History

durumda olmak

Meanings of "durumda olmak" in English Turkish Dictionary : 1 result(s)

	Category	Turkish	English
General
1	General	durumda olmak	be in a position to v.

Meanings of "durumda olmak" with other terms in English Turkish Dictionary : 338 result(s)

	Category	Turkish	English
General
1	General	başka bir şeyle bitişik durumda olmak	lap n.
2	General	çok zor bir durumda olmak	be at bay v.
3	General	diğerlerine göre daha kötü durumda olmak	be at the bottom of the heap v.
4	General	başkasına göre avantajlı bir durumda olmak	have an advantage over someone v.
5	General	nazik bir durumda olmak	hang in the balance v.
6	General	en iyi durumda olmak	be at one's best v.
7	General	hakim durumda olmak	domineer v.
8	General	sıralanmış durumda olmak	be in order v.
9	General	olmak (belirli bir durumda)	stand v.
10	General	zor bir durumda olmak	be up a gum tree v.
11	General	daha iyi durumda olmak	be better off v.
12	General	iyi işler durumda olmak	be in good working order v.
13	General	sıkışık bir durumda olmak	be pressed v.
14	General	çok zor bir durumda olmak	be in desperate straits v.
15	General	zor durumda olmak	be in a tight corner v.
16	General	çok zor bir durumda olmak	be in dire straits v.
17	General	kullanılmaz durumda olmak	lapse v.
18	General	çok zor bir durumda olmak	be in a bad way v.
19	General	daha elverişli durumda olmak	have the inside track v.
20	General	olmak (hayat/işler herhangi bir durumda)	go v.
21	General	diğerlerine göre daha kötü durumda olmak	be at the bottom of the pile v.
22	General	çok güç durumda olmak	be in dire straits v.
23	General	kötü durumda olmak	be in bad state v.
24	General	kötü durumda olmak	be in a bad state v.
25	General	kötü durumda olmak	be in a poor condition v.
26	General	kötü durumda olmak	be in bad condition v.
27	General	kötü durumda olmak	be in a bad condition v.
28	General	mali açıdan kötü durumda olmak	be financially in bad shape v.
29	General	kötü durumda olmak	be in poor condition v.
30	General	kötü durumda olmak	be in bad shape v.
31	General	zor durumda olmak	be on the hook v.
32	General	iyi durumda olmak	be in good condition v.
33	General	güç durumda olmak	be in a difficult situation v.
34	General	zor durumda olmak	be in an awkward situation v.
35	General	güç durumda olmak	be in an awkward situation v.
36	General	zor durumda olmak	be in a difficult situation v.
37	General	iyi durumda olmak	be in good shape v.
38	General	kafa olarak hazır durumda olmak	be mentally ready v.
39	General	çalışır durumda olmak	be in working order v.
40	General	çok iyi kondisyonda/durumda olmak	be in great shape v.
41	General	kötü durumda olmak	ail v.
42	General	kötü durumda olmak	be ill off v.
43	General	içinden çıkılmaz bir durumda olmak	be at a stand v.
44	General	müşkül durumda olmak	hard put v.
45	General	çözmesi zor bir durumda olmak	hard put v.
46	General	bir durumda veya bir yer olmasına neden olmak	have v.
47	General	gelişmemiş durumda olmak	bud v.
48	General	pasif durumda olmak	hibernate v.
49	General	(belirli bir durumda) olmak	go v.
50	General	belirli bir durumda var olmak	rule v.
51	General	belirli bir durumda olmak	dwell v.
52	General	ilerleme göstermeyen durumda olmak	flatline v.
53	General	önceki durumda olmak	preexist v.
54	General	önceki durumda olmak	pre-exist v.
55	General	pasif durumda olmak	stand v.
56	General	kullanılabilir durumda olmak	survive v.
Phrasals
57	Phrasals	ağladı ağlayacak durumda olmak	cloud up v.
58	Phrasals	birine/bir şeye bağlı olmak (bir konu/durumda)	rest upon v.
59	Phrasals	daha yüksek durumda olmak	be above v.
60	Phrasals	durumda kötü bir gelişme olmak	fall in v.
61	Phrasals	durumda kötü bir gelişme olmak	fall into v.
