bozulmuş - Turkish English Dictionary
History

bozulmuş



Meanings of "bozulmuş" in English Turkish Dictionary : 90 result(s)

Turkish English
General
bozulmuş unmade adj.
bozulmuş discomposed adj.
bozulmuş expunged adj.
bozulmuş sour adj.
bozulmuş ruined adj.
bozulmuş scotched adj.
bozulmuş out adj.
bozulmuş cankered adj.
bozulmuş degenerate adj.
bozulmuş disrupted adj.
bozulmuş erased adj.
bozulmuş wrecked adj.
bozulmuş spoilt adj.
bozulmuş corrupt adj.
bozulmuş shattered adj.
bozulmuş broken down adj.
bozulmuş broken adj.
bozulmuş impaired adj.
bozulmuş contaminated adj.
bozulmuş withered adj.
bozulmuş spoiled adj.
bozulmuş envenomed adj.
bozulmuş depraved adj.
bozulmuş gone adj.
bozulmuş upset adj.
bozulmuş effaced adj.
bozulmuş rank adj.
bozulmuş putrid adj.
bozulmuş abashed adj.
bozulmuş endamaged adj.
bozulmuş marred adj.
bozulmuş altered adj.
bozulmuş empoisoned adj.
bozulmuş flyblown adj.
bozulmuş defaced adj.
bozulmuş ebbed adj.
bozulmuş scuppered adj.
bozulmuş distorted adj.
bozulmuş damaged adj.
bozulmuş shot to hell adj.
bozulmuş shot to pieces adj.
bozulmuş disgruntled adj.
bozulmuş disillusioned adj.
bozulmuş weathered adj.
bozulmuş bastardly adj.
bozulmuş blemished adj.
bozulmuş agone adj.
bozulmuş aigre adj.
bozulmuş rancescent adj.
bozulmuş rankish adj.
bozulmuş reasty [dialect] adj.
bozulmuş evil-favored adj.
bozulmuş wearish adj.
bozulmuş degraded adj.
bozulmuş off adj.
bozulmuş rotted adj.
bozulmuş dislocated adj.
bozulmuş dispunct [rare] adj.
bozulmuş disrupt adj.
bozulmuş dissolved adj.
bozulmuş distort adj.
bozulmuş distorted adj.
bozulmuş disturbed adj.
bozulmuş disturbed adj.
bozulmuş corruptful adj.
bozulmuş contaminate [obsolete] adj.
bozulmuş dazed [dialect] [uk] adj.
bozulmuş doddered adj.
bozulmuş dog-eared adj.
bozulmuş septic adj.
Colloquial
bozulmuş gone bad adj.
bozulmuş miffed adj.
bozulmuş brassed adj.
bozulmuş gone under adj.
bozulmuş kacked adj.
bozulmuş torqued off adj.
Idioms
bozulmuş a little off adj.
bozulmuş a bit off adj.
bozulmuş bent out of shape adj.
Insurance
bozulmuş damaged adj.
Technical
bozulmuş corrupted adj.
bozulmuş weathered adj.
bozulmuş decomposed adj.
Medical
bozulmuş peccant adj.
Archaic
bozulmuş roping adj.
Slang
bozulmuş shot to the curb v.
bozulmuş sawed off adj.
bozulmuş brassed off adj.
bozulmuş cacked adj.
bozulmuş pissy adj.

Meanings of "bozulmuş" with other terms in English Turkish Dictionary : 161 result(s)

