Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Synonyms
About Us
Tools
Resources
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
About Us
Resources
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English
French - English
Spanish - English
History
have in
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Meanings of
"have in"
in Turkish English Dictionary : 4 result(s)
Category
English
Turkish
Phrasals
1
Phrasals
have in
v.
(birinden) hizmet talep etmek
2
Phrasals
have in
v.
evine davet etmek
3
Phrasals
have in
v.
(bir iş için) birini eve getirtmek
4
Phrasals
have in
v.
hazır bulundurmak
Meanings of
"have in"
with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)
Category
English
Turkish
General
1
General
have in mind
v.
hatırında tutmak
2
General
have in view
v.
planlamak
3
General
have something in prospect
v.
ummak
4
General
have one's hand in
v.
karışmak
5
General
have faith in god
v.
iman etmek
6
General
have its source in
v.
kaynaklanmak
7
General
have a finger in every pie
v.
her işte parmağı olmak
8
General
have a part in
v.
rol almak
9
General
have in reserve
v.
ihtiyat olarak saklamak
10
General
have bats in the belfry
v.
aklından zoru olmak
11
General
have something in common with someone
v.
biriyle ortak bir özellik taşımak
12
General
have a special place in one's heart
v.
birinin kalbinde özel bir yere sahip olmak
13
General
have friends in the right places
v.
torpili olmak
14
General
have always in stock
v.
eksik etmemek
15
General
have one's heart in one's mouth
v.
canı ağzına gelmek
16
General
have a tickle in one's throat
v.
gıcık duymak
17
General
have a lump in one's throat
v.
boğazı düğümlenmek
18
General
have a dispute to be settled in court
v.
mahkemelik olmak
19
General
have confidence in
v.
güvenmek
20
General
have a share in
v.
payı olmak
21
General
have a bee in one's bonnet about something
v.
aklını takmak
22
General
have it in for
v.
birine kin beslemek
23
General
have an in
v.
bir yerde torpili olmak
24
General
have in one's sights
v.
hedeflemek
25
General
have blind confidence in
v.
körü körüne inanmak
26
General
have one's head in the clouds
v.
aklı bir karış havada olmak
27
General
have it in one
v.
yeteneği olmak
28
General
have a bee in one's bonnet
v.
aklını takmak
29
General
have one's hand in
v.
bulaşmak
30
General
have in mind
v.
akılda tutmak
31
General
have in mind
v.
niyet etmek
32
General
have a bee in one's bonnet
v.
kafasını takmak
33
General
have a tickle in one's throat
v.
birinin boğazı gıcıklanmak
34
General
have confidence in
v.
güveni olmak
35
General
have it in for somebody
v.
takmak
36
General
have in stock
v.
bulundurmak
37
General
have difficulty in
v.
zorluk çekmek
38
General
not have credit in one's phone
v.
telefonunda kontör olmamak
39
General
have a foot in both camps
v.
ikili oynamak
40
General
have one's heart in one's mouth
v.
yüreği ağzına gelmek
41
General
have difficulty in standing
v.
ayakta durmakta zorlanmak
42
General
have the last word in
v.
nihai karar/son söz birinin olmak (bir konuda)
43
General
have an ace in the hole
v.
elinde kozu olmak
44
General
have a bee in one's bonnet
v.
kafaya takmak
45
General
have a bee in one's bonnet about something
v.
kafasını takmak
46
General
have in mind
v.
aklında olmak
47
General
have somebody in one's pocket
v.
parmağında oynatmak
48
General
have something in prospect
v.
beklemek
49
General
have a hand in
v.
bir işte parmağı olmak
50
General
have a bun in the oven
v.
karnı burnunda olmak
51
General
have difficulty in standing
v.
ayakta zor durmak
52
General
have a snag in plans
v.
altından çapanoğlu çıkmak
53
General
have a finger in
v.
parmağı olmak
54
General
have a finger in a matter
v.
eli olmak
55
General
have a bee in one's bonnet about something
v.
kafaya takmak
56
General
have a special place in one's life
v.
hayatında özel bir yere sahip olmak
57
General
have confidence in
v.
birine itimadı olmak
58
General
have no strength in one's muscles
v.
elinde ayağında dermak olmamak
59
General
have a broad repercussion in press
v.
basında geniş yankı bulmak
60
General
have a say in a field
v.
alanında söz sahibi olmak
61
General
have a crick in one's neck
v.
boynu tutulmak
62
General
not to have a care in the world
v.
hiç derdi olmamak
63
General
have difficulty in
v.
bir şeyi yapmada zorluk yaşamak
64
General
have difficulty in doing something
v.
bir şeyi yapmakta zorluk yaşamak
65
General
have more in common with someone
v.
biriyle daha fazla ortak yönleri olmak
66
General
have difficulty (in)
v.
güçlük çekmek
67
General
(for someone) have a part in
v.
yer almak
68
General
have a role in
v.
rol oynamak
69
General
have in mind
v.
niyeti olmak
70
General
have in view
v.
niyeti olmak
71
General
have faith in
v.
inanç duymak
72
General
have one's name written in gold letters
v.
adını altın harflerle yazdırmak
73
General
have one's name written in letters of gold
v.
adını altın harflerle yazdırmak
74
General
have a hand in
v.
parmağı olmak
75
General
have one's hand in
v.
parmağı olmak
76
General
have a bitter end end in a calamity
v.
acı sonla bitmek
77
General
have a bitter end end in a calamity
v.
acı son ile bitmek
78
General
have one's hair cut in layers
v.
saçını kat kat kestirmek
79
General
have one's hair cut in layers
v.
saçını katlı kestirmek
80
General
have bats in the belfry
v.
kafayı çizmek
81
General
have bats in the belfry
v.
kafayı yemek
82
General
have bats in the belfry
v.
balatayı sıyırmak
83
General
have a voice in
v.
