fırsatlar - Turkish English Dictionary
History

fırsatlar



Meanings of "fırsatlar" in English Turkish Dictionary : 4 result(s)

Turkish English
General
fırsatlar opportunities n.
fırsatlar occasions n.
Politics
fırsatlar opportunities n.
Telecom
fırsatlar opportunities n.

Meanings of "fırsatlar" with other terms in English Turkish Dictionary : 39 result(s)

Turkish English
General
fırsatlar şehri el dorado n.
kötü/olumsuz fırsatlar bad opportunities n.
başarı için fırsatlar opportunities for achievement n.
fırsatlar ülkesi land of opportunity n.
güzel fırsatlar veya koşullar sunan yer haven n.
yeni fırsatlar sağlamak provide new opportunities v.
yeni fırsatlar sunmak provide new opportunities v.
Proverb
geç kalırsan fırsatlar elinden kayıp gider time and tide wait for no one
fırsatlar ve zaman durup beklemez time and tide wait for no one
ne kadar hazır ve bilgili olunursa şanslar ve fırsatlar o kadar iyi değerlendirilir chance favors the prepared mind
Colloquial
fırsatlar dünyası pastures new n.
yeni fırsatlar sunan yer pastures new expr.
Idioms
(bir anlamda) fırsatlar ülkesi the land of milk and honey n.
(ilerideki fırsatlar için) aralanan kapı a foot in the door n.
(ilerideki fırsatlar için) atılan adım a foot in the door n.
(ilerideki fırsatlar için) aralanan kapı a leg in the door n.
(ilerideki fırsatlar için) atılan adım a leg in the door n.
(ilerideki fırsatlar için) aralanan kapı a toe in the door n.
(ilerideki fırsatlar için) atılan adım a toe in the door n.
fırsatlar ülkesi a land of milk and honey n.
fırsatlar ülkesi the land of milk and honey n.
yeni fırsatlar new pastures n.
fırsatlar sunmak open doors for somebody v.
fırsatlar sunmak open doors to somebody v.
yeni fırsatlar sunmak open new doors v.
(birine) fırsatlar sunmak open a few doors v.
(birine) fırsatlar sunmak open a few doors for (one) v.
fırsatlar sunmak open doors v.
fırsatlar sunmak open some doors v.
(birine) fırsatlar sunmak open the door to (someone) v.
fırsatlar diyarı/ülkesi the streets are paved with gold expr.
Trade/Economic
fırsatlar ve tehlikeler dahil çevresel koşullara tepki gösterme annually balanced budget n.
güçlü yönler, zayıf yönler, fırsatlar ve tehditler analizi swot analysis n.
Politics
avrupa herkes için eşit fırsatlar yılı danışma komitesi advisory committee on the european year of equal opportunities for all n.
eşit fırsatlar equal opportunities n.
istihdam sosyal işler ve eşit fırsatlar genel müdürlüğü directorate-general for employment social affairs and equal opportunities n.
cinsiyet ayrımıyla mücadele etme ve kadınlar için erkeklerle eşit tam siyasi, sosyal ve diğer haklar ve fırsatlar elde etme hareketi womens liberation n.
Industry
babalara esnek çalışma saati gibi avantajlar sunarken yükselme için daha az fırsatlar sunan iş düzenlemelerinden oluşan bir kariyer yolu daddy track n.
Geography
güney amerika'da olduğu düşünülen hayali bir fırsatlar şehri eldorado n.