doğmak - Turkish English Dictionary
History

doğmak



Meanings of "doğmak" in English Turkish Dictionary : 32 result(s)

Turkish English
Common Usage
doğmak be born v.
doğmak rise v.
General
doğmak spring v.
doğmak see the light of day v.
doğmak emerge v.
doğmak rise v.
doğmak come about v.
doğmak ensue v.
doğmak break through v.
doğmak begin v.
doğmak issue v.
doğmak come into the world v.
doğmak grow out of v.
doğmak arise v.
doğmak arrive v.
doğmak emanate v.
doğmak result v.
doğmak dawn v.
doğmak rise-rose-risen v.
doğmak come v.
doğmak sally v.
doğmak pullulate v.
Phrasals
doğmak come out v.
Idioms
doğmak arrive on the scene v.
doğmak first see the light of day v.
doğmak arrive upon the scene v.
doğmak arrive on the scene v.
Trade/Economic
doğmak originate v.
Law
doğmak arise v.
doğmak originate v.
Geography
doğmak head v.
Archaic
doğmak redound v.

Meanings of "doğmak" with other terms in English Turkish Dictionary : 108 result(s)

Turkish English
Common Usage
güneş doğmak (the sun) rise v.
General
gün doğmak (güneş/sabah) rise v.
içine doğmak feel in one's bones v.
doğmak (nehir) rise v.
içine doğmak have a feeling v.
doğmak (güneş/ay) rise v.
küllerinden doğmak be reborn from one's ashes v.
üstünden doğmak rise above v.
doğmak (belirli bir aileden/sınıftan) spring from v.
içine doğmak sense v.
gün doğmak (şans) come v.
içine doğmak have a hunch v.
gün doğmak dawn v.
manen yeniden doğmak regenerate v.
içine doğmak intuit v.
sezaryenla doğmak be born by caesarean section v.
gün doğmak break v.
küllerinden doğmak rise from the ashes v.
gün doğmak rise v.
gün doğmak (şans vb) come (luck day) v.
doğmak (gün) dawn v.
içine doğmak divine v.
kadir gecesi doğmak be born under a lucky star v.
içine doğmak presage v.
ülke dışında doğmak be born abroad v.
ölü doğmak be born dead v.
sağır doğmak be born deaf v.
yıldız doğmak (star) come out v.
yeniden doğmak be reborn v.
güneş doğmak (the sun) climb v.
güneş doğmak (the sun) come up v.
borç doğmak (debt) to arise from something v.
şehirde doğmak be born in a city v.
külünden doğmak rise from the ashes v.
soylu bir aileye doğmak be born in the purple v.
varlıklı bir aileye doğmak be born into the purple v.
varlıklı bir aileye doğmak be born in the purple v.
soylu bir aileye doğmak be born into the purple v.
kalbine doğmak have a hunch v.
-den doğmak arise from v.
-den doğmak result from v.
zorunluluğu doğmak necessity arise v.
problem doğmak a problem arise v.
gereksinim doğmak need to arise v.
ihtiyaç doğmak need to arise v.
küllerinden doğmak be born out of the ashes v.
yurt dışında doğmak be born abroad v.
....vatandaşı olarak doğmak be born a citizen of v.
ölü doğmak be stillborn v.
sahne için doğmak be born for stage v.
üstünden doğmak overlook v.
içine doğmak inkle [rare] v.
gün doğmak daw [scotland] v.
doğmak (güneş, ay) rise v.
(oyun karakteri) yeniden doğmak respawn v.
(nehir) doğmak rise v.
Phrasals
başka bir şey olarak küllerinden doğmak rise from (something) v.
başka bir şey olarak yeniden doğmak rise from (something) v.
(bir şeyden) doğmak rise out of (something) v.
(bir şeyden/yıkımdan) yeniden doğmak rise out of (something) v.
(bir şeyden/yıkımdan sonra) yenilenmiş şekilde doğmak rise out of (something) v.
(bir felaketin/yıkımın ardından) tekrar doğmak rise out of (something) v.
(küllerinden) doğmak rise out of (something) v.
kötü şartlardan gelmek/doğmak arise from something v.
kötü şartlardan gelmek/doğmak arise out of something v.
kötü şartlardan gelmek/doğmak arise out of (something) v.
(bir şeyden) doğmak result from (something) v.
-den doğmak rise from v.
(birinden/bir şeyden/bir yerden) doğmak spring from (someone, something, or some place) v.
Phrases
içine doğmak (one's) little finger told (one) that expr.
Proverb
şanslı doğmak zengin doğmaktan daha iyidir it is better to be born lucky than rich
Colloquial
içine doğmak get vibrations v.
(yıldız) doğmak be a (something) in the making v.
doğmak (güneş, ay) be out v.
Idioms
sabahın/günün ilk ışıkları/saatleri doğmak/çıkmak/görünmek early beam v.
(bir şey yapma) fırsatı doğmak see (one's) way (clear) to (doing something) v.
fırsatı doğmak see one's way to v.
(bir şey yapma) fırsatı doğmak see your way clear to do (or doing) something v.
anka kuşu gibi küllerinden doğmak rise like a phoenix from the ashes v.
gün doğmak be in all somebody's glory v.
içine doğmak know something in one's bones v.
içine doğmak feel in one's bones v.
içine doğmak have a hunch v.
içine doğmak feel something in one's bones v.
küllerinden doğmak rise from the dead v.
küllerinden doğmak rise from the ashes v.
küllerinden doğmak come back from the dead v.
(bebek) doğmak come into the world v.
-den doğmak evolve out of v.
içine doğmak have a sneaking suspicion v.
-den doğmak lie in v.
ağzında gümüş kaşıkla doğmak be born with a silver spoon in your mouth v.
(çocuk) doğmak bring abed v.
(çocuk) doğmak bring to bed v.
içine doğmak feel (it) in your bones v.
içine doğmak feel in bones v.
içine doğmak feel in your bones v.
(bir şey) içine doğmak feel something in your bones v.
(biri/bir şey hakkında) içine bir şey doğmak have a hunch (about someone or something) v.
bir şey yapma fırsatı doğmak see your way to doing something v.
Speaking
evli ve doğmak üzere olan bir çocuğu var he's married with a kid on the way expr.
Law
hakkı doğmak originate v.
Breeding
erken doğmak slink v.
(kuzu) doğmak fall v.
Religious
manen yeniden doğmak renew v.
Geography
(nehir, belirli bir kaynaktan) doğmak rise v.
Archaic
içine doğmak forebode v.
(başka bir bebeğin) ikizi olarak doğmak twin v.