-de söz sahibi olmak
84
General
have a voice in
v.
-de sözü geçmek
85
General
have a run-in with someone
v.
biriyle atışmak
86
General
have some say in
v.
-de söz sahibi olmak
87
General
have the title to the land (property) registered in one’s name
v.
tapuyu üzerine geçirmek
88
General
have the title to the land (property) registered in one’s name
v.
tapuyu üzerine almak
89
General
have an interest in
v.
(bir şeyle) ilgilenmek
90
General
have cash in hand
v.
parası olmak
91
General
have a share in a business
v.
hissedar olmak
92
General
have in view
v.
tasavvur etmek
93
General
have several characteristics in common
v.
birçok benzer özellik taşımak
94
General
have several characteristics in common
v.
benzer özellikleri taşımak
95
General
have several characteristics in common
v.
birçok ortak özellik taşımak
96
General
have several characteristics in common
v.
benzer özellikler taşımak
97
General
have faith in
v.
inanmak
98
General
have faith in
v.
güvenmek
99
General
have faith in
v.
inancı olmak
100
General
have faith in
v.
güveni olmak
101
General
have no hesitation in
v.
tereddütü olmamak
102
General
have an interest in
v.
ilgilenmek
103
General
have an interest in
v.
alakadar olmak
104
General
have in tow
v.
yedekte bulundurmak
105
General
have a part in
v.
pay sahibi olmak
106
General
have in tow
v.
yedeğe almak
107
General
have nothing in common
v.
hiçbir ortak yanı bulunmamak
108
General
have absolute confidence in something
v.
birşeye güveni tam olmak
109
General
have full confidence in something
v.
birşeye güveni tam olmak
110
General
have total confidence in something
v.
birşeye güveni tam olmak
111
General
have complete confidence in something
v.
birşeye güveni tam olmak
112
General
have great difficulty in
v.
çok zorlanmak
113
General
have something taken in
v.
elbise daraltmak
114
General
have something taken in
v.
elbiseyi daraltmak
115
General
have difficulty in
v.
(bir şeyi yapmada) zorlanmak
116
General
have little in common
v.
çok az ortak yönleri olmak
117
General
have a degree in medicine
v.
tıp diploması olmak
118
General
have a strong interest in something
v.
bir şeye aşırı/çok ilgi duymak
119
General
have a cramp in one's leg
v.
ayağına kramp girmek
120
General
have an experienced lawyer in one's corner
v.
deneyimli bir avukatın desteğini almak
121
General
have all sizes and colors in stock
v.
stokunda tüm ebatlarından/boylarından ve renklerinden bulunmak
122
General
have difficulty in understanding
v.
anlamakta zorluk çekmek
123
General
have little value in itself
v.
fazla bir değeri olmamak
124
General
have little faith in drugs
v.
ilaçlara pek güvenmemek
125
General
have no such word in one's vocabulary
v.
lügatında öyle bir kelime olmamak
126
General
not have such a word in one's vocabulary
v.
lügatında öyle bir kelime olmamak
127
General
have a splinter in one's finger
v.
parmağına kıymık batmak
128
General
have a hole in one's budget of
v.
bütçesinde ...'lık açık olmak
129
General
have difficulty in deciding
v.
karar vermekte zorlanmak
130
General
have difficulty in deciding
v.
zor karar vermek
131
General
have an interest in
v.
(bir şeye) ilgisi olmak
132
General
have sex in public
v.
insan içinde seks yapmak
133
General
have confidence in
v.
güven duymak
134
General
have trouble in reverse
v.
geri geri gitmede sorun yaşamak
135
General
have their origins in
v.
kökenleri...'e dayanmak
136
General
have their origins in
v.
kökleri ...e'ye dayanmak
137
General
have in common
v.
ortak bir yana sahip olmak
138
General
have support in
v.
(bir şey yaparken) destek almak
139
General
have a quiet night in
v.
sessiz bir gece geçirmek
140
General
have much in common
v.
