etkilemek - Turkish English Dictionary
History

etkilemek



Meanings of "etkilemek" in English Turkish Dictionary : 119 result(s)

Turkish English
Common Usage
etkilemek affect v.
etkilemek influence v.
etkilemek impress v.
General
etkilemek penetrate v.
etkilemek act upon v.
etkilemek empierce v.
etkilemek redound on v.
etkilemek stamp on v.
etkilemek act v.
etkilemek sway v.
etkilemek prepossess v.
etkilemek tip v.
etkilemek reach v.
etkilemek militate v.
etkilemek grip v.
etkilemek imprint v.
etkilemek thrill v.
etkilemek redound up v.
etkilemek impress v.
etkilemek enthral v.
etkilemek impinge on v.
etkilemek impose upon v.
etkilemek work v.
etkilemek overwhelm v.
etkilemek condition v.
etkilemek impose on v.
etkilemek lead v.
etkilemek fascinate v.
etkilemek enamor v.
etkilemek touch v.
etkilemek impinge v.
etkilemek pierce v.
etkilemek impinge upon v.
etkilemek operate v.
etkilemek enamour v.
etkilemek import v.
etkilemek strike v.
etkilemek set v.
etkilemek have a bearing on v.
etkilemek dictate v.
etkilemek act on v.
etkilemek move v.
etkilemek concern v.
etkilemek smite v.
etkilemek turn v.
etkilemek impose v.
etkilemek catch up v.
etkilemek enthrall v.
etkilemek spellbind v.
etkilemek affect v.
etkilemek bring something to bear v.
etkilemek govern v.
etkilemek influence v.
etkilemek effect v.
etkilemek prejudice v.
etkilemek possess v.
etkilemek exercise effect v.
etkilemek have effect v.
etkilemek have an impact upon v.
etkilemek have an effect on v.
etkilemek have an impact on v.
etkilemek have an effect upon v.
etkilemek take effect v.
etkilemek work on v.
etkilemek motive v.
etkilemek inform v.
etkilemek impact v.
etkilemek exert an influence on v.
etkilemek exert an influence over v.
etkilemek noodle v.
etkilemek capture v.
etkilemek reach v.
etkilemek redound v.
etkilemek tell v.
etkilemek till [obsolete] v.
etkilemek tincture v.
etkilemek attinge [obsolete] v.
etkilemek predispose v.
etkilemek enthrill v.
etkilemek leaven v.
etkilemek bite v.
etkilemek meet v.
etkilemek rine [dialect] [uk] v.
etkilemek import v.
etkilemek impregnate v.
etkilemek dispute [obsolete] v.
etkilemek infect v.
etkilemek inflect v.
etkilemek inspire v.
etkilemek clutch v.
etkilemek clutch v.
etkilemek crosscut v.
etkilemek insense [dialect] [uk] v.
etkilemek involve v.
etkilemek preoccupate [obsolete] v.
etkilemek secure v.
etkilemek solicit v.
etkilemek strike v.
Phrasals
etkilemek pass on v.
etkilemek stand upon v.
etkilemek touch on v.
etkilemek come to v.
etkilemek impinge upon v.
etkilemek impinge on v.
etkilemek get to v.
etkilemek get to v.
Colloquial
etkilemek grab v.
Idioms
etkilemek carry (someone) off their feet v.
etkilemek knock them in the aisles [old-fashioned] v.
etkilemek strike a note v.
etkilemek have bearing on v.
etkilemek make a convenience of v.
etkilemek pull strings v.
Law
etkilemek enure v.
Technical
etkilemek influence v.
Medical
etkilemek affect v.
Archaic
etkilemek possess v.
Slang
etkilemek knock over v.
etkilemek slay v.

