History

hüküm vermek

Meanings of "hüküm vermek" in English Turkish Dictionary : 34 result(s)

	Category	Turkish	English
General
1	General	hüküm vermek	adjudicate v.
2	General	hüküm vermek	adjudge v.
3	General	hüküm vermek	return v.
4	General	hüküm vermek	decree v.
5	General	hüküm vermek	condemn v.
6	General	hüküm vermek	pass judgment v.
7	General	hüküm vermek	sentence v.
8	General	hüküm vermek	doom v.
9	General	hüküm vermek	judge v.
10	General	hüküm vermek	decide v.
11	General	hüküm vermek	rule v.
12	General	hüküm vermek	pass v.
13	General	hüküm vermek	hand down a decision v.
14	General	hüküm vermek	estimate v.
15	General	hüküm vermek	consecrate [obsolete] v.
Idioms
16	Idioms	hüküm vermek	sit in judgment on/over v.
17	Idioms	hüküm vermek	bring a verdict in v.
Trade/Economic
18	Trade/Economic	hüküm vermek	award v.
Law
19	Law	hüküm vermek	give a verdict v.
20	Law	hüküm vermek	deliver a judgment v.
21	Law	hüküm vermek	render a verdict v.
22	Law	hüküm vermek	hold the balance v.
23	Law	hüküm vermek	hold v.
24	Law	hüküm vermek	render judgment v.
25	Law	hüküm vermek	judge v.
26	Law	hüküm vermek	bring in a verdict v.
27	Law	hüküm vermek	give a ruling v.
28	Law	hüküm vermek	adjudicate v.
29	Law	hüküm vermek	award v.
30	Law	hüküm vermek	adjudge v.
31	Law	hüküm vermek	decern [scotland] v.
32	Law	hüküm vermek	sue v.
Archaic
33	Archaic	hüküm vermek	aread v.
34	Archaic	hüküm vermek	areed v.

Meanings of "hüküm vermek" with other terms in English Turkish Dictionary : 52 result(s)

	Category	Turkish	English
General
1	General	gıyabında hüküm vermek	default n.
2	General	peşin hüküm vermek	prejudge v.
3	General	önceden hüküm vermek	prejudge v.
4	General	vermek (hüküm)	deliver v.
5	General	peşin hüküm vermek	give a bias to v.
6	General	yanlış hüküm vermek	misjudge v.
7	General	yanlış hüküm vermek	misdeem v.
8	General	peşin hüküm vermek	preconceive v.
9	General	acele hüküm vermek	jump at a conclusion v.
10	General	önceden hüküm vermek	forejudge v.
11	General	peşin hüküm vermek	judge beforehand v.
12	General	peşin hüküm vermek	prejudicate v.
13	General	peşin hüküm vermek	form a premature judgement on v.
14	General	kesin hüküm vermek (biri hakkında)	place a final judgement on someone v.
15	General	yanlış hüküm vermek	miscensure v.
16	General	aleyhinde hüküm vermek	overrule v.
17	General	hukuken inceleyip hüküm vermek	discuss [obsolete] v.
18	General	peşin hüküm vermek	foreconceive v.
19	General	önceden hüküm vermek	foredetermine v.
20	General	peşin hüküm vermek	partialize v.
21	General	peşin hüküm vermek	preconceit v.
22	General	(kanıt düzeyi yetersiz iken) önceden hüküm vermek	prejudicate [obsolete] v.
23	General	aleyhte peşin hüküm vermek	prejudice [obsolete] v.
24	General	peşin hüküm ile zarar vermek	prejudice v.
25	General	resmi cezadan önce hüküm vermek	presentence v.
26	General	birine karşı haksız hüküm vermek	prejudice against v.
Phrasals
27	Phrasals	(biri veya bir şey hakkında) hüküm vermek	generalize about (someone or something) v.
28	Phrasals	(biri veya bir şey hakkında) hüküm vermek	generalize on (someone or something) v.
29	Phrasals	birinin bir şeyin lehinde bir hüküm vermek	award something to someone or something v.
30	Phrasals	hakkında hüküm vermek	generalize about v.
31	Phrasals	hakkında hüküm vermek	pronounce on v.
Idioms
32	Idioms	anlamadan hüküm vermek	leap to conclusions v.
33	Idioms	anlamadan hüküm vermek	jump to conclusions v.
34	Idioms	biri hakkında hüküm vermek	sit in judgment of somebody v.
35	Idioms	biri hakkında hüküm vermek	sit in judgment upon someone v.
36	Idioms	belirli bir özelliğe göre hüküm vermek	judge by v.
37	Idioms	biri hakkında hüküm vermek	sit in judgment on someone v.
38	Idioms	(mahkeme vb) biri hakkında hüküm/karar vermek	pass sentence on someone v.
39	Idioms	(biri/bir şey üzerinde/hakkında) hızlıca hüküm vermek	pass judgment (on someone or something) v.
40	Idioms	(biri/bir şey hakkında) hüküm vermek	pass sentence (on someone or something) v.
41	Idioms	(biri/bir şey üzerinde/hakkında) hızlıca hüküm vermek	pass sentence (on someone or something) v.
42	Idioms	(biri) hakkında hüküm vermek	sit in judgment of (someone) v.
43	Idioms	(hüküm vermek için) henüz erken	it's early days expr.
44	Idioms	(hüküm vermek için) henüz erken	it's early days yet expr.
45	Idioms	(hüküm vermek için) henüz erken	it's early days expr.
46	Idioms	(hüküm vermek için) henüz erken	it's early in the day [uk] expr.
Speaking
47	Speaking	(hüküm vermek için) henüz erken	it's early days yet expr.
Law
48	Law	yeniden hüküm vermek	rejudge v.
49	Law	davanın kati olarak düşmesine hüküm vermek	order a peremptory nonsuit v.
50	Law	jüri kararı ile hüküm vermek	give v.
Politics
51	Politics	avam kamarası ile müzakere ettikten sonra hüküm vermek	report out v.
Archaic
52	Archaic	(ceza için) önceden hüküm vermek	predoom v.