çok ortak yanı bulunmak
141
General
have in contemplation
v.
dikkate almak
142
General
have in hand
v.
hakimiyeti altına almak
143
General
have in contemplation
v.
göz önünde bulundurmak
144
General
have in hand
v.
kontrolü altında tutmak
145
General
have in hand
v.
meşgul olmak
146
General
have in contemplation
v.
niyetinde olmak
147
General
have in hand
v.
iştigal etmek
148
General
have a lot in common
v.
birçok ortak özelliği olmak
149
General
have many things in common
v.
birçok ortak özelliği olmak
150
General
have difficulty in
v.
güçlük çekmek
Phrases
151
Phrases
I should have stayed in bed
expr.
bugün yataktan hiç çıkmamalıymışım
152
Phrases
I should have stayed in bed
expr.
yatağımdan hiç çıkmamalıymışım
153
Phrases
I should have stayed in bed
expr.
yataktan çıkmama/kalkmama değmedi
154
Phrases
I should have stayed in bed
expr.
zahmet edip de gitmeme/yapmama değmedi
155
Phrases
I should have stayed in bed
expr.
yataktan hiç çıkmasaydım/kalkmasaydım da olurdu
156
Phrases
I should have stayed in bed
expr.
zahmet edip gelmesem de/yapmasam da olurmuş
157
Phrases
I should have stayed in bed
expr.
yataktan hiç çıkmasaydım/kalkmasaydım daha iyi olurdu
158
Phrases
I should have stayed in bed
expr.
keşke yatağımdan hiç çıkmasaydım/kalkmasaydım
159
Phrases
I should have stood in bed
expr.
bugün evden hiç çıkmamalıymışım
160
Phrases
I should have stood in bed
expr.
bugün yataktan hiç çıkmamalıymışım
161
Phrases
I should have stood in bed
expr.
yatağımdan hiç çıkmamalıymışım
162
Phrases
I should have stood in bed
expr.
yataktan çıkmama/kalkmama değmedi
163
Phrases
I should have stood in bed
expr.
zahmet edip de gitmeme/yapmama değmedi
164
Phrases
I should have stood in bed
expr.
yataktan hiç çıkmasaydım/kalkmasaydım da olurdu
165
Phrases
I should have stood in bed
expr.
zahmet edip gelmesem de/yapmasam da olurmuş
166
Phrases
I should have stood in bed
expr.
yataktan hiç çıkmasaydım/kalkmasaydım daha iyi olurdu
167
Phrases
I should have stood in bed
expr.
keşke yatağımdan hiç çıkmasaydım/kalkmasaydım
168
Phrases
should have stood in bed
expr.
bugün evden hiç çıkmamalıymışım
169
Phrases
should have stood in bed
expr.
bugün yataktan hiç çıkmamalıymışım
170
Phrases
should have stood in bed
expr.
yatağımdan hiç çıkmamalıymışım
171
Phrases
should have stood in bed
expr.
yataktan çıkmama/kalkmama değmedi
172
Phrases
should have stood in bed
expr.
zahmet edip de gitmeme/yapmama değmedi
173
Phrases
should have stood in bed
expr.
yataktan hiç çıkmasaydım/kalkmasaydım da olurdu
174
Phrases
should have stood in bed
expr.
zahmet edip gelmesem de/yapmasam da olurmuş
175
Phrases
should have stood in bed
expr.
yataktan hiç çıkmasaydım/kalkmasaydım daha iyi olurdu
176
Phrases
should have stood in bed
expr.
keşke yatağımdan hiç çıkmasaydım/kalkmasaydım
177
Phrases
we have one suspect in custody
expr.
gözaltında bir şüpheli var
178
Phrases
in case you have noticed
expr.
fark ettiysen
179
Phrases
in case you have noticed
expr.
fark ettiyseniz
180
Phrases
i have a feeling in my guts that
expr.
içimden bir ses diyor ki
181
Phrases
in witness whereof i have hereunto set my hand affixed my seal this
expr.
imzam ve mührüm buna tanıktır
Proverb
182
Proverb
(one) has made (one's) bed and (one) will have to lie in it
kendi düşen ağlamaz
183
Proverb
don't judge a man until you have walked (a mile) in his shoes
yaşamadan yargılama
184
Proverb
don't judge a man until you have walked (a mile) in his shoes
birini anlayıp dinlemeden yargılama
185
Proverb
don't judge a man until you have walked (a mile) in his shoes
kendini birinin yerine koymadan yargılama
186
Proverb
you have made your bed and must lie in it
kendi düşen ağlamaz
Colloquial
187
Colloquial
have bats in the belfry
v.
aklından zoru olmak
188
Colloquial
have one thing in common
v.
bir ortak noktası olmak
189
Colloquial
have bats in the belfry
v.
çıldırmak
190
Colloquial
have bats in the belfry
v.
deli olmak
191
Colloquial
have bats in the belfry
v.
fıttırmak
192
Colloquial
have bats in the belfry
v.
kafayı yemek
193
Colloquial
have bats in the belfry
v.
kafayı üşütmek
194
Colloquial
have certain problems in the class
v.
sınıf içinde bazı sorunlar yaşamak
195
Colloquial
have bats in the belfry
v.
tırlatmak
196
Colloquial
have someone in
v.
birini evine kabul etmek
197
Colloquial
have someone in
v.
birini evine davet etmek
198
Colloquial
have someone in
v.
birini evine çağırmak
199
Colloquial
have got it in (one)
v.
(birinin) içinde olmak
200
Colloquial
have got it in (one)
v.
belli bir yeteneğe sahip olmak
201
Colloquial
have got it in (one)
v.
bir yeteneği içinde barındırmak
202
Colloquial
have it (all) over someone or something (in something)
v.
