have words - Turkish English Dictionary
History

have words

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "have words" in Turkish English Dictionary : 9 result(s)

English Turkish
General
have words v. atışmak
have words v. kavga etmek
have words v. fırça atmak
have words v. fırça çekmek
have words v. paylamak
have words v. azarlamak
Idioms
have words v. ağız dalaşı yapmak
have words v. atışmak
have words v. tartışmak

Meanings of "have words" with other terms in English Turkish Dictionary : 49 result(s)

English Turkish
General
have words with somebody v. tartışmak
Phrasals
have words (with somebody) (about something) [uk] v. (birine bir şey hakkında) iki çift laf etmek
have words (with somebody) (about something) [uk] v. (birine bir şey hakkında) laf etmek
have words (with somebody) (about something) [uk] v. (biriyle bir şey hakkında) tartışmak
have words (with somebody) (about something) [uk] v. (biriyle bir şey hakkında) laf dalaşı yapmak
Idioms
have the words for v. adına konuşmak
have the words for v. temsil etmek
have a way with words v. ağzı iyi laf yapmak
have one's words stick in one's throat v. boğazında düğümlenmek
have one's words stick in one's throat v. boğazı düğümlenmek
have words with someone v. biriyle tartışmak
have one's words stick in one's throat v. nutku tutulmak
have one's words stick in one's throat v. kelimeler boğazında düğümlenmek
have a way with words v. kelimelerle arası iyi olmak
have to eat one's words v. tükürdüğünü yalamak
have someone's words stick in one's craw v. (sözleri) rahatsız etmek/keyfini kaçırmak
have no words for v. diyecek lafı/sözü olmamak
have no words for v. hakkında bir şey diyememek
have no words for (someone or something) v. (birine/bir şeye) diyecek lafı/sözü olmamak
have no words for (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) ilgili bir şey diyememek
have no words for (someone or something) v. (biri/bir şey) hakkında diyecek lafı/sözü olmamak
have words with someone (over someone or something) v. biriyle (biri/bir şey üzerine) tartışmak
have words with someone (over someone or something) v. biriyle (biri/bir şey üzerine) atışmak
have words stick in throat v. boğazı düğümlenmek
have words stick in throat v. nutku tutulmak
have words stick in throat v. boğazında düğümlenmek
have words with v. ile tartışmak
have words with v. ile atışmak
have words with v. birine fırça atmak
have words with v. birine fırça çekmek
have words with v. birini paylamak
have words with v. birini azarlamak
have words with v. biriyle kavga etmek
have/exchange words v. iki çift laf etmek
have/exchange words v. laf etmek
have/exchange words v. tartışmak
have/exchange words v. laf dalaşı yapmak
have/exchange words v. ağız dalaşı yapmak
have/exchange words (with somebody) (about something) [uk] v. (biriyle bir şey hakkında) tartışmak/atışmak
have/exchange words (with somebody) (about something) [uk] v. (biriyle bir şey hakkında) laf dalaşı yapmak
have/exchange words (with somebody) (about something) [uk] v. (biriyle bir şey hakkında) ağız dalaşı yapmak
have/exchange words (with somebody) (about something) [uk] v. (birine bir şey hakkında) iki çift laf etmek
eskimos have (some amount of) words for snow expr. eskimoların birçok kar deme yöntemi vardır
eskimos have (some amount of) words for snow expr. eskimolar karı bir çok farlı şekilde ifade ederler
eskimos have (some amount of) words for snow expr. eskimolar için/eskimo dilinde kar büyük yer tutar
eskimo have (some amount of) words for snow expr. eskimoların birçok kar deme yöntemi vardır
eskimo have (some amount of) words for snow expr. eskimolar karı bir çok farlı şekilde ifade ederler
eskimo have (some amount of) words for snow expr. eskimolar için/eskimo dilinde kar büyük yer tutar
Speaking
can we have a few words in the hallway? expr. koridorda biraz konuşabilir miyiz?