Turkish English
General
bozulmuş kimse degenerate n.
bozulmuş şey hash n.
bozulmuş yemek rotten food n.
bozulmuş şey butchery n.
bozulmuş durum distemperance [obsolete] n.
bozulmuş durum distemperature n.
bozulmuş durum distemperment [obsolete] n.
bozulmuş madde corruption [dialect] n.
sağlığı bozulmuş olmak be a physical wreck v.
(makine/aygıt) bozulmuş olmak be out of order v.
bozulmuş olmak (makine) be out v.
bozulmuş olmak (yiyecek/içecek) be off v.
rahatı bozulmuş discombobulated adj.
bozulmuş (içecek) ropy adj.
bozulmuş (yiyecek) bad adj.
morali bozulmuş demoralized adj.
en çok bozulmuş most corrupt adj.
midesi bozulmuş queer adj.
mantarın kokusuyla bozulmuş corked adj.
morali bozulmuş demoralised adj.
etkisi bozulmuş vitiated adj.
şekli bozulmuş deformed adj.
rahatı bozulmuş disconcerted adj.
rengi bozulmuş discoloured adj.
rengi bozulmuş discolored adj.
hava etkisiyle bozulmuş weatherworn adj.
biçimi bozulmuş disfigured adj.
tamamen bozulmuş shot to pieces adj.
tamamen bozulmuş shot to hell adj.
biçimi bozulmuş misrepresented adj.
sağlığı bozulmuş health-impaired adj.
senkronizasyonu bozuk/bozulmuş out of synch adj.
ahlakı bozulmuş defiled adj.
kutsallığı bozulmuş (kilise vb) defiled adj.
saflığı bozulmuş defiled adj.
araları bozulmuş disunited adj.
tuzdan bozulmuş salt-weathered adj.
motivasyonu bozulmuş demotivated adj.
rahatı bozulmuş rattled adj.
siniri bozulmuş rattled adj.
bozulmuş (mide) upset adj.
şekli bozulmuş unshapen adj.
etkisi bozulmuş vitiate adj.
azalarak bozulmuş weakened adj.
azalarak bozulmuş diminished adj.
azalarak bozulmuş lessened adj.
biçimi bozulmuş mangled adj.
açık hava etkisiyle bozulmuş weatherworn adj.
içinde bozulmuş bir nokta olan hollow-hearted adj.
sinirleri bozulmuş riley adj.
niteliği bozulmuş debased adj.
kademeli olarak bozulmuş degenerate adj.
bozulmuş (yemek) off adj.
rengi bozulmuş rusty adj.
kutsallığı bozulmuş impure adj.
biraz bozulmuş ropish adj.
ahlakı bozulmuş putid adj.
saygınlığı bozulmuş bir şekilde abasedly adv.
bozulmuş bir şekilde spoiledly adv.
morali bozulmuş bir halde dispiritedly adv.
bozulmuş bir biçimde sourly adv.
bozulmuş bir şekilde depravedly adv.
bozulmuş şekilde embarrassedly adv.
bozulmuş bir biçimde rancidly adv.
bozulmuş şekilde dislocatedly adv.
Phrases
bu et bozulmuş this meat is off expr.
bu et bozulmuş this meat is spoiled expr.
Colloquial
bozulmuş ilişki tainted love n.
yıpranmış/bozulmuş evlilik broken marriage n.
içinde çözünmüş kalsiyum sülfat nedeniyle tadı bozulmuş kuyu suyu gyp water n.
(biraz) çürümüş/bozulmuş gibi görünmek look (a little/bit) off v.
(biraz) bozuk/bozulmuş gibi durmak look (a little/bit) off v.
biraz bozulmuş olmak be a bit off v.
biraz bozulmuş olmak be a little off v.
tamamen bozulmuş far gone adj.
tamamen bozulmuş gone moggy [south africa] adj.
düzeni bozulmuş goofed (up) adj.
düzeni bozulmuş mixed up adj.
(biriyle/bir şeyle) senkronizasyonu bozulmuş out of phase (with someone or something) [uk] adj.
(birine/bir şeye) bozulmuş disappointed at (someone or something) adj.
(birine/bir şeye) bozulmuş disappointed in (someone or something) adj.
düzeni bozulmuş goofed adj.
sinirleri bozulmuş torqued off adj.
morali bozulmuş phased adj.
Idioms
ahlakı/huyu bozulmuş kimse a fallen angel n.
sinirleri bozulmuş kimse nervous wreck n.
bozulmuş olmak have had the radish [us] v.
(yiyecekler için) bozulmuş ya da çürümüş a bit off adj.
(yiyecekler için) bozulmuş ya da çürümüş a little off go to a bit adj.
akli dengesi bozulmuş (as) messed up as hogan's goat [dated] adj.
ruhsal dengesi bozulmuş (as) messed up as hogan's goat [dated] adj.
akli dengesi bozulmuş (as) screwed up as hogan's goat [dated] adj.
ruhsal dengesi bozulmuş (as) screwed up as hogan's goat [dated] adj.