(bir şeyde) birinden/bir şeyden çok daha iyi olmak
203
Colloquial
have it (all) over someone or something (in something)
v.
(bir şeyde) birinden/bir şeyden açık ara üstün olmak
204
Colloquial
have it (all) over someone or something (in something)
v.
(bir şeyde) birini/bir şeyi solda sıfır bırakmak
205
Colloquial
have it (all) over someone or something (in something)
v.
(bir şeyde) birini/bir şeyi ezmek
206
Colloquial
have one's heart in it
v.
hevesli olmak
207
Colloquial
have one's heart in it
v.
istekle yapmak
208
Colloquial
have one's heart in it
v.
dört elle sarılmak
209
Colloquial
have one's heart in it
v.
içten istemek
210
Colloquial
have one's heart in it
v.
gönülden yapmak
211
Colloquial
have got it in for (someone)
v.
(birine) takmak
212
Colloquial
have got it in for (someone)
v.
(birine) kafayı takmak
213
Colloquial
have got it in for (someone)
v.
(birine) garezi olmak
214
Colloquial
have got it in for (someone)
v.
(birine) karşı hıncı olmak
215
Colloquial
have got it in for (someone)
v.
(birine) karşı kin beslemek
216
Colloquial
have got it in for (someone)
v.
(biriyle) uğraşmak
217
Colloquial
have it in you
v.
'de böyle bir kapasitesi olmak
218
Colloquial
have an in with (someone)
v.
(birinden) torpilli olmak
219
Colloquial
have an in with (someone)
v.
(birinden) torpili olmak
220
Colloquial
have an in with (someone)
v.
yüksek bir mevkideki (birini) tanımak
221
Colloquial
have an in with (someone)
v.
güçlü bir konumdaki (biriyle) iletişimi/bağlantısı olmak
222
Colloquial
have (got) it in you to do something
v.
bir şey yapma yeteneği olmak
223
Colloquial
have (got) it in you to do something
v.
bir şey yapma becerisi içinde olmak
224
Colloquial
have (got) it in you to do something
v.
bir şey yapma yeteneğini içinde barındırmak
225
Colloquial
have it in you (to do something)
v.
(bir şey yapma) yeteneği olmak
226
Colloquial
have it in you (to do something)
v.
(bir şey yapma) becerisi içinde olmak
227
Colloquial
have it in you (to do something)
v.
(bir şey yapma) yeteneğini içinde barındırmak
228
Colloquial
have it in one to do something
v.
birinin bir şey yapma yeteneği olmak
229
Colloquial
have it in one to do something
v.
bir şey yapma becerisi birinin içinde olmak
230
Colloquial
have it in one to do something
v.
bir şey yapma yeteneğini içinde barındırmak
231
Colloquial
have it in mind to do something
v.
bir şey yapmak aklında olmak
232
Colloquial
have it in mind to do something
v.
bir şey yapmaya niyeti olmak
233
Colloquial
have it in mind to do something
v.
bir şey yapmayı düşünmek
234
Colloquial
have it in one to do
v.
yapma yeteneği olmak
235
Colloquial
have it in one to do
v.
yapma becerisine sahip olmak
236
Colloquial
have it in one to do
v.
yapmak birinin içinde olmak
237
Colloquial
have it in one to do
v.
yapma yeteneğini içinde barındırmak
238
Colloquial
have it in one to do
v.
yapma kapasitesi olmak
239
Colloquial
have it in one to do
v.
yapma potansiyeli olmak
240
Colloquial
have it in one to do something
v.
bir şey yapma yeteneği olmak
241
Colloquial
have it in one to do something
v.
bir şey yapma becerisine sahip olmak
242
Colloquial
have it in one to do something
v.
bir şey yapmak birinin içinde olmak
243
Colloquial
have it in one to do something
v.
bir şey yapma kapasitesi olmak
244
Colloquial
have it in one to do something
v.
bir şey yapma potansiyeli olmak
245
Colloquial
have it in you to do something
v.
bir şey yapma yeteneği olmak
246
Colloquial
have it in you to do something
v.
bir şey yapma becerisine sahip olmak
247
Colloquial
have it in you to do something
v.
bir şey yapmak birinin içinde olmak
248
Colloquial
have it in you to do something
v.
bir şey yapma yeteneğini içinde barındırmak
249
Colloquial
have it in you to do something
v.
bir şey yapma kapasitesi olmak
250
Colloquial
have it in you to do something
v.
bir şey yapma potansiyeli olmak
251
Colloquial
have (got) it in you to do something
v.
bir şey yapma becerisine sahip olmak
252
Colloquial
have (got) it in you to do something
v.
bir şey yapmak birinin içinde olmak
253
Colloquial
have (got) it in you to do something
v.
bir şey yapma kapasitesi olmak
254
Colloquial
have (got) it in you to do something
v.
bir şey yapma potansiyeli olmak
255
Colloquial
doesn't have enough sense to come in out of the rain
expr.
akılsızın teki
256
Colloquial
come in and have a seat
expr.
buyrun gelin oturun
257
Colloquial
have bats in the belfry
expr.
delilik
258
Colloquial
doesn't have enough sense to come in out of the rain
expr.
hiç aklı yok
259
Colloquial
have we ever met in real life?
expr.
gerçek hayatta karşılaştık mı hiç?
