boğaz - Turkish English Dictionary
History

boğaz



Meanings of "boğaz" in English Turkish Dictionary : 64 result(s)

Turkish English
Common Usage
boğaz bosporus n.
boğaz bosphorus n.
boğaz strait n.
boğaz throat n.
General
boğaz esophagus n.
boğaz throttle n.
boğaz larynx n.
boğaz gorge n.
boğaz sound n.
boğaz swallow n.
boğaz weasand n.
boğaz constriction n.
boğaz weazand n.
boğaz gullet n.
boğaz fauces n.
boğaz channel n.
boğaz pass n.
boğaz defile n.
boğaz constrict n.
boğaz esophagi n.
boğaz maw n.
boğaz gate n.
boğaz mountain pass n.
boğaz neck n.
boğaz mouth n.
boğaz jugular n.
boğaz throat n.
boğaz gut n.
boğaz oesophagus n.
boğaz oesophagi n.
boğaz gule [obsolete] n.
boğaz golet n.
boğaz crag [scotland] n.
boğaz craig [scotland] n.
boğaz craigy [scotland] n.
boğaz craigie [scotland] n.
boğaz crop [dialect] n.
boğaz streight [obsolete] n.
boğaz pharyngal adj.
Colloquial
boğaz hals [uk] [dialect] n.
Trade/Economic
boğaz passage n.
Technical
boğaz duct n.
boğaz grooves n.
Automotive
boğaz constrictor n.
Aeronautic
boğaz constrictor n.
Anatomy
boğaz thrapple [scottish] n.
boğaz throt [scottish] n.
boğaz throat n.
boğaz enteron n.
boğaz jugulum n.
boğaz laryng- pref.
boğaz laryngo- pref.
Gastronomy
boğaz throat n.
Geography
boğaz channel n.
boğaz defile n.
boğaz opening n.
boğaz fretum n.
Sport
boğaz ear n.
boğaz nose and throat (ent) n.
Archaic
boğaz halse n.
boğaz wezand [obsolete] n.
boğaz fret n.
Slang
boğaz piehole n.
boğaz pie hole n.

Meanings of "boğaz" with other terms in English Turkish Dictionary : 251 result(s)

Turkish English
General
boğaz (şişe) neck (bottle) n.
boğaz köprüsü bosphorus bridge n.
boğaz mikrofonu laryngophone n.
boğaz (denizde) strait n.
kulak burun boğaz uzmanı ear nose and throat specialist n.
geniş boğaz sound n.
dar boğaz narrows n.
boğaz koruyucusu throat protector n.
dar boğaz chasm n.
boğaz mikrofonu throat microphone n.
dar boğaz narrow pass n.
dar boğaz defile n.
boğaz derdi the problem of earning a living n.
kulak burun boğaz otorhinolaryngology n.
boğaz turu bosphorus tour n.
boğaz kıyısı bosphorus shore n.
boş boğaz big mouth n.
boş boğaz loud mouth n.
boğaz gezisi bosphorus tour n.
dar boğaz bottleneck n.
boğaz manzarası bosphorus view n.
boğaz manzaralı oda bosphorus view room n.
boğaz manzaralı daire bosphorus view flat n.
boğaz kayışı throatlatch n.
boğaz derinliği throat depth n.
ikinci boğaz köprüsü second bosphorus bridge n.
doyurulacak bir boğaz daha another mouth to feed n.
derin geçit/boğaz couloir n.
birinci boğaz köprüsü bosphorus bridge n.
birinci boğaz köprüsü first bosphorus bridge n.
ikinci boğaz köprüsü fatih sultan mehmet bridge n.
boğaz pastili throat lozenges n.
boğaz pastili throat drops n.
boğaz ağrısı a sorethroat n.
boğaz iltihabı anger [dialect] n.
alışkanlıktan boğaz temizleme sesleri çıkaran kimse hawker n.
yapmacık boğaz temizleme hem n.
dil kökü ile boğaz bölümünden çıkan ses pharyngeal n.
dar boğaz slip n.
boğaz ve boynu koruması için miğfere takılan parça bevor n.
boğaz tutuşu stranglehold n.
boğaz boğaza gelmek fly at one anothers throats v.
boğaz tokluğuna çalışmak work for one's board v.
boğaz açmak throat v.
boğaz temizleme sesi çıkarmak harrumph v.
boğaz temizleme sesi çıkarmak harumph v.
