en ince - Turkish English Dictionary
History

en ince



Meanings of "en ince" in English Turkish Dictionary : 7 result(s)

Turkish English
General
en ince thinnest adj.
en ince thinest adj.
en ince leanest adj.
en ince wispiest adj.
en ince willowiest adj.
en ince sharpest adj.
en ince slimmest adj.

Meanings of "en ince" with other terms in English Turkish Dictionary : 60 result(s)

Turkish English
General
kontratın en ufak/ince ayrıntısı every last detail of the contract n.
en ince ayrıntısına kadar açıklama elementation n.
tüm partiküllerin geçebileceği en ince elek numarası ile ifade edilen toz inceliği birimi mesh n.
en ince ayrıntısına kadar açıklanma circumstantiality n.
en ince ayrıntısına kadar tasarlamak planify v.
en adaleli ve ince wiriest adj.
en ince ince yağan drizzliest adj.
en ince detayına kadar araştıran hard adj.
en ince noktasına kadar up to the mark adv.
en ince ayrıntısına kadar blow-by-blow adv.
en ince detayına kadar in depth adv.
en ince ayrıntısına kadar to a crumb adv.
Phrasals
en ince ayrıntısına kadar araştırmak comb over v.
Phrases
en ince ayrıntısına kadar in minute detail adv.
en ince ayrıntısına kadar in and out expr.
Colloquial
en ince ayrıntısına kadar hook line and sinker expr.
Idioms
en ince detaylar jot or tittle n.
en ince ayrıntısına kadar anlatım/betimleme/açıklama a blow-by-blow account n.
bir olayın her anının en ince ayrıntısına kadar anlatımı a blow-by-blow account n.
en ince ayrıntısına kadar araştırma fine-tooth comb n.
birinin hikayesine en ince ayrıntısına kadar inanmak believe one's story hook line and sinker v.
bir belgeyi en ince ayrıntısına kadar incelemek read the fine print v.
bir belgeyi en ince ayrıntısına kadar incelemek read the small print v.
en ince ayrıntısına kadar bilmek have at one's fingertips v.
bir şeyi en ince ayrıntısına kadar doğru yapmak have something down to a T v.
en ince ayrıntısına kadar dikkat ederek yapmak cross (one's) t's and dot (one's) i's v.
en ince ayrıntısına kadar dikkat ederek yapmak dot (one's) I's v.
en ince ayrıntısına kadar doğru yapmak have down to a t v.
en ince ayrıntısına kadar bilmek/öğrenmek istemek want to know the ins-and-outs of a cat's arse [uk] v.
en ince ayrıntısına kadar to perfection adv.
en ince ayrıntısına kadar to just right adv.
en ince ayrıntısına kadar down to a gnat 's eyebrow expr.
en ince ayrıntısına kadar down to the last detail expr.
en ince ayrıntısına kadar to the letter expr.
en ince ayrıntısına kadar hook line and sinker expr.
en ince ayrıntısına kadar up to the knocker expr.
en ince ayrıntısına kadar bildiğin at your fingertips expr.
en ince ayrıntısına kadar (anlatma) blow by blow expr.
en ince ayrıntısına kadar chapter and verse expr.
Law
yasaları en ince ayrıntısına kadar bilen avukat philadelphia lawyer n.
Technical
eskrim kılıcının en ince ve esnek kısmı weak n.
(toz metalürjisinde) tüm partiküllerin geçebileceği en ince elek numarası ile ifade edilen toz inceliği birimi mesh n.
Medical
ince bağırsağın en sık görülen doğumsal bozukluğu most common congenital abnormality of the gastrointestinal tract n.
Logic
araştırmanın veya tartışmanın en ince ayrıntısına kadar yeniden incelenmesi retrogradation n.
Botanic
bitkinin özünü çevreleyen odun dokunun en iç katmanını oluşturan ince kısım medullary sheath n.
Music
en ince ses acute n.
en ince kadın veya çocuk sesi discant n.
en ince ses treble n.
klarnetin en ince sesi clarino n.
üsttekinin en ağır sesi diğerinin en ince sesinden bir nota yukarıda olacak şekilde dizilmiş dörtlüler disjunct tetrachords n.
üsttekinin en ağır sesi diğerinin en ince sesinden bir nota yukarıda olacak şekilde dizilmiş (dörtlüler) disjunctive adj.
Slang
dijital bir görüntüyü en ince ayrıntısına kadar inceleyip düzeltme pixel peeping n.
dijital bir görüntüyü piksel piksel/en ince ayrıntısına kadar inceleyip düzeltme pixel peeping n.
dijital bir görüntünün çözünürlüğünü, netliğini ve kalitesini en ince ayrıntısına kadar işleme pixel peeping n.
dijital bir görüntüyü en ince ayrıntısına kadar inceleyip düzelten kimse pixel peeper n.
dijital bir görüntüyü piksel piksel/en ince ayrıntısına kadar inceleyip düzelten kimse pixel peeper n.
dijital bir görüntünün çözünürlüğünü, netliğini ve kalitesini en ince ayrıntısına kadar işleyen kimse pixel peeper n.
dijital bir görüntüyü en ince ayrıntısına kadar inceleyip düzeltmek pixel peep v.
dijital bir görüntüyü piksel piksel/en ince ayrıntısına kadar inceleyip düzeltmek pixel peep v.
dijital bir görüntünün çözünürlüğünü, netliğini ve kalitesini en ince ayrıntısına kadar işlemek pixel peep v.