260
Colloquial
in case you have noticed
expr.
fark ettiysen
261
Colloquial
have we ever met in real life?
expr.
gerçek hayatta tanıştık mı hiç?
262
Colloquial
not that i have any intention in marrying with her/him
expr.
gerçi onunla evlenmeye de niyetim yok elbette
263
Colloquial
doesn't have enough sense to come in out of the rain
expr.
iki gıdım aklı yok
264
Colloquial
have i offended you in some way?
expr.
yoksa seni kırdım mı?
265
Colloquial
what does that have to do with the price of tea in china?
expr.
ne alaka?
266
Colloquial
what does that have to do with the price of tea in china?
expr.
ne alakası var?
267
Colloquial
what does that have to do with the price of tea in china?
expr.
alakaya çay demle?
268
Colloquial
what does that have to do with the price of tea in china?
expr.
ne ilgisi var?
269
Colloquial
what does that have to do with the price of tea in china?
expr.
kel alaka?
Idioms
270
Idioms
have the game in one's hand
n.
kazanılması kesin olan şey
271
Idioms
have (one's) nose in a book
v.
kitaplara dalmak
272
Idioms
have a say (in something)
v.
söz sahibi olmak
273
Idioms
have a say (in something)
v.
sözü geçmek
274
Idioms
have a say (in something)
v.
nüfuzlu olmak
275
Idioms
have a say (in something)
v.
etkisi olmak
276
Idioms
have a bee in the bonnet
v.
bir şey ile aklını bozmak
277
Idioms
have a bee in the head
v.
sinirli olmak
278
Idioms
have a brick in one's hat
v.
sarhoş olmak
279
Idioms
have in the heart
v.
amaçlamak
280
Idioms
have the cards in one's own hands
v.
kazanan ata oynamak
281
Idioms
have the heart in the mouth
v.
ödü kopmak
282
Idioms
have a bee in the head
v.
aceleci olmak
283
Idioms
have a bee in the bonnet
v.
kafaya takmak
284
Idioms
have in the heart
v.
niyet etmek
285
Idioms
have the heart in the mouth
v.
yüreği ağzına gelmek
286
Idioms
have a bee in the head
v.
hafif deli olmak
287
Idioms
have a bee in the bonnet
v.
takıntılı olmak
288
Idioms
have in the heart
v.
tasarlamak
289
Idioms
have in the heart
v.
planlamak
290
Idioms
have (one's) nose in a magazine
v.
sürekli okumak
291
Idioms
have (one's) nose in a magazine
v.
kafasını dergisinden kaldırmamak
292
Idioms
have (one's) nose in a magazine
v.
dergiye dalıp gitmek
293
Idioms
have a light bulb go off in (one's) brain
v.
kafasında birden bir ışık yanmak/çakmak
294
Idioms
have a light bulb go off in (one's) brain
v.
beyninde/kafasında şimşek/şimşekler çakmak
295
Idioms
have a moonflaw in the brain
v.
ay çıkınca tuhaf davranışlar sergilemek
296
Idioms
have a light bulb go on in (one's) brain
v.
kafasında birden bir ışık yanmak/çakmak
297
Idioms
have a light bulb go on in (one's) brain
v.
beyninde/kafasında şimşek/şimşekler çakmak
298
Idioms
have a light bulb go on (in (one's) head)
v.
kafasında birden bir ışık yanmak/çakmak
299
Idioms
have a light bulb go on (in (one's) head)
v.
beyninde/kafasında şimşek/şimşekler çakmak
300
Idioms
have a light bulb go off (in (one's) head)
v.
kafasında birden bir ışık yanmak/çakmak
301
Idioms
have a light bulb go off (in (one's) head)
v.
beyninde/kafasında şimşek/şimşekler çakmak
302
Idioms
have money burning a hole in (one's) pocket
v.
para harcama isteği duymak
303
Idioms
have money burning a hole in (one's) pocket
v.
cebindeki/elindeki parayı tutamamak
304
Idioms
have money burning a hole in (one's) pocket
v.
cebindeki/elindeki parayı illa harcamak
305
Idioms
have money burning a hole in (one's) pocket
v.
cebinde para durmamak
306
Idioms
have money burning a hole in (one's) pocket
v.
har vurup harman savurmak
307
Idioms
have money burning a hole in (one's) pocket
v.
cebi delik olmak
308
Idioms
have windmills in (one's) head
v.
hayal kurmak
309
Idioms
have windmills in (one's) head
v.
hayaller aleminde yaşamak
310
Idioms
have a skeleton in the closet
v.
utanılacak bir sırrı olmak
311
Idioms
have skeleton in the closet
v.
utanılacak bir sırrı olmak
312
Idioms
have a skeleton in one's closet
v.
utanılacak bir sırrı olmak
313
Idioms
have skeleton in one's closet
v.
utanılacak bir sırrı olmak
314
Idioms
have skeletons in one's closet
v.
utanılacak bir sırrı olmak
315
Idioms
have skeletons in the closet
v.
utanılacak bir sırrı olmak
316
Idioms
have one's hand in the cookie jar
v.
