görünmeyen - Turkish English Dictionary
History

görünmeyen



Meanings of "görünmeyen" in English Turkish Dictionary : 12 result(s)

Turkish English
General
görünmeyen unseen adj.
görünmeyen non visible adj.
görünmeyen nonvisual adj.
görünmeyen nonvisible adj.
görünmeyen invisible adj.
görünmeyen uneyed adj.
görünmeyen unseeming [obsolete] adj.
görünmeyen unsighted adj.
görünmeyen secret adj.
görünmeyen implicit adj.
Idioms
görünmeyen black on black adj.
Computer
görünmeyen invisible adj.

Meanings of "görünmeyen" with other terms in English Turkish Dictionary : 82 result(s)

Turkish English
Common Usage
mümkün görünmeyen unlikely adj.
General
görünmeyen resim latent image n.
ortada görünmeyen baba absent father n.
uzun süredir kayıp/ortalıkta görünmeyen long lost n.
eski mısır inanışına göre insanın görünmeyen bedeni ka n.
hanedan armalarında özellikle dördüncü oğlu belirtmek için kullanılan, ayakları görünmeyen bir kuş figürü martlet n.
göze hoş görünmeyen nesne desight n.
buzdağının görünmeyen yüzü iceberg n.
görünmeyen alem invisible n.
görünmeyen alem the invisible n.
hoş görünmeyen vücut yağı flab n.
göze görünmeyen unseen adj.
hatları net görünmeyen soft adj.
göze hoş görünmeyen rebarbative adj.
göze hoş görünmeyen unsightly adj.
mümkün görünmeyen improbable adj.
mümkün görünmeyen remote adj.
kolayca görünmeyen unconspicuous adj.
göze görünmeyen uneyed adj.
derli toplu görünmeyen ungroomed adj.
artık görünmeyen lost adj.
göze hoş görünmeyen ill-looking adj.
yüzeyde görünmeyen invisible adj.
sis sebebiyle görünmeyen fogbound adj.
mümkün görünmeyen outside adj.
hissedilen fakat kuru termometrede görünmeyen sensile adj.
gökyüzü görünmeyen skyless adj.
Proverb
görünmeyen küçük harcamalar zamanla tüm kaynakları/sermayeyi tüketir beware of little expenses; a small leak will sink a great ship
Colloquial
tehditkar görünmeyen polis memuru officer friendly n.
göze hoş/güzel görünmeyen short on looks adj.
hiç keyifli görünmeyen none-too-pleasant adj.
Idioms
görünmeyen kuvvet the power behind the throne n.
gizli/görünmeyen kuvvet gray eminence n.
ay'ın görünmeyen yüzü the far side n.
ilk bakışta görünmeyen bir hata/sıkıntı a catch to it n.
birinin/bir şeyin görünmeyen yüzü dark side of someone or something n.
başarılı olması pek mümkün görünmeyen bir şey için çabalamak be fighting a losing battle v.
görünmeyen kuvvet olmak be the power behind the throne v.
görünmeyen (asıl) kuvvet olmak be the (real) power behind the throne v.
işin görünmeyen kısmı/süreci how the sausage gets made expr.
görünmeyen kısımda in back expr.
görünmeyen kısımda in the back expr.
Trade/Economic
görünmeyen işlemler dengesi invisibles balances n.
görünmeyen ihracat kalemleri invisible exports n.
görünmeyen kalemler ihracatı invisible export n.
görünmeyen ithalat invisible import n.
görünmeyen ticaret işlemleri invisible transactions n.
görünmeyen ithalat kalemleri invisible imports n.
görünmeyen kalem ihracatı invisible exports n.
görünmeyen kalemlerden sağlanan kazançlar invisible earnings n.
görünmeyen ticaret kalemleri invisible trade items n.
görünmeyen işlemler invisible transactions n.
görünmeyen kalemler invisible items n.
görünmeyen dış ticaret bilançosu invisible trade n.
ihracatta görünmeyen işlemler invisible exports n.
ticaretin görünmeyen maddeleri invisible items of trade n.
ticaretin görünmeyen kalemleri invisible items of trade n.
kadınların yüksek pozisyonlara gelememelerinin önünde görünmeyen yapay engel glass ceiling n.
şirketin bakiyesinde görünmesi gerekip görünmeyen bir miktar varlık off-balance sheet reserve n.
görünmeyen ödemeler dengesi invisible balance n.
Law
caiz görünmeyen unwarrantable adj.
Politics
oecd sermaya hareketleri ve görünmeyen işlemler komitesi oecd committee on capital movements and invisible transactions n.
Tourism
görünmeyen ihracat invisible export n.
Technical
görünmeyen resim latent image n.
görünmeyen mektup kopyası bcc (blind carbon copy) n.
Computer
görünmeyen mektup kopyası blind carbon copy n.
görünmeyen ızgara invisible grid n.
kullanıcıya görünmeyen hidden adj.
yazılıma görünmeyen hidden adj.
internet sayfasının ekranın görünmeyen alt bölümünde kalan kısmında below the fold adv.
Psychology
kişiliğin görünmeyen yüzü underself n.
Geometry
şeklin parçası olarak çizilip tamamlanmış halinde görünmeyen çizgi occult line n.
Biology
birkaç kuşak boyunca görünmeyen birtakım özelliklerin yeniden ortaya çıkması reversion n.
Astronomy
parlak olmasına rağmen görünmeyen yıldız dark star n.
Zoology
ayakları görünmeyen hayvan adelopod n.
Linguistics
dilde işlev üstlendiği halde yüzey yapıda görünmeyen (morfem) zero adj.
Environment
(mineral, damar, tabaka) yüzeyde görünmeyen blind adj.
Military
görünmeyen ateş unseen fire n.
Football
görünmeyen resmi güçlendirme latensification n.
Theatre
tiyatro sahnesinin yan perdeleri arkasında kalan seyirciler tarafından görünmeyen yan kısmı wing n.
sahnenin her iki yanındaki görünmeyen alan wings n.
Archaic
göze hoş görünmeyen indecent adj.