üst boğaz ile ilgili gular adj.
boğaz ile ilgili jugular adj.
boğaz (ile ilgili) pharyngeal adj.
boğaz manzaralı with bosphorus view adj.
boğaz tarafından üretilen throaty adj.
boğaz ağrısından etkilenmiş roupet [scotland] adj.
boğaz ağrısı yaşayan roupet [scotland] adj.
sık boğaz ederek importunely adv.
Colloquial
beslenecek bir boğaz a mouth to feed n.
doyurulacak bir boğaz a mouth to feed n.
Idioms
boğaz kavgası fight for bread n.
boğaz kavgası struggle for a living n.
dar boğaz a bumpy ride n.
dar boğaz a rough ride n.
boğaz boğaza gelmek cut each other's throats v.
boş boğaz olmak be a loud mouth v.
boğaz boğaza gelmek be at each other's throats v.
boğaz boğaza gelmek be at one another's throats v.
boğaz boğaza gelmiş at each other's throats expr.
boğaz boğaza gelmiş at one another's throats expr.
Trade/Economic
dar boğaz bottleneck n.
dar boğaz enflasyonu bottleneck inflation n.
Law
uluslararası boğaz international strait n.
Politics
dar boğaz dire straits n.
uluslararası boğaz international strait n.
Tourism
boğaz turu bosphorus tour n.
Technical
boğaz mikrofonu throat mike n.
boğaz kaçak kaybı gland leakage loss n.
boğaz kaçak kondenseri gland leak-off condenser n.
boğaz salmastrası gland packing n.
boğaz mikrofonu laryngophone n.
boğaz mikrofonu throat microphone n.
boğaz egzoz devresi gland exhaust system n.
boğaz sızdırmazlık sistemi gland seal system n.
boğaz uzunluğu length of throat n.
dar boğaz (şişe) choked neck n.
düz boğaz straight throat n.
düşük boğaz drop throat n.
eğik boğaz oblique throat n.
eğik boğaz inclined throat n.
eğik boğaz skew throat n.
krank boğaz keçesi crankshaft rear oil seal n.
verev boğaz oblique throat n.
verev boğaz skew throat n.
Electric
kuvars-tungsten halojen lambalarının boğaz sıcaklığının ölçülmesi measuring the pinch temperature of quartz-tungsten-halogen lamps n.
Architecture
boğaz-kesen old fortress n.
Automotive
boğaz açısı throat cut n.
boğaz pozisyon anahtarı/sensörü throttle position switch/sensor n.
boğaz pozisyonu throttle position n.
elektronik boğaz valfi electronic throttle valve n.
krank boğaz keçesi crankshaft rear oil seal n.
tam açık boğaz klima kesici valfi wide open throttle ac cut-off valve n.
tam açık boğaz wide open throttle n.
Transportation
ulaşıma elverişli boğaz veya nehir thoroughfare n.
Marine
labirent boğaz glendleri labyrinth gland n.
Medical
ülserli boğaz ağrısıyla karakterize kızıl hastalığı canker rash n.
boğaz ağrısı throat ache n.
boğaz ağrısı sore throat n.
boğaz yangısı angina n.
boğaz sürüntüsü throat swab n.
boğaz çubuğu tongue blade n.
boğaz hastalıkları bilimi laryngology n.
burun boğaz yangısı rhinopharyngitis n.
boğaz kültürü throat culture n.
burun boğaz hastalıkları bilimi rhinolaryngology n.
boğaz kaşıntısı itchy throat n.
boğaz enfeksiyonu throat infection n.
boğaz ağrısı ve ses kısıklığı sore throat and hoarseness n.
boğaz ve boğaz hastalıklarını inceleyen bilim dalı laryngology n.
boğaz şişmesi throat swelling n.
boğaz anjini angina n.
boğaz kuruluğu dry throat n.
boğaz muayene aleti laryngoscope n.
entübasyona bağlı postoperatif boğaz ağrısı postoperative sore throat due to intubation n.
kulak burun boğaz rahatsızlıkları ear-nose-throat disorders n.
kuru boğaz dry throat n.
kulak burun boğaz uzmanı ent man n.
kulak burun boğaz uzmanı rhinolaryngologist n.
kulak burun boğaz uzmanı ear-nose-and-throat doctor n.
kulak burun boğaz kliniği otorhinolaryngology clinic n.
kulak burun boğaz klinikleri ear nose throat clinics n.
kulak burun boğaz bilimi otorhinolaryngology n.
kulak burun boğaz ve baş boyun cerrahı otolaryngology-head and neck surgeon n.
kulak burun boğaz merkezi ear nose throat center n.
kulak burun boğaz (kbb) ear nose and throat (ent) n.
kulak burun boğaz uzmanı otorhinolaryngologist n.
kulak burun boğaz muayenesi ear-nose-throat examination n.
kulak burun boğaz uzmanı otolaryngologist n.
kulak burun boğaz anabilim dalı department of otorhinolaryngology n.
kulak burun boğaz mütehassısı otorhinolaryngologist n.
kulak burun boğaz ve baş boyun cerrahisi otolaryngology-head and neck surgery n.
postoperatif boğaz ağrısı postoperative sore throat n.
strepkokokal boğaz ağrısı strep n.
strepkokokal boğaz ağrısı strep throat n.
streptokok boğaz ağrısı strep n.
streptokok boğaz ağrısı streptococcal sore throat n.
streptokokal boğaz ağrısı streptococcal sore throat n.
streptokok boğaz ağrısı strep throat n.
strepkokokal boğaz ağrısı streptococcus n.
streptokok boğaz ağrısı streptococcus n.
göz, kulak, burun, boğaz eent (eye, ear, nose, and throat) n.
kulak burun boğaz ent (ear, nose, and throat) n.
boğaz spazmı pharyngism n.
boğaz gibi bir organın içine boru sokmak intubate v.
boğaz hastalıkları bilimine ait laryngological adj.
boğaz hastalıkları bilimi ile ilişkili laryngological adj.
Pathology
boğaz ağrısına neden olan bir boğaz enfeksiyonu streptococcus tonsilitis n.
boğaz ağrısına neden olan bir boğaz enfeksiyonu streptococcal sore throat n.
boğaz ağrısına neden olan bir boğaz enfeksiyonu strep throat n.
boğaz ağrısına neden olan bir boğaz enfeksiyonu septic sore throat n.
özellikle boğaz ve bademcikleri etkileyen ülserli bakteriyel bir enfeksiyon vincent's angina n.
özellikle boğaz ve bademcikleri etkileyen ülserli bakteriyel bir enfeksiyon vincent's disease n.
özellikle boğaz ve bademcikleri etkileyen ülserli bakteriyel bir enfeksiyon trench mouth n.
özellikle boğaz ve bademcikleri etkileyen ülserli bakteriyel bir enfeksiyon vincent's infection n.
genç erişkinlik ve orta yaş arasında ortaya çıkıp ilk olarak göz kapağı ve boğaz kaslarını etkileyen bir tür kas distrofisi oculopharyngeal muscular dystrophy n.
ani ateş, boğaz ve kas ağrısı ile karakterize ağır bir grip türü influenza a n.
iltihaplı şişlikle tanılanan boğaz hastalığı cynanche n.
boğaz hastalığı phthisic [obsolete] n.
Pharmaceutics
akciğer, boğaz, kulak veya idrar yolları enfeksiyonunda kullanılan parenteral sefalosporin cefotaxime n.
yüksek tansiyon ve boğaz yangısı tedavisinde kullanılan, ağızdan alınan bir beta bloker ilaç tenormin® n.
boğaz pastili troche n.
yüksek tansiyon ve boğaz yangısı tedavisinde kullanılan, ağızdan alınan bir beta bloker ilaç atenolol n.
akciğer, boğaz, kulak, idrar yolları ile beyin ve omurilik zarı iltihapları için kullanılan bir ilaç zinacef® n.
akciğer, boğaz, kulak, idrar yolları ile beyin ve omurilik zarı iltihapları için kullanılan bir ilaç ceftin n.
akciğer, boğaz, kulak, idrar yolları ile beyin ve omurilik zarı iltihapları için kullanılan bir ilaç cefuroxime n.
öksürük ve boğaz ağrısını iyileştirmesi için alınan şurup şeklindeki ilaç linctus n.
akciğer, boğaz, kulak veya idrar yolu enfeksiyonlarında kullanılan parenteral bir antibiyotik claforan® n.
Veterinary
boğaz şişliği ile karakterize edilen bir sığır hastalığı throstling n.
buzağılarda boğaz hastalığı calf diphtheria n.
hayvanlarda boğaz iltihabı garget n.
Marine Biology
balığın boğaz kısmında yer alan pul gular n.
Botanic
geçmişte boğaz ağrısının tedavisinde kullanılan, mavi-mor renkli çiçekleri olan avrupa kökenli bir bitki nettle-leaved bellflower (campanula trachelium) n.
geçmişte boğaz ağrısının tedavisinde kullanılan, mavi-mor renkli çiçekleri olan avrupa kökenli bir bitki throatwort n.
geçmişte boğaz ağrısının tedavisinde kullanılan, mavi-mor renkli çiçekleri olan avrupa kökenli bir bitki mariet n.
geçmişte boğaz ağrısının tedavisinde kullanılan, mavi-mor renkli çiçekleri olan avrupa kökenli bir bitki mariet n.
geçmişte boğaz ağrısının tedavisinde kullanılan, mavi-mor renkli çiçekleri olan avrupa kökenli bir bitki companula trachelium n.
Agriculture
boğaz doldurma middlebreaking n.
boğaz doldurma earthing up n.
boğaz açmak break up the ground around a tree v.
Breeding
düğümlü dizgine bağlanmış ve boğaz kayışı görevi gören kordon theodore n.
düğümlü dizgine bağlanmış ve boğaz kayışı görevi gören kordon fiador n.
(ata takılan) boğaz kayışı throatband n.
(ata takılan) boğaz kayışı throatlash n.
boğaz kayışı throatstrap n.
Linguistics
dil kökü ile boğaz bölümünden çıkan ses pharyngal n.
(ses) dil kökü ile boğaz bölümünden çıkan pharyngal adj.
Geography
doğu çin denizi ile güney çin denizi'ni bir birine bağlayan boğaz formosa strait n.
shaklin adası ile rusya arasındaki boğaz tatar straight n.
pasifik okyanusunda bir boğaz admiralty inlet n.
isveç ve danimarka arasında boğaz cattegat n.
dere, göl veya denizde iki su kütlesini birbirine bağlayan boğaz narrow n.
dar boğaz narrows n.
güneydoğu new york'taki brooklyn ve staten island bölgeleri arasında yer alan boğaz narrows n.
kuzey atlantik'i irlanda denizi'ne bağlayan boğaz north channel n.
dar boğaz tickle [canadian] n.
akabe körfezi ile kızıldeniz arasında bir boğaz tiran n.
akabe körfezi ile kızıldeniz arasında bir boğaz strait of tiran n.
suudi arabistan'ı sina yarımadası'ndan ayıran boğaz strait of tīrān n.
avustralya ile yeni gine arasında bir boğaz torres strait n.
kızıldeniz'i aden körfezi'ne bağlayan, arap yarımadası ve doğu afrika arasındaki strajik öneme sahip boğaz bab el mandeb n.
isveç'in güneydoğusunda öland adası ile anakara arasındaki boğaz kalmar sound n.
danimarka ve isveç arasında bir boğaz kattegat n.
danimarka ve isveç arasında bir boğaz kattegatt n.
utah'ın güneybatısında virgin nehrinin oluşturduğu boğaz zion canyon n.
boğaz'da eski bir kasaba kadikoy n.
kanada'da bir boğaz strait of belle isle n.
baltık denizi'ne açılan bir boğaz belt [dialect] n.
güçlü akıntıların veya dalgaların olduğu boğaz veya kanal euripus n.
japon denizi ile doğu çin denizi'ni bağlayan boğaz korea strait n.
güney kore ile güneybatı japonya arasında bulunan, japon denizi ile doğu çin denizi'ni bağlayan boğaz korean strait n.
yukarı ve aşağı michigan arasında yer alan bir boğaz mackinac n.
güney amerika'nın güney ucu ile tierra del fuego arasında yer alıp güney atlas okyanusu ile büyük okyanusu birbirinden ayıran boğaz magellan n.
güney amerika'nın güney ucu ile tierra del fuego arasında yer alıp güney atlas okyanusu ile büyük okyanusu birbirinden ayıran boğaz strait of magellan n.
borneo ve sulawesi adaları arasında yer alan, cava ve selebes denizlerini birbirine bağlayan bir boğaz makassar strait n.
sumatra adası ile malakka yarımadası arasında yer alan boğaz malacca n.
sumatra adası ile malakka yarımadası arasında yer alan ve andaman denizi ile güney çin denizi'ni birbirine bağlayan boğaz melaka n.
sumatra adası ile malakka yarımadası arasında yer alan ve andaman denizi ile güney çin denizi'ni birbirine bağlayan boğaz strait of malacca n.
doğu çin denizi ile güney çin denizi'ni bir birine bağlayan boğaz taiwan strait n.
irlanda denizi'nde, anglesey adası ile kuzeybatı galler arasında yer alan bir boğaz menai strait n.
hudson körfezi'ni atlas okyanusu'na bağlayan boğaz hudson strait n.
batı hint adaları'nda bir boğaz mona passage n.
danimarka'ya bağlı bir boğaz little belt n.
danimarka'da bir boğaz little belt n.
abd'de bir boğaz golden gate n.
grönland ve izlanda arasında bir boğaz denmark strait n.
kattegat denizi'ni baltık denizi'ne bağlayan bir boğaz great belt n.
kattegat denizi'ni baltık denizi'ne bağlayan bir boğaz store bælt n.
kattegat denizi'ni baltık denizi'ne bağlayan bir boğaz great strait n.
güney amerika'da bir boğaz drake passage n.
güney kaliforniya'da bir boğaz san pedro channel n.
isveç'in güneyi ile danimarka'nın doğusu arasında bulunan bir boğaz oresund n.
alaska yarımadası ile kodiak arasında yer alan boğaz shelikof strait n.
singapur adası ile riau adaları arasında yer alan bir boğaz singapore strait n.
ada-anakara veya iki ada arasındaki dar boğaz kyle [scotland] n.
jutland ile norveç arasında yer alan geniş bir boğaz skagerak n.
jutland ile norveç arasında yer alan geniş bir boğaz skagerrak n.
java denizi'ni hint okyanusu'na bağlayan boğaz sunda strait n.
Geology
boğaz yapısı trough n.
Military
boğaz ve boynu koruması için miğfere takılan parça beaver n.
Abbreviation
boğaz pastili troch n.
Ornithology
ılık vücut neminin buharlaşmasını artırmak için kuşların boğaz kaslarını sıkıp ve titreştirmesi gular fluttering n.
Reptiles
yılanın gövdesinde veya boğaz bölgesinde yer alan pul gular n.
Slang
iki dağ arasındaki boğaz gorge n.
Wrestling
boğaz sıkma pozisyonu sleeper n.
Star Wars
dar boğaz (balmorra) the narrows (balmorra) n.