çalıştığı işletmeden para çalmak
317
Idioms
have one's hand in the cookie jar
v.
patronu tırtıklamak
318
Idioms
have one's hand in the cookie jar
v.
kasadan para çalmak
319
Idioms
have (one's) hand in the cookie jar
v.
kirli işlere bulaşmak
320
Idioms
have (one's) hand in the cookie jar
v.
rüşvet almak
321
Idioms
have (one's) hand in the cookie jar
v.
yolsuzluk yapmak
322
Idioms
have one's fingers in the till
v.
suçüstü yakalamak
323
Idioms
have one's fingers in the till
v.
para çalarken yakalamak
324
Idioms
have one's fingers in the till
v.
para çaldığını anlamak
325
Idioms
have (someone) laughing in the aisles
v.
deli gibi güldürmek
326
Idioms
have (someone) laughing in the aisles
v.
deli gibi kahkaha attırmak
327
Idioms
have (someone) laughing in the aisles
v.
kahkahalara boğmak
328
Idioms
have (someone) laughing in the aisles
v.
gülmekten kırmak/çatlatmak
329
Idioms
not have a cat in hell's chance
v.
açık kapısı olmamak
330
Idioms
have got one's mind in the gutter
v.
açık saçık konuşmak
331
Idioms
have one's mind in the gutter
v.
açık saçık konuşmak
332
Idioms
have a bee in one's bonnet
v.
aklında tuhaf bir fikir olmak
333
Idioms
have bees in one's head
v.
aklında tuhaf bir fikir olmak
334
Idioms
have a maggot in one's brain
v.
aklından zoru olmak
335
Idioms
have a maggot in one's mind
v.
aklından zoru olmak
336
Idioms
have rocks in one's head
v.
aklından zoru olmak
337
Idioms
have bats in the belfry
v.
aklından zoru olmak
338
Idioms
have bats in one's belfry
v.
aklından zoru olmak
339
Idioms
have something in the back of someone's mind
v.
aklının bir köşesinde bulundurmak
340
Idioms
have something in the back of someone's mind
v.
aklının köşesinde bulundurmak
341
Idioms
have rocks in one's head
v.
aptalca davranmak
342
Idioms
not have a shy bone in one's body
v.
ar damarı çatlamak
343
Idioms
have eyes in the back of one's head
v.
arkada gözü olmak
344
Idioms
have eyes in the back of one's head
v.
arkasında gözleri olmak
345
Idioms
have one's heart in one's mouth
v.
aşırı heyecan/coşku duymak
346
Idioms
have one's heart in one's mouth
v.
aşırı heyecanlı bir mizaca sahip olmak
347
Idioms
have one's heart in one's boots
v.
aşırı heyecanlı bir mizaca sahip olmak
348
Idioms
have marbles in one's mouth
v.
atıp tutmak
349
Idioms
have a plum in one's mouth
v.
atıp tutmak
350
Idioms
have one's head in the clouds
v.
ayakları yere basmamak
351
Idioms
have many irons in the fire
v.
aynı anda bir sürü değişik işle uğraşmak
352
Idioms
have a finger in every pie
v.
aynı anda bir sürü işle uğraşmak
353
Idioms
have many irons in the fire
v.
aynı anda bir sürü planı olmak
354
Idioms
keep/have balls in the air
v.
aynı anda birçok iş yapmak
355
Idioms
have one's words stick in one's throat
v.
boğazında düğümlenmek
356
Idioms
have windmills in one's head
v.
başında kavak yelleri esmek
357
Idioms
have a storm in a teacup
v.
bir bardak suda fırtına koparmak
358
Idioms
have a hand in something
v.
bir şeyde payı olmak
359
Idioms
have a lump in the throat
v.
boğazı düğümlenmek
360
Idioms
have someone in one's spell
v.
birini büyülemek
361
Idioms
have a part in something
v.
bir şeyde parmağı olmak
362
Idioms
have someone in the palm of one's hand
v.
birisini avucunun içine almak
363
Idioms
have someone in one's spell
v.
birini etkisi altına almak
364
Idioms
have one's nose in the air
v.
burnu havada olmak
365
Idioms
have one's head in the clouds
v.
başında kavak yelleri esmek
366
Idioms
have bats in one's belfry
v.
bir tahtası eksik olmak
367
Idioms
have a run-in with someone
v.
biriyle arası bozuk olmak
368
Idioms
have rocks in one's head
v.
bir tahtası eksik olmak
369
Idioms
have one foot in the grave
v.
bir ayağı mezarda olmak
370
Idioms
have fire in one's belly
v.
bir şeyi yapmaya çok istekli olmak
371
Idioms
have a part in something
v.
bir şeyde eli olmak
372
Idioms
have a bun in the oven
v.
bebek beklemek
373
Idioms
have somebody in the palm of one's hand
v.
birini kontrolü altında tutmak
374
Idioms
have someone in one's spell
v.
