eğreti şekilde birleştirmek/kurmak toss together v.
rastgele birleştirmek/bir araya getirmek toss together v.
çarpık çurpuk birleştirmek toss together v.
(bir şeyle) birleştirmek touch to (something) v.
(birine/bir şeye) karşı birleştirmek unite against (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) birleştirmek unite with (someone or something) v.
telle bağlayarak birleştirmek wire together v.
(bir dizi ayrı ses kanalını) daha az sayıda ses kanalı oluşturmak için birleştirmek fold down v.
Colloquial
bir şirketin hisselerini ayrı ayrı satın alıp sonradan tek holdingde birleştirmek üzere gizlice anlaşanlar concert party n.
güçlerini birleştirmek join forces with v.
parçaları birleştirmek piece together v.
biriyle güçlerini birleştirmek/bir araya getirmek hook up with someone v.
Idioms
oylarını birleştirmek için birlikte seçim kampanyası yapan siyasetçiler dream ticket n.
(biriyle) güçleri birleştirmek combine forces (with one) v.
birine karşı saflarını birleştirmek take sides against someone v.
güçlerini birleştirmek join forces v.
noktaları birleştirmek (çizgilerle) join (up) the dots v.
ipuçlarını birleştirmek join (up) the dots v.
yapbozun parçalarını birleştirmek join up the dots v.
ipuçlarını birleştirmek join up the dots v.
güçlerini birleştirmek hitch (one's) horses together v.
hayatını birleştirmek be one flesh v.
(biriyle) güçleri birleştirmek join/combine forces (with somebody) v.
parçaları birleştirmek fill in the blank v.
ellerini birleştirmek fold hands v.
tutkalla/yapıştırıcıyla parçalarını birleştirmek glue together v.
(biriyle) güçlerini birleştirmek join forces (with one) v.
güçleri birleştirmek join/combine forces v.
-e karşı saflarını birleştirmek take sides against v.
(birine/bir şeye) karşı saflarını birleştirmek take sides against (someone or something) v.
Formal
tekrar birleştirmek recouple v.
Trade/Economic
bir hesabı başka bir hesapla birleştirmek absorb v.
fonları birleştirmek pool funds v.
ipotekleri birleştirmek tack mortgages v.
teminatları birleştirmek tack securities v.
Law
birkaç yasayı tek bir yasa halinde birleştirmek amacıyla hazırlanan kanun tasarısı omnibus bill n.
Politics
çeşitli ülkelerdeki komünist gruplarını birleştirmek üzere kurulmuş aşırı radikal bir örgüt third international n.
çeşitli ülkelerdeki komünist gruplarını birleştirmek üzere kurulmuş aşırı radikal bir örgüt comintern n.
ulusal düzeyde yönetilebilir sayıda önerge üretmek için yerel dallardan gelen önergeleri birleştirmek composite v.
federal birlik altında birleştirmek federalize v.
federal birlik altında birleştirmek federalise v.
Technical
makine tahrik kayışının uçlarını birleştirmek için kullanılan ince deriden kayış veya bir dizi metal kelepçe lacing n.
(ses kayıt veya yayın sisteminde) birçok kaynaktan gelen sinyalleri istenen bir oranda birleştirmek için kullanılan elektrik devresi mixer n.
solunum yoluyla kanı oksijen ile birleştirmek air out v.
üst üste gelen malzeme katmanlarını yapıştırarak birleştirmek laminate v.
amonyakla karıştırmak veya birleştirmek ammoniate v.
bağlamak veya birleştirmek tie v.
birleştirmek bir araya getirmek assemble v.
brom ile birleştirmek brominate v.
dik açılarda birleştirmek quarter v.
geçme parçası ile birleştirmek tenon v.
harman ederek veya eriterek birleştirmek interfuse v.
fosfor ile birleştirmek veya doyurmak phosphorate v.
nitrojenle birleştirmek azotise v.
karbonla birleştirmek carburise v.
karbonla birleştirmek carburize v.
nitrojenle birleştirmek azotize v.
metal parçaları ısıtarak temas noktasında birleştirmek sweat v.
kükürt ile birleştirmek sulfurize v.
klor ile birleştirmek chlorinate v.
karbon ile birleştirmek ve yüzey sertleştirmek packharden v.
mafsal ile birleştirmek articulate v.
kükürt ile birleştirmek sulphurise v.
solunum yoluyla kanı oksijen ile birleştirmek aerate v.
tartarla doyurmak veya işba haline getirmek ya da tartarla birleştirmek tartarize v.
tartarla doyurmak veya işba haline getirmek ya da tartarla birleştirmek tartarise v.
yiv ile birleştirmek rabbet v.
vida ile birleştirmek screw together v.
kalkandaki armaları birleştirmek impale v.
