hazır… - Turkish English Dictionary
History

hazır…



Meanings of "hazır…" in English Turkish Dictionary : 1 result(s)

Turkish English
General
hazır… seeing that conj.

Meanings of "hazır…" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

Turkish English
Common Usage
hazır olma readiness n.
hazır bulunma readiness n.
hazır oluş readiness n.
hazır bulunmak attend v.
elde hazır bulunan available adj.
hazır ready adj.
hazır prepared adj.
hazır bulunmayan absent adj.
General
pizza gibi hazır yiyecekler fast food n.
her yerde hazır olma ubiquitousness n.
hazır para ready money n.
hazır yemek fast food n.
spor yapmaya hazır olma fitness n.
hazır bulunmama nonappearance n.
hazır ilaçlar patent medicines n.
hazır olma availableness n.
konuşma ve hazır cümle kitapları conversation and phrase books n.
hazır bulunma attendance n.
hazır hand n.
hazır cut n.
yardım etmeye hazır olma obligingness n.
hazır bulunma availability n.
hazır bilgi işlemi literal operand n.
gerektiğinde savaşa hazır bulunma preparedness n.
hazır kart prepaid card n.
hazır kahve instant coffee n.
hazır fonksiyon built in function n.
ileride kullanılmak üzere hazır olan miktar supply n.
hazır para ready n.
dişi hayvanlardaki cinsel arzu artışı ya da gebeliğe hazır olma dönemleri estrum n.
gebeliğe hazır olduğu dönemlerdeki dişinin üreme organındaki fizyolojik değişiklikler estrum n.
hazır ilaç patent medicine n.
işe hazır in commission n.
hazır bilgi literal n.
hazır para bankroll n.
hizmete hazır olma attentiveness n.
hazır yemek ve salata dükkanı delicatessen n.
her an savaşa hazır gönüllü asker minuteman n.
hazır olma forwardness n.
hazır ilaç preparation n.
hazır bulunma attending n.
işletime hazır hale getirilmiş teşkilat operationally mobilized organization n.
yıkanmaya hazır çamaşırlar laundry n.
hazır content n.
hazır bulunma preparedness n.
hazır olma preparedness n.
baskıya hazır nüsha camera ready copy n.
hazır yemek convenience foods n.
hazır yemek üreticileri ve üretimi caterers and catering n.
hazır kalıp panel form n.
hazır yemek sektörü catering industry n.
hazır yemek sektörü catering sector n.
kavgaya hazır olma a chip on one's shoulder n.
hazır mektup form letter n.
hazır yiyecek satan lokanta fast-food restaurant n.
hazır giyim sektörü ready-made clothing sector n.
hazır stand-by n.
hazır giyim eşyası ready-to-wear n.
hazır şapka boater n.
hazır bulunmayış default n.
iş yapmaya hazır hale gelme getting ready to do business n.
hazır bulunma presence n.
hazır kalıp mould n.
hazır boya prepared paint n.
bebeği hazır mamayla besleme formula feeding n.
hazır yatak ready-bed n.
hazır alım off-the-shelf procurement n.
hazır olma durumu state of readiness n.
takmaya hazır gözlükler ready-to-wear spectacles n.
hazır yemek ve salata dükkanı (deli) delicatessen n.
hazır yiyecek satan dükkanda görevli deli assistant n.
yerleşime hazır immediate occupancy n.
taşınılmaya hazır immediate occupancy n.
komple hazır mutfak system-kitchen n.
hazır yemek convenience food n.
hazır yemek delicatessen n.
hazır yemek ve salata dükkanı deli n.
hazır yemek deli n.
hazır kalıp mold n.
hazır bulunmama non-appearance n.
okula hazır bulunuşluk school readiness n.
hazır ol sinyali preparative n.
hazır hale getiren preparer n.
tv karşısı hazır yemek tv dinner n.
hazır metin ready text n.
kedilerin tırmalamak için kullandıkları hazır olarak da satılan sütun scratching post n.
hazır içecek instant drink n.
hazır içecek ready to drink n.
teknolojik olarak hazır olma technological readiness n.
hazır bulunmayan kişi absentee n.
yardım etmeye hazır olma accommodation n.
yayıma hazır hale getirme redaction n.