birini çekim alanına almak
375
Idioms
have a word in somebody's ear
v.
biriyle özel konuşmak
376
Idioms
have got it made in the shade
v.
başarmak
377
Idioms
have a bee in one's bonnet
v.
bir şey ile aklını bozmak
378
Idioms
have fire in one's belly
v.
bir şeyi yapmak için yanıp tutuşmak
379
Idioms
have one's head in the sand
v.
başını kuma gömmek
380
Idioms
have one in the oven
v.
bir bebeğe hamile olmak
381
Idioms
have someone in one's pocket
v.
birini parmağında oynatmak
382
Idioms
have several irons in the fire
v.
birkaç değişik faaliyeti aynı anda yürütmek
383
Idioms
have a lump in one's throat
v.
boğazı düğümlenmek
384
Idioms
have something in common (with)
v.
bazı ortak yanları olmak/bulunmak
385
Idioms
have a frog in one's throat
v.
boğazı gıcık yapmak
386
Idioms
have someone in the palm of one's hand
v.
birisini denetimi altında bulundurmak
387
Idioms
have someone in one's sights
v.
birini gözüne kestirmek
388
Idioms
have a place in something
v.
bir şeyde rolü/yeri/payı olmak
389
Idioms
have it made in the shade
v.
başarmak
390
Idioms
have a run-in with someone
v.
biriyle papaz olmak
391
Idioms
have bats in the belfry
v.
balataları sıyırmak
392
Idioms
have one's head in the clouds
v.
bulutlarda gezinmek
393
Idioms
not have a pot to piss in
v.
bir dikili ağacı olmamak
394
Idioms
have the ball in one's court
v.
bir işi yapma sorumluluğu gelmek
395
Idioms
have it in for
v.
bile bile zarar vermek istemek
396
Idioms
have got one's ass in a sling
v.
başı ciddi şekilde belada olmak
397
Idioms
have one foot in the grave
v.
bir gözü toprağa bakmak
398
Idioms
have fire in the belly
v.
bir şeyi yapmak için yanıp tutuşmak
399
Idioms
have someone in one's corner
v.
birinin desteğini almak
400
Idioms
have something in one's sights
v.
bir şeyi hedefine almak
401
Idioms
have something in one's sights
v.
bir şeyi hedeflemek
402
Idioms
have a part in something
v.
bir şeyde payı olmak
403
Idioms
have someone in one's spell
v.
birini çok etkilemek
404
Idioms
have fire in the belly
v.
bir şeyi yapmaya çok istekli olmak
405
Idioms
have faith in someone
v.
birine inancı olmak
406
Idioms
have a frog in one's throat
v.
boğazında gıcık olmak
407
Idioms
have a word in somebody's ear
v.
birisinin kulağına eğilip (gizli) bir şey söylemek
408
Idioms
have one foot in the grave
v.
bir ayağı çukurda olmak
409
Idioms
have someone in one's pocket
v.
birini avucunun içine almak
410
Idioms
have it in one
v.
beceriye sahip olmak
411
Idioms
have one in the oven
v.
bebek beklemek
412
Idioms
have one's words stick in one's throat
v.
boğazı düğümlenmek
413
Idioms
have someone in the palm of one's hand
v.
birini avucunun içinde tutmak
414
Idioms
have one's ass in a sling
v.
başı ciddi şekilde belada olmak
415
Idioms
have something in common
v.
bir/bazı ortak noktaları bulunmak
416
Idioms
have a lot in common with somebody
v.
birisiyle birçok ortak özelliğe sahip olmak
417
Idioms
have a keen interest in something
v.
bir şeye aşırı/çok ilgi duymak
418
Idioms
not have a pot to piss in
v.
çok fakir olmak
419
Idioms
have someone in one's corner
v.
destekleyeni olmak
420
Idioms
have one's fingers in the till
v.
çalıştığı şirketten para çalmak
421
Idioms
not have a care in the world
v.
dünya umrunda olmamak
422
Idioms
have something burning a hole in your pocket
v.
cebi delik olmak
423
Idioms
have one's finger in the pie
v.
çorbada tuzu olmak
424
Idioms
have a death adder in one's pocket
v.
cebinde akrep olmak
425
Idioms
have it in for someone
v.
diş bilemek
426
Idioms
have one's heart in one's boots
v.
çok korkmak
427
Idioms
not have a care in the world
v.
çok rahat ve gamsız olmak
428
Idioms
have a death adder in one's pocket
v.
cebinde akrep beslemek
429
Idioms
have something in order
v.
düzenli tutmak
430
Idioms
not to have a bad bone in one's body
v.
çok iyi niyetli olmak
431
Idioms
have fire in the belly
v.
çok azimli olmak
432
Idioms
have one's heart in
v.
dört elle sarılmak
433
Idioms
have it in for
v.
canını yakmak
434
Idioms
have many irons in the fire
v.
değişik alanlarda aynı anda değişik işler yapmak
435
Idioms
have all the time in the world
v.
çok zamanı olmak
436
Idioms
have all the time in the world
v.
dünya kadar vakti olmak
437
Idioms
have the game in one's hand
v.
