Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | içine tıkmak | tuck in v. |
Phrasals | ||
Phrasals | içine tıkmak | stick in v. |
Phrasals | içine tıkmak | stuff in v. |
Phrasals | içine tıkmak | compress into v. |
Turkish | English | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Phrasals | (bir şeyi başka bir şeyin) içine tıkmak | compress (something) into (something) v. |
Phrasals | içine tıkmak/bastırmak | squash down v. |
Phrasals | bir şeyin içine tıkmak | thrust down v. |
Phrasals | (bir şeyin) içine tıkmak | stick into (something) v. |
Phrasals | (birini/bir şeyi bir şeyin) içine tıkmak | stuff into (something) v. |
Phrasals | (birini bir şeyin) içine tıkmak | stuff into (something) v. |
Phrasals | (bir şeyin) içine (bir şey) tıkmak | stuff into (something) v. |
Phrasals | birini/bir şeyi birinin/bir şeyin içine tıkmak | stuff someone or something into someone or something v. |
Phrasals | birini/bir şeyi birinin/bir şeyin içine tıkmak | stuff someone or something in v. |
Phrasals | (bir şeyi bir şeyin) içine tıkmak | lodge (something) in (something) v. |
Phrasals | (bir şeyi bir şeyin) içine tıkmak | lodge (something) into (something) v. |
Phrasals | (bir şeyi) dolu göstermek için içine bir şeyler tıkmak | pad (something) out v. |