çalışmaya hazır yedek grup relay n.
atları hazır at arabası turnout n.
atları hazır at arabası equipage n.
atları hazır at arabası turn-out n.
belirli bir işletmede kullanılan veya kullanıma hazır olan ekipman armamentarium n.
hazır bulunan kimse attender n.
hazır ve nazır olma ubiquitariness n.
hazır olmama unripeness n.
hazır kıta olma effectivity n.
mücadeleye hazır olma effectivity n.
kullanıma hazır olma effectivity n.
hazır olmama unavailableness n.
cevap vermeye hazır olma responsiveness n.
baskıya hazır nüsha hard copy n.
bal içeren hazır tıbbi ilaçlara verilen ad mellite n.
granülasyon işlemine tabi tutulmaya hazır yoğun kütle formundaki barut malzemeleri millcake n.
(bir şeyin kullanıma hazır halde olduğunu ilan eden) açılış seremonisi christening n.
hazır etme comparation n.
zorlu yollar için hazır bulundurulan ekstra at cockhorse n.
hazır para dollar n.
toplanmaya hazır süprüntü dust [uk] n.
gösterime hazır eğlence programı package n.
gösterime hazır eğlence programı serisi package n.
hazır bilgisayar programı package n.
hazır bilgisayar programı ile bağlantılı yazılım koleksiyonu package n.
satışa hazır ürün package n.
göreve hazır yedek satış görevlisi contingent n.
hazır bulunmayış fault [obsolete] n.
kendinden daha zengin veya makamca yüksek kimselere yaltaklanmaya hazır olma durumu flunlyism n.
hızla harekete geçmeye hazır olan küçük destek grubu flying squad n.
hızla harekete geçmeye hazır olan küçük destek grubu flying squadron n.
hazır cümle kitabı phraseology [obsolete] n.
tüm üyelerin hazır bulunması plenariness n.
tüm üyelerin hazır bulunduğu oturum plenary n.
hazır dilimli şey precut n.
hazır karışım premixture n.
hazır olma preparation n.
(askeriyede, deniz sinyalinde) hazır ol işareti preparative n.
(askeriyede, deniz sinyalinde) hazır ol işareti preparatory n.
ateşlemeye hazır silah pozisyonu present n.
hazır olma shipshape n.
amerika sabırından elde edilen hazır bir lif çeşidi sisal grass n.
patlamaya hazır bomba gibi durum pressure cooker n.
yardıma hazır olma prevenancy [obsolete] n.
feda etmeye hazır olunan şey price n.
ucuz hazır giyim slop n.
hazır giyim mağazası slop shop n.
hazır giyim mağazası slopshop n.
hazır giyim bayisi slopseller n.
hazır giyim satıcısı slopseller n.
hazır giyim bayisi slop-seller n.
hazır giyim satıcısı slop-seller n.
hazır giyim mağazası slopseller's shop n.
hazır giyim slopwork n.
hazır cevap snip-snap n.
hazır video stock video n.
vassalın kral veya lorduna borçlu olduğu (davette, sarayda) hazır bulunma yükümlülüğü suit n.
hazır ol attention n.
hazır olmak get ready for v.
hazır duruma getirmek cock v.
hazır olmak prepare oneself v.
hazır olmak be present v.
hazır bulunmak be present v.
hazır bulunmak report v.
(mahkemede) hazır bulunmak appear v.
her arzusunu yerine getirmeye hazır olmak beck and call v.
elinden geleni yapmaya hazır olmak be on one's mettle v.
hazır bulundurmak keep available v.
hazır hale getirmek make ready v.
iş yapmaya hazır hale gelmek get ready to do business v.
içmeye hazır olmak (çay/kahve) brew v.
hazır etmek prepare v.
hazır beklemek stand by v.
hazır olmak await v.
hazır bulunmak present oneself v.
eşyaları taşınmaya hazır bir duruma getirmek pack v.
hazır olmak be set v.
hazır hale getirmek make prepared v.
hazır bulunmak stand by v.
hazır olmak be present at v.
hazır bulunmak assist v.
hazır hale gelmek get ready v.
hazır bulunmak attend v.
hazır etmek make ready v.
yardıma hazır olmak stand by v.
hazır olmak stand by v.
(bir şeye başlamaya) hazır olmak be pumped (up) v.
hazır görünmek look ready v.
hazır görünmek appear ready v.