üst üste koyarak uçlarını birleştirmek lap v.
yumuşatıp ovarak, yoğurarak veya yuvarlayarak, bir yandan da seyreltici bir madde ile karıştırarak birleştirmek (alçıyı, kili veya hapı) malax v.
alın kaynağı ile birleştirmek jumpweld v.
alın kaynağı ile birleştirmek buttweld v.
alın kaynağı ile birleştirmek butt-weld v.
(levha uçlarını) ahşap bloğa sabitleyerek birleştirmek block v.
(iki yumuşak düz yüzeyi) elle bastırıp hafifçe döndürerek birleştirmek wring together v.
mekanizmanın parçalarını telleri birbirine bağlayarak birleştirmek hook up v.
(sinyalleri) birleştirmek mix v.
(iki film metrajını) efektin fark edilmemesi için birleştirmek mix v.
eski lastik dişlerinin perdahlanmasının ardından yeni kauçuk kaplamayı yıpranmış açık pnömatik lastik yüzeyi ile birleştirmek retread v.
kaynak yaparak yeniden birleştirmek reweld v.
ilmekle birleştirmek loop v.
metal parçalarını erimiş metal kullanarak birleştirmek burn v.
metal parçalarını erimiş metal kullanarak birleştirmek burn in v.
metal parçalarını erimiş metal kullanarak birleştirmek burn on v.
metal parçalarını erimiş metal kullanarak birleştirmek burn together v.
(keresteleri) zıvana veya dübellerle birleştirmek coak v.
(iki levhayı) zıvana veya kırlangıç kemiği açarak birleştirmek indent v.
oku dayanağıyla birleştirmek piece v.
(taze odunu) kusurlu kısmı kesilip atılmış okla birleştirmek piece v.
duba köprü ile birleştirmek pontoon v.
(elektrik devreleri veya cihazlarını) tek devrede birleştirmek couple v.
zıvanayla birleştirmek cog v.
silika veya silikatlarla birleştirmek silicate v.
birleştirmek (toka ile) buckle expr.
Computer
birden çok sinyali tek sinyalde birleştirmek multiplex n.
sql'de iki veya daha fazla tablodaki ilişkili değerleri seçmek/birleştirmek için kullanılan bir özellik inner join n.
köşeleri dik veya yay şeklinde genellikle dik bir şekilde birleştirmek fillet v.
köşeleri birleştirmek fillet v.
yeniden birleştirmek relink v.
parçaları birleştirmek implode v.
verilerin depolanıp kaydedilmesini yönetmek için bilgisayar diski yüzeyine yazılmış eşmerkezli manyetik dairesel çoğaltmalar üzerinde sektörleri birleştirmek interleave v.
Informatics
şifreleri kırmak için bir şifre dosyasını gölge dosyasıyla birleştirmek unshadow v.
Telecom
iletişim ağlarını birleştirmek net v.
Electric
dosya birleştirmek merge v.
(elektrik devrelerini) transformatör aracılığıyla birleştirmek match v.
elektrikli cihazları kalıcı olarak birleştirmek hardwire v.
(iletkenleri) devreyi tamamlayacak şekilde birleştirmek loop v.
Mechanic
iki veya daha fazla sayıdaki uç elemanı birleştirmek için gerekli parça common item n.
(mekanik parçayı) bir başkasına yaklaştırıp birleştirmek offer v.
Textile
verev dikiş ile birleştirmek whip v.
Architecture
kalınlığının yarısından keserek iki tahtayı birleştirmek halve v.
Construction
dikey ve yatay kirişleri birleştirmek için eğik olarak çakılan çivi toenail n.
düşey derz ile birleştirmek thorough-bind v.
lamba ve zıvana ile birleştirmek tongue v.
(iki ahşap, taş parçasını) zıvana-delik yöntemiyle birleştirmek mortise v.
macun ile birleştirmek lute v.
lökün ile birleştirmek lute v.
pencereleri tirizlerle birleştirmek mull v.