Meanings of "etkilemek" with other terms in English Turkish Dictionary : 336 result(s)

Turkish English
General
etkilemek için abartılı davranan grandstander n.
ikna etmek veya etkilemek için başvurulan hayali söz veya eylemler hand waving n.
bir topluluğu etkilemek, cesaretlendirmek veya selamlamak için yapılan konuşma message n.
başkalarını etkilemek için kullanılan teknik kelime buzz word n.
(müzik, şiir) eğlendirmek veya ikna etmek yerine etkilemek üzere tasarlanmış ifade incantation n.
bir şey başka bir şeyin sonucunu etkilemek tilt the balance v.
olumsuz etkilemek affect negatively v.
aleyhte etkilemek bias v.
duyguları etkilemek affect v.
olumlu bir şekilde etkilemek prepossess v.
ergot mantarı bulaşmak/etkilemek ergotize v.
çok etkilemek overpower v.
iyi etkilemek redound v.
hafif etkilemek tincture v.
kötü şekilde etkilemek affect adversely v.
kararını etkilemek influence one's decision v.
kötü şekilde etkilemek influence adversely v.
kötü şekilde etkilemek influence unfavorably v.
kötü şekilde etkilemek influence negatively v.
kötü etkilemek affect adversely v.
kötü etkilemek influence negatively v.
kötü etkilemek influence adversely v.
kötü etkilemek affect negatively v.
kötü şekilde etkilemek affect unfavorably v.
kötü şekilde etkilemek affect negatively v.
toplumu etkilemek influence the society v.
kötü yönde etkilemek influence adversely v.
kötü yönde etkilemek affect adversely v.
kötü yönde etkilemek influence negatively v.
kötü yönde etkilemek affect unfavorably v.
kötü yönde etkilemek influence unfavorably v.
kötü yönde etkilemek affect negatively v.
başkalarını etkilemek için tehlikeli hareketler yapmak hotdog v.
derinden etkilemek influence deeply v.
kötü etkilemek blight v.
(giyimiyle/tavırlarıyla vb) etkilemek cut a dash v.
-i çok etkilemek bear down on v.
-i etkilemek impinge on v.
dışarıdan etkilemek cross-fertilize v.
birbirini etkilemek interact v.
etkilemek (bir kimseyi belirli bir şekilde) bias v.
fikrini etkilemek bias v.
kararı doğrudan etkilemek directly affect the decision v.
kararı doğrudan etkilemek have direct influence on the decision v.
kararı doğrudan etkilemek directly influence the decision v.
fazlasıyla etkilemek strike v.
olumsuz yönde etkilemek influence negatively v.
olumsuz yönde etkilemek affect in a negative way v.
olumsuz etkilemek influence negatively v.
olumsuz yönde etkilemek affect adversely v.
olumsuz yönde etkilemek affect negatively v.
olumsuz etkilemek affect in a negative way v.
olumsuz etkilemek affect adversely v.
olumlu etkilemek influence positively v.
olumlu yönde etkilemek affect positively v.
olumlu yönde etkilemek influence positively v.
olumlu biçimde etkilemek influence positively v.
olumlu biçimde etkilemek affect positively v.
olumlu etkilemek affect positively v.
olumlu bir şekilde etkilemek affect positively v.
dışarıdan etkilemek cross-fertilise v.
olumsuz anlamda etkilemek affect negatively v.
olumsuz anlamda etkilemek affect in a negative way v.
olumsuz anlamda etkilemek impair v.
birbirini etkilemek affect each other v.
büyük ölçüde etkilemek overimpress v.
aşırı etkilemek overimpress v.
(duygularını) etkilemek get v.
birisini çok etkilemek ve heyecanlandırmak wow v.
yakından (ve olumsuz) etkilemek regard v.
yeniden etkilemek reimpress v.
yeniden etkilemek reimprint v.
bir şekilde etkilemek tryst [scottish] v.
(hastalık) etkilemek attaint v.
güçlü bir şekilde etkilemek hold v.
kötü etkilemek unseason [obsolete] v.
etkilemek (düşünceleri, zevkleri) upend v.
aniden ve kuvvetle etkilemek zap v.