(orada) hazır bulunmak be there v.
hazır hissetmek feel ready v.
hazır bulunmak stand ready v.
hazır görünmek seem ready v.
kullanıma hazır hale getirmek operationalize v.
kullanıma hazır hale getirmek operationalise v.
işbirliğine hazır olmak be ready for cooperation v.
kavgaya hazır olmak have a chip on one's shoulder v.
hazır olmak brew v.
hazır bulundurmak keep something available v.
hazır bulundurmak keep ready v.
hazır bulundurmak make available v.
-e hazır olmak be poised for v.
-e hazır olmak be in shape v.
-e hazır olmak be in shape for v.
bir kimsenin bir şey için hazır veya uygun olmasını sağlamak fit for v.
emrine hazır bulundurmak put at the disposal of v.
(at yarışında) starta hazır olmak come under starter's orders v.
çıkışa hazır olmak come under starter's orders v.
emre hazır bulundurmak hold at the disposal v.
emrine hazır bulundurmak place at someone's disposition v.
emrine hazır bulundurmak make something available for v.
evde hazır bulunmak be at home v.
hazır kılmak make ready v.
mahkemede hazır bulunmak appear v.
hazır olmak be ready v.
emre hazır bulundurmak place at the disposal v.
hazır olmak be in the mood v.
emre hazır olmak remain at the disposal v.
emre hazır bulunmak remain at the disposal v.
fırtınaya hazır olmak be ready for the storm v.
kullanıma hazır olmak be ready for use v.
değişime hazır olmak be ready for change v.
kafa olarak hazır olmak be mentally ready v.
kafa olarak hazır durumda olmak be mentally ready v.
paketin çıkarıp kullanıma hazır hale getirmek unlimber v.
hazır bulundurmak muster v.
savaşa hazır hale getirmek activate v.
kendini hazır etmek accinge v.
yayıma hazır hale getirmek redact v.
hazır olduğunu ifade etmek express one's readiness v.
hazır olmak tend [obsolete] v.
baskı için hazır hale getirmek make ready v.
(yetkili kişiye) geldiğini ve hizmete hazır olduğunu bildirmek report one's self v.
hazır hale gelmek shape one's self v.
kaynakları hazır etmek equip v.
(bir sıkıntıya) hazır olmak man v.
hazır bulunmak man v.
hazır olmak materialize v.
hazır olmak materialise v.
hazır etmek bown [scotland] v.
hazır hale getirmek bowne v.
eyleme hazır hale getirmek break out v.
hazır etmek busk [dialect] [uk] v.
kullanıma hazır hale gelmek ripen v.
eyleme hazır hale gelmek ripen v.
hazır yiyecek satın almak buy food v.
hazır etmemek disprepare v.
kullanıma hazır hale getirmek dite [obsolete] v.
embriyonik farklılaşma ve gelişmeye hazır hale getirmek organize v.
embriyonik farklılaşma ve gelişmeye hazır hale getirmek organise v.
(baskı harfini) hazır tutmak phat v.
hazır hale getirmek prep v.
(aracı) test sürüşüne hazır hale getirmek prep v.
mental olarak hazır hale getirmek prepare v.
hazır olunca kullanılmak üzere beklemek ship v.
(gemi) hazır olunca kullanılmak üzere pozisyon almak ship v.
(ipi) taramaya hazır hale getirmek sleid v.
(saçı) boyaya hazır hale getirmek soften v.
kullanıma hazır olmak stick about v.
hazır hale getirmek summon (up) v.
hazır ve nazır ubiquitous adj.
hazır değil unready adj.
kendini savunmaya hazır en garde adj.
kabul etmeye hazır acceptive adj.
yardım etmeye hazır complaisant adj.
en hazır yarest adj.
hazır forthcoming adj.
hazır on one's mettle adj.
yardıma hazır cooperative adj.
harekete hazır poised adj.
hazır ready adj.
hazır cut and dried adj.
hazır disposed adj.
yardıma hazır complaisant adj.
hazır operational adj.
dünden hazır only too pleased adj.
hazır at point adj.
satışa hazır duruma getirilmiş ready for sale adj.
hazır on tap adj.
hazır willing adj.
her yerde ve her zaman hazır omnipresent adj.
hazır in store adj.
kullanıma hazır ready adj.
ateş püskürmeye hazır up in arms adj.
ameliyata hazır (apse) ripe adj.
hazır at hand adj.
hazır up adj.
kavgaya hazır on the war path adj.
patlamaya hazır explosive adj.
hazır game adj.
herşeye hazır as fit as a fiddle adj.
hazır agreeable adj.