62	Phrasals	belli bir durumda emekli olmak	retire in (something or some place) v.
63	Phrasals	belli bir durumda emekli olmak	retire into (something or some place) v.
64	Phrasals	gayet iyi durumda olmak	perk along v.
65	Phrasals	(bir şey bir durumda) gerekli olmak	call for (something) v.
66	Phrasals	(biri için bir şeye) kadar kullanılabilir durumda olmak/kalmak	last (one) (up) until (something) v.
67	Phrasals	(bir şeye) kadar kullanılabilir durumda olmak/kalmak	last (up) until (something) v.
68	Phrasals	(birinden/bir şeyden) avantajlı durumda/konumda olmak	remain ahead of (someone or something) v.
69	Phrasals	(birinden/bir şeyden) daha iyi bir durumda/konumda olmak	remain ahead of (someone or something) v.
70	Phrasals	(bir durumda) olmak/kalmak	stand at (something) v.
Colloquial
71	Colloquial	zor durumda olmak	be up the pole [old-fashioned] [uk] v.
72	Colloquial	felaket bir durumda olmak	be on the rocks v.
73	Colloquial	bir konuda bir şeyler yapabilecek durumda olmak	be in a position to do something about v.
74	Colloquial	çok kötü durumda olmak	be up against it v.
75	Colloquial	çok zor bir durumda olmak	be up against it v.
76	Colloquial	zor durumda olmak	be in a hole v.
77	Colloquial	rahat durumda olmak	have it easy v.
78	Colloquial	birinden avantajlı durumda olmak	be one up on somebody v.
79	Colloquial	birinden avantajlı durumda olmak	get one up on somebody v.
80	Colloquial	birinden avantajlı durumda olmak	have one up on somebody v.
81	Colloquial	iki seçenek de eşit durumda olmak	be a toss-up v.
82	Colloquial	iki seçenek de eşit durumda olmak	be a toss-up (between a and b) v.
83	Colloquial	zor durumda olmak	do it tough v.
84	Colloquial	bir konuda (birinden/bir şeyden) daha parlak durumda olmak	have (got) it over (someone or something) v.
85	Colloquial	çok kötü/zayıf durumda olmak	have had it v.
86	Colloquial	tamir edilemez durumda olmak	have had it v.
87	Colloquial	boku yemiş durumda olmak	be (all) shot to hell v.
88	Colloquial	kötü durumda olmak	be (all) shot to hell v.
89	Colloquial	uzun zamandır kullanılmasına rağmen iyi durumda olmak	wear well v.
90	Colloquial	iyi durumda olmak	be laughing v.
91	Colloquial	çalışır durumda olmak	be on v.
92	Colloquial	kötü durumda olmak	be shot v.
93	Colloquial	istisnai bir durumda olmak	(have) got it going on v.
94	Colloquial	(belli bir düzeyde/miktar) avantajlı durumda olmak	be ... to the good v.
95	Colloquial	(belli bir düzeyde/miktar) karlı durumda olmak	be ... to the good v.
96	Colloquial	kötü durumda olmak	be badly off v.
97	Colloquial	bir şey verebilecek/sağlayabilecek durumda olmak	be good for something v.
98	Colloquial	bir durumda ihtiyaç duyulan/istenen tek şey olmak	be just the thing v.
99	Colloquial	birinden avantajlı durumda olmak	be one up on someone v.
100	Colloquial	uçmuş durumda olmak	be out of it v.
101	Colloquial	avantajlı durumda olmak	have (one) up v.
102	Colloquial	'-den daha parlak durumda olmak	have it over v.
Idioms
103	Idioms	başkalarına bağımlı durumda olmak	be in leading strings v.
104	Idioms	koptu kopacak bir durumda olmak	hang by the eyelids v.
105	Idioms	kötü bir durumda olmak	be out at the heels v.
106	Idioms	ne yapacağını bilemez durumda olmak	be abroad v.
107	Idioms	sıkıntılı durumda olmak	be in a pickle v.
108	Idioms	boğazına/gırtlağına kadar batmış/gömülmüş durumda olmak	be up to chin in (something) v.
109	Idioms	boğazına/gırtlağına kadar batmış/gömülmüş durumda olmak	be up to one's chin in (something) v.
110	Idioms	işlerle sıkışık durumda olmak	be up to ninety v.
111	Idioms	boğazına/gırtlağına kadar batmış/gömülmüş durumda olmak	be up to ears in (something) v.
112	Idioms	boğazına/gırtlağına kadar batmış/gömülmüş durumda olmak	be up to one's ears in (something) v.
