carry around - Turkish English Dictionary
History

carry around

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "carry around" in Turkish English Dictionary : 25 result(s)

English Turkish
Phrasals
carry around v. beraberinde taşımak
carry around v. hatırasını taşımak
carry around v. kendini hep suçlu hissetmek
carry around v. yanında taşımak
carry around v. varlığını hissetmek
carry around v. hep (belli bir duyguyu) hissetmek
carry around v. kucağında taşımak
carry around v. yanında bulundurmak
carry around v. omuzlarında bir yük gibi hissetmek
carry around v. oraya buraya taşımak
carry around v. her yere taşımak
carry around v. her yere yanında taşımak
carry around v. her yere kucağında taşımak
carry around v. her yere yanında gezdirmek
carry around v. her yere kucağında gezdirmek
carry around v. her zaman yanında bulundurmak
carry around v. her yere yanında taşımak
carry around v. her zaman aklında bulunmak
carry around v. her zaman aklına gelmek
carry around v. hiç unutamamak
carry around v. sanki hep yanında olmak
carry around v. bir duygudan kurtulamamak
carry around v. vicdan azabı çekmek
carry around v. vicdan azabından kurtulamamak
carry around v. pişmanlık duymak

Meanings of "carry around" with other terms in English Turkish Dictionary : 31 result(s)

English Turkish
Phrasals
carry someone around (with oneself) v. kucağında/sırtında taşımak
carry someone around (with oneself) v. hatırasını taşımak
carry something around (with one) v. beraberinde taşımak
carry someone around (with oneself) v. beraberinde taşımak
carry someone around (with oneself) v. varlığını hissetmek
carry something around (with one) v. yanında taşımak
carry something around (with one) v. yanında bulundurmak
carry someone or something around v. her yere yanında taşımak
carry someone or something around v. her yere kucağında taşımak
carry someone or something around v. her zaman yanında bulundurmak
carry someone or something around v. her yere yanında gezdirmek
carry someone around (with oneself) v. her yere yanında taşımak
carry someone around (with oneself) v. her yere kucağında taşımak
carry someone around (with oneself) v. her yere yanında gezdirmek
carry someone around (with oneself) v. her yere kucağında gezdirmek
carry someone around v. her zaman aklında bulunmak
carry someone around v. her zaman aklına gelmek
carry someone around v. hiç unutamamak
carry someone around v. sanki hep yanında olmak
carry someone or something around v. oradan oraya taşımak
carry something around with one v. (bir şeyi) beraberinde/yanında taşımak
carry someone around with oneself v. (bir kimseyi/bebek vb) beraberinde taşımak
Idioms
carry a millstone (around one's neck) v. ağır bir sıkıntıyı/yükü çekmek
carry a millstone (around one's neck) v. ağır bir sıkıntıyı/yükü yüklenmek
carry a millstone (around one's neck) v. ağır bir sıkıntıyı/yükü sırtlanmak
carry a millstone (around one's neck) v. ağır bir sıkıntıyı/yükü üstüne almak
carry a millstone (around one's neck) v. ağır bir sıkıntıyı/yükü omuzlamak
carry a millstone (around one's neck) v. ağır bir sıkıntıya/derde/güçlüğe göğüs germek
carry a millstone (around one's neck) v. ağır bir sıkıntıya/derde/güçlüğe dayanmak
carry a millstone (around one's neck) v. ağır bir sıkıntıya/derde/güçlüğe katlanmak
Technical
end-around carry n. uç-yuvarlaklaştırma eldesi