hazır on adj.
hazır prepared adj.
hazır near at hand adj.
konuşmaya hazır conversational adj.
patlamaya hazır (durum) volatile adj.
emre hazır at one's order adj.
bütün üyelerin hazır bulunduğu plenary adj.
kullanıma hazır operational adj.
hazır forward adj.
yardım etmeye hazır obliging adj.
hazır fit adj.
hazır poised adj.
hazır handy adj.
her zaman kullanıma hazır eveready adj.
elinden gelen çabayı göstermeye hazır on one's mettle adj.
hazır set adj.
her ihtimale karşı hazır equal to the occasion adj.
hazır to the fore adj.
hazır ripe adj.
spor yapmaya hazır fit adj.
bütün üyelerin hazır bulunduğu (toplantı/kurul) plenary adj.
hazır mounted adj.
rüşvet almaya hazır corruptible adj.
hazır finished adj.
daha hazır yarer adj.
hazır present adj.
hazır go adj.
hazır ready made adj.
hazır off the peg adj.
hazır on hand adj.
hazır immediate adj.
hazır quick adj.
hazır (cevap) snappy adj.
dünden hazır only too glad adj.
hazır open adj.
hazır readymade adj.
dünden hazır gung ho adj.
satışa hazır ready for sale adj.
kalkışa hazır flyaway adj.
yardıma hazır friendly adj.
(hazır) bulunmayan absent adj.
hazır bulunan attendant adj.
hazır prompt adj.
şevke hazır ready to start adj.
hazır durumda on stand by adj.
kullanıma hazır ready for use adj.
yardıma hazır obliging adj.
anlaşmaya hazır agreeable to adj.
rüşvet almaya hazır praetorian adj.
rüşvet almaya hazır pretorian adj.
yardıma hazır easy-going adj.
tetiklemeye hazır half-cock adj.
hazır cut-and-dried adj.
ütü istemeyen (hazır giysi) wash-and-wear adj.
kullanıma hazır off-the-rack adj.
kullanıma hazır off-the-shelf adj.
kullanıma hazır ready-to-wear adj.
hazır giyim (ürünler) off-the-rack adj.
hazır giyim (ürünler) off-the-shelf adj.
hazır reach-me-down adj.
üretime hazır off-the-shelf adj.
kullanıma hazır ready-to-use adj.
hazır edilmiş kayak pistleri dışında off-piste adj.
giymeye hazır ready-to-wear adj.
hazır (giyim eşyası) ready-to-wear adj.
yardıma hazır well-disposed adj.
anlaşmaya hazır agreeable adj.
kavgaya hazır belligerent adj.
hazır available adj.
hazır off-the-shelf adj.
hazır prepacked adj.
(giysi) hazır ready-made adj.
hazır bulunmayan absentee adj.
hazır opportune adj.
emre hazır disposable adj.
servise hazır ready to serve adj.
hazır bekleyen standing adj.
işbirliğine hazır ready for cooperation adj.
işbirliğine hazır willing to cooperate adj.
atışa/ateşlenmeye hazır armed adj.
kışkırtılmaya hazır readily provoked adj.
(bir şey yapmaya) hazır warmed up adj.
kafa olarak hazır mentally ready adj.
söylemeye hazır communicative adj.
kızartılmaya hazır ready for frying adj.
içime hazır ready-to-drink adj.
harekete hazır ready for action adj.
uyumaya hazır ready to sleep adj.
rıza göstermeye hazır amenable adj.
anlaşmaya hazır amenable adj.
hazır bulunan present adj.
baskıya hazır camera-ready adj.
fotoğraflanmaya hazır (yazı/çizim vs.) camera-ready adj.
hazır affectionate [obsolete] adj.
hazır affectionated [obsolete] adj.
tıraş olmaya hazır razorable adj.
hazır ve nazır in readiness adj.
kullanıma hazır ready adj.
servise hazır ready-to-serve adj.
kavga çıkarmaya hazır trigger-happy adj.
savaş çıkarmaya hazır trigger-happy adj.
hep birlikte hazır all ready adj.
teslim olmaya hazır yielding adj.
özür dilemeye hazır apologetic adj.
