drop in - Turkish English Dictionary
History

drop in

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "drop in" in Turkish English Dictionary : 9 result(s)

English Turkish
General
drop in v. habersiz uğramak
drop in v. uğramak
drop in v. çat kapı ziyaret etmek
drop in v. ziyaret etmek
drop in v. bırakmak
drop in v. damlamak
Trade/Economic
drop in v. düşüşe geçmek
Technical
drop in n. manyetik ortam yüzeyinde kusur veya kaydetme arızasından ötürü yanlışlıkla yazılmış kısım
Sport
drop in v. başka bir sörfçünün üzerinde kaydığı dalgaya müdahale etmek

Meanings of "drop in" with other terms in English Turkish Dictionary : 86 result(s)

English Turkish
General
a drop in prices n. fiyatlarda düşüş
a drop in the bucket n. devede kulak
drop in sales n. satışlardaki düşüş
drop-in center n. (evsizler/akıl hastaları için) yardım merkezi
drop-in n. çat kapı gelen kimse
drop-in n. gündelik toplanma
drop-in centre [uk] n. (britanya'da) gündüz istendiği gibi ziyaret edilebilen bakım evi
drop in on v. uğramak
drop in on v. ziyaret etmek
drop in a faint v. serilmek
drop in at v. uğramak
drop in unexpectedly v. çat kapı gelmek
drop in on v. bir yere uğramak
drop in the toilet v. tuvalete düşürmek
drop-in adj. kısa süreli kullanım için temin edilen
drop-in adj. takılıp hemen kullanılabilen
Phrasals
drop in on (someone) v. (birine) habersiz uğramak
drop in on (someone) v. (birine) uğramak
drop in on (someone) v. (birini) çat kapı ziyaret etmek
drop in on (someone) v. (birine) damlamak
drop in (something) v. (bir şeyin) içine düşürmek
drop in (something) v. (bir şeyin) içine düşmek
Phrases
turn on tune in drop out expr. lsd kullanımını özendiren bir slogan
Colloquial
drop in to say hello v. geçerken uğramak
drop in to say hello v. selam vermek için uğramak
drop in to say hello v. habersiz uğrayıp selam vermek
drop in to say hello v. ansızın uğramak
drop somebody in it v. birinin başını belaya sokmak
drop somebody in it v. birinin başına iş açmak
drop somebody in it v. birini sıkıntılı/zor bir duruma düşürmek
Idioms
a drop in the bucket n. çok düşük ve önemsiz miktar
a drop in the ocean n. devede kulak
a drop in the bucket n. devede kulak
drop in the bucket n. devede kulak
a drop in a bucket n. devede kulak
drop in the ocean n. devede kulak
drop in the bucket n. okyanusta bir damla
a drop in the ocean n. okyanusta bir damla
a drop in the bucket n. okyanusta bir damla
drop in one's tracks v. aniden ölmek
drop in one's tracks v. birden ölmek
drop in someone's lap v. (fırsat vb) ayağına gelmek
drop in one's tracks v. yığılıp kalmak
drop (something) in (someone's) lap v. kucağına düşmek
drop (something) in (someone's) lap v. şans eseri gerçekleşmek
drop (something) in (someone's) lap v. şans eseri önüne çıkmak/çıkarmak
drop (something) in (someone's) lap v. bir işi birinin başına yıkmak/sırtına yüklemek
drop (something) in (someone's) lap v. bir işi birine yamamak/kitlemek/kakalamak
drop in someone's lap v. kucağına bırakmak (fırsat, yük)
drop in someone's lap v. bombayı kucağına bırakmak
drop/dump something in somebody’s ˈlap v. bir şeyi başka birinin üstüne atmak
drop/dump something in somebody’s ˈlap v. sorumluluğu başkasına yüklemek
drop something in somebody's lap v. bir şeyi birinin başına yıkmak
drop something in somebody's lap v. bir işi, sorumluluğu birinin kucağına atmak/bırakmak
drop something in somebody's lap v. bir şeyi birinin sırtına yüklemek
drop something in somebody's lap v. bir işi, sorumluluğu birinin üstüne atmak
drop (one) in it v. (birini) utandırmak
drop (one) in it v. (birini) mahcup etmek
drop (one) in it v. (birini) yerin dibine sokmak
drop (one) in it v. (biri) hakkında pot kırmak
drop in a bucket v. devede kulak
drop in a bucket v. çok düşük ve önemsiz miktar
drop in a bucket v. okyanusta bir damla
drop in for a chat v. sohbet etmek için uğramak
drop in for a chat v. iki lafın belini kırmaya uğramak
drop in for a chat v. ayaküstü sohbete uğramak
drop in for a chat v. sohbete uğramak
drop in tracks v. birden ölmek
drop in tracks v. aniden ölmek
drop in tracks v. yığılıp kalmak
Speaking
drop in sometime expr. yine uğra
Technical
drop-in anchor n. çakmalı çelik dübel
drop-in anchor n. çakmalı dübel
drop-in n. istenmeyen bit üretimi
drop-in n. parazit karakter
drop-in adj. karmaşık bir sistemde mevcut altyapıda değişiklik yapmaksızın bazı parçaların yerini alabilen
Computer
items in drop-down list n. açılır liste öğeleri
drop in by word expr. sözcük temelinde bırak
Informatics
drop-in n. parazit karakter
Electric
drop in voltage n. voltaj düşmesi
Medical
drop in the blood pressure n. tansiyon düşmesi
Education
drop-in hour n. (okulda öğrencilerin öğretmenlere yaptığı) kabul/ziyaret saati
Military
drop zone run-in n. atma sahasına yaklaşma
British Slang
drop anchor in poo-bay v. anal ilişkiye girmek
drop (someone) in it v. birinin başını belaya sokmak
drop someone in the shit v. birinin başını belaya sokmak