113	Idioms	işlerle sıkışık durumda olmak	be up to your ears in something v.
114	Idioms	boğazına/gırtlağına kadar işlere gömülmüş/batmış durumda olmak	be up to your ears in something v.
115	Idioms	daha kötü/sıkıntılı/problemli bir durumda olmak	be worse off v.
116	Idioms	avantajlı durumda olmak	be/stay one jump a head (of somebody/something) v.
117	Idioms	(şimdi) eski püskü/kötü durumda/külüstür olmak	have known better days v.
118	Idioms	(şimdi) eski püskü/kötü durumda/külüstür olmak	have seen better days v.
119	Idioms	tekrar/yine çalışır/işler durumda olmak	be back in business v.
120	Idioms	birçok kez onarım görse de hâlâ çalışıyor/çalışır durumda olmak	take a licking but keep on ticking v.
121	Idioms	avantajlı durumda olmak	be ahead of the game v.
122	Idioms	avantajlı durumda olmak	remain ahead of the game v.
123	Idioms	avantajlı durumda olmak	stay ahead of the game v.
124	Idioms	avantajlı durumda olmak	get ahead of the game v.
125	Idioms	avantajlı durumda olmak	keep ahead of the game v.
126	Idioms	birine karşı avantajlı durumda olmak	have the edge over v.
127	Idioms	birisiyle aynı durumda olmak	be in the same boat as someone v.
128	Idioms	birisinden avantajlı durumda olmak	get the draw on someone v.
129	Idioms	bir işin altından kalkabilecek durumda olmak	be up to doing something v.
130	Idioms	dezavantajlı durumda olmak	have over a barrel v.
131	Idioms	çok iyi durumda olmak	live on the fat of the land v.
132	Idioms	çok zor bir durumda olmak	be up the creek v.
133	Idioms	çok zor bir durumda olmak	be up the creek without a paddle v.
134	Idioms	çok riskli bir durumda olmak	sit on a powder keg v.
135	Idioms	çok zor bir durumda olmak	be up shit creek without a paddle v.
136	Idioms	daha iyi durumda olmak	have the edge over v.
137	Idioms	çok zor bir durumda olmak	be up against the wall v.
138	Idioms	çok iyi durumda olmak	be in the pink of condition v.
139	Idioms	çok riskli bir durumda olmak	be sitting on a powder keg v.
140	Idioms	çok zor bir durumda olmak	be up shit creek v.
141	Idioms	denetlenemez durumda olmak	be out of hand v.
142	Idioms	güç durumda olmak	be on the hook v.
143	Idioms	hiçbir şey yapamaz durumda olmak	be bound hand and foot v.
144	Idioms	fiziksel olarak iyi (fit) durumda olmak	be in fighting trim v.
145	Idioms	güç durumda olmak	be in a jam v.
146	Idioms	hiçbir şey yapamaz durumda olmak	be tied hand and foot v.
147	Idioms	fiziksel olarak hazır durumda olmak	be in fighting trim v.
148	Idioms	geçmişte yapmış olduğu hatalar yüzünden zor durumda olmak	be (batting) on a sticky wicket v.
149	Idioms	hala iyi/güçlü durumda olmak	be still going strong v.
150	Idioms	en son gelişmeleri bilir durumda olmak	be up to speed v.
151	Idioms	güncellenmiş (durumda) olmak	be up to speed v.
152	Idioms	kötü durumda olmak	be coming apart at the seams v.
153	Idioms	ne yapacağını bilemez durumda olmak	be in uncharted waters v.
154	Idioms	mükemmel durumda olmak	be in mint condition v.
155	Idioms	ne olup bittiğinin farkında olamayacak durumda olmak	be out for the count v.
156	Idioms	kötü durumda olmak	be in the mire v.
157	Idioms	mali yönden zor durumda olmak	be in queer street v.
158	Idioms	kötü durumda olmak	be falling apart at the seams v.
159	Idioms	rakiplerinden daha avantajlı durumda olmak	be ahead of the game v.
160	Idioms	rakiplerine göre daha avantajlı bir durumda olmak	be ahead of the game v.
161	Idioms	rakiplerine göre daha avantajlı bir durumda olmak	get ahead of the game v.
162	Idioms	rakiplerinden daha avantajlı durumda olmak	stay ahead of the game v.
163	Idioms	rakiplerine göre daha avantajlı bir durumda olmak	keep ahead of the game v.
164	Idioms	rakiplerinden daha avantajlı durumda olmak	keep ahead of the game v.
165	Idioms	rakiplerinden daha avantajlı durumda olmak	get ahead of the game v.
166	Idioms	rakiplerine göre daha avantajlı bir durumda olmak	remain ahead of the game v.
167	Idioms	sıkışık durumda olmak	be in a bind v.
168	Idioms	rakiplerinden daha avantajlı durumda olmak	remain ahead of the game v.
169	Idioms	rakiplerine göre daha avantajlı bir durumda olmak	stay ahead of the game v.
170	Idioms	zor durumda olmak	be in deep water v.
171	Idioms	zor durumda olmak	be in a tough spot v.
172	Idioms	zor durumda olmak	be in a jam v.
173	Idioms	zor durumda olmak	be in a tight spot v.
174	Idioms	zor durumda olmak	be on the hook v.
175	Idioms	zor durumda olmak	hard put v.
176	Idioms	zor durumda olmak	be out on a limb v.
177	Idioms	üzüntülü ya da sinirli bir durumda olmak	get into a state v.
178	Idioms	üzüntülü ya da sinirli bir durumda olmak	get in a state v.
179	Idioms	zor durumda olmak	be in a hole v.
180	Idioms	zor durumda olmak	be behind the eight ball v.
181	Idioms	zor durumda olmak	be in a bind v.
182	Idioms	zor durumda olmak	have a hard time v.
183	Idioms	ölse daha iyi olacak kadar kötü durumda olmak	be better off dead v.
184	Idioms	avantajlı durumda olmak	have the drop on v.
185	Idioms	karlı/avantajlı durumda olmak	have an easy time of it v.
186	Idioms	çok şanslı/avantajlı durumda olmak	have an easy time of it v.
187	Idioms	çok elverişli/iyi durumda olmak	have an easy time of it v.
188	Idioms	çok olumlu bir durumda olmak	have an easy time of it v.
189	Idioms	yeterde artar bile bir durumda olmak	have (something) to play with v.
190	Idioms	daha önce olduğundan daha kötü durumda olmak	be a ghost of (someone's or something's) former self v.
191	Idioms	(birine) karşı avantajlı durumda olmak	get a leg up on (someone) v.
192	Idioms	(birine/bir şeye) karşı avantajlı durumda olmak	get the weather gage of (someone or something) v.
193	Idioms	dezavantajlı bir durumda olmak	be at a disadvantage v.
194	Idioms	zor/güç bir durumda olmak	be at a disadvantage v.
195	Idioms	ölümden beter bir durumda olmak	be better off dead v.
196	Idioms	uçmuş durumda olmak	be higher than a kite v.
197	Idioms	sıkıntılı bir durumda olmak	be in a spot of bother v.
198	Idioms	can sıkıcı bir durumda olmak	be in a spot of bother v.
199	Idioms	sinirli bir durumda olmak	be in a state v.
200	Idioms	kızgın bir durumda olmak	be in a state v.
201	Idioms	kötü bir durumda olmak	be in a state v.
202	Idioms	dağınık bir durumda olmak	be in a state v.
203	Idioms	karmakarışık bir durumda olmak	be in a state v.
204	Idioms	sinirli bir durumda olmak	get into a state v.
205	Idioms	kızgın bir durumda olmak	get into a state v.
206	Idioms	kötü bir durumda olmak	get into a state v.
207	Idioms	dağınık bir durumda olmak	get into a state v.
208	Idioms	karmakarışık bir durumda olmak	get into a state v.
209	Idioms	gafil bir durumda olmak	be off one's guard v.
210	Idioms	düzgün işler durumda olmak	be off the ground v.
211	Idioms	sıkışık durumda olmak	be out of pocket v.
212	Idioms	uçmuş durumda olmak	be out of this world v.
213	Idioms	karmaşık/kaotik bir durumda olmak	go off-kilter v.
214	Idioms	karmaşık/kaotik bir durumda olmak	go out of kilter v.
215	Idioms	mevcut durumda elinin altında birden çok uygulanabilir seçenek olmak	have more than one string to (one's) bow v.
216	Idioms	berbat durumda olmak	have a heavy heart v.
217	Idioms	perişan durumda olmak	have a heavy heart v.
218	Idioms	perişan durumda olmak	have the mulligrubs v.
219	Idioms	kötü durumda olmak	have the mulligrubs v.
220	Idioms	(birinden/bir şeyden) avantajlı durumda olmak	have the wood on (someone or something) [australia/new zealand] v.
221	Idioms	adice bir hareketi durdurabilecek durumda olmak	not be above v.
222	Idioms	elinden bir şeyler gelebilir durumda olmak	not be above v.
223	Idioms	berbat durumda olmak	look a sight [old-fashioned] [uk] v.
224	Idioms	ne yapacağını bilemez durumda olmak	be in murky waters v.
225	Idioms	ne yapacağını bilemez durumda olmak	get into murky waters v.
226	Idioms	ne yapacağını bilemez durumda olmak	get into uncharted waters v.
227	Idioms	ne yapacağını bilemez durumda olmak	be in uncharted waters v.
228	Idioms	avantajlı durumda/konumda olmak	keep one jump ahead v.
229	Idioms	kazanma şansı olmayan bir durumda olmak	be (batting) on a losing wicket [uk] v.
230	Idioms	acınası/acınacak durumda olmak	be in a sorry state v.
231	Idioms	üzücü durumda olmak	be in a sorry state v.
232	Idioms	zavallı durumda olmak	be in a sorry state v.
233	Idioms	kötü durumda olmak	be in a sorry state v.
234	Idioms	zayıf durumda olmak	be in a sorry state v.
235	Idioms	berbat durumda olmak	be in a sorry state v.
236	Idioms	güç bir durumda olmak	be in a sticky situation v.
237	Idioms	zor bir durumda olmak	be in a sticky situation v.
238	Idioms	berbat durumda olmak	be in a sticky situation v.
239	Idioms	içinden çıkılması zor bir durumda olmak	be in a sticky situation v.
240	Idioms	müşkül durumda olmak	be in a sticky situation v.
241	Idioms	tatsız durumda olmak	be in a sticky situation v.
242	Idioms	sıkıntılı bir durumda olmak	be in a sticky situation v.
243	Idioms	mahcup edici bir durumda olmak	be in a sticky situation v.
244	Idioms	can sıkıcı bir durumda olmak	be in a sticky situation v.
245	Idioms	utanç verici bir durumda olmak	be in a sticky situation v.
246	Idioms	yüz kızartıcı bir durumda olmak	be in a sticky situation v.
247	Idioms	başarı elde edecek durumda olmak	be in like flynn v.
248	Idioms	kabul görecek durumda olmak	be in like flynn v.
249	Idioms	avantajlı durumda olmak	be on the front foot v.
250	Idioms	başarısız olma/sona erme tehlikesi olan bir durumda olmak	be on the rocks v.
251	Idioms	ideal konumda/durumda olmak	be ripe for the picking v.
252	Idioms	kullanılabilir/kar sağlanabilir durumda olmak	be ripe for the picking v.
253	Idioms	başaracak durumda olmak	be set fair [uk] v.
254	Idioms	biriyle aynı durumda olmak	be in (someone's) shoes v.
255	Idioms	çaresiz durumda olmak	be at a loss v.
256	Idioms	belirsiz bir durumda olmak	have one foot in the grave and the other on a banana peel v.
257	Idioms	her an değişebilecek bir durumda olmak	have one foot in the grave and the other on a banana peel v.
258	Idioms	problemli bir durumda olmak	have one foot in the grave and the other on a banana peel v.
259	Idioms	bir anda felakete dönüşebilecek bir durumda olmak	have one foot in the grave and the other on a banana peel v.
260	Idioms	iyi durumda olmak	be (as) sound as a dollar v.
261	Idioms	zor bir durumda olmak	be (batting) on a sticky wicket [uk] v.
262	Idioms	sıkıntılı bir durumda olmak	be (batting) on a sticky wicket [uk] v.
263	Idioms	uygunsuz bir durumda olmak	be (batting) on a sticky wicket [uk] v.
264	Idioms	tatsız bir durumda olmak	be (batting) on a sticky wicket [uk] v.
265	Idioms	nahoş/rezil bir durumda olmak	be (batting) on a sticky wicket [uk] v.
266	Idioms	utanç verici bir durumda olmak	be (batting) on a sticky wicket [uk] v.
267	Idioms	olumlu bir durumda olmak	be (something) to the good v.
268	Idioms	iyi bir durumda olmak	be (something) to the good v.
269	Idioms	iyi durumda olmak	be as good as new v.
270	Idioms	berbat durumda olmak	be bitter and twisted v.
271	Idioms	zor bir durumda olmak	be in a cleft stick v.
272	Idioms	sıkıntılı bir durumda olmak	be in a cleft stick v.
273	Idioms	biriyle aynı durumda olmak	be in another person's shoes v.
274	Idioms	yeni ve iyi durumda olmak	be in mint condition v.
275	Idioms	temiz durumda olmak	be in mint condition v.
276	Idioms	iyi durumda olmak	be in good shape v.
277	Idioms	kötü durumda olmak	be in bad shape v.
278	Idioms	bir durumda ihtiyaç duyulan/istenen tek şey olmak	be just what the doctor ordered v.
279	Idioms	eşit durumda olmak	be level pegging v.
280	Idioms	(birinden/bir şeyden) hep avantajlı durumda olmak	be one jump ahead (of somebody/something) v.
281	Idioms	(birinden/bir şeyden) hep avantajlı durumda olmak	stay one jump ahead (of somebody/something) v.
282	Idioms	iyi durumda olmak	be onto a good thing v.
283	Idioms	kazançlı bir durumda/konumda olmak	be onto a good thing v.
284	Idioms	iyi durumda/konumda olmak	be onto something v.
285	Idioms	uçmuş durumda olmak	be out of (one's) face v.
286	Idioms	uçmuş durumda olmak	be out of (one's) skull v.
287	Idioms	zor durumda olmak	be under the cosh [uk] v.
288	Idioms	çok zor bir durumda olmak	be up a creek (without a paddle) v.
289	Idioms	çok zor bir durumda olmak	be up the creek (without a paddle) v.
290	Idioms	iyi durumda olmak	be well off v.
291	Idioms	avantajlı durumda olmak	be well off v.
292	Idioms	elverişli bir durumda/konumda olmak	be well placed v.
293	Idioms	zor durumda olmak/zor duruma düşmek	be in a fix v.
294	Idioms	zor durumda olmak/zor duruma düşmek	get in a fix v.
295	Idioms	birinden avantajlı durumda olmak	be up on somebody v.
296	Idioms	birinden avantajlı durumda olmak	have one up on somebody v.
297	Idioms	birinden avantajlı durumda olmak	get one up on somebody v.
298	Idioms	her an kavga edebilecek/tartışabilecek durumda olmak	be on the warpath v.
299	Idioms	her an kavga edebilecek/tartışabilecek durumda olmak	go on the warpath v.
300	Idioms	belirli bir durumda yeterince yetkin olmak	hold one's own v.
301	Idioms	(bir şeye) boğazına/gırtlağına kadar batmış/gömülmüş durumda olmak	be up to (one's) eyebrows in (something) v.