özür dilemeye hazır apologetical adj.
yardıma hazır in attendance adj.
hazır ve nazır ubiquarian [rare] adj.
hazır ve nazır ubiquitary [obsolete] adj.
hazır olmayan unready adj.
hazır değil unripe adj.
harekete hazır unabashed adj.
anlaşmaya hazır olmayan unamenable adj.
rıza göstermeye hazır olmayan unamenable adj.
gömülmeye hazır olmayan unburiable adj.
hazır olmayan un-made-up adj.
hazır olmayan unmade-up adj.
hazır olmayan unpurveyed adj.
hazır made-up adj.
yardım etmeye hazır unwilful adj.
savaşa hazır battailant adj.
savaşa hazır battleful adj.
cevap vermeye hazır responsive adj.
hazır boun adj.
kavgaya hazır hostile adj.
hazır girt adj.
hazır rife [dialect] adj.
uygulanmaya hazır olan ripe adj.
tamamen kullanıma hazır fully operational adj.
hazır graith adj.
sürüşe hazır (taşıt) on the road adj.
bağış almaya hazır openhanded [obsolete] adj.
fazlasıyla hazır overdue adj.
fazla hazır overready adj.
(arazi) tarımsal faaliyete hazır improved adj.
kullanıma hazır available for use adj.
hazır disposited [obsolete] adj.
hazır ve nazır in order adj.
faaliyete hazır good adj.
birlikte kulüp kurmaya hazır clubbish [obsolete] adj.
mali sorumluluk almaya hazır veya istekli olmayan irresponsible adj.
harekete hazır popping adj.
hazır yiyeceklere yönelik fast-food adj.
hazır olmayan inhabile [obsolete] adj.
öğrenmeye hazır docile [rare] adj.
savaşa hazır olan fighting adj.
hazır olmayan flatfooted adj.
hazır foreright adj.
hazır olan primed (to/for) adj.
hazır durumda primed (to/for) adj.
hazır dilimli precut adj.
hazır pregnant [obsolete] adj.
hazır premix adj.
hazır durumda olan prepared adj.
yemeye hazır prepared adj.
hazır presentaneous [obsolete] adj.
ihtiyaç anında kullanıma hazır shadow adj.
dişlerini geçirmeye hazır sharp-toothed adj.
hazır forwardly adj.
hazır prest [obsolete] adj.
rüşvet almaya hazır pretorial adj.
rüşvet almaya hazır praetorial adj.
hazır off the stocks adj.
hazır provided [obsolete] adj.
hazır statarian adj.
hazır stiddy [dialect] adj.
hazır subject adj.
düşmeye hazır succiduous adj.
hazır (yiyecek, içecek) instant adj.
hazır set adj.
her yerde hazır bulunan bir şekilde immanently adv.
kullanılmaya hazır at the ready adv.
hazır olarak availably adv.
hazır on one's toes adv.
göreve hazır on call adv.
hazır bir biçimde ripely adv.
emre hazır on call adv.
kullanıma hazır on call adv.
hazır up for adv.
hazır on call adv.
emrine hazır under someone adv.
hazır bir şekilde yarely adv.
hazır ve nazır şekilde ubiquitously adv.
hazır ve nazır in the saddle adv.
yardıma hazır şekilde obligingly adv.
(ateş etmeye veya fotoğraf çekmeye) hazır durumda acock adv.
ateşe hazır at full cock adv.
hazır durumda at the ready adv.
atışa hazır at the ready adv.
yardıma hazır at one's elbow adv.
hazır biçimde affectionately [obsolete] adv.
teslim olmaya hazır bir biçimde yieldingly adv.
hazır in one's way [brit] adv.
hazır bir şekilde yare [obsolete] adv.
hazır bir şekilde graithly adv.
hazır performansla off adv.
hazır hale getirerek preparative adv.
hazır hale getirerek preparatively adv.
hazır ve planlı bir şekilde shipshape adv.
kullanıma hazır bir şekilde standby adv.
hazır olarak standby adv.
hazır bulunmadığı için in default of prep.
hazır in the mood for prep.
-e hazır in the mood for prep.
hazır up to prep.
hazır as long as conj.
hazır since conj.
hazır while conj.
hazır now that conj.
hazır ol attention! interj.
hazır ol shun! interj.
hazır bulunmadığı için for fault of [obsolete] expr.
hazır bulunmadığı için for the fault of [obsolete] expr.
hazır ol order expr.
Phrasals
giyilmeye hazır hale getirmek do up v.
bir işi başarıyla sonuçlandırmak/hazır etmek button up v.
hazır pozisyondan rahat pozisyona geçmek stand down v.