çekiciliğiyle etkilemek beglamour v.
çekiciliğiyle etkilemek beglamor v.
derinden etkilemek begulf v.
kötü etkilemek jolt v.
pohpohlayarak etkilemek whilly [scotland] v.
yağ çekerek etkilemek whilly [scotland] v.
pohpohlayarak etkilemek whillywha [scotland] v.
yağ çekerek etkilemek whillywha [scotland] v.
pohpohlayarak etkilemek whillywhaw [scotland] v.
yağ çekerek etkilemek whillywhaw [scotland] v.
fısıldayarak etkilemek whisper v.
kış gibi etkilemek winter v.
yorarak etkilemek wring v.
sancılı bir şekilde etkilemek wring v.
olumsuz yönde etkilemek misaffect [obsolete] v.
yanlış şekilde etkilemek misbias v.
yanlış şekilde etkilemek misincline v.
geçmişi etkilemek retroact v.
(her kısmını) etkilemek riddle v.
hileyle etkilemek gimmick v.
büyük farkla etkilemek daguerreotype v.
(yarışma, soru) sonucu belirleyici şekilde etkilemek decide v.
(birini) olumlu şekilde ve derinden etkilemek grab v.
yakalarmış veya tutarmış gibi etkilemek grab v.
derinden etkilemek grave v.
kötü etkilemek hit v.
gereğinden fazla etkilemek overact [obsolete] v.
aşırı etkilemek overaffect v.
aşırı etkilemek overinfluence v.
çok fazla etkilemek overlead v.
giysi giyerek etkilemek rock [us] v.
müzik aleti çalarak etkilemek rock [us] v.
tatlılıkla etkilemek enveigle v.
tatlılıkla etkilemek inveigle v.
bir şey lehine etkilemek incline v.
(gök cismi) etkilemek inflow [obsolete] v.
gelişimini etkilemek influence v.
durumunu etkilemek influence v.
bariz etkilemek drive v.
bilgi veya fikirle etkilemek incense v.
birbirini etkilemek cross-pollinate v.
derinden etkilemek penetrate v.
bir başka ülkenin meselelerini etkilemek penetrate v.
derinden etkilemek dazzle v.
önyargılı olarak etkilemek prejudicate [obsolete] v.
peşin hüküm ile etkilemek prejudicate [obsolete] v.
görüşünü etkilemek preoccupate [obsolete] v.
gülerek etkilemek smile v.
sihirle etkilemek becharm v.
doğal yolla etkilemek solicit v.
duygu durumunu etkilemek strike v.
ruhsal durumunu etkilemek strike v.
telkin vererek etkilemek suggestionise [uk] v.
telkin vererek etkilemek suggestionize [us] v.
çok etkilemek overcome v.
izleyicileri etkilemek üzere planlanmış grandstand adj.
etkilemek anlamı veren ön ek be- pref.
Phrasals
çok etkilemek choke up v.
bütünü etkilemek count towards something v.
birini bir şeyle etkilemek/büyülemek charm someone with something v.
etrafı etkilemek ripple through something v.
olarak etkilemek impress as v.
toplamı etkilemek count towards something v.
-ile etkilemek impress by v.
-ile etkilemek impress with v.
kötü etkilemek get to v.
kötü etkilemek get to v.
birini bir şeyle etkilemek beguile someone with something v.
birini/bir şeyi etkilemek impinge upon someone or something v.
birini/bir şeyi etkilemek impinge on someone or something v.
biriyle/bir şeyle birini etkilemek intrigue someone with someone or something v.
duygusal olarak etkilemek take away v.
birini etkilemek zoom someone out v.
(birini/bir şeyi) etkilemek spill over on (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) etkilemek spill over onto (someone or something) v.
(birini) sürekli duygusal olarak etkilemek pinch at (someone) v.