302	Idioms	boğazına/gırtlağına kadar batmış/gömülmüş durumda olmak	be up to one's ears in v.
303	Idioms	boğazına/gırtlağına kadar batmış/gömülmüş durumda olmak	be up to one's eyes in v.
304	Idioms	boğazına/gırtlağına kadar batmış/gömülmüş durumda olmak	be up to one's eyebrows in v.
305	Idioms	tüm silindirler devrede/çalışır durumda olmak	fire on all cylinders v.
306	Idioms	zor durumda olmak	be hard-pressed v.
307	Idioms	(birine karşı) avantajlı durumda olmak/durma geçmek	get the upper hand (over somebody) v.
308	Idioms	(birine karşı) avantajlı durumda olmak/durma geçmek	have the upper hand (over somebody) v.
309	Idioms	(birine karşı) avantajlı durumda olmak/durma geçmek	gain the upper hand (over somebody) v.
310	Idioms	(birine/bir şeye) karşı avantajlı durumda olmak	get an edge on (someone or something) v.
311	Idioms	(birine/bir şeye) karşı avantajlı durumda olmak	get the edge on (someone or something) v.
312	Idioms	(birine/bir şeye) karşı avantajlı durumda olmak	get an edge over (someone or something) v.
313	Idioms	(birine/bir şeye) karşı avantajlı durumda olmak	get the edge over (someone or something) v.
314	Idioms	zor durumda olmak	get into a (tight) spot v.
315	Idioms	sıkıntılı/zor bir durumda olmak	get into a fix v.
316	Idioms	-den avantajlı durumda olmak	get the draw on v.
317	Idioms	(birinden/bir şeyden) avantajlı durumda olmak	get the draw on (someone or something) v.
318	Idioms	avantajlı durumda olmak/duruma gelmek	get/have/gain the upper hand v.
319	Idioms	(birine karşı) avantajlı durumda olmak/duruma gelmek	get/have/gain the upper hand (over somebody) v.
320	Idioms	(bir konuda birinden/bir şeyden) daha parlak durumda olmak	have (got) it over (someone or something) in (something) v.
321	Idioms	(biriyle/bir şeyle) ilgili zorluk yaşamak/zor durumda olmak	have a hard time with (someone or something) v.
322	Idioms	(birine/bir şeye) karşı avantajlı durumda olmak	have an edge over (someone or something) v.
323	Idioms	(birinden/bir şeyden) daha iyi durumda olmak	have an edge over (someone or something) v.
324	Idioms	(birine/bir şeye) karşı avantajlı durumda olmak	have the edge over (someone or something) v.
325	Idioms	(birinden/bir şeyden) daha iyi durumda olmak	have the edge over (someone or something) v.
326	Idioms	zor durumda olmak	have your back to the wall v.
327	Idioms	zor durumda olmak	have your back against the wall v.
328	Idioms	zor durumda olmak	up the creek without a paddle expr.
Law
329	Law	fena durumda olmak	be in bad conditions v.
Slang
330	Slang	zor/güç bir durumda olmak	be in a pickle v.
331	Slang	zor/güç bir durumda olmak	get in a pickle v.
332	Slang	aynı durumda olmak	in the same boat v.
333	Slang	kötü durumda olmak	be in a hole v.
334	Slang	uçmuş durumda olmak	be out of (one's) head v.
335	Slang	dezavantajlı durumda olmak	be in the hole v.
336	Slang	boku yemiş durumda olmak	be shot to hell v.
337	Slang	kötü durumda olmak	be shot to hell v.
338	Slang	bitik durumda olmak	be shot to hell v.