düzeyinde - Turkish English Dictionary
History

düzeyinde



Meanings of "düzeyinde" in English Turkish Dictionary : 1 result(s)

Turkish English
General
düzeyinde at a level of adv.

Meanings of "düzeyinde" with other terms in English Turkish Dictionary : 89 result(s)

Turkish English
General
ukalalık düzeyinde detaycı kimse pedant n.
ilgi düzeyinde fazlalık temperature n.
ukalalık düzeyinde detaycı kimse dryasdust n.
merhaba-merhaba düzeyinde olmak be on speaking terms v.
ingiliz üniversitelerine lisansüstü düzeyinde eğitime kabul etmek incorporate v.
toplumun yerel düzeyinde geçerli olan grassroot adj.
toplumun yerel düzeyinde geçerli olan grassroots adj.
insan düzeyinde olmayan canlı grubuna ait subhuman adj.
insan düzeyinde olmayan canlı grubuna özgü subhuman adj.
insan düzeyinde olmayan canlı grubu ile ilgili subhuman adj.
toplum düzeyinde on a people-to-people level adv.
taban/temel/halk düzeyinde at the grass roots level adv.
bakanlık düzeyinde at ministerial level adv.
...mertebesinde / düzeyinde in the order of prep.
Phrasals
düzeyinde olmak come up v.
Idioms
(biriyle) selamlaşma düzeyinde tanışmak be on nodding terms (with someone) v.
(biriyle) aşinalık düzeyinde tanışmak be on nodding terms (with someone) v.
biriyle selamlaşma düzeyinde tanışmak be on nodding terms with somebody v.
biriyle aşinalık düzeyinde tanışmak be on nodding terms with somebody v.
(biriyle) merhaba-merhaba düzeyinde olmak be on speaking terms (with somebody) v.
(biriyle) selamlaşma düzeyinde tanışmak be on speaking terms (with somebody) v.
halk düzeyinde at a grassroots level expr.
en üst beceri düzeyinde at full strength expr.
merhaba-merhaba düzeyinde on speaking terms expr.
Trade/Economic
belli bir fiyat düzeyinde tüm masrafları karşılayacak en düşük satış hacminin belirlenmesi çalışmaları break-even analysis n.
birim düzeyinde maliyetler unit-level activities n.
cari fiyat düzeyinde piyasada bir arz kıtlığı veya arz fazlası bulunması durumu disequilibrium n.
her fiyat düzeyinde talep edilen miktarın değişmesi change in demand n.
ülke düzeyinde reklam national advertising n.
Politics
başbakanlık düzeyinde ziyaret prime ministerial visit n.
başbakan düzeyinde gerçekleştirilen ziyaret prime ministerial-level visit n.
başbakan düzeyinde gerçekleştirilen ziyaret prime ministerial visit n.
başbakanlık düzeyinde ziyaret prime ministerial-level visit n.
sokak düzeyinde bürokrasi street level bureaucracy n.
yerel yönetim düzeyinde hayvan mülkiyetini düzenleyen yönetmelikleri uygulayan ve hayvanların dahil olduğu olaylarla ilgilenen bir memur animal control officer n.
başbakanlık düzeyinde olan prime-minister adj.
başbakanlık düzeyinde olan prime-ministerial adj.
hükümet düzeyinde governmental level expr.
Technical
bit düzeyinde koşut bit parallel n.
bit düzeyinde seri bit serial n.
yer düzeyinde hava basıncı air pressure at ground level n.
Computer
bit düzeyinde seri bit serial n.
bil düzeyinde koşut bit parallel n.
Informatics
sözcük düzeyinde adreslenir word addressable n.
Telecom
çerçeve düzeyinde arayüz frame level interface n.
Medical
a vitamini düzeyinde düşme decrease of vitamin a level n.
bilirubin düzeyinde düşme decrease of bilirubin level n.
bilirubin düzeyinde düşüş decrease of bilirubin level n.
folik asit düzeyinde artış increase in folic acid level n.
hasta düzeyinde veri patient level data n.
hastalık düzeyinde şişmanlık morbid obesity n.
porta hepatis düzeyinde laserasyon laceration at the porta hepatis level n.
serum kreatinin düzeyinde artış rise in serum creatinine n.
toplum düzeyinde bağışıklık herd immunity n.
toplum düzeyinde bağışıklık community immunity n.
troponin düzeyinde yükselme increase in troponin level n.
Psychology
insan düzeyinde olmayan canlı infrahuman n.
zihin ve bedenin benlik üstü bir bilinç düzeyinde entegrasyonunu içeren centauric adj.
Pathology
baldır düzeyinde tibial sinir yaralanması tibial nerve injury at lower leg level n.
baldır düzeyinde peroneal sinir yaralanması peroneal nerve injury at lower leg level n.
baldır düzeyinde kutanöz duyu sinir yaralanması cutan sensory nerve injury at low leg level n.
kalça ve uyluk düzeyinde siyatik sinir yaralanması sciatic nerve injury at hip thigh level n.
kalça ve uyluk düzeyinde femoral sinir yaralanması femoral nerve injury at hip thigh level n.
ön kol düzeyinde ulnar sinir yaralanması ulnar nerve injury at forearm level n.
ön kol düzeyinde median sinir yaralanması median nerve injury at forearm level n.
ön kol düzeyinde radial sinir yaralanması radial nerve injury at forearm level n.
üst kol düzeyinde radial sinir yaralanması radial nerve injury at upper arm level n.
üst kol düzeyinde median sinir yaralanması median nerve injury at upper arm level n.
üst kol düzeyinde ulnar sinir yaralanması ulnar nerve injury at upper arm level n.
Statistics
sınıflama ölçme düzeyinde ölçülebilen değişken nominal variable n.
sınıflama ölçme düzeyinde ölçülebilen değişken categorical variable n.
Physics
temel enerji düzeyinde kalan (atom, molekül) unexcited adj.
Biology
organizmanın standart düşük aktivite düzeyinde kalması için gerekli miktarda basal adj.
Marine Biology
alıcı düzeyinde kontrol acceptory control n.
Education
ilköğretim düzeyinde kullanılan basit aritmetik ve benzeri işlemler number work n.
üniversite düzeyinde sınav higher n.
ortaokul düzeyinde secondary adj.
Linguistics
ilköğretim düzeyinde yabancı dil fles n.
ilköğretim düzeyinde yabancı dil foreign languages in the elementary school n.
Religious
batı ülkelerinde normal okul saatleri dışında, ilköğretim düzeyinde verilen musevilik eğitimi cheder n.
batı ülkelerinde normal okul saatleri dışında, ilköğretim düzeyinde verilen musevilik eğitimi heder n.
Geography
(ırmak profili) denge düzeyinde grade n.
Military
birlik düzeyinde bakım first level maintenance n.
lisans düzeyinde eğitim-öğretim yapan askeri okullar military schools at the level of bachelor degree n.
bombanın yer düzeyinde patlaması groundburst n.
bombanın yer düzeyinde patlaması ground burst n.
farklı birden fazla görev veya çatışma düzeyinde etkili kullanılabilen silahlar dual (multi)-purpose weapons n.
Sport
(lise düzeyinde) rekabetçi sporlara ait veya ilişkin prep adj.
Football
(özellikle üniversite düzeyinde) özel olarak seçilen takımlar arasında sezon sonrası oynanan çeşitli oyunlar bowl n.