(birini/bir şeyi) bir şekilde etkilemek act upon (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) bir şekilde etkilemek act on (someone or something) v.
birini etkilemek appeal to someone v.
birini/bir şeyi etkilemek apply to someone or something v.
(birini) tartışarak/konuşarak etkilemek argue (someone) down v.
(bir şeyi) etkilemek bear upon (something) v.
(bir şeyi) etkilemek bear on (something) v.
ile etkilemek charm with v.
(birini/bir şeyi) olumsuz etkilemek detract from (someone or something) v.
olumsuz etkilemek ding up v.
(birini) fiziksel olarak olumsuz etkilemek/rahatsız etmek disagree with (someone) v.
(birini bir şeyle) etkilemek enthrall (one) with (something) v.
ile etkilemek enthrall with v.
(özellikle olumsuz) etkilemek get into v.
birini etkilemek get to someone v.
(birini/bir şeyi) etkilemek impact upon (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) etkilemek impact on (someone or something) v.
-i etkilemek impact on v.
(birini bir şey) olarak etkilemek impress (someone) as (something) v.
(birini bir şeyle) etkilemek impress (someone) with (something) v.
(bir şeyle) etkilemek impress by (something) v.
birini bir şeyle etkilemek impress someone by something v.
(birini/bir şeyi) etkilemek redound on (someone or something) v.
dönüp (birini/bir şeyi) etkilemek redound on (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) etkilemek redound upon (someone or something) v.
dönüp (birini/bir şeyi) etkilemek redound upon (someone or something) v.
etrafı etkilemek ripple through v.
(birini bir şeyle) etkilemek thrill (one) with (something) v.
ile etkilemek thrill with v.
(birini) derinden etkilemek touch to (someone) v.
(bir şeyle) etkilemek touch with (something) v.
(bir şeyle) derinden etkilemek touch with (something) v.
(birini) çok kötü etkilemek turn (someone) upside down v.
(birinin/bir şeyin) saygınlığını olumsuz yönde etkilemek weigh against (someone or something) v.
Colloquial
insanları etkilemek için tehlikeli işler/gösteriler yapan kişi hot dog n.
(birini) müthiş etkilemek knock somebody dead v.
kötü etkilemek eat up v.
iyi etkilemek do any good v.
insanları etkilemek için tehlikeli işler/gösteriler yapmak hot dog v.
(birini) etkilemek get (one) right here v.
birini derinden etkilemek get one right here v.
birini bir yerinden (kalbinden, midesinden) etkilemek get one right here v.
(birini) olumsuz etkilemek istememek mean (one) no harm v.
(birini) olumsuz etkilemek istememek not mean (one) any harm v.
(birini) derinden etkilemek do things to (one) v.
birini/bir şeyi çok etkilemek hit somebody/something hard v.
Idioms
derinden etkilemek tear the heartstrings v.
derinden etkilemek tug the heartstrings v.
derinden etkilemek pull at the heartstrings v.
derinden etkilemek pull on the heartstrings v.
derinden etkilemek tear one's heartstrings v.
derinden etkilemek tug one's heartstrings v.
derinden etkilemek pull at one's heartstrings v.
derinden etkilemek pull on one's heartstrings v.
gürültülü biçimde tekrarlayarak etkilemek ding (anything) in one's ears v.
birini etkilemek stand one in hand v.
kişisel olarak etkilemek come home v.
bir olayın sonucunu etkilemek tip the scales v.
bir olayın sonucunu etkilemek tip the balance v.
birini çok etkilemek have someone under one's spell v.
birini çok etkilemek have someone in one's spell v.
birini derinden etkilemek hit someone hard v.
bir olayın sonucunu etkilemek turn the balance v.
birisini çok etkilemek knock somebody off their feet v.
birini hayatı boyunca unutamayacağı bir şekilde etkilemek mark someone for life v.
bir olayın sonucunu etkilemek turn the scales v.
derinden etkilemek strike home with v.
derinden etkilemek rip someone's heart out v.
derinden etkilemek/sarsmak knock somebody sideways (brit) v.
her iki tarafı da etkilemek cut both ways v.
olumsuz anlamda etkilemek take (quite) a toll (on someone or something) v.
kendi düşünceleri doğrultusunda etkilemek bend to one's will v.
olumsuz anlamda etkilemek take a toll v.
olumsuz anlamda etkilemek take its toll v.
(bir insanı ya da gurubu) etkilemek cut ice with (someone) v.
birine ulaşmak ve etkilemek have someone's ear v.
birini etkilemek veya yardımı almak için ilgisini kazanmak have the ear of somebody v.
çok etkilemek hit someone in the eye (or between the eyes) v.
(birini) etkilemek carry (someone) off their feet v.
(birini) samimi şekilde etkilemek get (one) where (one) lives v.
(birini) etkilemek get (someone's) pulse racing v.
birini derinden etkilemek gets one right here v.
birini bir yerinden (kalbinden, midesinden) etkilemek gets one right here v.
(birini) derinden etkilemek gnaw (at) (someone's) vitals v.
(bir şeyi) olumsuz etkilemek play old harry with (something) v.
(birini) derinden etkilemek pierce (one's) heart v.
birini derinden etkilemek pierce someone's heart v.
(birini) çok etkilemek not be lost on (someone) v.
bir şeyi kötü/olumsuz etkilemek put a crimp in something [us] v.
bir şeyi kötü/olumsuz etkilemek put a crimp on something [us] v.
çok etkilemek feel all the feels v.
(birini/bir şeyi) hiç etkilememek/biraz etkilemek have (any/some) bearing on (someone or something) v.
birini çok etkilemek be a hit with somebody v.
birini çok etkilemek make a hit with somebody v.
birini ilk görüşte çok etkilemek make a (big, great) hit with somebody v.
birini ilk görüşte çok etkilemek be a (big, great) hit with somebody v.
(birini) çok etkilemek blow (one's) socks off v.
birini çok etkilemek blow somebody's socks off v.
birini çok etkilemek knock somebody's socks off v.
(birini) çok etkilemek blow (someone) out of the water v.
birini çok etkilemek blow someone away v.
çok etkilemek blow your mind v.
çok etkilemek blow somebody's mind v.
çok etkilemek blow/knock somebody's socks off v.
(birini) etkilemek carry weight (with someone) v.
(birini/bir şeyi) olumsuz etkilemek deal (someone or something) a blow v.
(birini/bir şeyi) kötü etkilemek deal (someone or something) a blow v.
birini/bir şeyi olumsuz etkilemek deal somebody/something a blow v.
birini/bir şeyi kötü etkilemek deal somebody/something a blow v.
birini/bir şeyi olumsuz etkilemek deal a blow to somebody/something v.
birini/bir şeyi kötü etkilemek deal a blow to somebody/something v.
(birini) çok etkilemek get a hold on (one) v.
kötü etkilemek have a bad effect v.
(birini/bir şeyi) kötü etkilemek have a bad effect (on someone or something) v.
birini/bir şeyi etkilemek have an impact on someone or something v.
(birini/bir şeyi) etkilemek have an effect on (someone or something) v.
çok etkilemek have in spell v.
birine ulaşmak ve etkilemek have somebody's ear v.
birine ulaşmak ve etkilemek have the ear of somebody v.
(birini) çok etkilemek hit (one) for six [uk] v.
(birini) çok etkilemek hit (one) like a brick wall v.
(birini) çok etkilemek hit (one) like a ton of bricks v.
(birini/bir şeyi) derinden sarsmak/etkilemek/yaralamak hit (someone or something) hard v.
(birini/bir şeyi) olumsuz etkilemek hit (someone or something) hard v.