çantada keklik
438
Idioms
have one's heart in one's mouth
v.
çok korkmak
439
Idioms
have one's hand in the till
v.
çalıştığı şirketten para çalmak
440
Idioms
have a hand in
v.
çorbada tuzu olmak
441
Idioms
have one's finger in the till
v.
çalıştığı şirketten para çalmak
442
Idioms
have one's heart in
v.
çok hevesi olmak
443
Idioms
have a hand in
v.
çorbada tuzu bulunmak
444
Idioms
have one's head in the sand like an ostrich
v.
devekuşu gibi başını kuma gömmek
445
Idioms
have one's finger in too many pies
v.
çok fazla/bin/kırk/her tarakta bezi olmak
446
Idioms
have one's head in the clouds
v.
düş dünyasında yaşamak
447
Idioms
have fire in one's belly
v.
çok azimli olmak
448
Idioms
have one's ducks in a row
v.
deveyi düze çıkarmak
449
Idioms
have one's finger in the pie
v.
çorbada tuzu bulunmak
450
Idioms
have a soft spot in one's heart for (someone)
v.
düşkün olmak
451
Idioms
have one's heart in one's mouth
v.
çok endişeli olmak
452
Idioms
not have a stick in this world
v.
dikili ağacı olmamak
453
Idioms
have a finger in the pie
v.
çorbada tuzu bulunmak
454
Idioms
have one's head in the sand like an ostrich
v.
devekuşu gibi başını kuma sokmak
455
Idioms
not have a care in the world
v.
dünya yansa umrunda olmamak
456
Idioms
have somebody in your sights
v.
göz koymak
457
Idioms
have ants in one's pants
v.
huzursuz veya sabırsız olmak
458
Idioms
not have a hope in hell
v.
hiç umudu olmamak
459
Idioms
have one's head in the clouds
v.
hayal aleminde yaşamak
460
Idioms
have several irons in the fire
v.
elde birden fazla seçenek bulundurmak
461
Idioms
have it made in the shade
v.
hayatı kurtulmak
462
Idioms
have somebody in your sights
v.
görüş mesafesine almak veya hedeflenmek
463
Idioms
not have a cat in hell's chance
v.
hiçbir şansı kalmamak
464
Idioms
have one foot in the grave
v.
gözü toprağa bakmak
465
Idioms
have one foot in the grave
v.
gidici olmak
466
Idioms
have a bun in the oven
v.
hamile kalmak
467
Idioms
don't have a pot to piss in
v.
fakirlik fukaralık içinde kıvranmak
468
Idioms
have one's ducks in a row
v.
hazırlıklarını tamamlamak
469
Idioms
have a bun in the oven
v.
hamile olmak
470
Idioms
have something in one's sights
v.
gözüne kestirmek
471
Idioms
have a lie-in
v.
geç saatlere kadar yatakta çıkmamak
472
Idioms
have stars in one's eyes
v.
gözü yükseklerde olmak
473
Idioms
have a finger in every pie
v.
her köfteye maydanoz olmak
474
Idioms
have a hand in
v.
emeği geçmek
475
Idioms
have ants in the pants
v.
götünde kurt olmak
476
Idioms
have somebody rolling in the aisles
v.
gülmekten yerlere yatırmak
477
Idioms
have got it made in the shade
v.
hayatı kurtulmak
478
Idioms
not have a cat in hell's chance
v.
hiç şansı olmamak
479
Idioms
have them rolling in the aisles
v.
gülmekten yerlere yatırmak
480
Idioms
have a death adder in one's pocket
v.
günahını vermemek
481
Idioms
have in hand
v.
el koymak
482
Idioms
have it in one
v.
gerekli cesareti olmak
483
Idioms
have one's name inscribed in the book of life
v.
hakk'ın rahmetine kavuşmak
484
Idioms
have ants in one's pants
v.
huzursuz halde olmak
485
Idioms
not have a cat in hell's chance
v.
hiç umudu olmamak
486
Idioms
not have a hope in hell
v.
hiç şansı olmamak
487
Idioms
have a lie-in
v.
geç saatlere kadar yatakta oyalanmak
488
Idioms
have as much chance as a one-legged man in a butt kicking contest
v.
hiç şansı olmamak
489
Idioms
have marbles in one's mouth
v.
havalı havalı konuşmak
490
Idioms
have a finger in every pie
v.
her tarakta bezi olmak
491
Idioms
have ants in the pants
v.
endişeden kıvranmak
492
Idioms
have a plum in one's mouth
v.
havalı havalı konuşmak
493
Idioms
have bats in one's belfry
v.
garip davranmak
494
Idioms
not have a snowball's chance in hell of winning
v.
hiç kazanma şansı olmamak
495
Idioms
have one foot in the grave
v.
elden ayaktan düşmek
496
Idioms
don't have a pot to piss in
v.
fakirlikten kırılmak
497
Idioms
not have a cat in hell's chance
v.
hiçbir şansı olmamak
498
Idioms
have in hand
v.
ele almak
499
Idioms
have a finger in every pie
v.
her işe bulaşmak
500
Idioms
not have a snowball's chance in hell
v.
hiç şansı olmamak
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of have in
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy