bozulmamış

Meanings of "bozulmamış" in English Turkish Dictionary : 49 result(s)

	Category	Turkish	English
General
1	General	bozulmamış	unspoiled adj.
The unspoiled beach is a natural beauty. Bozulmamış sahil, doğal bir güzelliktir. More Sentences
2	General	bozulmamış	pristine adj.
Are you looking for pure and pristine places? Saf ve bozulmamış yerler mi arıyorsunuz? More Sentences
3	General	bozulmamış	uncorrupted adj.
If religion were synonymous with morality, Brazil would be the most uncorrupted country in the world. Eğer din ahlakla eş anlamlı olsaydı, Brezilya dünyanın en bozulmamış ülkesi olurdu. More Sentences
4	General	bozulmamış	undisturbed adj.
The village remained undisturbed for years. Köy yıllarca bozulmamış halde kaldı. More Sentences
Technical
5	Technical	bozulmamış	undisturbed adj.
Her belongings were undisturbed. Eşyaları bozulmamıştı. More Sentences
General
6	General	bozulmamış	unimpaired adj.
7	General	bozulmamış	inviolate adj.
8	General	bozulmamış	sound adj.
9	General	bozulmamış	chaste adj.
10	General	bozulmamış	in good condition adj.
11	General	bozulmamış	unbroken adj.
12	General	bozulmamış	unsophisticated adj.
13	General	bozulmamış	axenic adj.
14	General	bozulmamış	unspoilt adj.
15	General	bozulmamış	untouched adj.
16	General	bozulmamış	intact adj.
17	General	bozulmamış	unmarred adj.
18	General	bozulmamış	undistorted adj.
19	General	bozulmamış	earthy adj.
20	General	bozulmamış	unafiled adj.
21	General	bozulmamış	uncrushed adj.
22	General	bozulmamış	undamaged adj.
23	General	bozulmamış	undecomposed adj.
24	General	bozulmamış	undefaced adj.
25	General	bozulmamış	undefiled adj.
26	General	bozulmamış	undepraved adj.
27	General	bozulmamış	undespoiled adj.
28	General	bozulmamış	undiscomfited adj.
29	General	bozulmamış	uneffaced adj.
30	General	bozulmamış	unmannered adj.
31	General	bozulmamış	unperished adj.
32	General	bozulmamış	unprejudiced [obsolete] adj.
33	General	bozulmamış	unruinate adj.
34	General	bozulmamış	unsoured adj.
35	General	bozulmamış	unvitiated adj.
36	General	bozulmamış	unwemmed adj.
37	General	bozulmamış	vestal adj.
38	General	bozulmamış	box-fresh adj.
39	General	bozulmamış	incorrupt adj.
40	General	bozulmamış	incorrupted adj.
41	General	bozulmamış	indepravate adj.
42	General	bozulmamış	inviolated adj.
43	General	bozulmamış	invitiate adj.
44	General	bozulmamış	unstale adj.
45	General	bozulmamış	sincere [obsolete] adj.
Technical
46	Technical	bozulmamış	intact adj.
47	Technical	bozulmamış	unaffected adj.
Medical
48	Medical	bozulmamış	in situ adj.
Slang
49	Slang	bozulmamış	hairy at the heel [uk] adj.

Meanings of "bozulmamış" with other terms in English Turkish Dictionary : 49 result(s)

	Category	Turkish	English
General
1	General	bozulmamış kalmak	remain intact v.
It led to very important political balances and consensuses being achieved, and they should remain intact. Bu sayede çok önemli siyasi dengeler ve uzlaşılar sağlanmıştır ve bunlar bozulmadan kalmalıdır. More Sentences
2	General	bozulmamış ilk durumuna getirme	repristination n.
3	General	çift sürerken karıklar arasında bozulmamış alanlar bırakmak	rib land v.
4	General	şekli bozulmamış	unstrained adj.
5	General	şekli bozulmamış	undeformed adj.
6	General	bir arada (bozulmamış)	intact adj.
7	General	rahatı bozulmamış	unabashed adj.
8	General	doğallığı bozulmamış	uncolored adj.
9	General	aldatıcı özelliklerle yapısı bozulmamış	uncolored adj.
10	General	bozulmamış (gıda)	untainted adj.
11	General	şekli bozulmamış	uncrippled adj.
12	General	saflığı bozulmamış	undefiled adj.
13	General	mükemmelliği bozulmamış	undefiled adj.
14	General	düzeni bozulmamış	undisordered adj.
15	General	(manen) bozulmamış	unmortified adj.
16	General	morali bozulmamış	unsunk adj.
17	General	saflığı bozulmamış	meracious [obsolete] adj.
18	General	kullanılmamış ve bozulmamış	mint adj.
19	General	karakteri bozulmamış	unspoiled adj.
20	General	bozulmamış olarak	chastely adv.
21	General	bozulmamış olarak	in good condition adv.
22	General	ahlaken bozulmamış bir biçimde	incorruptly adv.
Colloquial
23	Colloquial	rahatı bozulmamış	unfazed adj.
Idioms
24	Idioms	kötü biri veya durum tarafından bozulmamış/kirlenmemiş hava	breath of fresh air n.
25	Idioms	bozulmamış olmak	fall off the cabbage truck v.
26	Idioms	bozulmamış olmak	fall off the turnip truck v.
27	Idioms	bozulmamış olmak	be (as) pure as the driven snow v.
28	Idioms	saçı bile bozulmadan (bozulmamış)	not a hair out of place expr.
Politics
29	Politics	bozulmamış toprak	undisturbed soil n.
Technical
30	Technical	bozulmamış düzey	undisturbed level n.
31	Technical	bozulmamış numune	intact sample n.
32	Technical	bozulmamış seviye	undisturbed level n.
33	Technical	bozulmamış zeminden numune alma	sampling of undisturbed soil n.
34	Technical	bozulmamış zemin	natural ground n.
35	Technical	bozulmamış örnek	intact sample n.
36	Technical	elyafları bozulmamış hamurlar	pulps with relatively intact fibres n.
Construction
37	Construction	bozulmamış zemin	undisturbed earth n.
Medical
38	Medical	kızlık zarı bozulmamış kimse	virgo intacta n.
39	Medical	bozulmamış halde	in situ adv.
Chemistry
40	Chemistry	suyun bozulmamış moleküller halinde yer aldığı tepkime	hydration n.
Marine Biology
41	Marine Biology	bozulmamış populasyon	virgin population n.
42	Marine Biology	bozulmamış populasyon	pristine population n.
Religious
43	Religious	havarilerin sözlü olarak yaydığı bozulmamış incil	kerugma n.
Environment
44	Environment	bozulmamış toprak örnekleri	undisturbed soil samples n.
45	Environment	bozulmamış numune	undisturbed sample n.
Geology
46	Geology	bozulmamış alan	unspoiled area n.
47	Geology	orojenik kuşağa bitişik olan, nispeten bozulmamış kayaçlardan meydana gelen bölge	foreland n.
Printery
48	Printery	optik karakter tanımada belge yüzeyinin bozulmamış kısmı ile basılı bir karakterdeki belirlenmiş bir nokta arasındaki mesafe	embossment n.
Ornithology
49	Ornithology	tüyleri bozulmamış	fresh adj.