çok etkilemek hit between the eyes v.
birini/bir şeyi çok etkilemek hit someone for six v.
birini çok etkilemek hit someone for six v.
birini/bir şeyi çok etkilemek knock someone for six v.
birini çok etkilemek knock someone for six v.
birini derinden etkilemek hit/knock somebody for six v.
(birini) müthiş etkilemek knock (one) dead v.
birini müthiş etkilemek knock someone dead v.
birini derinden etkilemek/sarsmak knock someone sideways [uk] v.
(birini) kötü etkilemek lead (one) astray v.
(birini/bir şeyi) etkilemek make a difference in (someone or something) v.
(birini) hayatı boyunca unutamayacağı bir şekilde etkilemek mark (one) for life v.
hayatı boyunca unutamayacağı bir şekilde etkilemek mark for life v.
olumsuz etkilemek istememek mean no harm v.
birini olumlu etkilemek sweep off someone's feet v.
birini olumlu etkilemek carry off someone's feet v.
birini olumlu etkilemek knock off someone's feet v.
bir şeyi kötü etkilemek play hell with something v.
bir şeyi kötü etkilemek play merry hell with something [uk] v.
(birini) etkilemek score big v.
(birini) derinden etkilemek strike home with (one) v.
olumlu etkilemek sweep off feet v.
(birini/bir şeyi) olumsuz/kötü etkilemek take a toll (on someone or something) v.
(birini) çok etkilemek touch a chord (with someone) v.
Trade/Economic
abd'de federal rezerv bankası'nın ticari bankaların kredi politikalarını etkilemek üzere yaptığı açıklamalar moral suasion n.
bir ürün veya hizmete olan talebi etkilemek için bir kuruluş tarafından kontrol edilen fiyat, promosyon ve hizmet gibi değişkenler marketing mix n.
arza göre çok fazla satın alarak kötü şekilde etkilemek overbuy v.
Politics
muhafazakar partinin politikalarını kullanarak etkilemek torify v.
muhafazakar partinin politikalarını kullanarak etkilemek toryfy v.
(tasarı) geçmesi için etkilemek lobby v.
kamu malı ve müstakil malın birbirine dayalı bütünlüğünü etkilemek scramble v.
Technical
birbirini etkilemek interact v.
Informatics
olası müşterileri etkilemek için internet sayfasına gereksiz yere eklenmiş animasyonlu grafikler dancing baloney n.
Medical
hastalığın seyrini olumlu anlamda etkilemek favorably alter the course of disease v.
Psychology
hastanın ruhsal durumunu etkilemek amacıyla dış koşullarında yapılan değişikliklere ait veya ilgili alloplastic adj.
Biology
metabolizmayı etkilemek metabolize v.
metabolizmayı etkilemek metabolise v.
Botanic
ergot ile etkilemek ergotize v.
ergot ile etkilemek ergotise v.
Linguistics
(yan hecenin sesini) etkilemek infect v.
Archaic
istenen yönde etkilemek tune v.
duygusal olarak etkilemek alter v.
kötü etkilemek annoy v.
tasavvur etme yetisini kullanarak etkilemek look v.
Slang
çevresindekileri etkilemek için çok fazla çaba sarfeden kimse show pony n.
kadınları etkilemek için modifiye edilmiş araba fox trap n.
yanıltmak veya etkilemek için yapılan konuşma veya yazılan yazı malarkey n.
büyülercesine etkilemek knock someone's socks off v.
büyülercesine etkilemek blow someone's socks off v.
büyülercesine etkilemek blow the socks off v.
birisini etkilemek blow away v.
büyülercesine etkilemek knock the socks off v.
çok etkilemek knock out v.
birini çok etkilemek knock someone for six [uk] v.
birini/bir şeyi kötü etkilemek do a number on somebody/something [us] v.
müthiş etkilemek knock dead v.
cinsellik kullanarak etkilemek rope (in) v.
… ile etkilemek slay v.