Woodworking
(kapıyı, pencereyi) menteşelerle birleştirmek ledge v.
Automotive
kaynak ile birleştirmek weld through v.
Railway
bağlantı elemanı ile birleştirmek fish-joint v.
Aeronautic
(uçağın metal parçalarını) elektriksel olarak birbirine bağlı olacak şekilde birleştirmek bond v.
Marine
(tahta parçalarını) halat yardımıyla birleştirmek marry v.
Medical
(kemik veya dokuları) birleştirmek conglutinate v.
Gastronomy
birden fazla farklı şarabı karıştırıp yıllandırarak birleştirmek marry v.
Math
iki grubu birleştirmek conjoin v.
iki ifadeyi birleştirmek conjoin v.
Geometry
düz bir çizgi ile birleştirmek join v.
eğri ile birleştirmek join v.
Physics
(frekans incelemede) referans dalgayı ikinci bir dalga ile birleştirmek beat v.
Chemistry
halka oluşturmak için kimyasal bir bileşik ile bir metal iyonunu birleştirmek chelate v.
karbonla birleştirmek carburet v.
karbon ile birleştirmek carburet v.
su ile birleştirmek hydrate v.
epoksi ile birleştirmek epoxy v.
bikromatla birleştirmek bichromatize v.
kimyasal olarak birleştirmek bind v.
cıva veya cıva tuzu ile birleştirmek mercurate v.
cıva ile birleştirmek mercurify v.
metal ile birleştirmek metalize v.
metal ile birleştirmek metalise v.
hidrojen ile birleştirmek hydrogenate v.
hidrojen ile birleştirmek hydrogenize v.
hidrojen ile birleştirmek hydrogenise v.
oksijen ile birleştirmek oxidate v.
(kimyasal bileşen) birleştirmek conjugate v.
(bileşiği) başka bileşikle birleştirmek couple v.
(kimyasal bileşik, radikal) genellikle basit molekülün çıkarılması yoluyla birleştirmek couple v.
iyotla birleştirmek iodinate v.
iyot bileşiğiyle birleştirmek iodinate v.
moleküler bir reseptörle birleştirmek dock v.
ftalik asitle birleştirmek phthalate v.
ftalik anhidritle birleştirmek phthalate v.
kükürtle birleştirmek sulphuret v.
(peroksit elde etmek için) oksijen ile birleştirmek suroxidate v.
Biology
(nükleik asit dizilerini) ısı ile ayırdıktan sonra düşük sıcaklıkta yeniden birleştirmek anneal v.
(bir dizi geni) tek genotipte birleştirmek pyramid v.
Biochemistry
birden fazla biyolojik makromolekülün tamamlayıcı alt birimlerini birleştirmek hybridize v.
birden fazla biyolojik makromolekülün tamamlayıcı alt birimlerini birleştirmek hybridise v.
peptonla birleştirmek peptonize v.
peptonla birleştirmek peptonise v.
Agriculture
(bitkileri) aşılama yaparak birleştirmek graft v.
Apiculture
kolonileri birleştirmek unite colonies v.
Linguistics
tireyle birleştirmek hyphen v.
kısa çizgiyle birleştirmek hyphen v.
(sözdizimsel birimleri) eşit seviyede birleştirmek coordinate v.
farklı çekim eklerini birleştirmek syncretise v.
farklı çekim eklerini birleştirmek syncretize v.
History
(antik yunan'da) bir başkent altında birleştirmek synoecise v.
(antik yunan'da) bir başkent altında birleştirmek synoecize v.
Music
notaları birleştirmek tie v.
iki notayı birleştirmek slur v.
notaları birleştirmek slur v.
(orgda birden fazla tuşu) bağlayıcıyla birleştirmek couple v.
Cinema
(sinema sahnelerini veya ses bandını) keserek birleştirmek cut v.
Archaic
aşılamak için bitkileri birleştirmek graff v.
görünmez şekilde birleştirmek graff v.
zorla birleştirmek compel v.
sıkıca birleştirmek contex v.
Engineering
aynı frekanstaki iki dalgayı birleştirmek homodyne v.
panel noktalarını üçgen sistemi oluşturacak şekilde birleştirmek için gereken minimum elemanı içeren (kiriş) complete adj.
Slang
biriyle işleri birleştirmek get into bed with someone v.
biriyle şirketleri birleştirmek get into bed with someone v.