şekli bozulmuş bent out of shape adj.
şekli bozulmuş flexed out of shape adj.
tamamen bozulmuş up to putty [australia] expr.
formu/fiziği bozulmuş in bad shape expr.
Trade/Economic
bozulmuş veya çürümenin eşiğindeki zeytin zapatera n.
dükkanda bozulmuş shop-spoiled adj.
Law
bozulmuş karar quashed n.
bozulmuş (karar) vacated adj.
Politics
bozulmuş toprak disturbed soil n.
Technical
aşınmış-bozulmuş rotil worn ball joint n.
bozulmuş hava vitiated air n.
sıcak bozulmuş çelik hot deformed steel n.
biçimi bozulmuş deformed adj.
birleşimi bozulmuş decomposed adj.
şekli bozulmuş distorted adj.
(vakum tüpü) içinde biriken gaz nedeniyle bozulmuş gassy adj.
Computer
bozulmuş bellek corrupted memory n.
bozulmuş kural corrupted rule n.
metin biçimine döndürülerek bozulmuş (mp3 ses dosyası) cooked adj.
bellek hatası: yerel alan bozulmuş memory error: local heap is corrupted expr.
bit eşlem bozulmuş bitmap is corrupted expr.
Television
(iletim için kasıtlı olarak bozulmuş sinyali) anlaşılır kılmak decrypt v.
Construction
aşınmış veya bozulmuş kaldırımları parçalamak için kullanılan yol makinesi ripper n.
Automotive
egzoz bozulmuş the exhaust is broken expr.
şanzıman bozulmuş the gearbox is broken expr.
Medical
vücut sıvıları bozulmuş cacochymic n.
bozulmuş glukoz metabolizması impaired glucose metabolism n.
bozulmuş açlık glukozu impaired fasting glucose n.
bozulmuş glukoz toleransı impaired glucose tolerance n.
bozulmuş kontraktilite impaired contractility n.
bozulmuş glikoz toleransı impaired glucose tolerance n.
bozulmuş termoregülasyon defective thermoregulation n.
bozulmuş lenfatik süzülme impaired lymphatic drainage n.
bozulmuş bağışıklık fonksiyonu impaired immune function n.
bozulmuş kan akışı disrupted blood flow n.
insülin duyarlılığı bozulmuş birey person with impaired insulin sensitivity n.
normal hareket biçimi ileri derecede bozulmuş dyskinetic adj.
Psychology
yalnız yaşamaktan dolayı psikolojisi bozulmuş bushed [canada] adj.
Pathology
bozulmuş renal tübüler impaired renal tubular adj.
Food Engineering
eksilmiş/bozulmuş glukoz toleransı impaired glucose tolerance n.
Gastronomy
bozulmuş yumurta white rot n.
(şarap veya konyak) bozulmuş corky adj.
bozulmuş içecek ile ilgili corky adj.
(gıda) bozulmuş foul adj.
(özellikle yiyecek) bozulmuş stale adj.
Statistics
bozulmuş uyum süreci disturbed harmonic process n.
bozulmuş salınım disturbed oscillation n.
Physics
galaksi gibi büyük kütleli nesnelerin çekim kuvveti nedeniyle uzaktaki nesnelerin görüntüsünün kırılmış ve bozulmuş gibi görünmesi gravitational lens n.
Chemistry
bozulmuş ya da uyumsuz glukoz toleransı impaired glucose tolerance n.
radyasyon hasarı nedeniyle örgüsü bozulmuş mineral metamict n.
az miktarda başka kimyasal maddeler içermesinden ötürü saflığı hafifçe bozulmuş (madde) technical grade adj.
az miktarda başka kimyasal maddeler içermesinden ötürü saflığı hafifçe bozulmuş (kimyevî madde) technical-grade adj.
Botanic
bitkideki hastalıklı ve rengi bozulmuş alan blotch n.
(bitki veya hayvan) bozulmuş degenerate adj.
Agriculture
(tahıl) fazla nemlenerek bozulmuş sick adj.
Linguistics
sırası bozulmuş hyperbatic adj.
Environment
bozulmuş toprak örnekleri disturbed soil samples n.
Meteorology
hava koşulları nedeniyle bozulmuş weather-bitten adj.
Geology
bozulmuş mikrit dismicrite n.
bozulmuş bazalt diabase [uk] n.
aşırı yüksek basınca aniden maruz kalarak kristal yapısı bozulmuş (mineral) shocked adj.
Archaic
düzeni bozulmuş olma dissettlement n.
Slang
kızlığı bozulmuş kadın damaged goods n.
bozulmuş kadın damaged goods n.
dolaşık ve bozulmuş saç bedhead n.
sinirlerin bozulmuş senin you are in a funk expr.
British Slang
bozuk/bozulmuş mide gippy tummy n.
Star Wars
başlıksız (bozulmuş katıl) untitled (defaced join) n.